• Sonuç bulunamadı

GENEL OLARAK DIŞ KAYNAK KULLANIM

19. YÜZ YIL 1970’ li Yıllar

1.5 Dış Kaynak Kullanımının Faydaları

DKK işletmeler için birçok fayda sağlamaktadır. Bu faydalar, maliyetlerin düşürülmesi ve kontrolü, esneklik sağlama, temel işlere odaklanmayı sağlama, değişken maliyet yapısı oluşturma, bilgi ve beceri arttırma, kalitenin geliştirilmesi, teknolojinin takip edilmesi, verimliliğin arttırılması, riskin paylaşılması, işletme değerinin arttırılması, uygun işletme yapısının oluşturulması, rekabet gücünün arttırılması ve gelir dağılımındaki dengeye katkı olmak üzere sıralanabilmektedir. Bu faydalara ilişkin açıklamalara aşağıda kısaca yer verilmiştir.

1.5.1 Maliyetleri Düşürme ve Kontrol

Maliyetlerin düşürülmesi DKK’da en temel fayda ve işletmelerin DKK’ya gitmelerinde en önemli motivasyon olarak görülmektedir. İşletmeler ana hedeflerini oluşturan karlılığı sağlamak ve diğer işletmelerle rekabet edebilmek için en düşük maliyetle en iyi üretimi yapmayı hedeflemektedirler (Embleton and Wright 1998, 96; Lankford and

Parsa 1999, 311). DKK bu açıdan bulunmaz bir fırsat olarak değerlendirilmekte ve ölçek ekonomilerinden yararlanan, uzmanlaşmış işletmelere temel yetenekler dışındaki işler devredilerek maliyetlerin düşürülmesi hedeflenmektedir(Jennings 1997, 89). DKK’da sadece mevcut sürece yönelik maliyetlerin düşürülmesi değil bunun yanında gelecekte oluşabilecek ek maliyetlerin durdurulması ve kontrolü için de yararlanılmaktadır (Kakabadse and Kakabadse 2000, 690; ITGR 2003, 1). DKK’nın maliyetler üzerine etkileri sadece işletmenin faaliyet konularında değil aynı zamanda kuruluş aşamasında yapacağı yatırımların maliyetlerini de azaltarak işletmeye finansal açıdan yararlı olabilmektedir. Böylece işletme DKK yoluyla daha az sermaye kullanarak rekabet avantajı kazanmaktadır (Benson and Irenimo 1996, 60).

1.5.2 Esneklik Sağlama

DKK’nın en önemli yararlarından biri de işletmelere esneklik sağlamasıdır. Esneklik en temel şekli ile fonksiyonel esneklik, gelir esnekliği ve sayısal esneklik olarak üçe ayrılmaktadır. Fonksiyonel esneklik, iş görenler için yeni iş görevleri ve yeni üretim yöntemleri oluşturabilme imkanı, gelir esnekliği, üretilen mal ya da hizmete yönelik talep ve verimlilik ile ücret ödemeleri arasındaki eşgüdüm ve son olarak sayısal esneklik, mal ya da hizmet talebine uygun olarak iş gücü sayısında değişiklik yapabilme imkanı olarak tanımlanabilir. DKK ise, bu esneklik formlarının her üçüne de katkıda bulunmaktadır. DKK’da, görevler anlaşma dahilinde, ödemeler sadece tamamlanan işe yapılan ve iş gören sayısı sadece üretim gerekliliğine göre düzenlenmektedir (Benson and Irenimo 1996, 60). Böylece işletmeler DKK’dan yararlanarak oluşabilecek risklerin büyük bölümünü satıcılara aktarabilmekte ve örgüt yapısını daha yalın hale getirerek karar almada daha esnek, dinamik, değişikliğe uyum sağlayabilen ve pazardaki fırsatları değerlendirebilen bir konuma kavuşabilmektedir (Genç 2004,217; ITRG 2003, 2).

1.5.3 Temel İşlere Odaklanma

Günümüzde ürün çeşitliliğine paralel olarak ürün süreçlerinde ve ürün bileşenlerindeki artış, işletmelerin hizmet ve üretim alanında birçok süreci kendi bünyesinde bulundurmasını gerektirmektedir. Bu da işletmelerin sınırlı kaynaklarını bu süreçlere cevap verme konusunda zorlanmasına neden olabilmektedir. DKK’nın benimsenmesi ile işletmeler kendi temel yeteneklerinin dışındaki faaliyetlerini

dışarıdaki kendi alanlarında uzmanlaşmış işletmelere vermesiyle kaynaklarını belirledikleri stratejik alanlarda kullanarak uzmanlaşmayı sağlayabilmektedir. İşletmelerin temel yeteneklerine odaklanmaları işletmede etkin ve teknik bir yönetime kavuşmayı sağlamakla kalmayıp, aynı zamanda işlerin devredildiği işletmelerin maliyet avantajlarından yararlanarak rekabet avantajını da beraberinde getirmektedir (Corbett 2004,13; ITRG 2003, 2; Coşkun 2002, 207; Olgun 2004).

1.5.4 Değişken Maliyet Yapısı Oluşturma

İşletmelerin DKK’ya yönelmesinin en önemli sebebi daha önce de belirtildiği gibi maliyetlerin azaltılmasıdır. İşletmelerde maliyetler genel olarak sabit maliyetler ve değişken maliyetler olarak ikiye ayrılmaktadır. Sabit maliyetler, işletmede üretim olsa da olmasa da oluşan maliyetleri, değişken maliyetler ise, üretim kapasitesine göre artan ya da azalan maliyetleri ifade etmektedir. İşletmeler DKK yolu ile bir takım faaliyetlerini dışarıdaki işletmelere devir ederken bu faaliyetlere aldığı hizmet kadar ödemede bulunabileceği için sabit maliyetlerinin bir kısmını değişken maliyete dönüştürebilme imkanı yakalamaktadır. Bu nedenle DKK’dan yararlanan işletme yararlandığı faaliyetler için harcamalarını sadece üretimini tasarladığı ya da hizmetine olan talebe göre şekillendirebileceği için oluşacak maliyetlere değişken bir yapı kazandırabilmektedir. Böylece DKK’dan yararlanan işletme maliyet unsurlarını etkili bir şekilde kullanarak rekabet üstünlüğü kazanmakta ve oluşabilecek risklerden korunabilmektedir (Corbett 2004, 13; Parlar 2002,11).

1.5.5 Bilgi ve Becerileri Artırma

DKK’nın diğer bir faydası ise, hizmet sağlayan işletmenin sahip olduğu bilgi birikimi ve becerilerden kaynaklanmaktadır. İşletmeler DKK’dan yararlanarak hizmet alınan işletmenin sahip olduğu bilgi birikimini de birlikte satın alarak mal ve/ya da hizmetlerin müşterilerine en iyi şekilde sunulmasını sağlamaktadır (Quinn 1999, 11). Özellikle hizmetler sektöründe uzmanlık yeteneklerinin işletme bünyesinde istihdam edilmesinin maliyetli ve uzman işgücünün sınırlı sayıda olması işletmeleri kendi alanında uzmanlaşmış işletmelerden yararlanmaya itmektedir. İşletmeler bu şekilde DDK’dan yararlanarak hem uzman istihdamından kaynaklanabilecek yüksek maliyetlerden kaçınmakta hem de bulunduğu sektörde diğer işletmelere karşı rekabet avantajı yakalayabilmektedir (Corbett 2004, 14).

1.5.6 Kaliteyi Artırma

İşletmelerin bulunduğu sektörde rekabet etmesinde en önemli unsurlardan biri sundukları mal ve/ya da hizmetlerin kalitesidir. Sunulan mal ya da hizmetin kalitesi ise, işletmenin kaynakları ile sınırlıdır. DKK’dan yararlanan işletmeler hizmet aldıkları işletmelerin konularında uzmanlaşması ve teknolojik gelişmeleri yakından takip etme yeteneğine sahip olmasından dolayı daha kaliteli mal ya da hizmet alabilmektedir. Sunulacak ürünün kalitesinin belirlenmesine de imkan sağlayan DKK işletmelerin daha az maliyetle daha kaliteli ürün sunmasına yardımcı olan bir strateji olarak görülmektedir (Parlar 2002, 11).

1.5.7 Teknolojiyi İzleme

Günümüzde teknolojik gelişmelerin hız kazanması nedeni ile teknolojiye yapılan yatırımlar daha riskli bir hal almıştır. İşletmelerin büyük maliyetlerle oluşturdukları teknolojik alt yapı ekonomik ömrünü doldurmadan yeni teknolojilerin geliştirilmesi ile demode olmakta ve tüketici beklentilerini karşılayamaz hale gelmektedir. İşletmeler DKK’dan yararlanarak bu riski hizmet aldıkları işletmelere aktarabilmekte ve teknolojiyi izlemek için gerekli olan maliyetlerden kurtulabilmektedirler (Lankford and Parsa 1999, 312). Böylece işletme hem teknolojinin sunduğu imkanlardan yararlanabilmekte hem de alt yapı ve yenileme için gerekli olan kaynaklarını temel yeteneklerine aktarabilmektedirler. Ayrıca DKK işletmeye teknolojisini eski bulduğu tedarikçisini değiştirebilme imkanı vererek değişen çevre koşullarına karşı hızlı tepki verme imkanı sunmakta, böylece DKK uygulayan işletmeler, uygulamayanlara göre uzun vadede rekabet üstünlüğü sağlamaktadır (Coşkun 2002, 207). Teknoloji alanında yapılan DKK örnek olarak işletmelerde kullanılan bilgisayarlar ve cihazlarda yaptıkları DKK uygulamaları verilebilir.

1.5.8 Verimliliği Artırma

İşletmeler maliyetlerini azaltmak, diğer işletmelerle rekabet edebilmek ve karlılıklarını artırabilmek için sınırlı olan kaynaklarından en iyi şekilde yararlanmak istemektedirler. DKK ise, işletmelere verimlilik sağlama açısından alternatif bir fırsat sunmaktadır. DKK ile işletmelerin kullandıkları bina alanı, üretim süreçlerinde düzen ve iş gücü maliyetlerindeki tasarruflar ve kaynakların etkin kullanımı işletmelerde verimlilik artışını da beraberinde getirmektedir (Fixler and Siegel 1999,178).

1.5.9 Risk Yönetimine Katkı

İşletme çevresinde oluşabilecek değişiklikler işletmelere olumlu ya da olumsuz etkiler olarak geri dönebilmektedir. Geleceğin tam olarak bilinememesi işletmeleri risk faktörü ile baş başa bırakmaktadır. İşletme yöneticilerinin görevi ise, oluşabilecek riskleri önceden görerek ve mümkün olduğu kadar bu risklerden kaçınarak işletmenin amaçlarına ulaşmasını sağlamaktır. Özellikle günümüzde rekabetin artması ile risk olasılıkları daha da artmıştır. İşletmelerin riskten kaçınmak için kullandıkları stratejilerden biri ise DKK’dır. DKK ile işletmeler hizmet ya da üretim süreçlerinin bir kısmını dışarıdaki bir işletmeye vererek olası talepteki dalgalanmalar, krizler, maliyet, teknoloji ve yatırım riskleri gibi işletmeleri olumsuz etkileyebilen risklerden kendilerini koruyabilmektedirler (Parlar 2002,11). Ayrıca riskli ve istenmeyen yönetim sorunlarının işletme bünyesinden çıkarılıp, dış kaynağa aktarılması ile faaliyet kalitesinin ve işletme imajının korunması da mümkün olabilmektedir (Tezel 1998’den aktaran İsfendiyaroğlu 2001, 24).

1.5.10 İşletmeye Değer Kazandırma

İşletmelerin DKK’ya yönelmesi ile hem işletme hem de hizmet sağlayan tedarikçi işletme açısından işletmelerin piyasa değerini artırıcı etki yarattığı görülmektedir. İşletmenin uzun ve kısa vadede DKK ile sağlayacağı maliyetlerdeki düşüş, uzun vadede yatırım sahibinin sermayesini alternatif alanlarda kullanmasına izin verirken, kısa vade de nakit akışlarında ve gelirde artış yaratmakta, bunun sonucunda hisse sahiplerine kısa sürede büyük kazançlar sağlayabilmektedir. Sermaye piyasalarında işlem gören işletmeler açısından işletmenin tedarikçi işletme ya da işletmelerle stratejik ortaklık olarak dış kaynak hizmeti aldığını ilan etmesi piyasa yatırımcılarında oluşabilecek risklerin paylaşıldığı ve maliyetlerin azaldığı düşüncesini oluşturmakta ve işletme hisselerine olan talepte artış yaşanarak işletmenin değerinin artmasına neden olabilmektedir. Faaliyet maliyetlerindeki azalma sonucunda yatırımcıların refah düzeyindeki artış ile birlikte verimliliğin artması ve tedarikçi işletmenin hizmet kalitesinde sağladığı gelişmeler ile işletmenin satışlarında oluşturduğu artışlar işletmenin değerini artıran faydalar arasındadır. Ayrıca işletmenin marka ve tanınmışlık değeri açısından bakıldığında, tedarikçi işletme tarafından verilen hizmet kalitesi ile doğru orantılı olarak işletmenin değerine katkıda bulunduğu görülmektedir. Günümüzde birçok yönetici, işletmelerinin değerini

artırmak amacıyla DKK’yı stratejik bir karar olarak kullanmaktadırlar. Belirlenen faaliyetlerin, alanında uzman, teknolojik gelişmeleri takip eden ve en önemlisi yeteneklerini geliştirebilen tedarikçi işletmelere aktarılması işletmelere yeni bir canlılık getirerek ve bulundukları sektörde dinamik bir yapıya kavuşarak işletme değerini artırmalarına katkıda bulunmaktadır. Faaliyetlerin tedarikçi işletmeye devri ile yönetim temel yeteneklere odaklanabileceği için ise, işletmede performans atışı ile işletme değerine ek bir katkı söz konusu olmaktadır (Bryce and Useem 1998, 637–638).

1.5.11 Uygun İşletme Yapısını Oluşturma

İşletmelerin amaçlarına ulaşabilmesi için sermaye yapısı, yatırım ve kazanç dağıtımı gibi konularda en uygun karar bileşiminin kurmaları gerekmektedir (Alpugan vd. 1997, 318). Bunun için işletmeler sahip oldukları kıt kaynakları en etkin şekilde kullanmayı amaçlamaktadırlar. Sermaye gereğinin sahip olunandan çok olması ya da yatırım seçeneklerinin olması durumunda işletme kendisi için en verimli dış kaynak aracını seçmek için bir takım analizler yapar. Bu kapsamda, DKK seçenekleri her zaman işletmenin sermaye yükünü azaltabilecek ve işletme için en uygun sermaye yapısına ulaşmasına izin verecek bir seçenek niteliğinde olabilmektedir. DKK da işletmeler için bu seçeneklerden biri olarak kullanılabilmektedir.

1.5.12 Rekabet Gücünü Artırma

İlk bakışta işletmelerde DKK’ya yönelmelerinde temel motivasyon olarak maliyetlerin düşürülmesi yatsa da asıl olarak diğer işletmelere göre maliyetleri düşürerek daha fazla mal ve hizmet satmak ve kar etmek yatmaktadır. Diğer bir deyişle, DKK’ya yönelmenin asıl nedeni diğer işletmelere karşı rekabet gücünü geliştirmektir. DKK ise, son yıllarda rekabet ve farklılaşma avantajlarını sağlayan bir uygulama olarak görülmektedir (Kakabadse and Kakabadse 2001, 190). İşletmeler DKK ile sağlayacakları maliyetlerin düşürülmesi, esneklik sağlanması, değişken maliyet yapısı ile risklerin azaltılması, kalitenin geliştirilmesi, teknolojinin takip edilmesi, verimliliğin arttırılması gibi faydalar ile rekabet güçlerini arttırarak diğer işletmelere karşı üstünlük kazanabilmektedirler.

1.5.13 Gelir Dağılımında Dengeye Katkı

Özellikle gelişmekte olan ülkelerin temel sorunlarından birisi de gelir paylaşımındaki dengesizliklerdir. Bu tip ülkelerde gelir dağılımındaki eşitsizlik sosyal çatışmalara neden olarak ülkede olumsuzluklara zemin hazırlayabilmektedir. Bu nedenle gelir paylaşımındaki dengesizlikleri ortadan kaldırmak amacıyla küçük işletme ve girişimcileri desteklemek, değişik ürünler ve pilot bölge için sübvansiyonlar, kara müdahale, sosyal sigorta uygulaması, vergilendirme ve kanunlaştırma gibi programlar hazırlanmaktadır (Demirci vd. 1992, 324). DKK ise, işletmeleri bir yandan maliyet, verimlilik, kalite ve rekabet gücü konusunda desteklerken, diğer yandan alanında uzmanlaşmış işletmelerin de piyasaya girmesini teşvik etmekte ve sağlanacak gelirin paylaşımı karşılıklı fayda çerçevesinde sağlanabilmektedir. Bu nedenle DKK’nın üretim çeşitliliğini artıran ve gelirlerin paylaşımını esas alan yapısından dolayı gelir dağılımında adaleti arttırdığı söylenebilir.