• Sonuç bulunamadı

dan kuşkulanıyordu.28 Bu endişeler az ınlıkl ar sorununu gün-

gün-27 "Çukurova ovasının en zengin bölgelerini zaten ellerinde tutan Enneni toprak sahipleri, mülkiyetlerini hızla genişletiyorlardı... Ermeni nüfusu büyüyor ve , zenginleşiyor, Müslüman nüfus ise geriliyordu. Çukurova'nın Müslümanlann vatanperverliklerini tahkir eden bu durumu ve kendilerinin hakim ırk olma statüsünü tehdit eden Ermeni iktisadi kazançlarını hüzünle karşılıyorlardı.

Bütün bu gelişmeler her an patlayabilecek bir bileşim ortaya çıkartn ... " WJ.

Childs "Armenia", Encyclopedia Britannica 11. baskıya ek yeni ciltlerden, cilt

XXX, Londra, 1922, s. 197.

28 Richard G. Hovannisian, Annenia on the Road to lndependence, 1918, Califor­

nia, 1967, s. 42: "Ermenilerin çoğunluğunun Osmanlı hükümetine karşı ge­

rekli tavn göstermelerine rağmen, kanıtlanabilir ki sadakat gösterisi samimi

89

deme getirdi ve 1915'te Ernıeni nüfusunun Anadolu dışına tehcir edilmesi büyük can kaybına neden oldu. Rumların bir kısmı yine askeri nedenlerle iç bölgelere göç ettirildilerse de, Rum nüfusu savaştan fazla bir zarar görmedi. Bir kere, lstan­

bul' daki Rum Ortodoks Patrikhanesi, Anadolu'nun bazı bölge­

lerini de içerecek genişletilmiş bir Yunan devletinin kurulması­

na karşıydı. Aynca, Yunanistan 1917'ye kadar savaşa girip gir­

memek konusunda kararsız kalmışn ve Alman askeri çevreleri Yunanistan'ın tarafsızlığına önem veriyordu. Sonuç olarak, Os­

manlı Rum toplumu savaşan taraflara ilişkin tercihlerinde ikiye bölünmüştü. Ermenilerin ise çoğunlukla ltilaf Devletleri taraf­

tarı olduğuna inanılıyordu. Ama, 1917'de Venizelos iktidara gelince, lngilizlerden zaferden sonra Ban Anadolu'nun işgali vaadini kopararak, Yunanistan'ı savaşa soktu.

Birinci Dünya Savaşı, 1918'de bitmedi. Mondros Mütare­

kesi'nden sonra bir barış antlaşmasının hazırlanması ve im­

zalanması çok zaman aldı. 1920'de Sevres Antlaşması imza­

landığında Yunan işgali yaygın bir direnişin ortaya çıkmasına yol açmış ve Osmanlı hükümeti meşruluğunu kaybetmişti.

Yunan hükümeti, savaştan sonra bölgenin Yunanistan tara­

fından yönetileceği vaadine dayanarak, lzmir ve çevresini

iş­

gal etmişti ama, taraflardan hiçbiri askeri işgalin tek başına Yunan ordusu tarafından gerçekleştirileceğini ummuyordu.

İtalyanlar ve Fransızlar da Yunanlıların Batı Anadolu macera­

sına karşıydılar: Yunan ordusunun 1919 Mayıs'ında Batı Anadolu'yu işgali yüz yıllık bir rüyanın, büyük bir Yunanis­

tan içinde Helenistik dünyayı yeniden kurmayı amaçlayan Megale ldea'nın doruk noktasıydı. Osmanlı lmparatorlugu zayıflayıp imparatorluğun içindeki Rum burjuvazisi güçlen­

dikçe, Yunanistan'daki aydınlar ve siyasetçiler "Küçük As­

ya'' da Helenizmin yeniden kurulmasını kaçınılmaz bir sonuç olarak görmeye başlamışlardı. Özellikle yerli Rum nüfus

iş-90

değildi. Dünyadaki Ermenilerin çoğu Entente güçlerine sempati duyuyordu.

Merkez güçlere değil. 1914'ün sonbahanna gelindiğinde ônde gelen Osmanlı

Ermenilerinin birçoğu ve bu arada eski bir mebus, Rus askert makamlarıyla işbirliği yapmak için Kafkaslar'a geçmişlerdi."

galcilerin yönetiminin sağlamlaşmasına katkıda bulundu­

ğundan ve işgal ordusunun saflan yerli Rum gençlerin katıl­

masıyla güçlendiğinden, 1919'da işgal ordusunun engelleni­

lemeyeceği sanılıyordu. 29

Gevşek örgütlenmiş gruplar halinde faaliyet gösteren yöre­

deki direniş kuvvetleriyle yapılan önemsiz çatışmalardan sonra, işgal başlangıçta Yunanistan'a ayrılmış bulunan lzmir sancağının sınırlannı aştı. Ama Yunan ordusu Anadolu'nun içlerine ilerleyince Türk milliyetçi hareketi hızla askeri kana­

dını örgütledi; mahalli direnişi kontrol etmeye başladı ve Yu­

nanlıların ilerlemesini durdurmayı başardı. Bir yıldan fazla süren kesintisiz savaşlardan ve 192l'de Yunanlıların zaferi kazanmasına ramak kalmasından sonra, 1922 ortalarında kurtuluş ordusu düşmanı geri çekilmeye zorladı ve sonuçta işgal kuvvetlerinin çoğu girdikleri lzmir limanından Anado­

lu 'yu terk etti.

Savaşın gidişinin değişmesiyle, Anadolu'nun Rum nüfusu Yunan işgali altındaki bölgeye kaçmaya başlamıştı. Yunan or­

dusunun geri çekilmesi de terk edilen bölgelerden lzmir'e doğru kitle halinde göçlere yol açtı. Moral güçlerini kaybeden işgal kuvvetleri tam bir düzensizlik içinde, boşaltmak zorunda kaldıklan şehirleri yakarak büyük can ve mal kaybına neden oldular. lzmir'in kurtuluşunu izleyen bir ay içinde, yaklaşık bir milyon Osmanlı uyruğu Rum gemilerle ve Trakya üzerin­

den Yunanistan'a kaçtı. Savaşın sonunda yapılan görüşmelerde zorunlu nüfus mübadelesi üzerinde anlaşmaya vanldı ve bu çerçevede Yunanistan'dan Türkiye'ye 450.000 Müslüman, Türkiye'den Yunanistan'a ise 150.000 Ortodoks Hıristiyan gönderildi. Sadece lstanbul'da mukim Rumlar ve Batı Trakya Müslümanları bu mübadele dışında bırakıldı.30 1924'te

müba-29 Llewellyn-Smith, Ionian Vision; Amold Toynbee, The Westmı Question in Gre­

ece and Turkey: A Study in the Contact of Ctvilisations (1922 ilk basım), New York, 1970.

30 D. Pentzopoulos, The Balhan Exchange of Minorities and its Impact upon Gre­

ece, Mouton, 1962, bu büyük nüfus hareketinin en kapsamlı anlatımını içerir.

Mübadeleyi Türkçe açısından değerlendiren bir çalışma henüz yoktur.

91

dele tamamlandığında, toplam 1.2 milyon Rum Yunanistan'a kaçmış veya mübadele yoluyla gönderilmişti. Dünya Savaşı'­

nın başlamasından on yıl sonra Hıristiyan azınlıklar yeni Tür­

kiye'nin topraklan olarak kalan bölgenin dışına çıkarılmışlar­

dı. Yaklaşık 2,5 ıtıilyon Ermeni ve Rum ölmüş, ülkeden ayrıl­

mış veya aynlmaya mecbur edilmişti. Savaş öncesi burjuvazi­

sinin çok büyük çoğunluğu bu rakamın içindeydi. Henüz oluşmakta olan bir sınıfa hiç beklenmedik şartlar alunda bo­

yun eğdirilmişti.

92

DÖRDÜNCÜ BÖLÜM

Benzer Belgeler