• Sonuç bulunamadı

16 Ġmam-azam Ebu

D. Masal Örnekleri: a Hayvan Masalları:

2- Dünyanın En Mutlu Adamı

Bundan uzun yıllar evvel uzak bir ülkede bir kral ve kralın mutlu olduğunu düĢündüğü halkı yaĢarmıĢ. Kral ve halk için her Ģey çok güzel giderken bir gün kral hastalanmıĢ. Halk ve kralın yakınları bu duruma çok üzülmüĢler. Hastalığın tedavisini bulmak için hekimlere, sihirbazlara baĢvurmuĢlar; ama hiçbiri hastalığa bir tedavi bulamamıĢ.

Halk ve kral umutsuzluğa kapılmıĢ. Günden güne halsizleĢen kral, artık ölümü bekler olmuĢ.

Günlerden bir gün saraya komĢu ülkeden ihtiyar bir aksakallı gelmiĢ. Krala; “Kralım, sizi tedavi etmeme izin verin, hastalığınızı iyileĢtireceğimi düĢünüyorum.‟‟ demiĢ. Ġhtiyar adam günlerce ilaçlar vererek kralı iyileĢtirmeye çalıĢmıĢ; fakat nafile, bir türlü kral iyileĢmiyormuĢ. Kral, hekime; “Sen de bulamadın tedaviyi sanırım.‟‟ diye umutsuzca bir soru sormuĢ. Ġhtiyar; “Kralım sizin hastalığınızın bir çözümü var; ama bu oldukça güç bir yol.‟‟ demiĢ. Bir umudun olduğunu duyan kral çok sevinmiĢ. Hastalığının geçmesi için ne gerekli olduğunu ihtiyara sormuĢ. Ġhtiyar; “Kralım sizin hastalığınızın tek çaresi, dünyanın en mutlu adamının gömleğini yüzünüze sürmekten geçer. Onu bulup gömleğini yüzünüze sürmelisiniz.‟‟ demiĢ.

Can kıymetli, dünya vazgeçilecek gibi değil. Durum böyle olunca kral, bütün askerlerini, vezirlerini dünyanın en mutlu adamını bulmaları için ülkesinin dört bir yanına göndermiĢ. Fakat aramıĢlar taramıĢlar, ülkede mutlu insan yokmuĢ. Kral; “Ülkemde yoksa dünyanın bir yerinde olmalı.‟‟ diye düĢünmüĢ ve bütün adamlarını dünyanın dört bir tarafına göndermiĢ. Askerler aylarca ararlar tararlar, dünyada hiçbir derdi olmayan, sıkıntısız bir adam yok. Tam umutlar kaybedilmiĢken dinlenmek için bir dere kenarında durmuĢlar.

Biraz sonra dere kenarına derme çatma bir ev yapmıĢ ve orada yaĢayan bir adam dikkatlerini çekmiĢ. Adamı izlemeye baĢlamıĢlar. Adam, o kadar mutluymuĢ ki hiçbir Ģeyin onu üzmediğini görmüĢler. Heyecanla adamın yanına gidip, krallarının çok hasta olduğunu ve onu ancak dünyanın en mutlu insanının iyi edeceğini söylemiĢler. Adam doğru yerde olduklarını ve dünyanın en mutlu insanının kendisi olduğunu söylemiĢ. Askerler; “Eğer sen dünyanın en mutlu insanıysan kralımızın çaresi sen de, bize gömleğini verirsen kralımız yakalandığı amansız hastalıktan kurtulacak, o yüzden gömleğini bize ver.‟‟ demiĢler.

Adam, gülümseyerek; “Benim hayatta hiçbir zaman gömleğim olmadı ki size vereyim.‟‟ demiĢ. Bütün askerler hayret içinde kaldıkları bu olayı krala anlatmıĢlar.

Kral anlamıĢ ki; makam, mevki, zenginlik çoğu zaman mutluluk getirmez. Dünyada mutlu olmanın tek yolu, zengin bir kalbe ve yaĢama isteğine sahip olmaktan geçer. K.ġ. Azime Kendirci

3-Hızır

Bir varmıĢ bir yokmuĢ. Evvel zaman içinde kalbur saman içinde, develer tellal iken, pireler berber iken. Ben annemin beĢiğini tıngır mıngır sallar iken.

Çok uzak bir ülkenin birinde zengin bir kral yaĢarmıĢ. Zenginlik, ihtiĢam içinde yaĢayan kralın tek çocuğu olan kızı, hastalanmıĢ ve yataklara düĢmüĢ. Kral, günden güne gözlerinin önünde eriyen kızına bir çare bulmaları için hekimleri sarayına doldurmuĢ; ama nafile. Üç veziri kendi aralarında krallarının bu derdine bir çare bulabilmek amacıyla baĢ baĢa verip bir Ģeyler düĢünmüĢler. Kralın huzuruna çıkıp; “Kralım, güzel prensesimizin derdine deva Hızır‟dadır. Eğer Hızır‟ı bulursanız prensesimiz iyileĢecektir.‟‟ demiĢler. Bunu duyan kral, ülkesinin dört bir tarafına haber salmıĢ. Hızır‟ı bulana zenginlik, Ģan,

Ģöhret vereceğini; fakat bulamayıp geri dönenin ise büyük bir ceza alacağını söylemiĢ.

Ġnsanların canı tatlı, bu zor görevi baĢarmanın imkânsız olduğunu bilenler Ģan Ģöhrete aldanmayıp hiç oralı olmamıĢlar. Ülkenin fakir, yaĢlı sakinlerinden biri; “Ben artık yaĢlandım, Ģu iĢe talip olayım, parayı alırım, çocuklarıma veririm, onlar da hayatlarını iyi yaĢarlar, bulamasam da zaten yaĢlıyım ölür giderim.‟‟ diye düĢünmüĢ.

Kralın huzuruna çıkan adam, göreve talip olmuĢ. Kral görevini yerine getiremezsen sonuçlarını katlanması gerektiğini hatırlatmıĢ. Adama bir hafta süre verilmiĢ. Ülkeyi karıĢ karıĢ gezen ihtiyarın günü dolmuĢ. Kraldan aldığı altınları da bir güzel harcamıĢ. Korka korka sarayın kapısından giren adamın koluna küçük bir çocuk girmiĢ.

Adam; “Sen kimsin? Nereden çıktın?‟‟ demeye kalmadan sarayda buluvermiĢ kendini. Kral; “AnlaĢılan Hızır‟ı bulamadın, artık cezana razı ol.‟‟ deyip üç vezirine; “Bu adama ne ceza verelim, bana bir akıl verin‟‟ demiĢ. Birinci ve en yaĢlı veziri; “Kralım; bu adamı baltayla kırk parçaya bölelim, parçalarını da kırk çukura gömelim.‟‟ diyerek fikrini söylemiĢ. Küçük çocuk, bu sözleri duyunca araya girerek; “Aslı nedür, neslü nedür?‟‟demiĢ. Ġkinci veziri; “Kralım; bu adamı kırk gün

aralıksız kırbaçlayalım, ta ki ölünceye kadar.‟‟ diyerek o da fikrini söylemiĢ. Çocuk yine; “Aslı nedür, neslü nedür?‟‟demiĢ. Kral, üçüncü vezirine de aynı soruyu sormuĢ. Vezir; “Kralım hayatı biz verip alamayız, en güzeli affedin gitsin.‟‟ diye cevaplamıĢ kralın sorusunu. Çocuk yine; “Aslı nedür, neslü nedür?‟‟demiĢ. Kral dayanamayıp çocuğa; “Çocuk, sen kimsin, o sorduğun soru da ne öyle?‟‟ diye sormuĢ.

Çocuk; “Birinci vezirinize sorduğunuz sorunun cevabını biliyordum. Çünkü o vezirinizin babası cellâttı, böyle bir hüküm vermesi normaldir. Ġkinci vezirinizin cevabını da biliyordum. Çünkü onun babası da zindanınızda kırbaççıydı. Üçüncü vezirinize gelince onun cevabını da biliyordum. Çünkü o da benim oğlumdur. Benim aslıma neslime gelince! Ben de aradığınız Hızır‟ım. Bu yaĢlı adamı bırakın, kızınız da yakında iyileĢir.‟‟ der ve gözden kaybolur. Kral adamı bırakır, kız da çok geçmeden iyileĢir. K.ġ. Rafet Yılmaz