• Sonuç bulunamadı

Cumhuriyet Döneminde Taoizm (1911-1949)

Belgede Bir din olarak Taoizm (sayfa 77-80)

19. yüzyılda batıdan gelen güçlere karşı Quin Hanedanı başarısız oldu. Savaşların getirdiği tehditler sonucu Avrupalı kolonici güçler Quin Hanedanı’ndan ayrıcalık sahibi oldukları bölgeler ve ticaret özgürlüğü aldılar. Çin eliti güçsüzlüğünü fark etti ve modernleşmeye ihtiyacı olduğunu düşündü. Entelektüeller geleneksel Çin

düşüncesinde reformlara girişmek ve batının bilim ve teknolojisini almak için mücadeleye başladı. Çin’in feodal halkının modernleşme isteği acı tecrübeler sonucu 1911’de Quin Hanedanı’nın devrilip Çin Cumhuriyeti’nin kurulmasıyla gerçekleşti. Ancak Chiang Kai-Shek tarafından yönetilen nasyonalistlerle Mao Zedong’un liderliğini yaptığı komünistler arasında acı bir savaş başladı. Bu iç savaş 1937’de Japonya’nın Çin’i istilası ve II. Dünya Savaşının başlamasıyla sona erdi. Sonunda komünistler yönetimi ele geçirdiler ve 1949 yılında Mao, Çin Halk Cumhuriyeti’ni ilan etti, bunun sonucunda ise milliyetçiler Tayvan’a kaçmak zorunda kaldılar

(http://www.oneworld-publications.com/samples/daoism.htm,21.01.2006).

Bu gelişmeler Taoizm’in 20. yüzyılın başından itibaren komünistler tarafından büyük yıkımlara uğratılmasına sebep oldu. Çin’de Taoizm feodal yapının batıl inançlarıyla dolu bir din olarak kabul edildi ve yasaklandı (http://www.oneworld-publications. com/samples/daoism.htm,21.01.2006). Taoist rahipler ağır işlere gönderildi, manastırlar kapatıldı ve yok edildi, ayinler yasaklandı. Taocu rahipler, materyalist Maocular tarafından modern sağlık teknikleriyle değiştirilmesi gereken batıl inançların temsilcileri olarak görüldü (HR, 1971: II, 511). Cumhuriyetin ilk yılında (1911) Jiangxi eyaleti yönetimi çok uzun zamandan beri Ortodoks Birliği Mezhebi’ne verilen Göksel Usta ünvanını yasakladı. Tapınaklara ve rahiplerin geçim kaynağı olan tarım alanlarına el konuldu (http://www.eng.taoism.org.hk/general-daoism/development-of- daoism/pg1-2-7-1.asp, 15.01.2006). 1920 yılında “Yeni Hayat” hareketi öğrencileri pazar günleri Taoist heykelleri ve metinleri yok etmek üzere görevlendirdi (http://www.utm.edu/research/iep/d/daoism.htm, 27.02.2006). 1927 yılında Chang ailesine ait Kiangsi bölgesine komünistler tarafından el konuldu (T.C..R.., 1955: 369). 1928’de Nasyonalist Parti tapınaklarla ilgili bir düzenleme getirdi buna göre Taoist Tanrılara adanmış çoğu tapınak yasaklandı. Bir çok Taoist tapınak okula, devlet dairesine ve kışlaya dönüştürüldü. Diktatör Yuan Shikai, kendisini imparator olarak ilan edince “Göksel Usta” ünvanını Taoizm’e tekrar verdi. 62. Göksel Usta’ya “Ortodoks Birliğinin Üstün İnsanı” ünvanı verildi. Ustaların mührü iade edildi. Ancak bundan sonra Göksel Ustaların imtiyazları sadece Ortodoks Birliği Mezhebi’ne verildi ve ustaların sahip olduğu eski saygınlık ve şeref bir daha elde edilmemek üzere yitirildi (http://www.eng.taoism.org.hk/general-daoism/development-of-daoism/pg1-2-7-1.asp, 15.01. 2006) Nasyonalist Parti döneminde Ejder Kapısı Mezhebi, Tam Üstünlük Yolu

Mezhebi’ne hakim oldu. Ejder Kapısı Mezhebi Pekin’deki Beyaz Bulut Tapınağı da aralarında olmak üzere bir çok bölgede etkinliğini göstermeye başladı (http://www.eng.taoism.org.hk/general-daoism/development-of-daoism/pg1-2-7-1.asp, 15.01.2006).

Bu dönemde Taoizm’in lehine gerçekleşen tek olay belkide Ming döneminde derlenmiş son Taoist kanonun yeniden basılması olmuştur. 1926 yılında Taoist kanonun sadece iki kopyası vardı ve Taoist miras büyük tehlike altındaydı. Ancak Beyaz Bulut Tapınağındaki nüshanın çoğaltılmasına izin verildi ve kutsal metinler böylece kurtarılmış oldu (http://www.utm.edu/research/iep/d/daoism.htm, 27.02. 2006). Diğer taraftan milyonlarca Taoistin Çin’den dünyanın dört bir yanına göçmesiyle Taoizm yavaş yavaş batıda yaşanmaya başlandı. Ve kendisini batılı anlayışa adapte etti. Dinsel figürlerden çok felsefî ve sağlık pratikleriyle batı dünyasında kendisine yer buldu (http://www.oneworld-publications.com/ samples /daoism.htm, 21.01.2006).

Modern Çin toplumunun çalkantılar yaşadığı bu dönemde Taoist geleneği devam ettirmek için bazı organizasyonlar kuruldu. 1912’de Tam Üstünlük Yolu Mezhebi millî ve dinî bir yapı olan “Merkez Taoist Birliği”ni kurdu. Bu arada Şangay’da 62. Göksel Usta, “Çin Cumhuriyeti Taoist Topluluğu” adında bir birliğin kurma çalışmalarını tamamladı ancak yönetimden onay alamayınca yerine “Çin Cumhuriyeti Taoist Birliği Şangay Şubesi” kuruldu (http://www.eng.taoism.org.hk/general-daoism/development- of-daoism/pg1-2-7-1.asp, 15.01. 2006). Yine Şangay’da aralarında "Genel Çin Taoist Birliği” ve "Çinli Taoistler Birliği” nin de bulunduğu yerel Taoist organizasyonlar kuruldu. Bundan başka ünlü Taoist bilgin Cheng Yingning (1880-1968), “Ölümsüzlük Çalışmaları Akademisi”ni kurdu ve ayda bir “Ölümsüzlük Çalışmaları” adlı dergiyi çıkarmaya başladı (http:// www.eng.taoism. org.hk/general-daoism/development-of- daoism/pg1-2-7-1.asp, 15.01.2006).

19. yüzyılın sonlarında iki önemli Taoist mezhep ortaya çıktı ve 1949 Komünist isyanına kadar devam etti. Bu mezhepler; I-kuan (Tao’nun Yayılan Birliği) ve Tao Yüan (Tao Salonu) mezhepleridir. Mezheplerin pratikleri ve inançları gizli topluluklar tarafından devam ettirildi. Bu mezhepler Tao’nun insanın bir parçasını oluşturduğu evrensel enerji olduğunu öğretiyordu. Tao’ya boyun eğen insanın sağlığa, zenginliğe,

çok çocuğa ve huzurlu bir hayata sahip olacağını savunmaktaydı. Bu modern mezheplerin mensupları büyüleri, sihirli sözleri kendileriyle Tao arasında yakınlık kurmak için kullanıyorlardı. Mezheplerin farklı özelliği ise Hıristiyanlığın da dahil olduğu bir çok dinin Tanrılarına tapmaları ve bu dinlerin ritüellerini kullanmalarıydı (Brown, 1975: 102).

Bu mezheplerden “Tao’nun Yayılan Birliği Mezhebi” (I-kuan Tao) Bir’in bütün varlıkların temel prensibi olduğunu, Bir’in bütün varlıklara yayıldığını ve onlara girdiğini kabul etmekteydi. Mezhebin inancına göre evren kozmik periyotların sonunu getirecek büyük yıkımlarla karşılaşacaktı ve insanoğlu şu an üçüncü büyük yıkımla karşı karşıyaydı, ancak panteona Ming Hanedanı’nda giren ve sonradan bu mezhep tarafından önemli bir konuma getirilen Wu-sheng Lao-mu (Hayatı Aşan Yaşlı Ana) bu yıkımı önleyecektir. Tao’nun Yayılan Birliği Mezhebi’nin taraftarları sihir, büyü, ispritizma, üç gizemli parmak şarkısı gibi uygulamalara çok önem vermekteydi. Aynı zamanda bu mezhebin inananları et yemekten, alkol ve tütün kullanmaktan kaçınmaktaydılar. Bütün dinlerin putlarına tapınan mezhep mensupları Taoist ve Budist metinleri kutsal kabul ettiler ve ayinlerinde okudular. II. Dünya Savaşında bu mezhep özellikle Kuzey Çin’de çok etkin olmuştur.

Diğer mezhep, “Tao Salonu” (Tao yüan) veya “Tao ve Te Topluluğu Mezhebi” (Tao- te shen) 1921 yılında Tsian’da bir isyanla başladı. İsyan buradan Kuzey Çin’e ve Yangtse’ye sıçradı oradan da Japonya’ya yayıldı. 1927 yılında mezhep 30.000 mensubu olduğunu açıkladı. Mezhebin yapıları beş katlı inşa edilirdi, katlar; ibadet, meditasyon, kutsal kitapların okunması, vaaz ve hayır işleri için kullanılırdı. Mezhep antik Taoizm Tanrısı T’ai-i (En Büyük Bir)’ye tapınırdı. Bu Tanrı için kurulan altarların altında Konfüçyüs’ün Lao Tzu’nun, Buda’nın isimleri ve Hıristiyanlık ve İslâm’ın sembolleri işlenmiştir. Bu mezhep dünya ve gök ruhlarının kardeşliğini vurgulamıştır. Bundan dolayı hayır işlerine çok önem veren mezhep ismini ileriki zamanlarda Evrensel Kızıl Haç Topluluğu olarak değiştirmiştir (C.E.L.F., 1977: 396).

Belgede Bir din olarak Taoizm (sayfa 77-80)