• Sonuç bulunamadı

Demokratik Okul Kültürüne Yönelik Uygulamalar

2.2. Demokratik Okul Kültürü

2.2.2. Okulda Demokrasi Kültürü

2.2.2.2. Demokratik Okul Kültürüne Yönelik Uygulamalar

Okulda demokrasi uygulamaları, öğrencilerin demokratik okul kültürü bağlamında düşünce kazanmalarını ve davranış geliştirmelerini sağlamaktadır. Demokrasinin uygulamada, özgürlük, saygı, sorumluluk, güven, hak, hoşgörü, açıklık, katılımcılık, akılcılık, yapıcılık, adalet, eşitlik, iletişim, bilinçlenme gibi tutumları kapsadığı ifade edilmektedir (Yılman, 2006). Okul ortamında demokrasi, fikir ve düşüncelere saygı, her ortamda bireyin kendisini rahatça ifade edebilmesi, farklı görüşlere karşı saygı ve hoşgörü, okula ait eşyaların ve okulun itibarının korunması, eğitici kol çalışmaları, okul çevresine duyalı olma gibi alışkanlıklarla gelişmektedir (Doğan, 2001).

Toplumsal niteliği gereği okullar ve okul yönetimi, ülkede var olan kamu yönetimi, toplumsal kültür, içinde bulunulan çevrenin özelliklerinden etkilenmektedir. Bu nedenle okul öğrenci, veli gereksinimleri ile toplum gereksinimlerini uyumlu hale getirebilmelidir

(Aydın, 2008). Okulda sadece okuldaki bireyleri ilgilendiren ve eğitim öğretimi düzenleyen özel kurallar (yönetmelik, yönerge, ders programları gibi) bulunmaktadır. Bu kuralların yanı sıra toplumdaki herkesin uyması gereken toplumsal genel davranış kuralları bulunmaktadır. Bu kurallar yoluyla topluma uyumlu vatandaşlar yetiştirilecektir (Doğan, 2001). Demokratik okul olmayı amaçlayan okullarda okul yöneticileri de özellikle bazı demokratik ilke ve uygulamalara yer vermelidir. Her bireye saygılı ve tutarlı davranılmalı, okul ve sınıfla ilgili konularda öğrenci konseyleri ciddiye alınmalı, işlevsel olmalıdır. Okulda ve sınıfta farklılıklara saygı konusunda öğretmenler ve yöneticiler model olmalıdır. Okuldaki demokratik uygulamalara ve sınıf yönetimine bireyler katılım için teşvik edilmelidir. Öğrenme öğretme ortamlarının geliştirilmesi ve ölçme değerlendirme süreçleri ile ilgili öğretmen ve öğrenciler birlikte plan yapmalıdır. Okul uygulamalarında hem okuldaki bireyler hem de velilerle iletişim kurulmalıdır (Ochoa-Becker, 2007).

Günümüzde, eğitim sistemlerinde yapılan değişimler merkeziyetçilikten çok yerinden yönetimi, katılımı ve özerkliği vurgulamaktadır. Okulun ve okul toplumu üyelerinin (yönetici, öğretmen, uzman, öğrenci, veli, çevre liderleri ve grupları) rolleri ve sorumlulukları daha çok çevrenin ve öğrencinin ihtiyaçlarına yönelik olarak şekillenmektedir (Aytaç, 2000). Bu bağlamda, okullarda toplumun bir modeli olarak okulun yapısı, öğretmenleri ve personeli, programları, değerlendirme süreçleri ve var olan genel hava şu noktalara odaklanmalıdır (Cogan, Derricott ve Derricott, 2000):

 Birlikte çalışma ilişkilerinin geliştirilmesi

 Eleştirel ve sistemli düşünmenin geliştirilmesi

 Farklı bakış açılarına anlayış, hoşgörü ve saygının geliştirilmesi

 Herkes için insan haklarının korunması

 Olayları küresel açıdan bakabilme becerisinin geliştirilmesi

 Çevreyi korumak amacıyla kişinin yaşam tarzı ve tüketim alışkanlıklarını değiştirmek için iyi niyetin geliştirilmesi

 Topluma katılma beceri ve isteğinin geliştirilmesi

Okulların demokratik olabilmesinde demokratik idealleri yansıtan uygulamalar önerilmektedir. Demokratik okullar için temel alanlar ve uygulama önerileri Tablo 3’te yer almaktadır (O’Hair, Mclaughlin ve Reitzug, 2000). Okul üyelerinin işbirliği yapabilmesi, demokratik uygulamaların günlük hayata yansıması için zamana ihtiyaç duyulmaktadır. Başarılı uygulamalar paylaşıldıkça iletişim, ilişkiler, güven, sorumluluk gelişmektedir.

Tablo 3.

Demokratik Okul Uygulamaları Paylaşılan Değerler Sistemi Temel Öğrenme İlkeleri Otantik Eğitim Kritik

çalışma İç Destek Dış Destek

Etik ve Profesyonel Topluluk Eğitim amaçları Program Bilginin oluşturulması Veri Destekleyici Liderlik Okul özerkliği Duyarlılık

Öğrenciler Yapı Disiplinli

Araştırma

Bilgi İletişim

Yapıları Dış uzmanlık Öğrenci için kolektif sorumluluk Kişisel ve

Mesleksel Etkileşim

Okul değerleri Algılar Toplantılar için zaman oluşturma İşbirliği Yansıtıcı Diyalog Paylaşılmış Liderlik Okul, aile, toplum iletişimi Eşitlik

O’Hair, M. J., Reitzug, U. C. & McLaughlin, H. J. (2000). Foundations of democratic education. US: Harcourt College

Demokrasinin okullarda bir yaşam biçimi haline gelmesinin yönetici-öğretmen-öğrenci- çevre ilişkilerinin insan haklarına ve demokrasinin ilkelerine uygun işlemesi ile olanaklı olduğunu ifade eden Uluğ da (1999) eğitim uygulamalarında demokrasiyi işler hale getirme, işlediği durumlarda da daha etkin bir işleyiş sağlamanın önemini vurgulamaktadır. Okul uygulamalarında demokratik süreçlerin daha fazla yer almasını gerektiğini belirten Bolmeier (1995) de demokratik okul yönetimi için altı faktörden söz etmektedir: İlk olarak, okullarda güvenilir öğrenci ve vatandaşlar yetiştirmek için demokratik süreçlerde, aşamalı olarak erken yaşlarda ve sürekli olarak devam eden sorumluluğun verildiği öğretim ve deneyim süreçleri gereklidir. Demokratik davranış, sorumluluk paylaşımı, inisiyatif alma ve öz kontrol gibi alışkanlıklarının gelişmesi eğitim hayatının ilk yıllarında kazandırılması ile mümkün olacak, sonrasında da devam etmesini sağlayacaktır. Demokratik bir topluma uyum sağlayabilmesi için lise son sınıfta birdenbire demokratik prosedürlerle karşılaşması yeterli olmayacaktır. Demokrasinin yaşanması için hataların daha zor telafi edilebildiği okul sonrasını beklemek yerine okulda deneyimlemek daha iyi olacaktır. İkinci olarak öğrenciler tarafından yürütülen okul aktiviteleri ile (öğrenci konseyi vb.) okullarda demokrasinin öğrenilmesi için fırsatlar sağlamaktadır. Üçüncü ise öğrencilerin okul aktivitelerini planlama ve yürütmelerine katılımları için demokratik uygulamalara inanan ve öğretim süreci için hem uygulama becerisine ve hem de uygulama isteğine sahip öğretmenlerin olmasıdır. Dördüncü faktör ise demokratik süreçlere olanak sağlayan uygun fiziksel koşulların bulunmasıdır. Grup etkinlikleri için tasarlanmış aynı zamanda bağımsız çalışmayı da teşvik edecek materyallerin olduğu, sınıf ihtiyaçlarına yönelik fiziksel

düzenlemeler olmalıdır. Beşinci faktör demokratik süreçlere öğrencilerin katılımının sağlanmasında öğretmen ve öğrencilerin okul yöneticileri tarafından destekleniyor olmasıdır. Öğretmenlerin demokratik davranış ve tutumları teşvik edilmelidir. Son olarak demokratik davranışları teşvik eden etkin bir rehberlik programının olmasıdır.

Eğitim sisteminde ve okullarda tüm bireyler bu ilkelerin dikkate alındığı eğitim ortamlarının oluşturulmasından sorumludur. Demokrasi bu ilkeler konusunda duyarlılık gösterildiğinde gelişecektir. Demokrasiyi bir yaşam biçimi, demokratik toplumları da öğrenme ve araştırmayı destekleyen açık sistemler olarak belirten Collinson ve Cook (2007) da bu konuda okulları model göstermektedir. Bu bağlamda demokratik kurumlarda demokratik ilkeleri uygulamak ve korumak konusunda her bireyin sorumluluğu bulunmaktadır. Okullarda da sınıflar, koridorlar, öğretmenler odası gibi tüm alanlarda bu ilkelere model olunmalıdır. Tablo 4’te okul sistemleri için özetlenmiş olan ilkeler bireyleri okulun bir parçası kabul etmekte, gelişimlerini sağlamaktadır. İletişimin önemi, bireylerin hak ve sorumlulukları kabul edilmektedir.

Tablo 4.

Bir Düşünme Biçimi Olarak Demokratik İlkeler

Nerden Nereye

Liderlik ve otorite hiyerarşiktir. Liderlik paylaşılır ve esnektir.

Bağımlılık teşvik edilir. Karşılıklı dayanışma vardır.

Kararlar yukarıdan aşağı doğru alınır. Çok sayıda düşünce ve karar vermede şeffaflık teşvik edilir.

Benzerlik ve itaat etme beklenir. Hoşgörü ve bağımsız düşünceye değer verilir.

Sorgulayan ve kritik yapan bireyler problem olarak

görülür. Sorgulama ve tartışma teşvik edilir.

Bilgiyi çok sayıda kişinin bilmesi tehlikelidir. Bilgi herkesin işine yarar.

Problemlerin çözümü için lidere güvenilir Problemlere çözüm üretmek için herkes

sorumludur.

Yanlış giden bir şey için lider suçlanır. Liderler ve üyeler gelişme için birlikte çalışırlar.

Bireysel sorumluluk hâkimdir. Kolektif sorumluluk yaygındır.

Collinson, V. ve Cook, T. F. (2007). Organizational learning: Improving learning, teaching, and leading in

school systems. Sage.

Tablo 4’e göre bir okul ilk ilkelere göre de işleyebilir, son ilkeleri benimsemiş de olabilir. Burada önemli olanın, demokratik okul kültürünün bir süreç olmasından hareketle, süreç içerisinde yaşanacak değişimlerle okulun daha demokratik olan ilkelere doğru çabalama kapasitesi olduğu söylenebilir. Okulların demokratik özelliğini değerlendirmek amacıyla Woods ve Woods (2013) çalışmaları sonucunda tüm paydaşların katılımını ve işbirliğini amaçlayan bütünsel (holistic) demokrasi anlayışına dayalı olarak bir demokrasi çerçevesi oluşturmuşlardır. Bütünsel demokrasi, bireylerin gelişimini teşvik eden ve sorumluluk paylaşımının öğrenilmesi, karşılıklı ilişkiler içinde fikir üreten bir kültürü ifade etmekle

birlikte çalışma biçimini temsil etmektedir. Çerçevede iki okul tipi bulunmaktadır. Bunların ilki hiyerarşik yapılanmış, rasyonel süreçlere odaklı, bürokratik okul tipidir. İkincisi ise ideal örgüt tipi olarak örgütsel uygulamalar ve önceliklere sahip bütün olarak demokratik okul tipidir. İki tipin özelliklerinin karşılıklı olarak uçlarda yer aldığı çerçevede, bütünsel demokrasi için yapı, güç paylaşımı, iletişim süreçleri ve ilişkiler boyutlarında derecelendirme yapılmaktadır. Burada da daha demokratik bir okula ulaşma hedefi görülmektedir.

Okulda demokratik bir yaşam için bazı ilkeleri Fay Adams (1946) da şu şekilde belirtmektedir (Akt: Cummings, 1952):

1. Kendilerini ilgilendiren konularda bireylere katılım olanağı sağlayarak kişisel ve sosyal becerilerinin gelişmesini sağlamak

2. Herkesin liderlik yapabileceği kabul etmek, ilgi ihtiyaç ve yetenekleri ile uyumlu konularda liderlik deneyimi için teşvik etmek

3. Bireyler okul yaşamıyla ilgili her konuda plan yapabilmelerini, deneyimlerini paylaşmalarını ve başarılarını değerlendirmelerini sağlamak.

Çalışmalar göstermektedir ki; farklı sınıflandırmalar yapılarak incelense de demokratik kültür, çok boyutlu ve birçok alanda yerleşmesi ve uygulamalarda yansıyor olması gereken bir kavramdır. Bir toplumun kültürel özelliklerinin, yönetim ve yönetici kavramlarının algılanışını, yönetim biçimini, yönetim süreç ve uygulamalarını etkilediği belirtilmektedir (Şişman, 1996). Bu düşünceden hareketle, toplumun parçalarını temsil eden kurumlar olarak okullarda var olan bu kültürün etkilerinden de söz edilebilir. Demokratik okul kültürünün okulun amacı, yapısı, yönetimi, davranış ve süreçlerini hem etkilemesi hem de onlardan etkilenmesi beklenebilir. Okulların demokrasinin yaşandığı yerler olmasında, okul kültürünün korunup sürdürülmesinde okulun benimsediği yönetim biçiminin etkileyici olduğu gibi okul kültürü de okulun yönetim biçiminin belirlenmesinde önemli bir role sahiptir. Yönetsel düzeyde alınacak kararlar ve uygulamalar okul yönetiminin sahip olduğu temel değer ve inançlar üzerine kurulmaktadır (Selma Dündar, 2013; Hammad, 2010). Gerçekten demokratik bir okul olmak için bütün yapı ve süreçlerin bu değerleri yansıtması gerekmektedir. Demokratik süreçlerin açık göstergeleri ise yönetim prosedür ve uygulamalarında bulunmaktadır. Tepeden gelen kararların uygulandığı geleneksel hiyerarşik yönetim tarzlarından ziyade işbirliği içinde, liderliğin paylaşıldığı yönetim tarzları yeni fikir ve uygulamaların yaratılmasını desteklemektedir (Strickland ve Suiter, 2008). Bu bağlamda, eğitim sisteminin örgütlenmesi ve yönetim anlayışı yönetimde karar

almayı ve katılımı etkiler. Türkiye'de eğitim sistemi Millî Eğitim Bakanlığı'ndan okullara kadar uzanan bir bürokratik yapı içinde merkezden yönetim ilkesine göre örgütlenmiştir (Karip ve Köksal, 1996). Güç ve yetkiyi okul düzeyine devretmeyi içeren demokratik okul yönetimi okul-temelli yönetimin bir şekli olarak belirtilmekte aynı zamanda eğitimde yerelleşmenin en radikal biçimi olarak nitelendirilmektedir (Mncube, 2009). Okullar özerk yapılanmaya en uygun eğitim kurumları olarak değerlendirilmektedir. Bu nedenle eğitim sistemindeki iyileştirmelerin tepeden değil okuldan başlaması gerekmektedir (Açıkalın, 1998). Türk eğitim sisteminin mevcut yapısında kararlar hiyerarşik olarak alınmakta, okullardaki süreç ve etkinlikler de bu sisteme uygun olarak merkezi bir biçimde sürdürülmektedir. Bu katı yapılanma her biri farklı kültür ve iklime sahip olan okulları aynı kabul ederek demokrasinin temel değerlerini göz ardı edebilmektedir. Ayrıca eğitim kurumlarının katı bürokratik ve hiyerarşik özellikli olmasının okul örgütünün amaç ve süreçleriyle tutarlı olmadığı ifade edilmektedir (Yiğit ve Bayraktar, 2006). Mevcut sistemde karar alma süreçlerinin yavaşladığı, hem okul içi ilişkilerde hem de okul, aile ve çevre ilişkilerinde sorunlar yaşandığı vurgulanmaktadır (Köksal, 1999; Kurt, 2006). Eğitim yöneticileri ve deneticilerinin çoğunluğunun Milli Eğitim Bakanlığının karar verme yetkisinin üst yönetim birimlerinde toplandığı merkeziyetçi yapısıyla işlevlerini etkili bir şekilde yerine getiremediği görüşünde oldukları belirtilmiştir (Arslan ve Atasay, 2008). Diğer taraftan, ilköğretim öğretmenlerinin gözünden demokrasi ve insan haklarına ilişkin görüşlerini değerlendiren Kaymakçı, Öztürk, Palancı ve Kırpık’a göre (2015) öğretmenler, okul idarecilerinin büyük bir kısmının demokratik okul kültürünü desteklediğini belirtmektedir. Katılımcıların çoğunluğu görev yaptıkları okulların kültürünün demokratik olduğunu okulda alınan kararların öğrenci ihtiyaçları gözetilerek alındığını, okulda karar alma süreçlerine öğretmenlerin katıldığını, okul kararlarında veli görüşlerinin dikkate alındığı sonucuna ulaşmışlardır.

Okul toplumunu oluşturan öğelerle aileler arasındaki işbirliği ve güç paylaşımı, eğitimde reform çabalarında üzerinde durulan değişimlerden biri olmuştur. Demokratikleşme eğilimlerine paralel olarak eğitimde demokrasi ve katılımın geniş tabana yayılması konuları gündeme gelmiştir. Okulların yönetimi tartışılmaya başlanmış, okulların doğası, okullara verilen yetki, bilgiyi kullanma biçimleri, karar verme süreçleri sorgulanmıştır (Gok, Peterson ve Warren, 2005; Şişman ve Turan, 2003). Güncel eğitim reformları arasında da okullara yetki verilmesi ve kararlara geniş kapsamlı katılım konuları yer almaktadır. Bu durum okulların doğasını, öğretmen ve okul yöneticilerinin çalışma biçimlerini değiştirmekte, bilginin kullanımı ve karar vermede yeni yapı, süreçler ve

beceriler gerektirmektedir (Gok, Peterson ve Warren, 2005). Okulların çağın gerektirdiği nitelikte bireyler yetiştirebilmeleri için kendi kendilerini yönetebilen kurumlar olarak yapılanmaları gerektiği belirtilmektedir (Balcı, 2000). Kendini yöneten okullarda bilgi, teknoloji, güç, materyal, insanlar, zaman, finansman olarak belirlenen kaynakların dağılımı ile ilgili kararlar okul düzeyinde alınır ancak merkezi bir otoriteye karşı sorumluluk bulunmaktadır (Bursalıoğlu, 2000). Okul merkezli yönetim, fiziki ve insan kaynaklarının sağlanması ve kullanılmasında görece özerk bir yapıya sahip olmasını, bahsedilen konularda yetkilendirilmesini güçlendirilmesini ifade etmektedir (Şişman, 2006). Mncube (2009) yetki aktarımının tek başına demokratik okulu sağlamadığını okulun kendi içyapısının okul işlerinde paydaşların doğrudan katılım göstereceği şekilde organize edilmesi gerektiğini belirtmektedir. Kendini yöneten okulların yönetimi, ilgili kararlara tüm paydaşların, ailelerin ve toplumu kapsayan geniş sağlarken bireyleri, grupları ve toplumu bir arada tutacak, sosyal uyumu sağlayacak platformlar oluşturmalıdır (Perry, 2009).

Okullar yeni nesillerin demokratik vatandaşlar olarak sosyalleşmesine katkıda bulunmak istiyorsa entelektüel ve akademik gelişiminin yanı sıra ahlaki gelişimlerini de dikkate almalıdır. Çünkü okullar öğrencilerin ahlak ve karakter gelişimlerini kaçınılmaz olarak şekillendirmektedir. Bu nedenle okulların da ahlaki ve demokratik kurumlar olması gerekmektedir. Okulların bu yönde gelişimlerini sağlayabilmek için okul ve sınıflarda liderlere ihtiyaç duyulmaktadırlar (Berkowitz, 2011). Liderlik demokratik yönetimde önemli bir unsurdur. Öğretmenler de sınıflarında demokratik yöntemler uygulayarak demokratik okulların oluşması için çaba gösterebilirler. Ancak okul yöneticilerinin bu fikri benimsemiyor olması durumunda öğretmenler başarılı olamayacaklardır. Bu nedenle demokratik okul oluşturmada ve sürdürmede okul müdürünün liderlik rolü esastır (Apple ve Beane, 2007). Lise yöneticilerinin yönetim süreçlerine ilişkin yönetici davranışlarını yönetici ve öğretmen görüşlerine göre incelendiği Polat’ın (1999) araştırmasında yöneticilerin kendilerini yönetim süreçlerinin tümüne ilişkin davranışlarını demokratik olarak değerlendirirken, öğretmenler yöneticilerin davranışlarını otokratik olarak değerlendirdiği sonucuna ulaşılmıştır.

Demokraside liderlik, topluluk duygusu oluşturarak ve karar almada katılımı sağlama ile başlar (Berman, 2011). Temel unsurların yanında aile, sivil toplum kuruluşları ve diğer kurumlarla olan bağların kurum yöneticileri başta olmak üzere diğer paydaşların göstereceği liderlik özellikleri, iletişim becerileri, gösterecekleri tutum ile okulun

bulunduğu bölgenin sorunlarını çözme becerileri ile sağlanacak işbirliği sayesinde okulun mevcut kapasitesinin geliştireceği düşünülmektedir (Barber, 2004). Demokratik liderlik tüm bireylere saygıyı ve katılım hakkını gerektirir. Böylelikle, demokrasi eğitim kurumlarının tüm yapı, ilişkiler ve öğrenme sürecine yayılacaktır (Woods, 2004). Okullarda herkesi etkileyen karar ve konular tartışmaya açık olmalıdır. Liderler okul toplumu ve okulu etkileyen çevre açısından bu konulara duyarlı davranarak düşüncelerin birlikte ifade edilmesini sağlayacak süreçler oluşturmalı ve sürdürmelidir (Furman ve Starratt, 2002). Nitekim öğretmenlerin yöneticilerde algıladıkları demokratik tutumların artmasının öğretmenlerin demokratik değerlere olan inancını arttırmakta olduğu belirtilmektedir (Karadağ, Bal ve Yalçınkayalar, 2006).

Bireyleri gelecek dünyada sorumlu rol alabilecek şekilde hazırlamak ulusun gelecekteki refahı için kritiktir. Gelecek nesiller önemli çevresel, politik ve sosyal konularla dolu bir dünya devralmaktadırlar. Bu nedenle karmaşık problemlere çözüm üretebilme, topluma katılım becerilerinin geliştirilmesi önemli hale gelmektedir (Berman, 2011). Demokratik değer ve uygulamalara yer veren, öğrencilerin sınıf ortamında tartışmalarını ve okul yaşamında aktif rol almalarını teşvik eden okullarda vatandaşlık bilgisi ve katılım becerilerinin daha etkili olduğu iddia edilmektedir. Böylelikle vatandaş olma bilgisi gerçek vatandaş davranışlarıyla ilişkilendirilmektedir (Davies, Williams, Yamashita ve Ko Man- Hing, 2006). Akademik programları ve politikalarının, dolayısıyla okul değerlerinin, farklı olduğu iki ortaokuldaki demokratik yönetim algısı, vatandaş olarak rollerine hazır olma durumunun farklılık gösterdiği belirtilmektedir. Bir okulda daha fazla seçeneği olan, liderlik, karar verme, müzakere ve iletişim becerilerini kazandırmayı amaçlayan program uygulanırken, diğer okulda merkezi program uygulanmaktadır. Her iki okulda da demokrasi ve vatandaşlık eğitimine önem verilmektedir. Her iki okuldaki öğrencilerin bilgi düzeyleri benzerlik göstermesine rağmen ilk okuldaki öğrencilerin sosyal problemleri tespit etme, fikirlerini tartışma becerilerinin daha iyi, sosyal ve politik olaylara katılma eğiliminin daha fazla olduğu belirtilmektedir. Diğer okulda ise ilişkiler daha hiyerarşik algılanmakta ve demokratik uygulamalar güç ilişkileri içinde yer almaktadır (Ho, Sim ve Alviar-Martin, 2011). Çankaya’nın (2010) ilköğretim okul yöneticilerinin demokrasiye ilişkin tutumları üzerinde güven, işbirliği ve sorumluluğun etkisini tespit etmeyi amaçlayan çalışması ilköğretim okullarında görev yapan 108 yönetici ile gerçekleştirilmiştir. Araştırma sonucunda yöneticilerin demokrasiye ilişkin tutumları üzerinde işbirliği ve sorumluluğun doğrudan pozitif bir etkisi olduğu güvenin ise işbirliği ve sorumluluk aracılığı ile demokrasiye ilişkin tutumu pozitif olarak etkilediği sonucuna ulaşılmıştır.

Patrick’de (2012) benzer şekilde yüksek akademik ve sosyal öğrenme çıktılarının sağlanmasında işbirlikçi davranış ile demokratik bir sınıf ortamının oluşması arasındaki ilişkiyi ele almaktadır. Farklı bireylerle işbirliği içinde çalışan öğrencilerin çeşitlilik ve farklılıklara açık, katılıma duyarlı olmaları beklenmektedir. Demokratik okul kültürü aktif katılım ve eşitlik ile geliştirilmektedir.

Katılımı kolektif karar alma süreçlerinde eğitimsel ve sosyal bir çıktı olarak tanımlayan (Davies, Williams, Yamashita ve Ko Man-Hing, 2006), okullarda katılımın etkisini belirlemek amacıyla yetmiş beş çalışmayı incelemişlerdir. Ulaşılan sonuçları katılımın etkisini (1) kişisel ve öğrenme çıktıları, (2) okul ve sınıf, (3) okul çevresi olmak üzere 3 başlıkta kategorize etmektedirler. Araştırma bulgularına göre katılım, başkalarının görüşlerini dinleme, konuşma, argüman, müzakere, uzlaşma ve takım çalışması becerileri demokratik uygulamaları oluşturmaktadır. Öğrenciler öğrenmeleri ile ilgili dönütler aldıklarında hem öğretmenlerin öğretim uygulamaları zenginleşmekte hem de öğrencilerin öğrenme süreçleri ile ilgili farkındalıkları artmaktadır. Katılım öğrencilerin iletişim beceri ve yeterliliklerini geliştirmektedir. Demokratik okullarda öğrenciler daha mutludur. Katılımın hem bireylere, hem okula hem de topluma olumlu etkisi olduğu da ifade edilmektedir.