• Sonuç bulunamadı

1.2. VERGİLEME

1.2.2. Yerel Vergileme

1.2.2.3. Desantralizasyon düşüncesi

Refah devleti anlayışının ve kitlesel üretim tarzının ekonomik, toplumsal ve siyasal alanlarda etkisini kaybetmesi ve esnek üretim sistemine geçiş, başta batılı ülkeler olmak üzere, tüm dünyada sanayi ötesi dönüşüm ve yeni liberal eğilimlerin ağırlık kazanmasına yol açmıştır76

.

Yerel demokrasinin ve siyasal katılımın yerel özgürlükler ile daha da anlamlı olacağını savunan liberal düşünürler, yerel idareler ile devlet arasındaki ilişkiyi varsayımlarla açıklamışlardır. Klasik liberalizmin öncülerinden olan J.S.Mill, merkezi yönetimin bireylerin özgürlüğünü kısıtladığı ve buna karşılık yerel yönetimleri bu kısıtlamaların sınırı olarak belirlemiştir77. J.S. Mill’e göre temel sorun, gücün ya da

iktidarın devletin merkezinde toplanması ve bu tekelin yerel idareler aracılığıyla

73 Ekonomik değer, bir bütün olarak dikkate alınan global vergiler. 74 N. Tortop, Mahalli İdareler, s. 47.

75

N. Tortop, Mahalli İdareler, s. 47.

76 Muhammet Kösecik/Hüseyin Özgür, (Der.), Yerel Yönetimler Üzerine Güncel Yazılar-1, Ankara,

Eylül-2005, s. 2.

77 Halil İbrahim Aydınlı, “1980 Sonrası Türk Belediye Sisteminde Yeni Liberal ve Desantralist

23 uygulamaya geçirilmesidir. J.S. Mill’in önerdiği çözüm, verimliliği bozmamak üzere gücü mümkün olduğu kadar merkezde toplamak ve merkezden yaymaktı78

.

Hayek ise, yerel idareleri, serbest piyasanın siyasal dengi olarak görmüştür. Merkezi yönetim birey özgürlüğünü tehdit eden bir yapıya sahiptir. Özel sektörün yapmaktan kaçındığı veya yapamadığı hizmetleri veya işleri yerel yönetimlerin daha iyi yapacağını belirtmiştir. Ancak bu açıklama yeni liberallerce kabul edilemez olarak belirtilmiştir. Yerel yönetimler serbest piyasanın siyasal dengi sayılmazdı; çünkü “müşterilerin” bir yerel yönetim biriminin sınırından daha iyi olanaklar sağlayan başka bir yönetim alanına kayma bakımından sahip olduğu hareketlilik kısıtlıydı79

.

Yeni liberal düşünce ise, yerel özgürlük konusundaki bu bulanıklığı gidermeye çalışmış ve onu tanımlama çabası içinde olmuştur. Yeni liberalizmin yerel idarelere ilişkin görüşleri büyük ölçüde kişi özgürlüğü, çoğulculuk, merkezi yönetimin sınırlandırılması gibi kavramlar etrafında şekillenmiş, bu bağlamda da klasik liberalizmden etkilenmiştir 80

. Yeni liberal politikalar temel olarak, devlet müdahaleciliğinin özgürlükleri kısıtladığını ve müdahaleci bir yapının ortaya çıktığını öne sürerek, devletin etkinlik alanının mutlaka sınırlandırılması istenmektedir81

.

Yeni liberal düşünce akımının ortaya çıkmasıyla birlikte yerel yönetimlerin önemi artmış ve desentralist eğilimlerin yaygınlaşmasına yol açmıştır. 1980’lerin başlarından itibaren, yerel idarelerin kamu yönetimi sistemi içerisindeki yeri değişmeye başlamıştır. Bu değişim sürecinde82

;

- Kamu sektörünün üretim kaynaklarını verimli bir şekilde kullanmaması, - Kamu hizmetlerine olan talebin fazla olması ve bu talebi karşılama düzeyi

açısından yetersiz kalması,

- Devletin hakim olduğu ekonomik politikalara, piyasalara müdahale ve ekonomik faaliyette bulunma alanının sınırlanması,

- Kamu harcamalarının kısılması ve özelleştirme politikalarının ortaya çıkması,

78 Birgül A. Güler, “Kamu Yönetimi Temel Kanunu Üzerine”, Hukuk ve Adalet- Eleştirel Hukuk

Dergisi, Yıl 1, S. 2, Nisan-Haziran 2004, s. 15.

79 B. A. Güler, a.g.m. s. 16. 80

H. İ. Aydınlı, a.g.m. s. 75.

81 Hüseyin Yayman, “1980 Sonrası Türkiye’de Özelleştirme Uygulamalarının Gelişimi ve Kamu

Yönetimi Üzerine Etkisi”, Gazi Üniversitesi İİBF Dergisi, 3/2000, s. 144.

82 Halil İbrahim Aydınlı, Sosyo-Ekonomik Dönüşüm Sürecinde Belediyeler, Nobel, Ankara- Ocak, 2004,

24 - Özel sektörün verimlilik, etkinlik, performans gibi kriterleri kamu sektörüne

göre daha başarılı uygulaması,

- Özel sektörün uluslararası rekabet gücünün, kamu yönetiminin kararlarından ve işleyişinden doğrudan etkilenmesi dolayısıyla kamu otoritelerinin kendisini yeniden yapılandırması gereğinin açıkça ortaya çıkması,

- Teknolojik yenilikler sonucu bilginin ve verinin elde edilebilirliliğinin hızlanması, çok kademeli hiyerarşik yapılanmanın ve bürokratik prosedürlerin eski önemlerini ve anlamlarını yitirmesi değişimi doğuran faktörler olarak öne çıkmaktadır.

Bu değişim yerel idarelerin sorumlulukları ve önemi açısından yeni bir dönemi beraberinde getirmiştir. Bu değişim “desantralizasyon” şeklinde ortaya çıkmıştır.

Desentralizasyonun genel olarak bilinen tanımı, merkezi yönetimden yerel yönetimlere doğru yetki, görev ve kaynak aktarımıdır. Yani, merkezi yönetimin elindeki planlama, karar verme, uygulama ve kamu gelirlerinin toplanması gibi yönetsel yetkilerin bir kısmını taşra kuruluşlarına; yerel yönetimlere, yarı özerk kamu kurumlarına, meslek kuruluşlarına ve yönetimin dışındaki gönüllü örgütlere aktarılmasıdır83. Sonuç olarak, merkezi idarenin payının küçültülerek, yerel idarelere

devredilecek görev, yetki sonucunda hizmetlerin etkinliğinin arttırılması amaçlanmıştır.

Desantralizasyonu gerektiren sebepler şu şekilde özetlenebilir84

:

a- Merkezi idarenin iş yükünün artması ve yürüttüğü fonksiyonların kompleks hale gelmesi.

b- Hizmetlerde etkinliği sağlamak için alt kademelere bilgi akışının ve sorumluluk paylaşımının gerekliliği.

c- Oy süreci gereği, baskı gruplarının siyasi partilerin mali özerklik politikalarını desteklemeleri.

d- Genel politikaların yerel şartlara göre belirlenmesi gerekliliği.

Merkezi olmayan yapı, devletin verimlilik ve etkinlik artışında, yerel halkın çıkarlarının temsilinde merkezi yapıya göre avantaj sağlayabilir. Eyaletler, kentler ve

83 B. Eryılmaz, a.g.e. s.123. 84

25 öteki yerleşim birimleri arasındaki rekabet, uygulanacak olan politika ve programların daha etkin olmasını teşvik edebilir. Ancak burada dikkat edilmesi gereken üç sorun vardır85

:

1- Bölgeler arasındaki mali, sosyal ve ekonomik farklar eşitlik açısından genişleyebilir. Böyle bir sorun, bölgede yaşayan bireylerin diğer bölgelere göç etmesini sağlayabilir.

2- Merkezin en önemli hedeflerinden biri ekonomik istikrarı sağlamaktır. Ancak, yerel idarelerin mali olarak kendi kendilerine yeterli olamaması merkezden yardım almalarına neden olabilir ve böyle bir durumda ülkeleri makro ekonomik yönden istikrarsızlığa itebilir.

3- Yerel idarelerin çıkar gruplarının etkisi altında kalmaları ve bunun sonucunda devletin kaynaklarının ve yetkilerinin kötüye kullanılması.