• Sonuç bulunamadı

Düzenli çizgi çalışmaları: Bu aşamada yapılacak çizgi çalışmaları, harfleri yazmaya

KAVRAMSAL ÇERÇEVE

5) Düzenli çizgi çalışmaları: Bu aşamada yapılacak çizgi çalışmaları, harfleri yazmaya

hazırlık niteliğindedir. Bu amaçla aşağıda verilen çizgi çalışması örneklerinden yararlanılabilir (MEB, 2009b).

İlkokuma Yazmaya Başlama ve İlerleme

İlkokuma yazmaya başlama ve ilerleme aşamasında önerilen etkinlikler aşağıda verilmiştir.

Sesi Hissetme ve Tanıma

Tanıtılacak sesin öğrenciler tarafından fark edilmesini sağlamaya yönelik olan sesi hissetme ve tanıma aşamasında aşağıdaki çalışma ve etkinlikler yapılmalıdır:

1. Kısa öyküler anlatma, drama yapma, tekerleme ya da şarkı söyleme gibi etkinliklerle ses hissettirilir.

2. Sesin geçtiği kelimeler örnekler buldurulur ve bu kelimeler söylenirken ilgili ses vurgulanır (Öğrenciler örnekler vermeye özendirilir.).

3. Görsellerden yararlanılarak sesi ayırt etme çalışmaları yapılır (Sesin bulunduğu ve bulunmadığı kelimelerin resimleri gösterilerek öğrencilerden bu kelimelerde ilgili sesin geçip geçmediğini belirlemeleri istenir).

4. Sesli harfler kelimenin sırasıyla başında, ortasında ve sonunda, sessiz harfler ise kelimenin sonunda, ortasında ve başında tanıtılmalıdır (MEB, 2009b).

Sesi/Harfi Okuma ve Yazma

Seslerin harflerin yazdırılmasında aşağıda verilenlere dikkat edilmelidir:

1. Öğretmen bu harfin nasıl yazıldığını tahtada göstermeli ve harfi öğrencilerle birlikte okumalıdır.

2. Alıştırma kitabındaki büyükçe çizilmiş harfin üzerinden ok yönünde yazma çalışması yaptırılarak öğrenciler harfin yazılışına hazırlanmalıdır.

3. Öğrencilerin, satır aralıklarına (dört çizgi üç aralık) yazılmış harf örneklerinin üstünden kalemleriyle gitmeleri sağlanmalıdır.

41

4. Öğrenciler dört çizgi, üç aralıktan oluşan satır aralarına harfleri yazmalı; öğrencilerin yazdıklar harflerin doğru yazımı ve seslendirilmesine özen gösterilmelidir.

5. Yazılması zor olan ) harflerden önce, bu harflerin yazımına yönelik

hazırlayıcı çizgi çalışmaları yapılmalıdır.

6. Seslerin/harflerin öğretiminde alfabedeki sıralama değil; aşağıda verilen sıralama ele alınmalıdır. Bu sıralamada Türkçenin ses yapısı, harflerin yazım kolaylığı, anlamlı hece ve kelime üretmedeki işleklik dikkate alınmıştır. Ayrıca, bu gruplardaki bazı seslerin/harflerin yerleri değiştirilerek farklı gruplamalar da yapılabilir. Ancak bu düzenleme Türkçe Dersi Öğretim Programı’nın anlayışına, tematik yaklaşıma ve Ses Temelli Cümle Yöntemi’ne uygun olmalıdır.

Tablo 2. Ses Grupları

1. Grup: 2. Grup: 3. Grup: 4. Grup: 5. Grup: 6. Grup:

7. Büyük harfler verilirken oluşturulan kelime ve cümlelerden yararlanılabilir. Bunun için özel adların yazım kuralından, cümleye büyük harfle başlama kuralından hareket edilebilir. Örneğin “ela” kelimesi üretildiğinde bu kelimenin farklı anlamları üzerinde durularak insan adı olan “Ela” kelimesinin yazım şekli gösterilmelidir. Elde edilen büyük harfin yazım şekli üzerinde durulmalıdır.

8. Bitişik eğik yazıda harflerinin büyük ve küçükleri

benzerdir.

9. Bitişik eğik yazıda, harfler üstten bağlanır ve harflerin noktaları ve noktalama işaretleri kelime yazımı bittikten sonra konur.

10. Bitişik eğik yazıda “ ” harfleri yazılış özelliği bakımından kendinden sonra gelen küçük harfle bağlanmaz. Büyük harf yazıldıktan sonra kalem kaldırılır.

11. Bitişik eğik yazı büyük harfleri ile kelime yazılırken harfler birleştirilmez.

12. Rakamlar matematik dersi programı ile bağlantılı olarak birinci ses grubundaki ses öğretimi tamamlandıktan sonra aşamalı olarak verilmeye başlanmalıdır (MEB, 2009).

Hece, Kelime ve Cümle Oluşturma

Seslerin harflerin yazdırılmasında aşağıdaki çalışmalar yapılmalıdır:

1. Verilen ilk iki sesin/harfin ardından bunlarla ilgili hecelere ulaşılmalıdır. 2. Elde edilen hecelerle okuma ve yazma çalışmaları yapılmalıdır.

42

3. Verilen her yeni ses/harf, önceki öğrenilenlerle ilişkilendirilmeli yeni heceler ve kelimeler oluşturulmalıdır.

4. Her ses/harf grubu tamamlandıktan sonra yapılan çalışmalar gözden geçirilerek değerlendirilmelidir. Bir sonraki ses/harf grubuna geçmek için öğrencilerin daha önce verilenleri öğrenmiş olmalarına dikkat edilmelidir.

5. Sesler/harfler verildikçe üretilen heceler artacak bunlara bağlı olarak kelime ve cümle oluşturma süreci de kolaylaşacaktır. Bu süreçte elde edilen özel adlar büyük harf yazımının öğretimi amacıyla kullanılmalıdır.

6. Elde edilen kelime ve cümlelerin anlamları üzerinde durulmalıdır.

7. Öğrenciler, kelime ve cümle oluşturmaya özendirilmelidir. Oluşturulan kelime, cümleler okunmalı ve yazılmalıdır (MEB, 2009b).

Metin Oluşturma

Öğrenilen seslerden heceler, hecelerden kelimeler, kelimelerden cümleler, cümlelerden yararlanılarak metin oluşturulmalıdır. Öğrencilerin dört çizgi üç aralıktan oluşan satır çizgilerine metinleri doğru bir şekilde yazmalarına özen gösterilmelidir.

Okur Yazarlığa Ulaşma

İlkokuma yazma öğretim sürecinin son aşaması okuryazarlığa ulaşmaktır. Bu aşamaya serbest okuma yazma aşaması da denilmektedir. Öğrencilerin şiirleri, tekerlemeleri, hikâyeleri ve okuma kaynaklarından seçtikleri metinleri sınıftaki arkadaşlarına okumaları, kendilerini yazılı olarak ifade etmeleri ve yazılanları okuyarak paylaşmaları sağlanmalıdır.

Eğitimde Teknoloji

Öğrencinin merkeze alındığı ve öğrenme sürecinde öğrencinin aktif olarak rol aldığı yapılandırmacı yaklaşımda öğrenme öğretme sürecinde teknolojinin rolü büyüktür (İşman, Baytekin, Balkan, Horzum ve Kıyıcı, 2002). Günümüzde teknolojik gelişmelerin hızlı bir biçimde ilerlemesiyle eğitimde teknoloji kullanımı artmıştır. Anderson’a (2008) göre bilgi ve iletişim teknolojileri temelli eğitim sayesinde öğrencilerde geliştirilmesi hedeflenen özellikler; sağlıklı iletişim becerisi, yaratıcılık, işbirliği, bilgi ve iletişim teknolojileri okuryazarlığı ve günlük hayat için becerilerdir.

Eğitimde teknoloji entegrasyonu, bilgi ve iletişim teknolojilerinin entegrasyonu şeklinde de ifade edilmekle beraber entegrasyon sürecinin ne olduğuna ilişkin tanımlarda farklılıklar bulunmaktadır. Bazı tanımlarda kullanılan teknolojiler ile öğrencilerin öğrenmelerinin

43

zenginleştirilmesine ilişkin vurgu yapılırken bazı tanımlarda ele alınan teknolojinin öğretici tarafından etkili bir biçimde kullanılabilmesi ya da öğretim programının bir parçası haline getirilmesine dikkat çekilmektedir (Mazman ve Usluel, 2011).

Uluslararası Eğitimde Teknolojiler Topluluğu (ISTE, 2000), teknoloji entegrasyonunu, belli bir içerik alanında ya da disiplinler arası bir ilişki ile öğrenmenin artırılması için teknolojinin süreçte kullanılması, öğretimle ilgili işlevlerin bir parçası haline getirilerek erişilebilir olması şeklinde tanımlarken, Hew ve Brush (2007) ise eğitimde teknoloji entegrasyonunu, sınıfta öğretmenler tarafından öğrenci başarısını artırmak için her türlü teknolojinin kullanılması şeklinde tanımlamaktadır. Rıza’ya (1997) göre eğitim teknolojisi; “Değişik bilimlerin verilerini, özel hedef, yöntem, araç ve gereç, ölçme ve değerlendirme gibi eğitimin geniş alanlarında uygulamaya koyan, uygun maddi ve manevi ortamlarda insan gücünün en iyi şekilde kullanılmasını, eğitimin sorunlarının çözülmesini, kalitenin yükseltilmesini, verimliliğin arttırılmasını sağlayan bir sistemler bütünü” şeklinde tanımlanabilir. Yıldırım’a (2007) göre sınıfta teknoloji kullanımı konusunda araştırmacılar, karar vericiler ve uygulayıcılar arasında işbirliği olmalıdır. Çünkü okullardaki teknoloji entegrasyonu, öğretmenlerin sınıf içi etkinliklerini şekillendirmektedir (Hennessy, Ruthven, ve Brindley, 2005).

Teknolojinin eğitim sürecinde kullanılmasının başlıca avantajları şunlardır: Öğrenmenin niteliğini arttırır,

Öğrencilerin ve öğretmenlerin hedefe ulaşmak için harcadıkları zamanı azaltır,

Öğretmenin etkinliğini arttırır,

Niteliğini düşürmeden eğitimin maliyetini düşürür,

Öğrenmeyi, öğrenme ortamında etkin kılar (Akkoyunlu, 1998).

Bilgi ve iletişim teknolojilerindeki hızlı gelişmeler bilgi kaynaklarını zenginleştirmekte ve bu durum teknolojik gelişmelere uyum sağlayabilen bireylerin yeni becerilere sahip olmasını gerektirmektedir (Burke, 2009). Günümüzde eğitimcilerin en önemli görevi bilgi kaynaklarında meydana gelen sürekli ve hızlı değişime uyum sağlayan bireyler yetiştirmektir. Bu nedenle bilgi ve iletişim teknolojilerinin kullanılması, etkililiği ve eğitim öğretim ile entegrasyonu için gerekenler ilgililer tarafından yerine getirilmeli ve bu yöndeki değişimler doğru şekilde uygulanmalıdır. Schware ve Jaramillo (1998) sınıf içi etkinliklerde bilgi teknolojisinin entegre edilmesini, kullanımının sürekli olarak incelenmesini ve uluslararası karşılaştırmaların yapılması gerektiğini belirtmiştir.

44

Anderson (2008) bilgi ve iletişim teknolojilerinin gelişimi ve bilginin hızla yayılması nedeniyle bilgi toplumu kavramının ortaya çıktığını, bu nedenle eğitim faaliyetlerinde kullanılan teknolojik araçların başında bilgisayar ve internetin geldiğini belirtmiştir.

Keser (1988) bilgisayarların eğitim açısından üstün yönlerini şu şekilde belirtmiştir: Etkileşimli bir araçtır, öğrenci bilgisayar karşısında denetim yetkisini kullanmayı öğrenir.

Büyük bir esnekliğe sahiptir, etkin bir pekiştiricidir, sabrı sonsuzdur.

Yazı tahtası, ders kitabı kadar geneldir. Yazı, çizim, grafik, sayı, renk, ses vb. çok çeşitli bildirim simgesini durgun ya da hareketli olarak kullanabilir ve çeşitli kaynaklardan yararlanabilir.

Uygun biçimde hazırlanmış her çeşit programı kullanabilir.

Ders yazılımlarında çok değişik sürprizlere yer verilerek eğitimi zevkli ve ilgi çekici hale getirebilir.

Bireysel öğretimde ve grup öğretiminde kullanılabilir.

Programlı öğretimin dayandığı ilkelerin uygulanmasına hizmet edebilir.

Öğrencinin sorulara verdiği cevapları kaydeden istenildiği an sonuçları bildirebilen eşsiz bir sınav aracıdır ve soruda üretebilir.

1960’lı yıllarda bilgisayarın ve 1990’lı yıllarda ise internetin ortaya çıkması, bilgi ve iletişim teknolojilerinin, eğitim için oldukça önemli olduğunu fark ettirerek eğitim faaliyetlerinde teknolojinin nasıl kullanılabileceği, öğretmenler, eğitim araştırmacıları ve politikacılar tarafından araştırılan çok önemli bir konu olmuştur (Voogt ve Knezek, 2008). Şili, Finlandiya, Singapur ve Amerika Birleşik Devletleri gibi ülkelerde eğitim sistemlerini geliştirmeye yönelik bilgi ve iletişim teknolojileri, öğrenci öğretmen etkileşimi ve öğretim yöntemleri gibi konularda araştırmalar yapılarak eğitim öğretim programı ile bilgi ve iletişim teknolojileri entegrasyonu çalışmaları önemsenmiştir (Ainley, Enger ve Searle, 2008).

Yavuz ve Coşkun’a (2008) göre teknolojideki gelişmelerle beraber eğitim bilimlerinde de yeni arayışlar içine girilmiş ve öğrencilerin teknolojik araç gereçlere yönelik tutumları yatırımların daha akılcı kullanılması yönünde gerekli eğitim politikaları ve stratejiler oluşturulmasını sağlamıştır.

ABD’de 1979 yılında öğretmen eğitiminde teknolojinin etkili kullanılmasını sağlama hizmeti ve liderlik yapmak amacıyla kurulan ISTE (2008), bilgi ve iletişim teknolojilerini etkin biçimde kullanan öğretmenlerin özelliklerini şu şekilde belirtmiştir:

Öğrencinin yaratıcılığına yön veren ve yenilikçi düşünme becerisi kazanmasına yardımcı olan ve bunun için dijital teknolojilerden yararlanan,

45

Bütün öğrenciler için bireysel meraklarını gidermelerini, eğitimsel amaçlarını oluşturmada aktif olmalarını, kendi öğrenimlerini yönetmelerini ve kendi gelişimlerini değerlendirmelerini sağlayan teknolojiyle zenginleştirilmiş öğrenme ortamları geliştiren,

Öğrenci başarısını ve yenilikçi düşünme becerisini desteklemek amacıyla, dijital gereçleri ve kaynakları kullanarak öğrencilerle, iş arkadaşlarıyla, ailelerle ve topluluk üyeleriyle birlikte çalışan,

Telif hakkına saygı, fikir hakları ve kaynakların uygun dosyalanmasını içeren dijital bilgi ve teknolojinin etik, güvenli ve yasal kullanımını savunan, örnek alan ve öğreten,

Öğrenimi geliştirmek için etkili teknoloji uygulamasını keşfetmek amacıyla yerel ve dünya çapında öğrenme topluluklarına katılan,

Öğrencinin öğrenimine destekte, mevcut bulunan ve yeni çıkan araçları ve kaynakları etkili kullanım için mevcut bir kaynak hakkındaki profesyonel çalışmaları ve güncel araştırmaları yansıtan ve değerlendiren,

Öğretmenlik mesleğinin, okulun ve toplumun etkililiğine, canlılığına ve kendini yenilemesine katkıda bulunan kişilerdir.

Etkili teknoloji entegrasyonu, öğrencilerin okuduklarından kendi anlamlarını ve bilgilerini meydana getirme sürecinde teknolojiyi kullanmalarını içerir. Yani eğitimde teknoloji entegrasyonu "teknoloji sınıfta öyle bir şekilde kullanılmalıdır ki, teknoloji olmadan o şekilde öğretim yapmak mümkün olmasın" anlayışına dayanmaktadır. Bu nedenle, öğrenme öğretme süreci tasarlanırken öğretmenlerin bilgi ve iletişim teknolojilerinin bu sürece nasıl entegre edileceğini iyi bilmesi gerekmektedir (Alkan vd., 2011).

Günümüzde gelişmelerin, yeniliklerin ve üretimlerin temel kaynağı bilgidir. Bilginin üretilmesinde, yönetilmesinde, geliştirilmesinde, paylaşılmasında ve verimli kullanılmasındaki ihtiyaçlar teknolojinin ilerlemesine neden olmuştur. Bilgi ve iletişim teknolojilerindeki ilerlemeler ve bunun sonucunda meydana gelen değişimlerle beraber yeni teknolojiler oluşmuştur. Meydana gelen bu değişimlerden bireylerin ve toplumun olumlu yönde etkilenmesi çok önemlidir. Eğitim sektörü de bu hızlı değişimden etkilenmiştir. Alkan (1991, s. 340) eğitim teknolojisini; “öğrenme ve öğretmeyi en iyi biçimde planlayıp, geliştirmek ve gerekli değerlendirmeyi yapmak amacıyla öğrenme öğretme süreçlerine sistematik bir yaklaşım” olarak belirtmiştir. Eğitimde bilgi ve iletişim teknolojileri araçlarını verimli ve aktif kullanarak etkili materyal kullanımını desteklemek ve teknolojinin eğitime entegrasyonunu sağlamak amaçlanmalıdır.

Ülkemizde bireylerin bilgi teknolojileri ve internet konusunda eğitimsiz olması nedeniyle teknolojinin eğitime entegrasyonu gereklidir (Akdur, Bilici, Çiçek, Günday ve Yıldızbaşı, 2011). Teknolojinin eğitimde sadece bir araç olarak kaldığını, öğretmenin yerini alamayacağını belirten Emmungil’e (2012) göre eğitimde bilgi teknolojilerini kullanma sebepleri şunlardır:

46

 Toplum, okul, öğretmenler ve öğrenciler arasındaki iş birliğini, bilgi teknolojileri araçlarını kullanarak geliştirmek,

Öğrenme ortamlarını, eğitimsel yazılımlar, elektronik referanslar, uygulama yazılımları ve eğitsel oyunlarla desteklemek; böylece eğitimin kalitesini artırmak,

Bilgi teknolojisi araçlarını her kademedeki öğrenme ortamlarına entegre etmek,

Her öğrenciye eğitim hayatı boyunca her türlü gelişmiş bilgi teknolojisi araçlarına (bilgi kaynaklarına) ulaşma imkânı sağlamak,

Doğru zamanda ve doğru yerde, doğru bilgi teknolojisi aracı kullanım yeteneğini bütün öğrencilere kazandırmak,

Bilgi teknolojisi araçları ile bilgiye ulaşma, problem çözme, bilginin işlenmesi ve sunulması becerilerini bütün öğrencilere kazandırmak ve onlara günlük hayatta bilgi teknolojisi araçlarını nasıl kullanabileceklerini öğretmek,

Öğrenciyi pasif öğrenme ortamlarından kurtararak kendi kendine aktif bir şekilde öğrenme yeteneği kazanmasını sağlamak,

Öğrencilerin, interneti, çizim programlarını, kelime işlemcileri, elektronik tablolama ve sunum yazılımları gibi araçlar olarak kullanmalarını sağlamak,

Bilgisayar; öğretmenlerin, ders planlarını hazırlama, derslerini uygulama, ölçme- değerlendirme araçlarını geliştirme, not verme, eğitsel materyallerini hazırlama ve kendilerini geliştirme amaçlı olarak kullanmalarını sağlamak,

Okul yönetimlerinin veri tabanları, kelime işlemci, sunum yazılımları vb. bilgi teknolojilerini kullanarak idari işlerin kolaylaştırılmasını ve daha etkin hale getirilmesini sağlamak,

İl ve ilçe milli eğitim müdürlüklerinin işlevlerinin bilgi teknolojisi desteğiyle yürütülmesi için bir yönetim bilgi sistemi kurmak.

Alkan’a (1991) göre eğitim teknolojilerinin sınıfta kullanılması gerekmektedir. Bilgisayarlar, etkileşimli uygulamalar ve geliştirilebilir yazılımlar sayesinde öğrenme öğretme sürecinde teknoloji kullanılmaya başlamıştır. Balcı ve Eşme (2001), genel eğitim programları arasında teknolojinin olması gerekliliğinin nedenlerini şu şekilde ifade etmiştir:

Eğitim, çağdaş yaşamdan ve teknolojiden ayrı düşünülemez,

Teknoloji eleştirel tavırları geliştirerek yaratıcı kapasiteyi yükseltir,

Teknoloji zekâ ve yeterliğin gelişmesine katkıda bulunur,

Teknoloji eğitimi diğer dersleri tamamlar,

Teknoloji eğitiminin sonucu olarak, öğrenci okulu ne zaman terk ederse etsin içinde yaşadığı teknik hayata uyum sağlayabilir.

Gelişen teknoloji ile beraber günümüzde, iletişim ve bilişim teknoloji ürünlerinin okullarda kullanılıp kullanılmayacağı konusu değil, bu teknolojilerin nasıl kullanılacağı, nasıl temin edileceği, nasıl dağıtılacağı, kullanım ve etik ilkelerinin neler olması gerektiği, etkilerinin nasıl belirleneceği ve hangi ölçülerle değerlendirileceği, eğitsel amaçlar ve ilkeler açısından nasıl faydalanılabileceği konusu tartışılmalıdır (Aksoy, 2003).

47

Teknolojiyi kullanarak daha fazla duyu organına hitap edecek ve daha etkili olabilecek ders materyalleri geliştirilebilir (Sönmez, 2003). Cradler (1996) okul müfredatına teknolojiyi entegre ederken bazı unsurlara dikkat edilmesi gerektiğini belirtmektedir. Bu unsurlar: öğrenenlerin ihtiyaçları, kaynakların mevcutluğu, teknolojiye yönelik öğretimsel ihtiyaçların ve teknoloji tasarımının belirlenmesi ve öğretmenler için teknoloji kullanımında teknik destek ve rehberliğin sağlanması olarak sıralanabilir. Bu amaçla 26 farklı ülkedeki okullardan veri toplayan Pelgrum (2001), okullarda teknoloji entegrasyonu ile ilgili engelleri şu şekilde sıralamıştır:

 Bilgisayar sayısının az olması,

 Öğretmenlerin yetersizliği,

 Teknolojiyi öğretime entegre etmenin zorlukları,

 Bilgisayar destekli eğitim için zaman yetersizliği,

 Donanım eksikliği,

 Uygun yazılımların olmaması,

 Öğretmenin yeterli zamanının olmayışı,

 Eşzamanlı erişimin yetersizliği,

 Alanında deneyimli yeterince uzmanın olmayışı,

 Teknik desteğin eksikliğidir.

Roblyer ve Edwards (2005) öğretmenlere eğitimde teknolojiyi kullanmaları için beş neden sunmuştur. Bunlar:

 Motivasyon,

 Eğitici yetenekler,

 Öğretmenin verimliliği,

 Bilgi çağının gerekliliği,

 Yeni öğretim tekniklerini desteklemektir.

Bilgisayar destekli öğretimin başarılı olmasında en önemli etkenlerden biri yazılımdır. Yazılımların programın hedefleri doğrultusunda, öğretme öğrenme ilkelerine ve yazılım geliştirmede dikkate alınan standartlara uygun olarak geliştirilmesi gerekmektedir (Erden, 1994; Kaşlı, 1991). Keser’e göre (1991) eğitim yazılımı, öğretilecek konuların bilgisayar programlama dillerinden yararlanarak öğretim maksadıyla bilgisayara uyarlanması sonucu oluşturulan ders programıdır. Günümüzde birçok eğitim yazılımı bulunmaktadır ve bu yazılımların sayısı sürekli artmakla beraber yazılımlar güncellenmektedir.

Şeniş’ten aktaran Kazu ve Yavuzalp’a (2010, s. 114) göre eğitim yazılımlarının kalitesini artırmak için aşağıda belirtilen hususlara dikkat edilmelidir:

48 İçerik, eğitim programlarına uygun hazırlanmalıdır.

İçerik, basılı materyal hazırlama anlayışı ile oluşturulmamalıdır.

Yazılımlar hazırlanırken mevcut sistemler göz önünde bulundurularak ileri yazılım teknolojilerinden yararlanılmalıdır.

Yazılım, programlı öğretime uygun yapıda olmalıdır.

Yazılım, öğrencinin ilgisini çekecek görsel özelliklere sahip olmalıdır.

Yazılımda öğrencilerin rahatlıkla ulaşabilecekleri ve kullanımlarına rehberlik edecek yardım öğeleri bulunmalıdır.

Öğrencilerin bireysel farklılıklarının dikkate alınabilmesi için yazılım dallara ayrılan programlama yapısına göre hazırlanmalıdır. Böylece öğrencinin bireysel hızına bağlı olarak bölümler atlanabilir.

Öğrenci başarısını ölçerek sonuçları daha sonra istatistiksel bilgi olarak vermek amacıyla depo eder.

Yazılımlar herhangi bir dersin parçası veya özeti değil, tümünü kapsamalıdır.

Yazılım içerisindeki bölümler ve küçük birimler arasındaki geçişler kolaylıkla yapılabilmelidir.

Animasyon, simülasyon, örnek, deney, soru, problem çözümü gibi öğeleri içermelidir.

Deyim, kanun, kısaltma vb. önemli kavramlara izlence esnasında kolayca erişilebilmelidir.

Şahin ve Yıldırım’a (1999) göre yazılımın değerlendirilmesinde şunlara dikkat edilmelidir: Öğretimsel uygunluk: Bir yazılımda önceden belirlenen dersin amaçlarını öğrenciye kazandırmak için sunduğu öğretimsel etkinliklerin uygunluğudur. Bu özelliğin değerlendirilmesinde kullanılabilecek genel ilkeler; yazılımın kullanımı için gerekli açıklamaların açık ve doğru bir şekilde verilmiş olması, yazılımın hedeflerde belirtilen beklendik çıktılarla tutarlılığı, dersin akış sırasının kolaylıkla takip edilebilir ve mantıklı olması ve içeriğin doğru ve anlaşılabilir olmasıdır.

Öğretim Programıyla Olan Uygunluk: Etkin bir yazılım, kullanıcı öğrenci ve öğretmenlere uygun ve eğitim programına kolayca entegre edilebilecek özellikte olmalıdır. Bu özelliğin değerlendirilmesinde kullanılabilecek genel ilkeler; diğer derslerle tutarlılık, kullanıcı beklentileriyle tutarlılık, kısa sürede eskiyecek bilgileri içermemesi, verilen sürede tamamlanabilmesi ve kullanımda öğrenciye esneklik tanımasıdır.

Biçimsel Uygunluk: Yazılımın eğitsel olarak etkin olup olmadığı ile ilgilidir. Bu özelliğin değerlendirilmesinde kullanılabilecek genel ilkeler; ekran alanının etkili kullanılması, farklı ekranlar arasında uyum ve tutarlılık, ekranda sunulan bilgilerin kargaşadan uzak olması, renk, ses ve görsel özelliklerin öğrenmeyi destekleyici olmasıdır.

Programlama Uygunluğu: Yazılımın kullanım sırasında teknik hata verip vermediği ile ilgilidir. Bu özelliğin değerlendirilmesinde kullanılabilecek genel ilkeler şunlardır: Yazılım

49

istendiği gibi çalışmalı, program kavramsal hatalardan arındırılmış olmalı, kullanıcının müdahalesini en aza indirmeli, öğrenci ve öğretmen için kayıt tutmada gerekli güvenliği sağlamalıdır.

Bilgi ve iletişim teknolojilerinin öğrenme öğretme sürecinde kullanılması boyutunda akla ilk gelen teknolojiler bilgisayarlardır. Gün geçtikçe maliyeti düşen bilgisayarlar, internetin de getirdiği iletişim olanaklarıyla beraber öğrencilerin birbirlerine veri ve bilgi paylaşımını sağlamakta ve bireylere çok çeşitli fırsatlar sunmaktadır. (Akpınar, 2005).

Ulusal ve uluslararası düzeyde yapılan araştırmalar incelendiğinde Türkiye’de ilköğretim düzeyinde öğrenim gören öğrencilerin okuma becerileri bakımından birtakım yetersizlikleri olduğu görülmektedir (EARGED, 2005). Bilgide ve bilgiye erişme yollarında meydana gelen hızlı değişimle beraber ekonomiden eğitime, sağlıktan tarıma, iletişimden siyasete, üretimden savunmaya kadar toplumun tüm birimleri etkilenmiştir (Gündüz ve Çuhadar, 2006). Bu bağlamda Devlet Planlama Teşkilatı tarafından (2006- 2010) hazırlanan Bilgi Toplumu Stratejisinde yer alan “Bilgi ve iletişim teknolojileri, sürecin temel araçlarından biri olacak ve öğrencilerin, öğretmenlerin bu teknolojileri etkin kullanımı sağlanacaktır.” hedefi doğrultusunda ve Milli Eğitim Bakanlığının “2014 yılı sonuna kadar bağlı tüm okul ve kurumların bilişim teknolojilerinden yararlanması” stratejik hedefi temel alınarak Eğitimde Fırsatları Artırma ve Teknolojiyi İyileştirme Hareketi (FATİH) Projesi oluşturulmuştur. Eğitim ve öğretimde fırsat eşitliğini sağlamak ve okullardaki teknolojiyi iyileştirmek amacıyla bilişim teknolojileri araçlarının öğrenme