• Sonuç bulunamadı

Basit Yargılama Usulünün Özellikleri

Belgede Ticari davalar (sayfa 137-140)

G. Ticari İşletme Rehni Kanunu'ndaki Özel Yetki Kuralı

III. TİCARİ DAVALARDA YARGILAMA USULÜ

3. Basit Yargılama Usulünün Özellikleri

Basit yargılama usulünde dava açılması ve davaya cevap verilmesi dilekçe ile olur (HMK m. 317/1). Ancak, dava ve cevap ve cevap dilekçeleri, Hukuk Muhakameleri Kanunu Yönetmeliğinde494 belirlenecek formun doldurulması suretiyle de verilebilir (HMK m. 317/4, HMK Yön. m. 37)495.

Basit yargılama usulünde cevap süresi, dava dilekçesinin davalıya tebliğinden itibaren iki haftadır. Ancak mahkeme durum ve koşullara göre cevap dilekçesinin bu süre içinde hazırlanmasının çok zor yahut imkansız olduğu durumlarda, yine bu süre zarfında mahkemeye başvuran davalıya, bir defaya mahsus ve iki haftayı geçmemek üzere ek bir süre verebilir. (HMK m. 317/2).

Taraflar cevaba cevap (replik) ve ikinci cevap (düplik) dilekçesi veremezler (HMK m. 317/3)496. Bu yüzden birer sefer dilekçe vermek durumunda olan taraflar daha dikkatli ve özenli davranmak zorundadırlar497. Zira, basit yargılama usulünde, iddianın genişletilmesi veya değiştirilmesi yasağı dava açılmasıyla; savunmanın genişletilmesi

494 Hukuk Muhakemeleri Kanunu Yönetmeliği için bkz. RG. T. 03.04.2012, S. 28253. 495

Pekcanıtez/Atalay/Özekes, bu düzenlemedeki amacın, basit işlerde avukat tutamayanlara kolaylık ve böyle bir durumda dahi dava ve cevap dilekçelerinin bir düzen içinde mahkemeye verilmesini sağlamak, ayrıca hak kayıplarının önüne geçmek olduğunu belirtmiştir. Bkz: Pekcanıtez/Atalay/Özekes-Usul I, s. 501.

496

"6100 Sayılı HMK'nın 317. maddesinin 3. fıkrası uyarınca, basit yargılama usulünde, dava ve cevap dilekçesi dışında cevaba cevap (replik) ve 2. cevap (düplik) dilekçesi verilemez. Bu çerçevede, taraflar dilekçeleriyle birlikte, tüm delillerini açıkça ve hangi vakıanın delili olduğunu da belirterek bildirmek, ellerinde bulunan delillerini dilekçelerine eklemek ve başka yerlerden getirtilecek belge ve dosyalar için de, bunların bulunabilmesini sağlayacak bilgilere dilekçelerinde yer vermek zorundadırlar. Dilekçe sayısı, bu usulde görülecek işlerin basit olması ve kısa sürede karara bağlanmasını sağlamak amacıyla sınırlandırıldığından, birer defa dilekçe vermek durumunda olan tarafların daha dikkatli davranmaları gerekmektedir." HGK, 26.03.2014, E.

2013/10-777, K. 2014/389 (www.kazanci.com.tr-13.08.2015).

121 veya değiştirilmesi yasağı cevap dilekçesinin mahkemeye verilmesiyle başlar (HMK m. 319)498. Burada, dilekçe sayılarının sınırlandırılmasının sebebi, işlerin daha basit ve hızlı bir şekilde çözüme kavuşturulmasını sağlamaktır499.

Taraflar, basit yargılama usulünde, dilekçeleri ile birlikte, tüm delillerini açıkça ve hangi vakıanın delili olduğunu da belirterek bildirmek; ellerinde bulunan delillerini dilekçelerine eklemek ve başka yerlerden getirilecek belge ve dosyalar için de bunların bulunabilmesini sağlayan bilgilere dilekçelerinde yer vermek zorundadır (HMK m. 318)500.

Basit yargılama usulünde mahkeme, mümkün olan hallerde tarafları duruşmaya davet etmeden dosya üzerinden karar verir (HMK m. 320/1)501.

498 "Sözlü yargılama usulünün uygulandığı dönemde zamanaşımı def'i ilk oturuma kadar ve en geç ilk

oturumda yapılabilir. Ancak, 6100 sayılı Kanun'un yürürlükte olduğu dönemde 319. madde hükmü uyarınca savunmanın değiştirilmesi yasağı cevap dilekçesinin verilmesiyle başlayacağından, zamanaşımı defi cevap dilekçesi ile ileri sürülmelidir. 01.10.2011 tarihinden sonraki dönemde ilk oturuma kadar zamanaşımı def'inin ileri sürülmesi ve hatta ilk oturumda sözlü olarak bildirilmesi mümkün değildir." 22. HD., 15.04.2014, E. 2013/8167, K. 2014/8153 (www.kazanci.com.tr-

14.08.2015).

499 Pekcanıtez/Atalay/Özekes-Usul I, s. 501.

500 "HMK'nın 119. maddesinin (f) bendinde ve 318. maddesinde tarafların dilekçeleri ile birlikte, tüm

delillerini açıkça ve hangi vakıanın delili olduğunu da belirterek bildirmek; ellerinde bulunan delillerini dilekçelerine eklemek ve başka yerlerden getirilecek belge ve dosyalar için de bunların bulunabilmesini sağlayan bilgilere dilekçelerinde yer vermek zorunda oldukları belirtilmiş ise de bu eksikliğin tamamlanması mümkün olduğundan Yasa'nın 119/2 maddesine kıyasen davacıya bir haftalık kesin süre verilmeli, bu süre içinde eksikliğin tamamlanmaması halinde dava açılmamış sayılmalıdır. Öte yandan HMK'nın 322. maddesine göre basit yargılama usulüne tabi davalarda uygulanma yeri bulunan HMK'nın 145. maddesine göre kural olarak taraflar, Kanunda belirtilen süreden sonra delil gösteremezler ancak bir delilin sonradan ileri sürülmesi yargılamayı geciktirme amacı taşımıyorsa veya süresinde ileri sürülememesi ilgili tarafın kusurundan kaynaklanmıyorsa, mahkeme o delilin sonradan gösterilmesine izin verebilir." 21. HD.,

05.12.2012, E. 2012/16743, K. 2012/22172 (www.kazanci.com.tr-14.08.2015).

501 "1.11.2011 tarihinde yürürlüğe giren 6100 Sayılı HMK'nın 320/1. maddesinde: “Mahkeme,

mümkün olan hallerde tarafları duruşmaya davet etmeden dosya üzerinden karar verir” hükmü öngörülmüştür. Mahkemece, bu madde hükmü gözetilerek, dosya üzerinden karar verilmişse de, varılan sonucun maddenin yanlış yorumlanmasından kaynaklandığı anlaşılmıştır. Öncelikle belirtmek gerekir ki; anılan maddeye göre, duruşma yapmadan karar verilebilmesi için, hukuken bunun mümkün olması gerekir. Başka bir anlatımla, ancak hukukun cevaz verdiği hallerde duruşma açmadan dosya üzerinden karar verilebilir (Örneğin ihtiyati tedbir ve ihtiyati haciz kararları gibi) veya kanunun duruşma açılmadan dosya üzerinden karar verilmesinde hakime takdir hakkı tanındığı hallerde dosya üzerinden karar verilebilir (Örneğin İİK'nun 17-18. maddelerinde öngörülen şikayet davası gibi). Kanunun açıkça duruşma açılarak yargılama

122 Daha önce karar verilemeyen hallerde mahkeme, ilk duruşmada dava şartları (HMK m. 114) ve ilk itirazlarla (HMK m. 116) hak düşürücü süre ve zamanaşımı (TBK m. 146) hakkında tarafları dinler; daha sonra tarafların iddia ve savunmaları çerçevesinde, anlaştıkları ve anlaşamadıkları hususları tek tek tespit eder. Uyuşmazlık konularının tespitinden sonra hakim, tarafları sulhe (HMK m. 313 vd.) teşvik eder. Tarafların sulh olup olmadıkları, sulh olmadıkları takdirde anlaşamadıkları hususların nelerden ibaret olduğu tutanağa yazılır; tutanağın altı hazır bulunan taraflarca imzalanır. Tahkikat bu tutanak esas alınmak suretiyle yürütülür (HMK m. 320/2)502.

Mahkeme, tarafların dinlenmesi, delillerin incelenmesi ve tahkikat işlemlerinin yapılmasını yukarıdaki fıkrada belirtilen duruşma hariç, iki duruşmada tamamlar. Duruşmalar arasındaki süre bir aydan daha uzun olamaz. İşin niteliği gereği bilirkişi incelemesinin uzaması, istinabe yoluyla tahkikat işlemlerinin yürütülmesi gibi zorunlu hallerde, hakim gerekçesini belirterek bir aydan sonrası için de duruşma günü belirleyebilir ve ikiden fazla duruşma yapabilir (HMK m. 320/3)503.

Basit yargılama usulüne tabi davalarda, işlemden kaldırılmasına karar verilmiş olan dosya, yenilenmesinden sonra takipsiz bırakılırsa, dava açılmamış sayılır (HMK m. 320/4).

Tahkikatın tamamlanmasından sonra, mahkeme tarafların son beyanlarını alır ve yargılamanın sona erdiğini bildirerek kararını tefhim eder. Taraflara beyanda bulunabilmeleri için ayrıca süre verilmez (HMK m. 321/1).

yapılmasını emrettiği hallerde dosya üzerinden karar verilemez." 6. HD., 15.5.2013, E. 2013/5893,

K. 2013/8616; Aynı yönde bkz.: 2. HD., 13.03.2013, E. 2012/14579, K. 2013/6846 (www.kazanci.com.tr-14.08.2015).

502 "6100 sayılı HMK'nın buyurucu hükmü gözetilerek ön inceleme ve ilk duruşmanın ön inceleme

duruşması olarak yapıldıktan sonra tahkikat aşamasına geçilmesi gerekirken, kanunun emredici hükmü ihlal edilerek tensip tutanağının taraflara tebliği ile dosya üzerinden yapılan inceleme ile yazılı şekilde karar verilmiş olması usul ve yasaya aykırıdır." 6. HD., 17.01.2013, E. 2012/17127,

K. 2013/452 (www.kazanci.com.tr-14.08.2015).

503

Kuru/Arslan/Yılmaz, HMK’nın amacına ulaşması bakımından buradaki istisnanın çok sınırlı

hallerde uygulanmasının büyük önem arz ettiğini belirtmiştir. Bkz: Kuru/Arslan/Yılmaz-Usul I, s. 735.

123 Kararın tefhimi, mahkemece hükme ilişkin tüm hususların504 gerekçesi ile birlikte açıklanması ile gerçekleşir. Ancak zorunlu hallerde, hakim bu durumun sebebini de tutanağa geçirmek suretiyle, sadece hüküm özetini tutanağa yazdırarak kararı tefhim edebilir. Bu durumda gerekçeli kararın en geç bir ay içinde yazılarak tebliğe çıkartılması gerekir (HMK m. 321/2).

Yukarıda incelenen özel hükümler dışında, basit yargılama usulüne tabi dava ve işler hakkında da yazılı yargılama usulüne ilişkin hükümler uygulanacaktır (HMK m. 322/1).

IV. TİCARİ ÇEKİŞMESİZ YARGI İŞLERİ

Belgede Ticari davalar (sayfa 137-140)