• Sonuç bulunamadı

2.2. Küreselleşme ile Doğan ve Kent Üzerine Geliştirilen Yeni Kimlikler

2.2.2. Dünya Kenti

Küreselleşme ile doğan ve kentlerde hâkim olmaya başlayan bir diğer düşünce, dünya kenti olmak ve küresel boyutlarda varlığını hissettirebilmektir. Çünkü küreselleşme ekonomik, politik ve sosyo-kültürel alanlarda radikal değişimleri beraberinde getiren (Sarıoğlu, 2005: 13) çok boyutlu bir olgu (Keohane ve Nye, 2000: 106) ve etkileşimli bir süreç olarak nitelendirilmektedir. Böyle bir süreç içerisinde, hem küresel ekonomi tarafından yönlendirilen dünya kentleri ortaya çıkmakta hem de rekabetin yeni aktörleri olan kentler küreselleşme sürecinde etkin olmaya başlamaktadır (Aslanoğlu, 2000: 151).

Politik güçler arasındaki siyasi mücadele dünya ekonomisini ve dünya kentlerini yoğun bir rekabet ortamına sürüklemiş ve dinamik bir değişimi başlatmıştır (Friedmann ve Wolff, 1982: 313). Küresel düşünen bölge ve kentler artık sadece kendi menşeindeki bölge ve kentler ile değil, aynı zamanda küresel konumdaki rakipleri ile karşı karşıya gelmektedir (Kotler vd., 1999: 20).

Uluslararası rekabetin kentler arası rekabete dönüştüğü günümüz dünyasında inisiyatif sahibi, etkin politikalar uygulayan ve kendini uluslararası arenada iyi tanıtabilen kentler bu süreçte ön plana çıkmakta ve kalkınmanın sunduğu fırsatları değerlendirerek rekabette yetersiz kalan diğer kentleri geride bırakmaktadır (Kaypak, 2013: 336). Küresel rekabette etkili olan kentler, küresel düzeyde bir referans kent olarak konumlarını güçlendirmeyi hedeflemektedir (Belloso, 2011: 123). Bu hedefleri doğrultusunda birbiriyle rekabet hâlinde olan kentler yerel politikacılar, devlet yetkilileri, iş adamları ve medya ile daha da popüler bir imaj kazanmaktadır. Ayrıca, sabit sermaye yatırımı (şirket merkezi, üretim tesisleri, şehir merkezinde gökdelenler) ve döner sermaye (ulaşım, turizm, kültürel etkinlikler) aracılığıyla evrensel bir ekonomik kalkınma stratejisi uygulayarak, uluslararası bir kimlik haline gelmektedir (Paul, 2004: 572).

Küresel çapta rekabet avantajı sağlamak için kentler tüm dünya’ya sesini duyurmayı hedeflemektedir. Bunun için dünya standartlarında faaliyetlerini sürdürmekte ve bu şekilde küresel ölçekte avantaj yakalamaktadır. Bu düzeyde bir kenti ifade eden dünya kenti kavramı (Keleş, 1998: 44-45);

“Ekonomik, ekinsel ve yönetkil etkisi bakımından, etkileme ve etkilenme alanı ülke sınırlarını aşan; özellikle küresel ölçekte örgütlenmiş anamalın yönetimi, denetimi ve dağıtımı işlevlerini yerine getirmede uluslararası ölçünlere ulaşmış kurumları içinde bulunduran; sıradüzensel yerleşim dizgeleri içinde üstün konumda bulunan büyük kent” şeklinde tanımlanmaktadır.

Bu doğrultuda dünya genelinde kabul gören bir kent olma arzusu, değişim sürecini bereberinde getirmektedir. Bu değişim ekonomik, yönetsel, sosyal, kültürel, siyasi alanlarda olduğu gibi, mekânsal anlamda da bir değişim söz konusu olmaktadır. Bu nedenle değişim anlayışı ile birlikte kentlerin ekonomideki gerekliliği mekânsal perspektifte ele alınarak, ulusal sınırları aşmadaki önemi vurgulanmaktadır (Friedmann, 1986: 69). Bu açıdan bakıldığında, dünya kenti oluşumu iki boyutta ele alınan dinamik bir süreç olarak ifade edilmektedir. Bu boyutlar aşağıda Şekil-3’te de görüldüğü gibi mekânsal kapsam (coğrafi hâkimiyet alanı) ve fonksiyonel katmanlama olarak ifade edilmektedir (Douglass, 2000: 2323).

Şekil-3: Dünya Kenti Oluşumu; Mekânsal Kapsamı ve Fonksiyonel Karmaşıklık

1970’li yıllarda para ve imaj hareketliliğinde önemli ölçüde artış olduğu vurgulanmaktadır. Böylece sermayenin uluslararası dolaşımı hızlanmış ve bu gelişme kentlerin daha da ön planda tutulmasını sağlamıştır. Kapitalist düşüncenin yaygınlaşması ve bu yönde ilişkilerin artması, küresel düzeyde mekânsal yapılarda önemli değişimleri başlatmıştır. Bu doğrultuda, kentlerin uluslararası boyutlarda işlevselliği ön plana çıkmaktadır. Dünya çapında işlevselliğin artması, kentlerin rekabetine yeni bir şekil kazandırmaktadır. Uluslararası düzeyde rekabet, günümüz kentlerinde bir dünya kenti olma arzusunu daha da güçlendirmekte ve bu yönde girişimler artmaktadır (Sarıoğlu, 2005: 56). Kent sakinleri ve ziyaretçileri için dikkati çeken kent merkezleri olmaktadır. Dünya kentlerinde ise fonksiyonel çeşitliliğin merkezlerde toplanmış olması önemli bir özellik olarak belirtilmektedir. Bu hususta kentler için işlevsellik önem arz etmektedir (Aslanoğlu, 2000: 192).

Yukarıdaki Şekil-3 incelendiğinde, dünya kenti oluşumu sürecinde fonksiyonel karmaşıklık ekseni boyunca işlevselliğin arttığı ve buna bağlı olarak mekânsal anlamda sınırların genişlediği görülmektedir. Şekilden de anlaşıldığı gibi, ulusal düzeyde bir kent tek fonksiyon ile işlevselliğini yerine getirmektedir. Fonksiyonel çeşitliliğin dünya kentlerinin bir özelliği olduğu daha önceki ifadelerde belirtilmişti. Bu doğrultuda şekli tekrar ele aldığımızda, fonksiyon sayısındaki artışa paralel bir şekilde kentlerin mekânsal kapsamlarında ulus ötesi bir genişlemenin söz konusu olduğu görülmektedir. Dünya kenti düzeyine bakıldığında, karmaşık küresel merkezlerin yer aldığı, fonksiyonellik bakımından çeşitliliğin arttığı ve küresel boyutlarda kapsam elde edildiği görülmektedir.

Dünya kentleri, uluslararası sermayenin ana merkezi olmaktadır. Sermaye hareketliliğine ilişkin düşünce, karar ve örgütlenme birimlerini bünyesinde barındıran merkezler olarak dikkat çekmektedir. Ayrıca bölgesel ve ulusal ekonomilere ev sahipliği yapan çok fonksiyonlu oluşumlar olarak ifade edilmektedirler (Sarıoğlu, 2005: 40). Fonksiyonel bakımdan çeşitliliğin artması ve etkileşimin sınırlar ötesi alanlarla daha hızlı gerçekleşmesi, kentlerde bağımsızlığın önemini ortaya koymaktadır. Kentsel alanlarda bu hususta uzmanlaşma anlamında önemli atılımlar başlatılmaktadır. Ayrıca fonsiyonel çeşitlilik, nüfus yoğunluğunu da

beraberinde getirmekte ve sıklıkla kentsel alanları kırsal alanlardan ayıran unsur olarak ifade edilmektedir (Frey ve Zimmer, 2001: 15).

Fonksiyonel çeşitlilik dünya kentlerinde önemli olmakla beraber, bunları genel olarak sınıflandırmak mümkün olmaktadır. Bu hususta Şekil-3’te fonksiyonel karmaşıklık ekseni boyunca, dünya kentleri ile ilgili yaygın beş tip fonksiyon belirtilmektedir (Short vd., 1996: 698):

 Büyük finans merkezleri,

 Uluslararası firmaların merkezleri,  İletişim teknolojileri merkezleri,  Ulaşım sistemleri merkezleri,

 Küresel gelişmeler (Olimpik Oyunlar, politik ve kültürel gelişmeler).

Benzer Belgeler