• Sonuç bulunamadı

Dünya Turizm Örgütü (DTÖ) destinasyonun temel bileşenlerinin; çekicilikler, kamu ve özel sektör tesisleri, ulaşılabilirlik, imaj ve nitelik, insan kaynakları ve fiyat olduğunu belirtmektedir (DTÖ, 2007: 1). Burkart ve Medlik ( 1992: 46) destinasyon bileşenlerini çekicilikler, ulaşılabilirlik ve olanaklar olarak üç grupta toplamaktadırlar. Benzer bir sınıflandırma da Buhalis tarafından yapılmıştır. Buhalis (2000: 98), çekicilikler, ulaşılabilirlik, olanaklar, uygun paketler, etkinlikler ve diğer hizmetler olmak üzere altı temel bileşen tanımlamaktadır. Her destinasyon, bu bileşenlerin

48 kendine özgü farklı kombinasyonlarına sahiptir ve bu kombinasyon o destinasyonu tanımlamak için kullanılmaktadır.

Çekicilikler- doğal ve yapay çekicilikler, tarihi ve kültürel miras çekiciliği, özel etkinlik çekiciliği,

Ulaşılabilirlik- tüm güzergâhları, ulaşım araçlarını ve terminalleri kapsayan ulaşım sistemi ve fiyat, zaman, emniyet ve güvenlik bakımından uygunluk,

Olanaklar- Konaklama ve yiyecek içecek tesisleri, diğer turistik hizmetler,

Uygun paketler- aracılar ve aracılara göre hazırlanmış turistik ürün,

Etkinlikler- turistin ziyareti sırasında yapmak istediği her şey ve destinasyondaki tüm etkinlikler,

Diğer hizmetler- bankalar, iletişim hizmetleri, gazete bayileri, hastaneler gibi turistler tarafından kullanılan diğer hizmetlerdir.

Ritchie ve Crouch ise (2003: 111) destinasyon bileşenlerini yediye ayırmıştır. Bunlar; (1) doğal çevresini oluşturan fiziksel (doğal) çevre ve iklim, (2) el sanatları, dil, gelenekler ve gastronomi gibi kültürü ve geçmişi, (3) dinlenme, eğitim, eğlence gibi turistik faaliyetler, (4) olimpiyatlar, dünya kupası, dünya fuarları, festivaller, kongreler gibi özel etkinlikler, (5) konaklama, yiyecek içecek, kültür ve eğlence, ulaşım vb. amaçlı turistik üst yapı, (6) konjonktürel pazar eğilimleri, (7) kültürel kutlamalar, iş ve ticari fuarlar, spor karşılaşmaları, eğitim ve bilim amaçlı kongreler, özel etkinlikler vb. eğlence olanaklarıdır.

Turizm destinasyonlarının önemli bir bileşeni olan çekicilikler de literatürde farklı olarak sınıflandırılmaktadır. Gunn (1979: 55), çekicilikleri tur yaratan çekicilikler ve kalış süresi yaratan çekicilikler olarak ikiye ayırmıştır. Gunn, tur çekiciliği yaratan çekiciliklere örnek olarak; yol güzergâhı üzerindeki manzaralı alanlar, önemli doğa alanları, kamp alanları, suya bağımlı turu alanları (deniz, göl, nehir) , arkadaş ya da akraba evleri, özgün binalar, dini ve kültürel yerler, yiyecek içecek ve eğlence yerleri, tarihi yapılar ve alanlar, etnik alanlar, kültür ve el sanatları alanlarını göstermiştir. Kalış süresi yaratan çekicilikler ise; resortlar, kamp alanları, av ve su spor alanları, organize kamp alanları, festival ve diğer olaylar, tatil konutları kompleksleri, kongre ve toplantı alanları, kumar merkezleri, spor salonları ve kompleksleri, ticaret merkezleri, bilim ve teknoloji merkezleri ve temalı parkları örnek göstermiştir.

Olalı (1990: 140), çekicilik kavramını yer ve olay çekiciliği olarak ikiye ayırmıştır. Yer çekiciliği, bir destinasyonda bulunan doğal güzellikler, manzara, iklim

49 gibi o bölgenin mekânsal özelliklerinden oluşmaktadır. Olay çekiciliği ise, destinasyonda düzenlenen festivaller, olimpiyatlar gibi etkinliklerden oluşmaktadır. Örneğin çok güçlü bir olay çekiciliği olan olimpiyat ve futbol dünya kupası organizasyonlarının kendi destinasyonlarında düzenlenmesi için birçok şehir ve ülke kıyasıya mücadele etmektedir.

Bir diğer çalışmada, Baloğlu ve Uysal (1996: 1), turistleri harekete geçiren faktörlerin itici ve çekici faktörler olarak ikiye ayrıldığını ve çekici faktörlerin destinasyonun çekicilikler olduğunu belirtmişlerdir.

Olalı ve Timur (1988: 168), bir destinasyonun çekim gücü unsurlarını, doğal faktörler, kültürel faktörler, ekonomik faktörler, ulaştırma faktörleri, politik faktörler ve dini faktörler olarak tanımlamışlardır. Bu faktörler aşağıda açıklanmıştır.

a) Turizm sektörünün birincil hammaddesi sayılan doğal faktörler; arazinin şekli ve özellikler, sahiller ve plajlar, dağlar, doğal harikalar, iklim, biyolojik çeşitlilik gibi faktörlerden oluşmaktadır. Turistlerin destinasyon seçiminde iklim önemli bir faktördür. 3S (Sea-Sand-Sun) olarak bilinen deniz kum ve güneş üçlüsü Dünya turizminin büyük bir bölümünü oluşturmaktadır. Destinasyonun yıllık güneşli gün sayısı, sıcaklık ve nem derecesi, denizlerinin ve plajlarının temizliği, görsel imajı, sayısı, diğer karakteristik özellikleri yaz turizmi için önemli faktörlerdir. Aynı şekilde kış turizmi için de yıllık kar yağış miktarı ve süresi, kayak pistlerinin uzunluğu, kar kalınlığı, ısı derecesi, rüzgârların yönü, hızı, devamlılığı gibi faktörler ön plana çıkmaktadır.

Ancak doğal çevre, kendine özgü bir özgünlük ya da imaj oluşturmuyorsa, turistik ilgiyi çekmekte yetersiz kalabilir. Doğal çevrenin güzelliği, ortam ile uyum sağlıyor ve bütünleşiyorsa çekicilik kazanabilmektedir (Usta, 2008b: 112). Tezak ve diğerleri (2009: 207) tarafından Hırvatistan’da yapılan bir araştırma sonuçlarına göre turistlerin bölgeyi seçim faktörleri sıralamasında % 89 ile deniz ve güneş ilk sırada, doğal güzellikler ise % 45 ile ikinci sıradadır.

b) Kültürel faktörler, destinasyon için bir diğer önemli çekim gücü faktörüdür. Kültürel faktörler; arkeolojik yerler, höyükler, harabeler, tarihi yerleşim yerleri ve binalar, dini ve bilimsel önemi olan yapılar, mimari özellikleri olan bina ve yapılar, anıtlar, müze ve ören yerleri, tiyatrolar, festivaller, şenlikler, gösteriler, türbeler ve benzerlerinden oluşmaktadır. Roma, Paris, İstanbul, Londra, Moskova gibi şehirler tarihi ve kültürel kaynaklar bakımından zengin olan destinasyonlardır ve her yıl milyonlarca turist tarafından ziyaret edilmektedirler. Örneğin Londra destinasyonu için tiyatrolar kültürel çekim gücü oluşturmaktadır.

50 c) Ekonomik faktörler; destinasyondaki turistik ürünlerin fiyatları, kaliteleri ve miktarları, fert başına düşen gelir miktarı, faiz oranları, kur değişim oranları, bölgedeki istihdam ve işsizlik oranları, akaryakıt ve enerji fiyatları gibi faktörlerden oluşmaktadır.

d) Ulaştırma faktörleri; kara, hava, deniz ve diğer su ulaşım olanaklarından oluşmaktadır. Turizmin statik unsuru konaklama iken dinamik unsuru ulaştırmadır. Diğer bir ifadeyle ulaşım olmayan bir yerin turistler için bir destinasyon olma özelliği bulunmayacaktır. Bir bölgeye ulaşım olanakları ne kadar iyi ve çeşitli ise o bölgenin destinasyon olma olasılığı da o kadar yüksek olacaktır. Dünya genelinde turizm amacıyla ziyaret edilen Roma, Paris, Prag, Londra, New York, İstanbul, Hong Kong gibi şehirlere bakıldığında ulaşım olanaklarının gelişmiş olduğu görülmektedir. Bir destinasyon için o destinasyona ulaşımla birlikte destinasyon içersindeki yerel ulaşım olanaklarının da gelişmiş olması gerekmektedir. Yerel ulaşım olanaklarının yetersiz olduğu bir destinasyonun gelişme şansı azalmaktadır.

e) Politik faktörler; o destinasyonun olduğu ülke ve bölgedeki politik istikrar, terör, savaş gibi durumlar ve güvenlik durumu, uluslararası turizm faaliyetine katılan turistlerin yaşadığı ülke ile destinasyon ülke arasındaki politik ilişkiler, destinasyondaki sağlık koşulları, her iki bölgenin politik rejimi gibi faktörlerdir.

f) Dini faktörler; inanç turizmi kapsamında, dini olarak kutsal sayılan yerlerden oluşmaktadır. İnanç turizmine katılan insanların bağlı oldukları dinleri tarafından kutsal sayılan yerler, o dine mensup potansiyel turistler için bir çekim gücü oluşturmaktadır. Bu yerleri ziyaret etmek, dinsel toplantı ve törenlere katılmak, hac gibi dini görevlerini yerine getirmek, kutsal ve ünlü mabetleri görmek amacıyla günümüzde seyahat eden ve turizm faaliyetlerine katılan kişi sayısı önemli bir boyuta ulaşmıştır (Usta, 2008b: 13).

Yukarıdaki açıklamalar doğrultusunda; destinasyonun ziyaretçiler tarafından seçiminde çekim gücünün niteliği önemli rol oynamaktadır. Yeterli çekiciliğe sahip olmayan bir bölgenin destinasyon olabilmesi mümkün değildir. Çünkü turistlerin destinasyondan beklentileri oldukça farkı olabilmektedir. Diğer bir ifadeyle, turistik çekiciliklerin niteliği arttığında daha fazla turiste hitap edecek ve bölgeye olan talep miktarında da artış meydana gelebilecektir.

Turizm destinasyonları açısından çekicilikler, sürdürülebilirlik ilkesine bağlı, öncelikli ve stratejik olarak yönetilmesi gereken destinasyon bileşenidir. Destinasyonların stratejik olarak yönetilmesinde, bileşenler arasında uyumun

51 sağlanması gerekmektedir. Örneğin, güzel bir manzaraya sahip bir kanyon, vadi ya da şelale gibi bir doğal kaynağın bulunması, bu kaynağı kullanılmasına yönelik ulaşım imkânları ve seyir teraslarının düzenlenmesini gerektirmektedir. Sonuç olarak stratejik destinasyon yönetimi ile destinasyon bileşenlerinin birbirlerini destekleyecek şekilde oluşturulması ile aralarında uyum sağlanabilecektir.