• Sonuç bulunamadı

1. DESCARTES’IN DÜŞÜNCE SİSTEMİNİN GENEL ÖZELLİKLERİ

1.2. Descartes’ın Düşünce Sisteminde Yöntem

İnsanın düşünme kuvvetinin, kendisine neyi konu alırsa alsın, hep aynı kalması nedeniyle temel bir yapısı olması gerektiğini ve dolayısıyla bilgide esas önemli olanın doğru yöntemin izlenmesi olduğunu öne süren Descartes, bilginin yöntem bakımından birliğini savunur.35 Çünkü ona göre, tüm bilgilere ulaşmayı sağlayan akıl, bütün

33 Rene Descartes, The Philosophical Writings of Descartes, Volume III, translated by John Cottingham, Robert Stoothoff, Dugald Murdoch, Cambridge University Press,1991, pp. 157-8.

34 Descartes, Felsefenin İlkeleri, a.g.e., s. 17.

35 Ahmet Cevizci, On Yedinci Yüzyıl Felsefesi Tarihi, a.g.e., s. 103.

19

insanlarda mevcuttur; gerçekten de sağduyu ya da akıl dünyada en iyi pay edilmiş şeydir.36 Farklı görüşler, bazı insanların diğerlerinden daha akıllı olmasından değil, fakat incelenen meselenin değişik yollardan ele alınmasından kaynaklanır.37

Benzer bir biçimde Felsefenin İlkeleri adlı eserinde Descartes, “gerektiği gibi kullanıldığı takdirde, doğru düşünmeye, yani iyi hüküm vermeye ve hatta en yüksek bilimleri elde etmeye gücü yetmeyen hiçbir ruh yoktur” demektedir.38 Dolayısıyla insanın sadece akla sahip olması yetmez, fakat onu doğru şekilde kullanması için uygun bir yöntem edinmesi gerekir. Ayrıca Descartes, Aklın İdaresi İçin Kurallar adlı eserinin ilk kuralını, zihni, karşısına çıkan her türlü şey üzerine, hakiki/doğru ve sağlam yargılar verecek şekilde yönlendirmek/idare etmek olarak belirler.39 Bu bağlamda, ilk ilkelerden türetilecek diğer tüm bilgiler üzerine, kesin ve doğru yargı verebilmek için basit ve uygulanması kolay kurallardan oluşan bir yöntemin izlemesi zorunludur:

Halbuki, hiç bir şey üzerine hakikati metotsuz aramaktansa hiç aramamak daha hayırlıdır: zira şüphesiz, böyle düzensiz araştırmalarla belirsiz düşünceler tabiat ışığını karartır, düşünceyi körletir ve böylece karanlıklar içinde yürümeye alışanların gözlerinin keskinliği o kadar azalır ki, sonunda güneş ışığına dayanamaz olurlar; tecrübe de bunu gösteriyor; çünkü vakitlerini asla kitaplarda bulunan ilmi öğrenmeye vermemiş olanların karşılaştıkları şeyler üzerinde, bütün ömürlerini okullarda geçirmiş olanlardan çok daha sağlam ve seçik bir hüküm sahibi oldukları çokça görülür.40

Söz konusu yöntem düşüncesi ekseninde Descartes, Metot Üzerine Konuşma’da, dört temel kural belirler. “Apaçıklık”, “Analiz”, “Sentez” ve “Sayma” adıyla

36 Rene Descartes, Aklını İyi Sevk etmek ve Bilimlerde Hakikati Araştırmak İçin Metot Üzerine Konuşma, çev. Atakan Altınörs, Paradigma, İstanbul, 2010, s. 3.

37 “Sağduyu dünyada en iyi pay edilmiş şeydir: zira her insan sağduyudan o kadar iyi pay almış olduğunu düşünür ki, başka her şeyden en zor memnun olanlarımızın bile kendilerinde bulunan sağduyudan daha fazlasını arzulaması, pek de alıştığımız bir durum değildir. Bu hususta herkesin yanılgı içinde bulunması, hakikate uzak düşer; bu, daha ziyade, özel olarak sağduyu ya da akıl diye adlandırılan iyi hüküm verme ve doğruyu yanlıştan ayırt etme kudretinin bütün insanlarda fıtrî eşitliğinin şahididir; böylece kanaatlerimizin farklılığı, bazılarımızın diğerlerinden daha akıllı olmasından değil, sadece düşüncelerimizi değişik yolardan sevk etmemizden ve aynı şeyleri göz önünde bulundurmamaktan ileri gelir. Zira iyi bir zekâya sahip olmak yetmez, asıl olan onu iyi kullanmaktır” Descartes, a.g.e., s. 3.

38 Descartes, Felsefenin İlkeleri, a.g.e., s. 15.

39 Descartes, Aklın İdaresi İçin Kurallar, a.g.e., s. 3.

40 Descartes, a.g.e., s. 15-16.

20

anılan bu kurallara göre, hakkında apaçık bilgiye sahip olunmayan hiçbir şey doğru diye kabul edilmeyecek, incelenen güçlüklerin üstesinden gelebilmek için sorunlar parçalara ayrılacak, en basit ve bilinmesi en kolay şeylerden başlanarak daha karmaşık olanlara sırayla geçilecek ve son olarak da genel kontroller yapılacaktır. Nitekim o, söz konusu kuralları şöyle ifade eder:

İlki, doğru olduğunu apaçık bilmediğim hiçbir şeyi asla doğru kabul etmemek, yani acelecilikten ve peşin hükümlü olmaktan özenle kaçınmak ve akıllı ruhuma [esprit] kendini açıkça ve seçikçe sunan, şüpheye düşmeye hiç mahal bırakmayanlar dışında hiçbir şeyi hükümlerime dâhil etmemekti.

İkincisi, inceleyeceğim meselelerden her birini, mümkün olduğu ve en iyi biçimde çözümlemek için gerektiği kadar çok parçalara ayırmak.

Üçüncüsü, en yalın ve tanınması en kolay olan konulardan/objelerden başlayarak basamakları çıkar gibi en bileşik olanların bilgisine kadar yavaş yavaş tırmanmak için düşüncelerimi bir düzen dâhilinde sevk etmek ve dahi, birbiri ardından doğal biçimde sıralanmayan şeyler arasında bile düzenlilik farz etmek.

Sonuncusu, hiçbir şeyi dışta bırakmadığımdan emin olana kadar her yerde eksiksiz sayımlar yapmak ve geneli gözden geçirmekti.41

Descartes, izledikleri yöntem ve konu alanları itibarıyla, zihnin kesin ve apaçık idrakine sahip olabileceği şeylere yönelen, bu bakımdan yukarıda ifade edilen dört kurala harfiyen riayet eden iki bilime, aritmetik ve geometriyi örnek gösterir. Özellikle geometricilerin kullandıkları uzun önermeler zinciri, insanın bilgisine ulaşabileceği her şeyin aynı biçimde birbirine bağlı olduğunu ve bir şeyin diğerinden türetildiği sırayı izlemek koşuluyla her şeyin bilgisine ulaşılabileceğini göstermesi;42 aritmetik ise doğru sırayı izlemek ve aranılan şeyin tüm koşullarının tam bir sayımını yapmayı öğretmesi

41 Descartes, Aklını İyi Sevk etmek ve Bilimlerde Hakikati Araştırmak İçin Metot Üzerine Konuşma, a.g.e., s. 19-20.

42 “Geometricilerin en zor ispatlarına varmak için kullanmaya alışkın oldukları tamamen yalın ve kolay bu uzun gerekçeler [raison] zinciri, insanların bilebildiği her şeyin de aynı şekilde birbirini takip ettiğini ve doğru olmayan bir şeyi öyle kabul etmekten kaçınmak ve birinin öbüründen tümdengelimle çıkarılması gereken sırayı her zaman gözetmek şartıyla, en sonunda bunlardan ulaşılamayacak kadar uzak ve keşfedilemeyecek kadar saklı bir şeyin olmayacağını tasavvur etmeme fırsat vermişti. Böylece nereden başlamak gerektiğini bulmakta güçlük çekmedim: zira, en basit ve bilinmesi en kolay olanlarıyla başlamam gerektiğini zaten biliyordum ve bilimlerde hakikati daha evvelce araştırmış olan kimseler içinde, bazı ispatlamalar, yani bazı kesin ve apaçık gerekçeler bulabilenlerin sadece matematikçiler olduğunu göz önünde tutarak, sadece onların incelediklerinin aynısından başlamakta en küçük bir tereddüt duymuyordum” Descartes, a.g.e., s. 20.

21

bakımından,43 Descartes’ın sözünü ettiği yöntemi bizzat uygulayan bilimlerdir. O hâlde, ilk ilkeler üzerine inşa edilecek diğer tüm bilgilerin, kesin ve şüphesiz bir bilgisine ulaşabilmek için bu dört temel kurala harfiyen riayet edilmesi gerekir.