• Sonuç bulunamadı

Demokrat Parti’nin İktisat Politikaları

BÖLÜM 1: MÜLKÎ YAPI, DEMOGRAFYA VE BELEDİYECİLİK

2.1. Demokrat Parti’nin İktisat Politikaları

İktisadi ve siyasi alanda liberalizmi savunan DP'nin ana amaçlarından birisi hızlı büyümeyi gerçekleştirmekti531. DP, kendi deyimiyle "İktisadi durumu hızlandırmak,

bütçede yatırımları genişletmek, özel sektörü hukuki ve fiili emniyet altına alacak tüm düzenlemeleri yapmak ve geliştirmek, yabancı sermayeden faydalanmak, üretim hayatını devletin zararlı müdahalelerinden ve bürokratik engellerden kurtarmak, mevcut sermayenin üretime akmasını sağlamak amacındaydı. Böylece birey için uygun girişim ortamı kurmak532”. İktisat politikalarının temel hedefleriydi.

DP dönemin ekonomi politikalarının özünde; devletçi ekonomik politikalardan liberal ekonomik politikalara geçiş, tarım sektörüne öncelik verme, sanayileşmeyi özel sektör öncülüğünde gerçekleştirme ve son olarak da dış ekonomik ilişkilerde liberalleşme vardır. 1950 sonrasında çok partili demokratik düzene geçiş, bunun yarattığı genel heyecan ve “demokrasinin geniş halk kitleleri tarafından değerlendirilmesi iktisadi sonuçları çok büyük olan değişmelere yol açmıştır. Geniş bir halk kitlesi demokratik haklarla, sosyal ve ekonomik hakları belli ölçüde bir arada değerlendirmiş ve hayat standartlarını yükseltme, bunu talep etme ve bunu sağlayacak yolları arama çabasına girmiştir.

DP döneminde ülkenin hızlı bir şekilde kalkınmasına ve ekonomide devletçilik yerine özel teşebbüsün etkili olmasına önem verilmiştir533. DP, Türkiye’de serbest girişimi ve liberal anlayışı yerleştirmesi dışında köylü kesimini de ön plana çıkarmıştır. 1933’ten itibaren uygulanan ve artarak sertleşen devletçilik anlayışıyla birlikte göz ardı edilen ve sürekli yükü artan köylüler DP’nin özellikle ilk yıllarında tarıma dönük destek politikalarıyla nefes almışlardır. Bu kapsamda ülkedeki makinelerin üç dört yıl içinde

531 Cem Eroğul, Demokrat Parti (Tarihi ve İdeolojisi), Ankara: İmge Yayınları, 1990, s. 19.

532 Nevin Coşar, “Demokrat Parti Dönemi Maliye Politikası”, Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler

Fakültesi Dergisi, LX/1 (2005), s. 31.

151

dört -beş misline yakın artması ve tarımsal kredilerin yaygınlaştırılması, köylülerin ilerlemesi açısından önemli etkenler arasında yer aldığı düşünülebilir.

DP, hükümetlerinin Türkiye ekonomik alanına getirdiği diğer bir fayda ise dış kredi ve yardımlardan en yüksek derecede faydalanmaya çalışılmasıdır. 1954’ten sonra DP’nin önceliği tarımdan sanayiye kaydırmasına rağmen, tarım kesimindeki gelişmeler aralıksız olarak devam etmiştir. Bu durumu 1950-1954 arasında tarımda modern girdi kullanımının oldukça artırılmış olmasına bağlamak mümkündür. DP’nin serbest girişimden yani liberalizmden 1954’ten sonra uzaklaşıp daha müdahaleci hareketlere girmesini ve politikalarını tarımdan sanayiye yönlendirmesini önceki politikalarının yanlışlığı yerine, şartların değişmesine bağlıdır. İlk dönemde gerek dünyanın içinde bulunduğu durum ve gerekse içyapıdaki mecburiyet DP’yi liberal anlayışa, tarımı öncelikli sıraya almaya ve dış sermayeye yönlendirmiştir. Konjonktür ve şartların değişmesi ile birlikte DP’de önceliklerini ve uygulamalarını değiştirmiştir534.

Bu bölümde DP’nin iktisadi politikaları kapsamında Kocaeli’ndeki ekonomik gelişmeler üzerinde kapsamlı bir şekilde durulmuştur. Özellikle 1950’lerdeki ekonomik ilerlemeler 1950 öncesi ile kıyaslanarak verilmiştir. Bunun yapılmasındaki amaç 1950’den itibaren Kocaeli’nde ekonominin ciddi anlamda geliştiğini göstermektir. Özellikle DP izlediği başarılı ekonomik politikalarıyla Türkiye genelinde birçok yerde olduğu gibi Kocaeli vilâyetinin güçlenmesini sağlamıştır.

2.2. Tarım ve Hayvancılık 2.2.1. Tarım

DP yönetimi köylüyü ve tarımı destekleyici politikalar, dış yardımların tarımsal üretime aktarımı vb. gelişmeler tarımsal alanların genişlemesine ve ciddi üretim artışlarına ortam hazırlamıştır. DP’nin ilk dört yıllık döneminde dış yardımların da desteği ile tarımsal üretimde büyük ilerlemeler kaydedilmiştir. Özellikle bahsi geçen partinin

534 Sefer Şener, “Türkiye Ekonomisinde İkinci Dönem Liberal İktisat Politikaları”, Yönetim Bilimleri

152

siyasal tabanının ağırlıklı kırsal bölgeye yani köylülere dayalı olması, iktidarının devam etmesi için böyle bir politikayı izlemesini gerekli kılmıştır535.

DP, 1950’de iktidara geldiğinde söz konusu programlarında tarıma önem verileceğini söylemekteydi. Buna göre Başbakan Adnan Menderes, tarım ile ilgili bir konuşmasında şunları söylemiştir: “Yeni iktidarı Halk Partisinden ayıran mühim bir görüş farkı da,

ziraat işlerimizin ele almışında tecelli edecektir. Nüfusumuzun yüzde sekseni ziraatla meşgul bulunmakta, Türkiye'de ziraat millî ekonominin ticaretimizin ana kaynağını teşkil etmektedir ve ticaretimizin ana kaynağını teşkil etmektedir. Bunun içindir ki, millî gelirin artması ve her sahada kalkınmanın ana şartı bu temelin kuvvetlenmesi suretiyle mümkün olabilecektir. Ziraatın iktisadi bünyemizin temelini teşkil ettiğini hiçbir zaman gözden uzak tutmayacağız. Eski iktidarın yaptığı gibi gösterişçi ve pahalıya mal olan bir Devlet müessesesinin, karasaban ve kağnının mahkûmu olan geri bir zirai bünye üzerine kurulamayacağı kurulmak istendiği takdirde ise millî ekonomiyi takatsiz düşü-receği hakikati daima hesap olunmak lâzımdır. Bugüne kadar takip olunan yol şayet şu kısaca ifade etiğimiz görüşe mutabık olsaydı, yalnız ziraatımız inkişaf etmekle kalmaz diğer bütün istihsal ve iktisadi faaliyet şubelerinde de. çok feyizli gelişmelere şahit olmak mümkün olurdu”.

“Ziraatı ön plâna alan böyle bir görüşle hare ket ederek zirai kredi dâvasını, ziraat alet ve vasıtaları meselelerini hastalık ve haşerelerle mücadele, iyi tohum ve tohumlan ıslah mevzularını ziraat tekniğini ilerletme çarelerini ehemmiyetle yeni baştan gözden geçireceğiz. Küçük ve büyük sulama işlerine hız vermenin verimi süratle artıran ve yeni yeni teşebbüslere geçmek imkânım veren bir mevzu olduğuna kaniyiz. Topraklandırma işini daha emniyetli, pratik ve süratli usullere bağlamak niyetindeyiz. Unutulmamak icap eder ki, daha düne kadar milyarı geçen Devlet Bütçesi içinde Ziraat Vekâletine tahsis olunan miktar otuz milyon lira civarında idi. Ve bu nispet hiçbir zaman bütçenin yüzde üçünü geçmemiştir. Çok uzun yıllar içinde Ziraat Bankasının tediye edilmiş sermayesinde esaslı bir fark görülmemiştir. Rakam olarak görülen farkların hakikatte para iştira kuvvetindeki düşüklüğün yarattığı farka bile tekabül etmediği basit bir hesapla ortaya çıkacak halkiyatlardandır”.

535 Atiye Emiroğu-Nezahat Koçyiğit-Senem Kesici, “Demokrat Parti Yönetiminde Ekonomik Politikalar”,

153

“Bu sebeplerle evvelâ bütçenin diğer aradan tasarruf edeceğimiz miktarlarla ziraat bütçesini takviye etmek ve ziraatımızın ana dâvalarını teşkil eden yukarda ifade etti-ğimiz mevzuları memleket çapında olarak ele almak azmindeyiz. Sulama işleri gibi yol ve tarife meselelerini de ziraatımızla doğrudan doğruya alâkalı mevzular addetmekteyiz. Hatta vergiler ve gümrük tarifeleri sistemleriyle ziraatımızı kuvvetlendirmenin çarelerini arayacağız. Hulâsa Devletin bütün faaliyet şubelerinde bu ana kaynağın inkişaf ettirilmesini temin edecek bütün tedbirleri almak kararındayız. Ziraat Bankasının sermayesini sözde değil hakikatte artırmak lüzumuna kani bulunuyoruz. Bunun ne miktara kadar yapılması kabil olduğunu esaslı tetkiklerden sonra tespit edeceğiz. Yine kredi mevzuunda kooperatiflere daha fazla ehemmiyet vereceğiz”536. Adnan Menderes’in hükümet programındaki bu sözleri DP’nin tarım

politikaları hakkında çok açık bilgiler vermektedir.

Türkiye’nin uluslararası iş bölümü içerisindeki yeri de sanayi alanında gelişmekten ziyade, NATO’ya bağlı ülkelerin temel ihtiyaçlarını karşılamaya yönelik tarım ürünleri ihracatçısı olmayı hedef almış olmasına yönelik olmuştur. ABD’nin 1948 yılından itibaren Marshall Yardımı programı çerçevesinde Türkiye’ye yaptığı maddi yardımlar büyük ölçüde tarımsal malzeme ve makinelerden müteşekkildi. Söz konusu yardımlar kapsamında Avrupa ülkelerinden çok büyük miktarda traktör ve pulluk satın alınmıştır. Böylece tarım ile uğraşan üreticilere yapılan yardımlar sayesinde makineli üretim kadar hükümetin köylüye kolay ve düşük maliyetli kredi sağlanması dışında belli başlı ürünlerde destekleme fiyat politikası uygulamaları da yer almıştır537.

Türkiye ekonomisinde 1957 yılında ekilebilir arazilerin tamamı üretime açılmıştı. Marshall yardımı kapsamında ABD’den satın alınan son derece gelişmiş makineler ve takip edilen kapsamlı tarım destekleme fiyatları bunun başlıca sebeplerindendi. Bu çalışmalar sonucunda hususiyle tahıl ve pamuk üretimi büyük oranda artmıştır. Bilhassa

536 TBMMTD, Dönem 9, c. I (29 Mayıs 1950), s.28.

537 Suat Oktar-Arzu Varlı, “Türkiye’de 1950-1954 Döneminde DP’nin Tarım Politikası”, Marmara

154

bu ürünlerin artmasının temel sebebi dünya tahıl ve pamuk fiyatlarının ekonomik bakımdan daha değerli olmasıydı538.

Anadolu ile Trakya arasındaki ticaret yolu üzerinde bulunan Kocaeli sahip olduğu konumu dolaysıyla çok eski zamanlardan beri bir konaklama ve ticaret merkezi olarak önem kazanmıştır. Kocaeli Körfezi’nin doğal bir liman oluşu deniz ulaşımını kolaylaştırmış ve İstanbul gibi önemli bir merkeze yakınlığı ekonomisinin büyük ölçüde gelişmesini kolaylaştırmıştır539. Ayrıca Kocaeli ikliminin ılıman oluşu, topraklarının verimliliği ve ziraatı geliştirme usullerinin tatbikiyle çeşitli mamullerin yetiştirilmesine elverişli bir bölge olması vilâyet ekonomisinde tarımın yerini bir kat daha arttırmıştır540. Bu durumdan dolayı Kocaeli ekonomisinde tarımın payının büyük olduğu düşünülebilir. Kocaeli’nde 1950’den önce tarla ziraatına gerekli önem verilememiş, köylünün elinde bulunan tohumluklar tamamen dejenere hale gelmiş ve elde edilen ürün miktarı son derece düşük kalmıştır. Buna karşılık 1950’den sonra hükümet tarım alanlarını genişletmek ve üretimi artırmak için gerekli planlamaları yapmıştır. Bu dönemlerde gerek tohumluk gerek toprak hazırlığı ve özellikle kimyasal gübre ile toprakların beslenmesi tarımı canlandırmıştır. Ayrıca aşağıda gösterildiği gibi çiftçilere eğitim verilmesi ve bu anlamda bilinçli çiftçilerin yetiştirilmesi tarım ürünlerinden elde edilen miktarı görece arttırmıştır541.

1950’li yıllarda olumlu iklim koşulları, uygun yurtiçi durum ve devam eden Kore savaşı, tarımsal üretimin artmasıyla birlikte tarım ürünlerine olan talebi yükseltmiş ve ekonomik gelişmeyi hızlandırmıştır. Kocaeli gibi kıymetli tarım arazilerine sahip bir vilâyet için bu durum çok önemlidir, çünkü tarıma verilen değer arttıkça vilâyetin ekonomisi daha güçlenmiştir. Bu dönemde Marshall Planı ile Amerika'nın Sovyet tehdidine maruz kalan ülkeleri ve bu arada Türkiye’yi destekleme kararı ve dış yardım ile birlikte borçlanma olanaklarının genişliği bölgedeki ekonomik aktiviteyi artıran

538 İlker Parasız, Türkiye Ekonomisi 1923’den Günümüze İktisat ve İstikrar Politikaları, Bursa: Ezgi Kitabevi Yayınları, 1998, s. 104; Coşar, “Demokrat Parti Dönemi Maliye Politikası”, s.89.

539 “Kocaeli” Maddesi, Yurt Ansiklopedisi, c.VII, s. 5013-5015.

540 Avcı, Cumhuriyet Döneminde İzmit (1923-1973), s. 102.

155

unsurlar olarak sayılmaktadır542. Bu durum ülke genelinde olduğu gibi Kocaeli’nde ekonomiyi ve özellikle de tarımı geliştirmiştir denilebilir.

1950’li yıllarda, başta Kocaeli olmak üzere, Türkiye’de tarımın gelişmesinin temel sebepleri aşağıda gösterildiği gibidir543:

- “Devlet topraklarının bir kısmı köylüye dağıtılmış, boş topraklar işletmeye açılmış ve meraların bir kısmı ekim alanı haline getirilerek tarımsal alan genişletilmiştir”.

- “Gizli işsiz konumunda olan nüfusun bir kısmı yeni açılan tarımsal alanlarda istihdam edilerek işsizlik azaltılmıştır”.

- “Tarım kesiminde emeğin verimliliğini artırmak amacıyla yaygın bir makineleşmeye gidilmiş, kısa bir süre içerisinde, traktör sayısı yaklaşık on misli artırılmıştır. Ayrıca, tarımsal alet ve makineler ithal edilip, kolay işleyen bir kredi mekanizması yoluyla mezkûr araç ve gereçler köylünün kullanımına sunulmuştur”.

- “Tarımsal ürünlerin taşıma ve depolanması için yeni önlemlerin alınması, ürünlerin düşük fiyatlarla hemen elden çıkarılmasını önleyerek gerçek fiyattan satılması temin edilmiştir”.

- “Ziraat Bankası kanalıyla, tarım kesiminin kredi ihtiyacı geniş ölçüde karşılanmış, tarımsal ürün fiyatları yükseltilerek üreticilere daha fazla nakit girişi sağlanmıştır”.

Kocaeli vilâyeti için 1950-1960 dönemi “altyapı yatırımcılığı dönemi” şeklinde de adlandırılabilir. Günümüzün büyük karayolları, su, liman, enerji projeleri bu dönemin ürünleridir544.DP devrinde tarımda hızlı bir makineleşme ile birlikte geçimlik ya da sadece ülke içinde üreten bir yapıdan, ulusal ya da uluslararası pazarlar için uzmanlaşmış üretim yapan bir yapıya doğru geçilirken, tarımda teknolojik gelişmeler de verimliliği artırmış ve ülkenin ekonomik olarak gelişmiştir545.

542 Eroğul, Demokrat Parti (Tarihi ve İdeolojisi), s. 87; Abdullah Takım, “DP Döneminde Uygulanan Ekonomi Politikaları ve Sonuçları”, Ankara Üniversitesi, SBF Dergisi, LXVII/2 (2013), s.167.

543 Takım, “DP Döneminde Uygulanan Ekonomi Politikaları ve Sonuçları”, s.167.

544 Avdan, Cumhuriyet Döneminde Kentleşme Sürecinde Planlama Deneyimi, 1930-1980 İzmit Planları, s. 40.

545 İlhan Tekeli, Türkiye’de Cumhuriyet Döneminde Kentsel Gelişme ve Kent Planlaması, İstanbul: Tarih Vakfı Yayınları, 1998, s.12.

156

1954 yılına kadar Kocaeli’nde Ziraat Müdürlüğü teşkilatı bulunmaktaydı. Ancak aynı yıl içerisinde Ziraat Bakanlığı tarafından görülen lüzum üzerine Ziraat İl Müdürlüğü, Teknik Ziraat Müdürlüğü’ne dönüştürülmüştür. Bilhassa kazalarda bulunan teknisyenlerin tarım ile alakalı olarak bilgi ve görgülerini arttırmak amacıyla uygun çalışmalar düzenleyen yeni teşkilatın ilk müdürlüğünü de Mümtaz Erdem yapmaktaydı. Mümtaz Erdem’in başkanlığındaki Teknik Ziraat Müdürlüğü çalışanları köylerde sürekli incelemelerde bulunuyorlardı546.

Kocaeli’nde tarımı geliştirmek amacı ile Kocaeli Teknik Ziraat Müdürlüğü çeşitli faaliyetlerde bulunmuştur. Bu çalışmaları temel amacı çiftçilerin tarım ile ilgili her alanda bilgi sahibi olmalarını sağlamaktı. Bu amaçla Kocaeli Teknik Ziraat Müdürlüğü, her hafta “Çiftçiye Ziraat Bilgileri” adı altında bir broşür yayınlamış ve çiftçilere bedava dağıtmıştır. Mezkûr broşürlerde her hafta çiftçileri ilgilendiren farklı bir konu yer almıştır547. Çiftçilerin bilinçli bir biçimde üretim yapmasında ve tarımın daha modern yöntemlerle icra edilmesinde bu yayınların faydalı olduğu şeklindeki hükme varılabilir. 1950’li yılların başlarında Kocaeli’nde çiftçilere dağıtılan tarım kredilerinin arttırılması amacıyla Marshall Yardım’ından Ziraat Bankası’na verilmiş olan 8.000.000 Türk Lirası’nın 6.500.000 Türk Lirası krediye bağlanmış olduğundan; Ziraat Bankası tarafından Kocaeli’ne yeniden 7.339.000 Türk Lirası değerinde bir yardım yapılmıştır. Mezkûr krediler ile 1950’ye kadar ekilmemiş fakat üretime uygun arazinin istihsale açılması ve çiftçinin eksik olan zirai makine ve takımlarının takviye edilmesi sağlanmıştır548

. Böylece bahsi geçen krediler sayesinde çiftçilerin ekonomik yönden rahatlamaya başladığı ve gerekli aletleri daha kolay bir şekilde alabildiği düşünülmektedir.

Kocaeli’nde 1950 dönemine göre tarımın daha çok gelişme göstermesinin temel sebeplerinden birisi kullanılan traktör sayısının artışıdır. Vilâyet genelinde 1940 yılında

546 Bizim Şehir, 20 Ağustos 1954, No: 687

547 Bizim Şehir, 19 Eylül 1954, No: 713; Koç, Hürsöz Gazetesi Çerçevesinde İzmit Şehrinin Siyasi, Ekonomik ve Sosyal Yapısı (1951–1955), s.34.

548 Koç, Hürsöz Gazetesi Çerçevesinde İzmit Şehrinin Siyasi, Ekonomik ve Sosyal Yapısı (1951–1955), s.33.

157

traktör sayısı altı549 iken; DP iktidarının hemen ilk yılı olan 1950’de 49 olmuş550 ve 1955’te 149’a yükselmiştir551 . Ayrıca 1950’den önce çiftçilerin elinde çiftçiye hizmet edecek 4 adet selektörden başka ziraat alet ve makinesi yok iken; 1958 yılı itibariyle 149 adet traktör, 7 adet harman makinesi ve 10 adet selektör makinesi bulunmuştur. Bu dönemlerde binlerce çitçinin tohumluğu temizlenmiş, ilaçlanmış ve hafriyat ile harman işlerine yardım yapılmıştır. Örneğin 1950’den evvel çiftçilerin temizlenen tohumluk miktarı 1.500 ton iken; bu rakam 1958’de 2.600 tonu aşmıştır552.

Bilindiği üzere makineleşme tarımın gelişme göstermesinin temel sebebini teşkil etmektedir. Bundan dolayı DP döneminde çiftçilerin faydalanması için çok sayıda makinenin kullanılması tarımın ciddi bir şekilde ilerlemesini sağladığı şeklinde anlaşılabilir. Özellikle Kocaeli’nde birçok traktör ve makinenin kullanılması hem tarım ürünlerinin miktarını hem de ürün çeşitliliğini arttırmış olabilir.

1950’den önce çeşitli zirai faaliyetler kiralanan iptidai vasıtalarla yapılmaktaydı. Bu durum çalışmaların yapılmasını zorlaştırmaktaydı. Bu sorunu çözmek için hükümet tarafından İzmit’e 5 ve her kazada birer adet olmak üzere toplam 9 adet jeep ve pikap gibi modern vasıtalar verilmiştir553. Bu araçlar ile zirai faaliyetlerinin daha seri bir şekilde yapıldığı hükmüne varılabilir.

Yukarıda ifade edildiği üzere; tarımı geliştirmek ve bilinçli çiftçiler yetiştirmek amacıyla Kocaeli Teknik Ziraat Müdürlüğü tarafından birçok eğitim ve seminerler düzenlenmiştir. Söz konusu çalışmalarda Kocaeli Teknik Ziraat Müdürlüğü kadar Çayırova Teknik Ziraat Okulu da etkili rol oynamıştır. Çayırova Teknik Ziraat Okulu yetkilileri eğitimleri daha çok köy köylülere vermiş ve çiftçilerin seminerler için İzmit merkeze gitmelerine gerek bırakmamışlardır554.

549 Türkiye Cumhuriyeti Başvekâlet İstatistik Umum Müdürlüğü, Ziraat Alat ve Makineleri İstatistiği 1940, İstanbul: Hüsnü Tabiat Basımevi, 1941, s. 11.

550 Türkiye Cumhuriyeti Başvekâlet İstatistik Umum Müdürlüğü, 1950 Ziraat Sayımı Neticeleri, Ankara: Yayın Yayınları, 1956, s. 61.

551 Türkiye Cumhuriyeti Başvekâlet İstatistik Umum Müdürlüğü, Traktör Anket Neticeleri ve Ziraat

Alat ve Makineleri, 1955-1959, Ankara: Yayın Yayınları, 1960, s. 5. 552 ATOM, Sinop, Sakarya, İzmit, Edirne, Tekirdağ, s. 197.

553 ATOM, Sinop, Sakarya, İzmit, Edirne, Tekirdağ, s. 198.

158

1950’li yıllarda bazı vilâyetler teknik ziraat bölgesi kabul edilmiştir. Bu vilâyetlerden birisi de Kocaeli’dir. Bu tarihlerde ekilmemiş toprakların tarım arazilerine açılması Kocaeli’nin teknik ziraat bölgesi kabul edilmesi sayesinde daha kolay hale gelmiştir. Bu dönemlerde uygulanan başarılı politikalar sayesinde ekilebilir geniş araziler elde edilmiş ve tarım arazisine açılmıştır. Ayrıca ziraat işleri daha modern ve bilimsel yöntemlerle yapılmıştır.

Devrin gazetelerine göre Kocaeli Teknik Ziraat Müdürlüğü tarımı geliştirmek ve çiftçilerin modern yöntemlerle üretim yapmasını sağlamak amacıyla birçok yeni plan yapmış ve proje uygulamıştır. Bunlardan birisi Teknik ziraat müdürlüğü ile yüksek mütehassıs ve müfettişler kadrosu altında Kocaeli’nin kazalarına bağlı yirmi köye zirai eğitim vermek üzere ziraat öğretmenlerinin atanmasıydı. Mezkûr eğitimciler, köylünün ve çiftçinin topraklarını teker teker inceleyerek bilgiler edinmiş ve tarlaların hangilerinde ürün yetişir veya ne suretle ürün yetiştirileceğini çiftçilere öğretmek için uğraşmışlardır. Bu hususta ziraat öğretmenleri, köylüleri eğitmiş ve yetiştirdiği her çiftçi için bir dosya oluşturmuştur.

Eğitimler sonunda her sene yirmi köyün halkı aralarında mümessil köylü seçerek diğer ilçelerde toplanarak grup kongrelerine katılmışlardır. İlçelerdeki kongrelerin neticeleri vilâyet kongresine gönderilmiş ve burada tespit edilen kalkınma ve ihtiyaç raporları Bakanlıkça tetkik edilerek; Kocaeli’nin bir senelik faaliyet raporları belirlenmiştir555. Görüldüğü gibi Teknik Ziraat Müdürlüğü tarım faaliyetlerini geliştirmek için eğitim faaliyetlerine önem vermiştir. Ayrıca eğitimlerin verilmesi ve sonucunda da Kocaeli genelini ilgilendiren kararların alınması, çalışmaların belirli bir düzen içinde yürütüldüğü şeklinde değerlendirilmektedir.

1950’li yıllarda Kocaeli zirai bir vilâyet şeklinde görüldüğü için, hükümet burayı Teknik Ziraat Bölge sınıfına almıştır. Teknik ziraat bölgesinden maksat, köylünün tarlasını, toprağın cinsine ve yetiştireceği mahsule göre tanımak, yetiştirmek ve

555 Koç, Hürsöz Gazetesi Çerçevesinde İzmit Şehrinin Siyasi, Ekonomik ve Sosyal Yapısı (1951–1955), s.35-38.

159

işletmektir. Hürsöz Gazetesi’ne göre, Anadolu’nun bazı yerlerinde bu şekilde kullanılan arazilerin verdiği müspet neticeleri Kocaeli’nde de alınmıştır556.

DP döneminde tarım ürünlerine zarar verici haşerelerle mücadele için köylüyü eğitici seminerler verilmiş ve bölgeye uzmanlar gönderilmiştir. Bahsi geçen çalışmalar ile zararlı haşerelerle ve hastalıklarla ciddi bir şekilde mücadele edilmiştir. 1950’den önce zararlı haşerelerle mücadele etmek için sadece 40 adet sırt ve 17 adet arabalı pülverizatör mevcut iken; 1957’den 213 sırt, 17 adet arabalı ve 106 adet muhtelif marka ve tipte pülverizatörler ve su tankerleri bulunmuştur 557.

Kocaeli’nde tarım alanındaki büyük sorunlardan birisi çiftçiler tarafından orman alanlarına zarar verilmesiydi. Hükümet, bunu engellemek amacıyla toprağı olup da ziraat yapmakta güçlük çeken köylüye sistemli yardım ve kredilerinin arttırılması yoluna gitmiştir. Bu sayede tarım alanlarına yönelen köylünün ormanları yok etmesi büyük ölçüde engellenmiştir558. Ayrıca vatandaşlara Ziraat Bankası’ndan esaslı ve kolay bir şekilde kredi kullanması için olanaklar sağlanmıştır. Özellikle devrin ziraat müdürünün köylü ile sıkı münasebeti, İzmit Merkez bucağı çevresindeki köylerden bir kısım köylü vatandaşların kurs görüp birçok şey öğrenmeleri, traktör kursu için köylerden gönderilen kişilerin ehliyet almalarını kolaylaştırmıştır559.