• Sonuç bulunamadı

2.1. SOĞUK SAVAŞ SONRASI YENİ DÜZEN TARTIŞMALARI

2.3.1. ABD ve Yeni Dünya Düzeni

2.3.1.1. Bush Dönemi

Bill Clinton sonrasında başkanlığa gelen George Walker Bush’un ortaya koyduğu politikalarda, büyük oranda yeni-muhafazakârlar (Neo-Conservatism/Neo- Cons)*, etkili olmuştur. Yönetimde önemli kademelere gelen yeni-muhafazakârlar, ABD hegemonyasının devamlılığı adına askeri güç kullanmanın zorunluluğunu öne çıkarmıştır.250 11 Eylül sonrasında yeni-muhafazakârlar tarafından, terörizm ve

249 Dizdaroğlu, a.g.m., s.124.

* Yeni-Muhafazakârlık, 1960’lı yıllarda bazı akademisyen ve gazetecilerin girişimiyle güçlenmeye

başlayan ve Soğuk Savaş dönemi boyunca SSCB ile mücadeleye odaklanan muhafazakârlığın değişik bir biçimi olarak ifade edilebilir. Özellikle George W. Bush dönemindeki politikaların geliştirilme sürecinde en önemli faktör hâline gelmişlerdir. Askeri harcamaları arttırmak, ABD çıkarlarına karşı olan rejimlerle mücadele etmek, Batı demokrasisinin yayılmasını sağlamak, yeni-muhafazakârların bazı amaçları arasında gösterilebilir. Bkz. David Hoogland Noon, ‘‘Cold War Revival: Neoconservatives and Historical Memory in the War on Terror’’, American Studies, 2007, 48(3).

250 Selim Kurt, ‘‘Soğuk Savaş Sonrası ABD’nin Ortadoğu Politikası’’, Tarih Okulu Dergisi, 2014, 7(19),

50

teröre destek veren ülkeler başlıca düşmanlar olarak kabul edilmiş, bu çerçevede sert politikalar uygulanmaya başlanmıştır.

11 Eylül olaylarından hemen sonra NATO ittifakı tarafından, örgütün kurucu antlaşmasında bulunan ‘5. Madde’*nin tarihte ilk defa uygulamaya konulması

yönünde karar verilmiştir.251 7 Ekim 2001’de ise ABD ve İngiltere, El Kaide ve

Usame Bin Ladin’i desteklediği gerekçesiyle Afganistan’a karşı Operation Enduring

Freedom252 (Sonsuz Özgürlük Operasyonu) isimli askeri operasyonu başlatmıştır.253

ABD bu müdahalesinde, Birleşmiş Milletler Antlaşması kurallarına uygun olarak meşru müdafaa hakkını kullandığını ileri sürmüş ve diğer ülkelerin de desteğini almıştır. Bu kapsamda bakıldığında operasyona Çin, Rusya ve Türkiye de dâhil olmak üzere birçok ülkenin destek verdiği göze çarpmaktadır.254

ABD Başkanı Bush, Eylül 2002’de Amerika’nın yeni ‘Ulusal Güvenlik Strateji Belgesi’ni (Bush Doktrini)* açıklamıştır. Bu belgede, ülkenin ulusal güvenliğini tehdit

eden faktörlerin dönüştüğüne dikkat çekilmiştir.255 Diğer taraftan ise terörün küresel

bir sorun olduğu ifade edilmiştir. Terörle mücadele kapsamında birçok aracın yanında, askeri müdahalelerin de yapılması gerektiğine vurgu yapılmıştır. Yine bu belgede, ‘önleyici savaş stratejisi’ adı verilen kavram da dikkat çekmektedir. Bu kavram ise potansiyel tehditlerin ciddi bir hâle dönüşmeden, onlara müdahale edilmesine meşruiyet sağlayan bir ifade olarak göze çarpmaktadır.256 Değişen tehdit

algıları çerçevesinde Bush Doktrinini uygulamaya koyan ABD, sonrasında ise Irak’a karşı askeri operasyon başlatmıştır.

* 5. maddeye göre taraflar, ittifak üyelerinden bir veya daha çoğuna yöneltilecek bir saldırının hepsine

yöneltilmiş bir saldırı olarak değerlendireceğini ve Kuzey Atlantik bölgesinde güvenliği sağlamak amacıyla silahlı kuvvet kullanımı da dâhil olmak üzere gerekli araçları kullanarak, saldırıya uğrayan taraf ya da taraflara yardımcı olacakları konusunda anlaşmıştır. Ayrıntılı bilgi için bkz. NATO, ‘‘The North Atlantic Treaty’’, https://www.nato.int/cps/fr/natohq/official_texts_17120.htm?selectedLocale=en (Erişim Tarihi: 30.12.2019).

251 Michael Goldberg, ‘‘Mirage of Defense: Reexamining Article Five of the North Atlantic Treaty After

the Terrorist Attacks on the United States’’, Boston College International and Comparative Law

Review, 2003, Vol: 26, p.77.

252

Walter L. Perry and David Kassing, Toppling the Taliban, Rand Corporation, California, 2015, p.2.

253

Perry and Kassing, a.g.e., p.2.

254 Dicle Sasaoğlu, ‘‘NATO Müdahalesi ve Sonrasında Afganistan’’,

http://www.bilgesam.org/images/dokumanlar/0-391-2015010861176.pdf (Erişim Tarihi: 01.01.2020).

* Bazı dönemlerde ABD başkanları, tehditlere karşı mücadele etmek adına kendi isimleriyle de anılan

stratejiler, doktrinler ortaya koymaktadır. Bunlardan bazıları şu şekildedir: Monroe Doktrini, Truman Doktrini, Eisenhower Doktrini, Carter Doktrini, Reagan Doktrini. Ayrıca yukarıda bahsedilmiş olan Bush Doktrini ile ilgili daha ayrıntılı bilgiye ulaşmak için bkz. The White House, The National Security Strategy of the United States of America, Washington, 2002.

255 Dizdaroğlu, a.g.m., s.122.

256 Arif Behiç Özcan, ‘‘Uluslararası Güvenlik Sorunları ve ABD’nin Güvenlik Stratejileri’’, SÜ İİBF

51

2003 yılında, ABD öncülüğünde 38 ülkenin desteğiyle oluşan ‘gönüllüler koalisyonu’ Irak’taki Saddam Hüseyin rejimine karşı Operation Iraqi Freedom257

(Irak’a Özgürlük Operasyonu) adı verilen askeri müdahaleyi başlatmış, kısa bir süre sonra ise Saddam rejimi devrilmiştir.258 Amerika, Irak’a yapılan bu müdahalede yine

meşru müdafaa savını kullanmıştır. Öte yandan ise Irak’tan kitle imha silahlarının tasfiyesini isteyen Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi’nin kararını uygulama hedefi kapsamında hareket ettiğini iddia etmiştir.259 Fakat ABD’nin Ortadoğu’ya olan

ilgisinin nedenleri, iddialarından farklılık arz etmektedir. Bunlardan bazıları şu şekildedir: petrol gibi doğal kaynakların bölgede yoğun olarak bulunması, İslam medeniyetinin ABD’ye karşı büyük bir muhalif olarak görülmesi ve yeni- muhafazakârların İsrail’in güvenliğini sağlamak istemesi gibi bazı noktalar dikkat çekmektedir.260 ABD askerlerinin Irak’ta giriştiği bazı eylemleri (Camilerin

bombalanması ve Iraklı mahkûmlara işkence gibi) ise hem uluslararası ortamda hem de İslam dünyasında tepkiler ortaya çıkarmıştır.261 ABD’nin Afganistan müdahalesi,

uluslararası kamuoyu tarafından çoğunlukla meşru müdafaa olarak görülmüştür; ancak Irak meselesi, Bush’un önleyici savaş stratejisi bağlamında gerçekleştirildiği için tartışmaya açık bir hâle gelmiştir.262 Bush yönetimi, bölge ülkelerinin

liberalleşmesi ve demokratikleşmesi amacıyla hareket ettiğini savunmuştur. Fakat terörle mücadele bahanesiyle söz konusu ülkelerin işgal edilmesi, bölgede; siyasal, ekonomik ve sosyal sorunların daha da derinleşmesine neden olmuştur.263

Bush’un politikaları, ABD’nin uluslararası sistemdeki başat konumunun sorgulanmasına neden olmuştur. Bunun temel nedenleri arasında ise yeni- muhafazakârların ekonomik bağlamda ortaya çıkan çok kutupluluğu göz ardı ederek, askeri alandaki gelişime önem vermesi ve uluslararası hukuku aykırı politikalar geliştirmesi gösterilebilir.264 Bu politikaların neden olduğu tüm küresel

olumsuzluklara rağmen 2004 yılındaki başkanlık seçimlerini yeniden Bush kazanmıştır.265 Bush dönemi boyunca, ABD’nin sürekli olarak askeri gücünü

arttırması, ülkenin ekonomik gücünün azalmasına neden olmuştur. Özellikle 2008

257 Jefferson Marquis vd., ‘‘Genesis of the War’’, Walter Perry vd. (ed.), Operation Iraqi Freedom:

Decisive War, Elusive Peace, RAND Corporation, California, 2015, p.9.

258

Kurt, a.g.m., s.179.

259 Kerem Batır, ‘‘Soğuk Savaş Sonrası Dönemde Amerikan Müdahaleciliği ve Uluslararası Hukuk’’,

Yönetim Bilimleri Dergisi, 2011, 9(1), s.130-131.

260

Kurt, a.g.m., s.177.

261 Ozan Örmeci, ‘’21. Yüzyılda ABD-Çin Rekabeti’’, SDÜ Fen Edebiyat Fakültesi Sosyal Bilimler

Dergisi, 2013, Sayı: 29, s.4-5.

262

Kurt, a.g.m., s.179.

263 Şeyda Güdek, ‘‘ABD’nin Zora Dayalı Dış Politikasında Söylemsel Bir Değişim: 11 Eylül Terörü’’,

Ömer Halisdemir Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Dergisi, 2017, 10(4), s.151.

264 Örmeci, a.g.m., s.4. 265

52

ekonomik krizinden de etkilenen ABD ekonomisi zor bir sürece girmiştir.266 Aynı yıl yapılan seçimlerde Demokrat Parti’nin adayı Barack Obama başkanlığa gelmiştir.

Bush döneminde ABD, tek taraflı hegemon kimlik inşa etme çabasıyla dikkat çekmektedir. 11 Eylül sonrasında, Bush’un özellikle askeri alanda ortaya koyduğu politikalar, ABD’nin imparatorluğa dönüştüğü yönündeki tartışmaları beraberinde getirmiştir. Obama dönemiyle birlikte ise ABD’nin, 11 Eylül öncesinde (Soğuk Savaş da dâhil olmak üzere) olduğu gibi uluslararası ortamın (diğer aktörlerin) rızasını almaya dayalı hegemonyasına yeniden döndüğü konuşulmaya başlanmıştır.267