• Sonuç bulunamadı

Deniz Ticaretine ve Deniz Sigortalarına İlişkin Hukuk Davalarında

Belgede Ticari davalar (sayfa 106-109)

5136 sayılı Kanun'un382 1. maddesi ile eTTK'nın 4. maddesine eklenen son fıkra ile Deniz İhtisas Mahkemeleri kurulmuştu. Eklenen bu fıkra hükmünce, iş durumunun gerekli kıldığı yerlerde HSYK'nın olumlu görüşü alınarak Adalet Bakanlığı'nca denizcilik ihtisas mahkemeleri kurulmuş ve bu mahkemeler asliye derecesinde kabul edilmişti (eTTK m. 4/son). Bundan dolayı eTTK'nın 4. kitabında yer alan bütün ihtilafların (miktar ve değere bakılmaksızın) çözümü bu mahkemelerin görev alanına girmekteydi383.

TTK'nın kabulü ile eTTK'daki durum önemli değişikliğe uğramıştır. TTK'nın m. 5/2. fıkrasınca "Bir yerde asliye ticaret mahkemesi varsa, asliye hukuk mahkemesinin görevi içinde bulunan ve 4 üncü madde hükmünce ticari sayılan davalarla özel hükümler uyarınca ticaret mahkemesinde görülecek diğer işlere asliye ticaret mahkemesinde bakılır. Bir yerde ticaret davalarına bakan birden çok asliye ticaret mahkemesi varsa, iş durumunun gerekli kıldığı yerlerde Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulunca, asliye ticaret mahkemelerinden biri veya birkaçı münhasıran bu Kanundan ve diğer

379 6460 s. Kanun'un Gerekçesi, s. 8. 380 Kurt Konca, s. 114. 381 6460 s. Kanun'un Gerekçesi, s. 8. 382 RG. T. 28.04.2004, S. 25446. 383 Karslı, s. 138.

90 kanunlardan doğan deniz ticaretine ve deniz sigortalarına ilişkin hukuk davalarına bakmakla görevlendirilebilir" hükmü getirilmiştir384. Yeni düzenleme ile denizcilik ihtisas mahkemesi kurulması yerine ticaret mahkemelerinden biri veya bir kaçına bu görevin verilmesi öngörülmüştür385. 6103 sayılı TTK'nın Yürürlüğü ve Uygulama Şekli Hakkında Kanun386 m. 8/1. fıkrasına göre, denizcilik ihtisas mahkemeleri görmekte oldukları davaları TTK'nın yürürlüğe girmesinden itibaren bir ay içinde HSYK tarafından deniz ticareti ve deniz sigortalarına ilişkin davaları çözmekle görevlendirilen asliye ticaret mahkemelerine devredecektir. Böylelikle 6103 sayılı Kanunda denizcilik ihtisas mahkemelerinin kaldırıldığını teyit etmektedir. 6103 sayılı Kanunu’nun m. 8/2. fıkrası ise, TTK'nın yürürlüğe girmesinden önce açılmış deniz ticaretine ve deniz sigortalarına ilişkin hukuk davalarını görmekte olan mahkemeler, yargı çevreleri içinde ve görev alanlarına giren sonuçlanmamış davaları ve işleri devredemezler hükmünü getirmiştir. 6103 sayılı Kanun’un m. 8/1. ve 2. fıkraları arasında bir çelişki olduğu açıktır. Ancak m. 8/2. fıkrada bahsedilen mahkemelerin denizcilik ihtisas mahkemeleri dışında bu sıfatla bu davalara bakan mahkemeler olarak anlamak gerekmektedir387. Çünkü 6103 sayılı Kanun’un m. 8/1. fıkrası uyarınca denizcilik ihtisas mahkemeleri TTK yürürlüğe girdikten bir ay içinde bakmakta oldukları davaları devretmek zorundadır.

Birden çok asliye ticaret mahkemesinin bulunduğu yerlerde, bu mahkemelerden bir veya bir kaçının deniz ticareti ve deniz sigortaları kaynaklı davalara bakacağı belirtilmiştir. Ancak deniz ticaretinden veya deniz sigortalarından kaynaklanmayan bir

384 "ETTK’nın aksine "Dördüncü Kitap" yerine "bu Kanundan ve diğer kanunlardan doğan" denilerek

söz konusu mahkemenin bakacağı işler alanı amaca uygun olarak genişletilmiştir. Nitekim Limanlar Kanunu, Çevre Kanunu gibi çok sayıda başka kanunda da deniz ticaretine ilişkin düzenlemeler bulunmaktadır; bu hükümlerden doğan davalara da aynı mahkemelerde bakılması mahkemenin gerçek anlamda uzmanlaşmasını sağlayacağı gibi, tek bir olaydan doğan çeşitli uyuşmazlıkların (örneğin, çatma, deniz kirliliği, enkaz kaldırma, sigorta) farklı mahkemelerde görülmesi gibi amaca aykırı bir sonucu da önlemiş olacaktır." Bkz. TTK Genel Gerekçesi.

385

Karslı, s. 139; Kaya (Ülgen, Helvacı, Kendigelen, Nomer Ertan), s. 132, Nr. 245; Kurt Konca, s. 115.

386 RG. T. 14.02.2011, S. 27846.

91 ticari davanın bu mahkemelerde görülmesi halinde, aynı şekilde deniz ticaretine veya deniz sigortalarına ilişkin bir davanın bu işlerde görevlendirilmemiş bir asliye ticaret mahkemesinin önüne getirilmesi halinde ne yapılacağına ilişkin herhangi bir düzenleme kanunda yer almamaktadır388. Bu sorunun çözümüne yönelik doktrinde tartışmalar mevcuttur. Bir görüşe389 göre, gerekçede bu mahkemelerin asliye ticaret mahkemelerinden ayrı bir niteliğe sahip olmalarının eleştirilmesi ve aynı şekilde bu mahkemelerin asliye ticaret mahkemelerinin deniz ticareti ve deniz sigortaları kaynaklı uyuşmazlıklara bakan daireleri olduklarının vurgulanması dayanak gösterilerek, böyle durumlarda görev ayrımının kabul edilemeyeceği belirtilmiştir. Bir diğer görüş390 ise, deniz ticaretinden kaynaklanan ihtilaflara bakacak mahkemelerin tesisinin bir kanuna dayandığını belirtmiştir. Bu görüşe göre, genel olarak ticari işlere bakan asliye ticaret mahkemeleri ile deniz ticaretinden kaynaklanan ihtilaflar için görevlendirilen mahkemeler arasındaki hukuki problemlerin görev kurallarına göre çözülmesi gerekir. Ayrıca bu görüşe göre, eski deniz ihtisas mahkemelerinin baktığı davalar asliye ticaret mahkemelerinden biri veya birkaçının baktığı özel ihtisas mahkemesi olarak değerlendirmiştir. Bir başka görüş391 ise, iş dağılımı ilişkisine aykırı olarak davanın tevzi edilmesi halinde, bu mahkemelerce verilecek kararın görevsizlik olmayıp, gönderme kararı olacağı ve bu gönderme kararının HMK'nın 294. maddesi anlamında usule ve esasa ilişkin bir nihai karar olmayıp, esasa ilişkin bir karar olup kesinleştirme şartı aranmayacağını belirtmiştir. Kanaatimizce, TTK'nın m. 5/2. fıkrası, bir yerde ticaret davalarına bakan birden çok asliye ticaret mahkemesi varsa, asliye ticaret mahkemelerinden bir veya birkaçı münhasıran bu Kanundan ve diğer kanunlardan doğan deniz ticaretine ve deniz sigortalarına ilişkin hukuk davalarına bakmakla görevlendirileceklerini hükme bağlamıştır. Gerekçede ise, eğer böyle bir görevlendirme yapılmışsa, o mahkeme veya mahkemeler başka hiçbir ticari davaya bakamayacağı ve

388 Kaya (Ülgen, Helvacı, Kendigelen, Nomer Ertan), s. 133, Nr. 245; Kurt Konca, s. 115. 389 Kaya (Ülgen, Helvacı, Kendigelen, Nomer Ertan), s. 133, Nr. 245.

390 Karslı, s. 140; Kurt Konca, s. 115. 391 Börü/Koçyiğit, s. 508.

92 sadece deniz ticareti ve deniz sigortası ile ilgili davaları görecekleri belirtilmiştir. Ancak asliye ticaret mahkemesine gönderilmesi gereken bir dosya deniz ticareti işleri ile yetkilendirilmiş bir mahkemeye gönderilirse veya tam tersi bir durum söz konusu olursa, bu durumda ortaya çıkacak hukuki problemlerin çözümü de ayrı bir soruna yol açacaktır. Kanunun gerekçesine baktığımızda, bu tür hukuki problemlerde görev kurallarına göre çözüm aramanın uygun olacağı görünmektedir. Ancak bu mahkemelerin ihtisas mahkemeleri olma niteliklerinin TTK m. 5/2-c. 2 ile ortadan kaldırıldığı ve bu nedenle görev ayrımına gidilemeyeceği de savunulabilecektir. Aynı şekilde yine gerekçe de farklı olarak, bu mahkemelerin asliye ticaret mahkemelerinden ayrı bir niteliğe sahip olmaları eleştirilmektedir. Tüm bu çelişkilere ve TTK'nın 5/2-c. 2’ye baktığımızda görevlendirilecek mahkemelerin asliye ticaret mahkemelerinin bir dairesi olduğu da göz önünde tutulmalıdır. Bundan dolayı bu sorunun görev kurallarına göre çözülmesi de ayrı bir çelişkiye sebep olacak ve görev kurallarının uygulanması doğru olmayacaktır.

C. Fon Mahkemeleri ve Faaliyet İzni Kaldırılan Bankalara İlişkin Hukuk

Belgede Ticari davalar (sayfa 106-109)