• Sonuç bulunamadı

6. Bakan tarafından verilen benzeri görevleri yapmak.

2.6. Denetimin Öğeleri, Süreçler

2.6.2.2. Değerlendirme Uygulaması

Müdürün iki tür değerlendirme yapması beklenmektedir. Bunlardan biri yapılan işin, diğeri ise işi yapanın değerlendirilmesidir. Yapılan işin değerlendirilmesi, o işin yapımının iyileştirilmesi için gereklidir. İşlerin değerlendirilmesi için kullanılacak değerlendirme ölçütü, “olması gereken” şeklinde nitelenen ve okulla ilgili yasal-yönetsel metinlerde yazılı olanlardır. Bunlar, bilimsel yayınlarda var olanlarla desteklenerek kullanılır. Örneğin, bir öğretmenin planları denetlenirken, öğretmenin yaptığı planlarla, yönetsel ve bilimsel metinlerin bir ders planında olması gerektiğini belirttiği hususlarda var olanlar karşılaştırılır. Bu karşılaştırma sonunda, olması gerekene göre eksik olanlar, gereksiz fazlalıklar, yanlış olanlar varsa ortaya konur: Şunlar eksik, şunlar yanlış, şunlar gereksiz fazla. Bunların nedenleri de belirlenir.

Değerlendirme sürecinde ilk sözün kendisi veya işi değerlendirilene verilmesi yararlı olur. Denetim öncesinde belirlenip denetlenecek olanla incelenen değerlendirme ölçüt ve ölçünleri esas alınarak, kişinin yapılan işi kendisinin değerlendirmesi istenir, puanlama birlikte yapılırsa iyi olur. Bu süreçte kişi işinin bir dilimini olduğundan daha yüksek puanla değerlendirmek istediğinde, müdür ona gözlenen eksik ve yanlışları (bunlar düzeltilmemişse) örnek vererek, değerlendirmeyi yeniden yapmasını isteyebilir. Kişi kendisine, alması gereken puandan daha düşük bir puan vermek istediğinde yine müdür, o işte bir eksik ve yanlışın olmadığını söyleyerek, tam puan vermesini önerebilir. Burada dikkat edilmesi gereken bir iş, denetlenenin örneğin bir yanlışı olmuşsa ve müdürün de yardımı ile o yanlışın doğrusu öğrenilmiş ve yinelenmeyeceğinden emin olunmuşsa, o yanlış nedeniyle o işe eksik puan verilmemesidir. Çünkü kişinin artık öyle bir eksiği kalmamıştır.

- 45 -

Birlikte yapılan değerlendirmede, denetlenenin yargıları müdürünkiyle uyuşmuyorsa, müdür yanlışı önce kendinde aramalıdır. Buluyorsa yanlışını “kabul” etmeli, bulamıyorsa, tartışmaya girmemeli, “benim şimdiki bilgim ve yargım bu, bunun doğru olup olmadığını ikimiz de araştıralım, kanıtlarımızı birbirimize gösterelim” diyerek o işi sonlandırmalıdır.

İşlerin değerlendirilmesinde müdür, bunun kişinin değil, işinin değerlendirilmesi olduğunu belirtmeli, kendisinin, daha farklı bir ölçütle değerlendirileceğini anımsatmalıdır. Böylece kişinin değil, işinin iyi, eksik, yanlış, gereksiz, fazla olduğu vurgulanmış, hedef olarak kişi değil, işi alınmış olur. Bu durumda düzeltilip geliştirilecek olan da kişinin işidir. Böylece olumsuzluklar kişiye değil işine yöneleceğinden, kişinin kendini olduğundan fazla rahatsız hissetmesi önlenebilir.

Kişinin değerlendirilmesi, işinin değerlendirilmesi için kullanılan ölçütle değil, “olabilecek olan” ölçütüyle yapılmalıdır. “Bu koşullarda olabilecek olanın en iyisi nedir” sorusunun yanıtı olan ölçüt, durumu belirleme sürecindeki bulgularla karşılaştırılır. Bu yapılmazsa, denetimin durumsallık ve nesnellik ilkelerine aykırı davranılmış olur. Eğitsel olanaklar ve durumlar her yerde aynı değildir. Öğrencilerin hazır bulunuşluk düzeyleri, sınıftaki öğrenci sayıları, sınıfların araç-gereçleri, öğrencilerin aile olanakları her yörede, okulda, sınıfta farklı olabilir. Bu farkların yarattığı olumlu-olumsuz sonuçlar, öğretmenden kaynaklanmadığı sürece, onun değerlendirilmesinde kullanılmamalıdır.

Örneğin, geçen yılki bir dersi uzun süre boş geçmiş olan öğrencilerin hazır bulunuşluk düzeyi, diğer bir şubenin öğrencilerinden düşük olabilecektir. Anadolu liseleri sınavlarına hazırlanan on öğrencisi bulunan bir şube ile, yirmi öğrencisi bulunan diğer şubenin öğretmenlerinden, aynı sonuçları beklemek gerçekçi değildir. Okul yönetimi bir yanlışlık yapıp da, ekonomik durumu (olanakları) veya okul başarısı iyi olan öğrencileri bir şubeye, diğerlerini başka şubeye koymuşsa, bu sınıfın öğretmenlerinden aynı başarıyı beklemek te doğru olmaz. Bu nedenlerle, işinin değerlendirilmesinde “olması gereken nedir” ölçütü kullanılırken, kişinin değerlendirilmesinde “bu koşullarda olabilecek olanın en iyisi nedir” ölçütü kullanılmalıdır.

- 46 -

Değerlendirme sürecinde gözetilmesi gereken bir gerçek de kişinin neleri yapabileceğine değil, neleri yaptıklarına bakarak değerlendirilmesidir. Ara-sıra yapılan ders gözlemleri, kişinin ne yapabileceğini gösterir, ama ne yaptığını göstermez. Değerlendirmede, kişinin hizmete kattığı değer olan “ne yaptığı” esas alınmalıdır. Gözlem sürecinde çok iyi edim gösteren bir kişi, ikinci bir gözlem sürecine kadar bu edimini düşürebilir. Gözlemde, hastalık, ilgi, anlık olumsuzluklar nedeniyle iyi edim gösteremeyen kişi, gözlemden sonra bu durumlar ortadan kalkıp daha iyi edim gösterebilir. Bu yanılgılardan kurtulmanın iki yolundan biri, kişiyi özelliklerine göre değil, bu özelliklerin işe yansımasını gösteren somut edim sonuçlarına göre değerlendirmektir. İkinci yol, denetimin sürekliliğini artırmaktır. Okul müdürü sürekli olarak okulunda bulunabileceğindan, bu olanağa sahiptir.

Bu bilinen yolların ötesinde, öğrenci ve öğretmenlerin değerlendirilmesinde, artık daha yararlı, gerçekçi yöntemlerin kullanılması gerekir. Bu yöntemlerden önerilenler şunlardır: Her sınıf ve ders için, dersyılı başında ve sonunda, öğrencilere test uygulanır. Örneğin altıncı sınıf matematik dersi için, o yılın sonunda uygulanacak testin aynısı, yılın başında da uygulanır. Böylece matematik öğretmeninin, öğrencileri hangi düzeyden alıp, hangi düzeye getirdiği nesnel olarak belirlenir. İki düzey arasındaki farka göre, öğretmene başarı puanı verilir. Elbette, farklı olanaktaki okul ve sınıflar için “olabilecek olan” ölçütü kullanılarak, puanda gerekli düzeltmeler yapılır. Bu yöntemin yararlarından bazıları olarak şunlar söylenebilir:

Değerlendirmenin nesnelliği yoluyla, öğretmen haklı değerlendirildiğine inanacak, haksız değerlendirmenin getireceği sorunlar önlenebilecektir. Değerlendirme, somut sonuçlara dayalı olduğundan, yeterliğe göre yapılan değerlendirmenin yanıltıcı sonuçlarından uzak olacaktır. Değerlendirme, amaç olan öğrenci başarısına yönelik olacaktır. Öğretmen başarıları, karşılaştırmalı olarak değerlendirilebilecektir. Bu karşılaştırma, okul içinde olduğu kadar, okullar arasında da yapılabilecek, düzeltme-geliştirme gereksinimleri açıkça görülebilecektir. Son sınav sonuçları, öğrenci başarısı için esas alınacağından, öğretmenin yapacağı geliştirici ara sınavlarda gerçek dışına sapma davranışları işe yaramayacak, son sınavı öğretmen yapmadığından ve sonuçlar öğretmenin

- 47 -

başarısını da belirleyeceğinden, iyi sonuç için, öğretmen-öğrenci işbirliği sağlanabilecektir.