• Sonuç bulunamadı

Cumhuriyetin ilk yıllarında Bursa ve Türkiye ekonomisine “enerji”

Belgede bursa’da zaman (sayfa 84-88)

veren Merinos Fabrikası, bugün

endüstri mirasına dönüşen

unsurlarıyla geleceğe ışık

tutuyor…

Yurtdışına çıktığım zaman; her şehirde elime bir şehir haritası, bir de kültürel mekanları gösteren tanıtım belgeleri verirler. Bu belgeleri incelediğim zaman müzeler bölümüne özel bir önem verildiğini gözlemlerim. O şehirde kaç müze var, içerikleri nelerdir, nasıl gezilebilir, hepsini bulabilir miyim? Çünkü medeni ve yaşanır şehirlerin

neredeyse hepsinde müze bulunmakta ve her geçen yılda müze sayısı artmaktadır. Şehrimize geldiğimiz zaman müzeler konusunda şanslı olduğumuzu görüyoruz. Çünkü şahıs müzeleri, devlet müzeleri ve belediye müzelerinin kültürel hizmet verdiğini gözlemliyoruz. Esat Uluumay’ın Osmanlı Halk Kıyafetleri ve Takıları Müzesi, Umurbey Celal Bayar Müzesi,

Bursa Orman Müzesi, Gazeteciler Cemiyeti Basın Müzesi önemli örneklerdendir.

Son yıllarda sizlerin de dikkatini çekmiştir. Bursa Büyükşehir Belediyesi müzeciliğe ve müze işletmelerine büyük bir önem vermektedir. Şu anda Bursa Büyükşehir Belediyesi’ne bağlı 5 müze

faaliyet göstermektedir. Bursa Kent Müzesi, Hünkar Köşkü Müzesi, Karagöz Müzesi, Merinos Tekstil Sanayi Müzesi ve Merinos Enerji Müzesi. Gördüğünüz gibi diğer şehirlerde pek az rastlanır özelliklerde müzeler açılmakta ve faaliyet göstermektedir. İşte 7 Eylül 2012’de bir müze daha açıldı. Merinos Enerji Müzesi. Türkiye Tarihi Kentler Birliği

(TKB) üyeleri ve Avrupa Müze Akademisi Başkanı Massimo Negri’nin de aralarında bulunduğu açılışta toplumun heyecanlı olduğunu gördük. EMA(Avrupa Müze Akademisi) Başkanı’nın da belirttiği gibi Bursa, müze

konusunda heyecan verici bir şehir görünümünde. Heyecanın asıl nedeni ise, Avrupalıların da dikkatini çeken Bursa’da müzeler konusundaki bu olumlu gelişmenin Türkiye’deki diğer şehirlere de yansıyacak olmasıdır. Çünkü Bursa müzeler konusunda Türkiye’deki onlarca şehre danışmanlık yapmaktadır. Bursa Kent Müzesi, ‘müze okul’ kimliğinde görev yapmaya devam etmektedir.

Bursa’nın müzeler konusundaki heyecanı EMA’nın da dikkatini çekmiş olacak ki; 2013 yılında EMA toplantısı Bursa’da yapılacaktır. Dolayısıyla, her yıl yapılan “Yılın Müzesi” yarışması da Bursa’da yapılacak. Böylece Avrupa’nın önemli müzecileri Bursa’ya gelecek.

Müzecilik alanında sadece Avrupa’nın değil tüm dünyanın büyük önem verdiği bu yarışmaya Bursa Merinos Enerji Müzesi de katılacak. Evet, kendimize güveniyoruz. Kazanmayı arzuluyoruz kuşkusuz ama kazanırız veya kazanamayız, bu bizi yolumuzdan ayrı koyamaz. Müzecilik konusunda her geçen gün daha iyi konular yakalayan Bursa Büyükşehir Belediyesi yeni müzeler açma planlarını da yakında açıklayacaktır. Bursa Merinos Enerji Müzesi 2013 yılında yılın müzesi yarışmasına girecek. Peki nasıl bir Enerji Müzesi yaptık sizlere

bölüm bölüm anlatmak istiyorum. Enerji Müzesi, Merinos Tekstil Fabrikası’nın elektrik ihtiyacını

karşılayan bir elektrik fabrikasıdır. 1938 yılında Atatürk’ün emri ile kurulan fabrikaya enerji sağlayan bir ünite olarak kurulmuştur. Bazen, ürettiği elektriğin fazlasını Bursa şehrine de vermiştir. Merinos Fabrikası 2000 yılında ekonomik ömrünü tamamlayınca elektrik fabrikası da devre dışı kalmıştır. Fabrika olduğu gibi korunmuş ve 2012 yılında da müze olarak açılmasına karar verilmiştir. Bir buçuk yıllık bir çalışma neticesinde Büyükşehir Belediyesi kendi insan ve mali kaynakları ile müzeyi ortaya çıkarmıştır. Müzeler konusunda tecrübeli bir ekibe sahip olan Bursa Kent Müzesi’nin planlamasında müze tamamlanıp ziyarete açılmıştır. MÜZENİN BÖLÜMLERİ Kazan Dairesi: 4 adet buhar

kazanının bulunduğu bölümde Merinos

Fabrikası’nın ve Elektrik Fabrikası’nın kuruluş öyküsü anlatılmaktadır. Manken canlandırmaları, eski dönemlere ait fotoğraflar ve Merinos eşyaları da bu bölümde sergilenmektedir.

Jenaratör Dairesi: Bu bölümde 4 adet jeneratör bulunmaktadır. Bunlar elektriği üretip dağıtan sistemlerin bulunduğu yerdedir. Bursa’da elektriğin tarihi de burada anlatılmaktadır. Bursa’ya elektrik ne zaman gelmiş, nasıl gelişmiş, bu günkü durumu nasıldır tüm bunların yanıtı bu bölümde bulanabilir. Aynı zamanda bu bölümde aydınlatma aletleri sergisi de yer almaktadır. Bursa Sokağı Bölümü’nde Bursa’nın ilk fotoğrafları göze

çarpmaktadır. Elektrikli dönemin radyo koleksiyonlarını da burada görebilirsiniz. Elektrik Dağıtım Bölümü: Alt katta ise günümüzdeki yeni enerji kaynakları anlatılmaktadır. Sudan, madenden, rüzgardan, gazdan nasıl elektrik

elde edilir. Bunlarda özel bölümlerle sergilenmektedir. Müzede elektrikle ilgili koleksiyon malzemeleri, belgesel odaları, bilgi köşkleri ve televizyon ekranlarından bilgilendirmeler bulunmaktadır. Atölye çalışmaları ve eğitim amaçlı bölümlerle de hizmet vermektedir. Enerji Müzesi gün geçtikçe önemini daha çok arttıracaktır çünkü günümüzde enerji bir numaralı gündem konusudur. Bizde bulunduğumuz şehirde müzelerimiz vasıtası ile halkı kendi konularında bilinçlendirmeye gayret edeceğiz. Zaten Bursa Büyükşehir Belediyesi’ne bağlı müzelerin amacı; kentlilik bilincini geliştirmek, kentliye yaşadığı şehri sevdirmek ve kıymetini anlatmaktır.

Bursa Büyükşehir Belediyesi’ne bağlı müzelerin yıllık ziyaretçi sayısı 400 bin kişiye yaklaşmaktadır. Bu önemli bir sayıdır. Gelecekte müzelerin çoğalmasında önemli bir etkendir.

Anadolu coğrafi olarak 3 kıtayı birbirine bağlayan bir bağlantı noktası üzerinde yer aldığı için devamlı olarak hakim güçlerin ilgisini çekmiş ve ele geçirilmeye çalışılmıştır. Bu nedenle Anadolu tarihi dünyanın hiç bir yerinde olmadığı kadar kanlı olaylara sahne olmuştur. Kan zaman zaman savaşlar nedeniyle, bazen de yanlış tarafta yer alma nedeniyle intikam duygusuyla katletme şeklinde akıtılmıştır. Konumuzu, yanlış tarafı tutma neticesinde katliama uğrayan Ortaçağ Bursalıları oluşturmaktadır.

Bursa, ovanın savunması kolay stratejik noktalarından birisinde yer alsa da, kentin etrafını güçlü bir sur duvarı çevrelese de, tarihinin çeşitli evrelerinde Anadolu’daki katliamlardan nasibini almış şanssız kentlerden birisidir. Tarihindeki son büyük katliam Doğu Roma İmparatorluğu egemenliği esnasında Komnenos

sülalesinin son temsilcisi olan I.

Andronikos Komnenos (M.S. 1183-1185) tarafından yapılmıştır.

Doğu Roma İmparatorlarından Andronikos, M.S. 1143-1180 arasında hüküm süren İmparator I. Manuel Komnenos'un kuzenidir. 1141 yılında Selçuklular tarafından esir alınmış ve bir yıl esir kaldıktan sonra fidye ile serbest bırakılarak Konstantinopolis'e gitmiştir. Burada I. Manuel Komnenos'un gözüne girip sarayda yaşamaya

başlamıştır. Sarayda yaşarken yeğeni olan Prenses Evdoksiya'yi kandırıp,

prensesi metresi yapmıştır. 1153’de Andronikos İmparator aleyhine hazırlanan bir komploya katılmıştır. Bu komplo İmparator tarafından öğrenilince 12 yıl hapiste kalmak zorunda kalmıştır. Ancak 1165 yılında hapisaneden kaçmayı başarmıştır. Manuel'in ölümünden sonra, eşi İmparatoriçe Antakyalı Maria imparator naibi olarak oğlu II. Aleksios Komnenos'un adına ülkeyi yönetmeye başlamıştır. Çünkü geleneğe göre, imparator adayları 16 yaşından sonra yönetimi bizzat devam ettirmektedirler. Eğer bu yaştan küçüklerse, onların adına anne ve amca gibi bir yakın büyüğü yönetime yardımcı olmaktadır. Andronikos M.Ö. 1182 baharında bu değişimden ve durumdan rahatsız olarak İmparatoriçe’nin halk tarafından sevilmediğini bahane edip bir ordu toplayarak çocuk imparator II. Aleksios Komnenos'u korumak ve yetkilerini iade etmek bahanesiyle Konstantinopolis'e (İstanbul) gelmiş ve iki ay sonra da çocuk imparatoru boğdurtarak iktidarı tek başına ele geçirmiştir.

Ancak bu iktidar değişiminden ordu komutanlarından Andronikos Lapardas hoşnut değildir ve göz yummaya da niyeti yoktur. İmparatorluğun batı sınırında Macar Kralı Bela’nın isyanını bastırmakla görevli olmasına rağmen, cephedeki görevinden ayrılarak hem katledilen genç imparatorun öcünü almak ve hem de Andronikos’u cezalandırmak üzere

doğuya doğru hareket eder ve Güney Marmara kıyılarına kadar gelir. Burada özellikle Nikaia (İznik), Prusa(Bursa) ve Lopadion(Uluabat) halkı bu isyan girişimini destekleyerek Andronikos Lapardas’ın yanında yer alırlar. Bu isyan girişimi Andronikos tarafından zamanında haber alındığı için çok kısa sürede bastırılmış, Andronikos Lapardas yakalanarak gözleri kör edilmiş ve sürgüne gönderilmiştir.

Ancak, İmparator Andronikos, bu isyan girişimini destekleyenleri cezalandırmak ve böylece yavaş yavaş kıpırdamaya başlayan muhalif hareketlere de gözdağı vermek için hazırlıklara başlar. Öyle ağır bir ceza vermelidir ki, bundan sonra isyan akla bile alınmasın. Bu düşünce ile hazırlanan büyük bir ordu M.S. 1184 yılında Aleksios Branas’ın komutasında önce Lopadion (Uluabad) halkını cezalandırmak üzere yola çıkar. Ancak Lopadion halkı Prusa ad Olympum(Bursa) ve Nikaia(İznik) halkı ile işbirliği yapmış ve her iki kenti bir defa daha isyana teşvik etmiştir. Bu nedenle bu ilk atak Andronikos’un istediği ölçüde caydırıcı bir şekilde sonuçlandırılamaz.

Bunun üzerine Andronikos da kendi ordusunun başına geçerek İznik’e doğru hareket eder. Her iki ordu İznik önlerinde birleşir ve sonrasında tek bir güç halinde İznik kentine saldırmaya karar verirler. Böylece tarih bir imparatorun kendi halkını ve kendi kentini yok etmek

Belgede bursa’da zaman (sayfa 84-88)