• Sonuç bulunamadı

II. BÖLÜM: KENTSEL MEKÂN-MÜLKİYET İLİŞKİSİNE İLİŞKİN

2.2. Kent Tasarımlarına Tarihsel Bir Bakış

2.2.3. Dünya’da ve Türkiye’de Bahçe Kentler

Bahçe kent çok merkezli ancak bütün olarak işleyen yerleşim modelidir. Bahçe kent modeli kentlerin hızlı büyümesini engellemek için oluşturulmuştur. Ancak yine de kentlerin büyümesi engellenememiştir. Howard’ın bu modeli İtalya ve Londra’da projeler olarak uygulanmıştır. Letchworth Bahçe Kent Howard’ın ilk Bahçe Kentidir. Welwyn, Tel Aviv Bahçe Kent uygulamaları olmakla birlikte İtalya’da pek çok Bahçe Kent örneği uygulanmıştır.

Fotoğraf 1- Letchworth Bahçe Kenti

Kaynak: https://peyzax.com/bahce-kent-modeli/ (erişim tarihi: 18.05.2018)

Londra’nın kuzeyinde konumlanan Letcworth Howard’ın öncülüğünü yaptığı ilk Bahçe Kenttir. Sanayi kenti olan Letchworth’te yüksek kiraları ödeyemeyen sanayi çalışanları için ucuz konutlar yapılması amaçlanmıştır. Letchworth’e tasarımını verenler ise mimar ve şehir plancısı Raymond Unwin (1863-1940) ve Barry Paker’dir (1867-1947). 1904 yılında açılan yarışmayı kazanıp, Howard’ın çizgisini daha farklı yorumlamış ve organik bir biçimi benimsemişlerdir.

Fotoğraf 2- Welwyn Bahçe Kenti

Kaynak: https://peyzax.com/bahce-kent-modeli/ (erişim tarihi: 18.05.2018)

1920lerde yapılan Welwyn Bahçe Kenti, biçimsel öğelerin ön planda olduğu bir bahçe kent olmuştur.

Fotoğraf 3- Tel Aviv Bahçe Kenti

Kaynak: https://peyzax.com/bahce-kent-modeli/ (erişim tarihi: 18.05.2018)

İskoç şehirci Sir Patrick Geddes tarafından 1925 yılında Tel Aviv Bahçe Kenti planlanmıştır. Tel Aviv Beyaz Kent (White city) olarak da bilinmektedir.

Fotoğraf 4- İtalya’da Bahçe Kent

Kaynak: https://peyzax.com/bahce-kent-modeli/ (erişim tarihi: 18.05.2018)

İtalya’nın birçok kent ve kasabalarında Bahçe Kent anlayışından etkilenmiştir. Isolotto içinde Floransa, Falchera içinde Torino, Harar içinde Milano, Cesate Villaggio içinde Cesate vb.

Bahçe Kentler İngiltere’de Yeni Kent olarak uygulanmıştır. Yeni Kent kavramını ilk olarak İngilizler, Howard’ın Bahçe Kent fikrinin uygulanabilmesi için kullanmışlardır (Keleş, 2010: 48). İngiliz İşçi Partisi bir politika olarak benimsediği bu akımı, 1946 yılında Kamu Yalıtım Planlaması olarak düşünürek ve Yeni Kentler Kanunu (New Towns Act) olarak çıkardığı özel bir kanunla Howard’ın öncülük ettiği Bahçe Kent hareketini uygulamaya koymuştur (Altaban, 1990: 88). Yeni Kentler bölge planlama aracı ve yerel planlama örneği olarak kentsel planlama adına yeni bakış açıları oluşturmuştur. Nüfusu 10 milyonu aşan Londra’da nüfus yoğunlaşmasını yaymak için Londra’nın çevresinde, kendine yeterli küçük kentler kurmak düşüncesi Bahçe Kent kavramının ortaya çıktığı anlarda bir çözüm olarak düşünülmüştür (Keleş, 2010: 49). Kentsel koruma yönteminin karşıtı olarak değerlendirilen bu Yeni Kent programı kentsel hizmetlerini kamu yatırımlarıyla gerçekleştirmiştir (Altaban, 1990: 75). Bugün

sayıları 40’a yaklaşan ve nüfusları 100 bini geçmeyen kentlerde köy huzuru, temiz hava, yeşillik, kentlerin olanakları ile birleştirilmek istenmiştir.

Yeni Kentlerin kendilerine yeterli olmaları için sanayi ile bağlarını koparmamaları gerekmektedir. Bu bağlamda sanayi için özendirici olan yeni kent planlamaları oluşturulmuştur. İngiltere’de uygulanan Yeni Kent politikasının başarısızlıklarını Keleş (2010: 49) imar ortaklıklarının yetkilerinin yetersizliği, Yeni Kentlerin sayılarının, kuruluş yerlerinin, bölgelere dağılma önceliklerinin uzun dönemli çözümlemelere konu yapılmamış olması, Yeni Kentlerin eski kentlerle bağlantılarının yetersiz oluşu, dayandıkları araştırmaların yetersizliği olarak sıralamıştır. Ayrıca, Londra’nın nüfusunun artmaya devam etmesi kent politikalarının yetersizliğine neden olmuştur.

Londra’nın kuzeybatısında bulunan ve 1967 yılında oluşturulmuş Milton Keynes Bahçe Kenti, Bahçe Kent deneyimlerinin başarılı olanları arasında sayılmaktadır. Nüfus hedefi 250 bin olan kent öngörülen nüfusu sağlamamıştır (Bendixson ve Platt, 1992: 29).

Türkiye’de ise 1930’lu yıllarda kent planlamalarında Bahçe Kent uygulamaları görülmektedir. Ankara’da, Malatya’da ve Nevşehir’de Bahçe Kent uygulamaları ortaya konmuş, ancak çeşitli nedenlerden dolayı sürekli olamamıştır. Ankara’nın Cumhuriyet’in ilk yıllarında hızlı bir şekilde göç alması planlama sorunlarına yol açmıştır. Özellikle Berlinli Mimar Carl Lörcher tarafından hazırlanan yeşil alanlarla çevrili yerleşim planı olan Bahçelievler Bahçe Kent uygulamasına örnek verilebilir. Yeşil alanların yerleşim alanlarına açılmasıyla ve konutların en fazla iki katlı olmasıyla tasarlanan Bahçelievler’de yaşam alanları, iş ve alışveriş, sanayi alanları birbirinden ayrılmıştır (Tuncel ve İlerisoy, 2016: 2831). Az katlı binalar ve yeşil alanlarla tasarlanan Bahçelievler Ankara’nın hızlı büyümesine çok fazla dayanamamıştır. Hızlı göç sorunu çok katlı apartmanları beraberinde getirmiştir. Günümüzde Bahçelievler’in ilk oluşum yıllarından az sayıda dönüşmeyen yapı kalmıştır.

Malatya’da ise 1946 yılında H. Prost tarafından tasarlanan Bahçe Kent planı uygulanmıştır. Malatya’nın kent yapısında yoğunluk düşük olduğu ve Malatya’nın kent yapısında bahçe içerisinde az katlı binaların kullanımı fazla olduğu için; bu kentte Bahçe Kent uygulamaları daha fazla süreklilik kazanabilmiştir (Polat, 2014: 135-170). Aynı zamanda, Malatya’da da Bahçe Kent uygulamaları devlet tarafından desteklenmiştir.

Köy ile kent yaşamını birleştirmek amacıyla köyü kentleştirmek ve üretimi köye taşımak adına köy-kent projeleri oluşturulmuştur. Bu projeler Yugoslavya’da, Çin’de komün sistemi adı ile denenmiştir. Bu bağlamda, köy- kentler Howard’ın Bahçe Kent ütopyasının XX. yüzyıl koşullarına uydurulmuş bir biçimidir. Kentleşmenin hızıyla köylerini terk eden nüfusu yine köylerine çekmek ve köy-kentleri anakentlere bağlamak fikri ile kentleşme sorunları çözülmek istenmiştir. Bu amaçlarla, 1970’li yıllarda Meier kentsel köyler, Weitz kırsal kent adlarıyla uygulamalar oluşturmuşlardır (Keleş, 2010: 48-50).

Köy-kent projesinin temel amacı, kırsal nüfusu kente iten itici etmenleri en aza indirmek ve kentin çekici yönlerini kırsala taşımaktır. Türkiye’de 1978 yılında Köy İşleri ve Kooperatifler Bakanlığı’nın Van’ın Özalp ilçesi Dorutay Köyü ve çevresindeki 13 köyde Özalp Köy-kentler Demeti Projesi uygulanmıştır. Ayrıca Orman Bakanlığının Mudurnu ilçesindeki Taşkesti Köyü ve çevresindeki 21 köy için ilk Köy-kent uygulaması hayata geçirilmiştir (Güler vd. 2014: 162). Köy- kentler de uygulama açısından yeni kent oluşturmak yerine köy hayatının da çekici kılınması açısından oluşturulmuştur. Bahçe Kentlerle benzer özellikleri kendi kendine yetebilen, yeşilin ağırlıklı olduğu yaşam alanları oluşturulmasıdır. Ancak Türkiye’deki bu uygulamaların amacı büyük kentlere olan yoğun göçün yavaşlatılmasıdır. Dünya’daki Bahçe Kentler ise, kent hayatının yoğun ve sıkışmışlık hisleri arasından sıyrılmak ve üreten kentlerin oluşturulmasını sağlamaktır.

Bahçe Kent modeli küçük ölçekli yerleşimler aracılığıyla büyük kentlerin sorunlarından kurtulmak fikriyle ortaya çıkmış ve büyük kentin kirlilik, gürültü,

bunalım, yoğunluk gibi sorunlarına çözüm olarak sunulmuştur. Bireysel sahiplenme yerine toplumsal sahiplenme söz konusudur. Ancak toplumsal yönetim mekânsal çözümler üretememektedir. Bahçe Kent modeli genel yönetimin dışında kalmıştır. Ayrıca, üretim ve endüstriye çok ağırlık verilmemiş, göz ardı edilmiştir. Bahçe Kentler prensipleri belirlenen kent modelleri olmuştur. Örneğin, nüfusları bile sınırlı tutulmak istenmiştir. Ancak toplumsal değişme ve bahçe Kent civarında ötekileştirilmiş kentliler nüfus artışını beraberinde getirmiştir. Bu bağlamda, kontrolsüz değişimler yaşanmış, kentler belirlenen sınırlar içerisinde kalmamıştır. Bu durum kentliler arasında yeni bir ekonomik ve sosyal mesafe açabilmektedir. Çünkü büyüyen kent alt grupların tekrar kent çeperlerinde toplanmasına sebep olmaktadır. Bir komün anlayışı ile tasarlanan model içine kapanmış alanlar oluşturabilmektedir.