• Sonuç bulunamadı

KERKÜK’TE TÜRKMENLERİN SOSYAL YAPISI 3.1 KERKÜK’ÜN NÜFUSU VE TÜRKMENLER

3.1.2. Irak Devleti Döneminde Kerkük’ün Nüfusu ve Türkmenler

3.1.2.2. Cumhuriyet Dönem

Irak, 1958 yılında bir darbe ile Cumhuriyet rejimini benimsedi. Bu olay Irak’ta olduğu gibi Kerkük’te de ilk başlarda şaşkınlıkla karşılandı. Yeni gelen rejimin ilk mesajları bütün etnik ve mezhebi kimliklerin güvenliğini garanti eder bir üslupla sükûneti sağlamaya yönelik oldu. Yıllardan beri çeşitli nedenlerle Krallık rejiminin baskı ve zulümlerinden usanan toplum bu değişimi temkinli de olsa iyi karşıladı. Nitekim Kerkük’te ilerleyen zamanlarda meydana gelen olaylar durumun böyle olmadığını gösterdi. Bir petrol şehri olan Kerkük, git gide gerilen ilişkilerde iki etnik kimliğin birbirleriyle olan rekabetini yaşamaya başladı. Yukarıda da gördüğümüz gibi çoğunluk olan Türkmenler ile şehirde göçler ile varlığını daha da hissettiren Kürtler arasında bir çatışma ortamı adım adım olgunlaştı. Sonuçta 1959’da Kerkük’te Cumhuriyet kutlamaları sırasında sonuçları itibarı ile Türkmenlere yönelik bir katliam meydana geldi ve Türkmenler ağır kayıplar verdiler. Bu olay Türkmenleri korku ve endişe içine soktu ve birçok ailenin Kerkük’ten göçüne sebep oldu. Abdülkerim Kasım

106

ve çoğunluğu Kürtlerden meydana gelen Komünistler arasındaki ittifak doğal olarak Kürtlerin Kerkük’e yerleşmesi sürecini daha da hızlandırdı. Kürtler, 1960’lı yıllar boyunca Kerkük’e göç edip burada demografik üstünlüğü ele geçirmeye çalıştılar. Bu göç hareketi 1970’te Baas iktidarının gelmesine kadar sürdü (Hüseyin, 1988: 10-13; Saatçi, 1996: 213-214; El-Nakip, 2008: 41; Hürriyet, 24 Temmuz 1961; Ulus, 23 Temmuz 1961).

Bu noktada 1970 yılı ve sonrasına kadar Irak’ta meydana gelen siyasi gelişmelerin ve bu gelişmelerin Kerkük’te nasıl bir etki yaptığını hatırlamakta fayda vardır. Hatırlanacağı üzere Abdülkerim Kasım’ın darbe sürecinde siyasi olarak dayandığı iki müttefiki olmuştu. Bu müttefiklerden biri çoğunluğunu Kürtlerin oluşturduğu Komünist Parti, diğeri de Ulusalcı Arap Milliyetçiler idi. Ulusalcı Arap Milliyetçi grubun önde gelen isimlerinden Abdusselam Arif, ordu içinde etkili bir şahsiyet olarak ön plana çıkmıştı. Nitekim Abdülkerim Kasım önderliğinde gerçekleşen askeri darbenin en büyük yardımcısı Abdüsselam Arif olmuştur. Fakat darbe başarılı olup Cumhuriyet rejimi ihdas edildikten sonra milliyetçiler ile Abdülkerim Kasım arasında anlaşmazlıklar meydana gelmiş ve Abdüsselam Arif tasfiye edilerek hapse gönderilmiştir (Merdan, 1989: 49-50).

Bu durum komünistlerin ülke yönetiminde giderek söz sahibi olmasına yol açtı. Bununla beraber dış politikada Abdülkerim Kasım’ın Kuveyt’in Irak’a ait olduğu yönündeki beyanları onu bu alanda gitgide bir yalnızlığa sürükledi. Hem içte giderek artan komünistlerin baskısı hem de dış politikada atılan yanlış adımlar Abdülkerim Kasım’ın iktidarında bir takım zaafların oluşmasına sebep oldu. Bu gelişmelere bir de tasfiye edilen milliyetçilerin yer altı faaliyetleri eklenince, Abdülkerim Kasım iktidarı zayıflamaya başladı. Nihayetinde yönetim aleyhinde giderek artan tepkiler bir iktidar değişikliğini gerekli kıldı ve Abdusselam Arif’in önderliğinde ulusalcı milliyetçiler iktidar oldu. Bu iktidar değişikliği de bir darbe ile neticelendi ve 1963 tarihinde Abdülkerim Kasım idam edildi (Merdan, 1989:123-126).

Ülke yönetimini eline alan Abdüsselam Arif ve daha sonra yerine gelecek kardeşi Abdurrahman Arif dönemlerinde genel olarak Abdülkerim Kasım yönetiminin yol açtığı siyasi ve sosyal sorunlar halledilmeye çalışıldı. Bu anlamda 1959 yılında gerçekleşen ve Kerkük’te bir Türkmen katliamına sebep olan sorumlular 1963 yılında

107

Abdüsselam Arif tarafından idam edildi. Bu olumlu politika Abdurrahman Arif döneminde de devam etti. Genel olarak sakin bir dönem yaşatan Arif Kardeşler iktidarı, Irak siyasi tarihinde yeni bir kimlikle ortaya çıkan Baas Partisi tarafından 1968 yılında bir darbe ile yerinden edilmiştir (Musulli, 2000: 25-29).

İktidara geçen Baas Partisi, fikri ideolojisini Sosyalist düşünceler ve aynı zamanda bir Arap milliyetçiliği temelinde şekillendirdi. Bu yönüyle Baas Partisi genelde Irak, özelde ise bir petrol bölgesi olması nedeniyle Kerkük üzerinde bir Araplaştırma politikası gayesi güttü. İktidarlarının ilk dönemlerinde Baas Partisi, Kerkük ve Türkmenler konusunda onların sosyal ve kültürel haklarını gözetir bir anlayışla hukuksal düzenlemeler yürürlüğe koydu. Fakat hukuki alanda bu düzenlemeler zamanla pratik temelde işlevselliğini yitirdi ve bu düzenlemelerin içi boşaltıldı. Bu durum Baas Partisi’nin yukarıda da değindiğimiz gibi siyasi ideolojisinin Arap milliyetçiliği ekseninde olmasından kaynaklanmaktaydı (Küçükkaragöz, 2000: 91).

Baas Partisi döneminde Kerkük’ün demografik yapısının değiştirilmesine yönelik faaliyetler önceki iktidarlara göre daha sistematik bir şekilde hayata geçirildi. Bu anlamda ilk somut değişim 1974 yılında Kerkük’ün il sınırlarının düzenlenmesiyle gerçekleşti. Osmanlı Devleti döneminde bugünkü Irak; Basra, Bağdat ve Musul Vilayetlerinden meydana gelirken Kerkük, Erbil ve Süleymaniye de Musul Vilayetine bağlı birer sancak idi. Daha sonra bu yapı İngilizler döneminde (1921-1932) değişikliğe uğradı ve Musul ve Süleymaniye olarak iki ayrı vilayet düzenlemesine gidildi. Bu düzenleme krallık (1932-1958) döneminde değiştirilmezken Cumhuriyet döneminde Abdülkerim Kasım (1958-1963) ve Arif kardeşler (1963-1967) yönetiminde de aynen devam etti. Bundan sonra da mevcut yapı 17 Temmuz 1968’de iktidara gelen Baas Partisi döneminde de 1974 yılına kadar geçerliliğini korudu. Fakat bu tarihten sonra Baas Yönetimi, bütün Irak illerinde olduğu gibi Kerkük ilinin de sınırlarında kademeli olarak bir değişime gitti. (Müftüoğlu, 1983: 59-60).

Bu değişim yıllara göre aşağıdaki tablolarda gösterilmiştir Tablolara göre Kerkük’ün tüm Irak’ta topraklarının yüz ölçümü 1973 yılında 19.543 km iken 1976 yılında ise 9.426 km’ye düşmüştür. Böylece Kerkük’ün tüm Irak toprakları içindeki toprak payı 1973’de % 4,5’ iken 1976 yılına gelindiğinde % 2,1’e gerilemiştir. Bu

108

gerileme ile beraber 1976 yılında şehrin adında da bir değişime gidimiş ve buranın ismi “el-Te’mim” olarak değiştirilmiştir.

Tablo 12: 1973 Yılında Kerkük Şehrinin Kaza ve Nahiyeleri

Şehir İsmi Yüzölçümü

Kerkük 19.543

Kazalar ve Yüzölçümleri

1.Kaza 2. Kaza 3. Kaza

Kerkük Kaza 5.112 Kifri Kazası 1.923 Tuzhurmatı Kazası 4.985 Kerkük Merkez Kazası 360 Karatepe Nahiyesi 1.010 TuzhurmatıMerkez Kazası 309 Karahasan Nahiyesi 1.057 Cabara Nahiyesi 536 Dakuk Nahiyesi 1.380 Altınköprü Nahiyesi 433 Kokas Nahiyesi 477 Kadirkerem Nahiyesi 1.553 Şuvan Nahiyesi 1.016 Emirli Nahiyesi 787

Dibis Nahiyesi 528 Süleyman Beg

Nahiyesi 173 Tazehurmatu Nahiyesi 1.221 Nocol Nahiyesi 783 Beci Nahiyesi 497 Kazalar ve Yüzölçümleri

4.Kaza 5. Kaza 6. Kaza

Çemcemal Kazası 2.329 Kalar Kazası 2.747 Havice Nahiyesi 2.447 Çemcemal Merkez Kazası 865 Bipaz Nahiyesi 1.277 Havice Merkez Kazası 545 Ağaçlar Nahiyesi 760 Şirvane Nahiyesi 1.470 Riyaz Nahiyesi 1.902 Göktepe Nahiyesi 704

Kaynak: 1973 Annual Abstract Of Statistics, Republic of Iraq Ministry of Planning, Central Stataistical

Organization, Baghdad, s.2

Kerkük’teki bu değişim onun kaza ve nahiye sayılarında da gözle görülür bir azalma meydana getirmiştir. Nitekim yukarıda tabloda da görüldüğü gibi 1973 yılına kadar Kerkük 6 kaza ve 23 nahiyeden oluşurken 1976 yılına gelindiğinde kazalarının sayısı 3’e nahiyelerinin sayısı ise 11’e gerilemiştir.

Bu uygulamalar Baas Partisinin Araplaştırma politikasında Kerkük bazında en somut uygulamalardan biri olarak değerlendirilebilinir. Bu dönemde Kerkük’ten alınan araziler Süleymaniye, Diyale ve Selehattin illeri arasında paylaştırıldı. Kerkük’ün güneyinde merkezi Tikrit olan Selahattin ili ihdas edildi. Bu ilin Tuzhurmatu kazası ise Kerkük’ten alındı. Diğer yeni kurulan bir il olan Diyale’ye ise Kifri kazası ihdas edildi.

109

Tablo 13: 1976 Yılında Kerkük Şehrinin Kaza ve Nahiyeleri

Şehrin İsmi Yüzölçümü

El Tamim 9.426

Kazalar ve Yüzölçümleri

1. Kaza 2. Kaza 3. Kaza

Kerkük Kazası 5.311 Havice Kazası 2.423 Dibis Kazası 1.692 Kerkük Merkez Kazası 360 Havice Merkez Kazası Dibis

Nahiyesi

1.217 Karahasan Nahiyesi 1.132 AbbasNahiyesi 1.035 Altınköprü

Nahiyesi 475 Şivan 915 RiyazNahiyesi 1.388 Tazehurmatu Nahiyesi 1.137 Tazaehurmatu Kazası 1.137 Beci Nahiyesi 555 Dakuk Nahiyesi 1.212

Kaynak: 1976 Annual Abstract Of Statistics, Republic of Iraq Ministry of Planning, Central Stataistical

Organization, Baghdad, s. 21

Adı geçen bu kazalar Türkmenlerin en eski yerleşim yerleridir. Bu kazalar, Kerkük merkez kazaya daha yakın olmasına rağmen Selehattin ve Diyale illerine bağlandı. Böylece buralarda yaşayan Türkmenlerin Kerkük ile olan idari, iktisadi ve sosyal ilişkileri bitirilmek istendi (Müftüoğlu, 1983: 62-63).

Tablolarda da görüldüğü gibi 1973 yılında Kerkük ilinin toplam toprak alanı 19.543 km iken, Kerkük merkez kazanın toprak yüz ölçümü 360 km dir. Yıl 1976’ya geldiğinde Kerkük ilinin toplam toprak alanı 9.426 km’ye gerilirken Kerkük merkez kazada herhangi bir kayıp yaşanmamış, 1973 yılındaki değerini korumuştur.

Bu bilgiden hareketle Kerkük merkez kazanın demografik yapısı ile ilgili tespitlerde bulunulmaya çalışılacaktır. Bu tespitler yapılırken aşağıda iki tablo birbirleriyle karşılaştırılacaktır. Bu tablolardan biri ana dillerden hareketle sonuca varılan 1957 yılına ait Kerkük merkez ve kırsal nüfus yapısına ilişkin tablodur. Diğeri ise yine 1957 yılı başata olmak üzere sırasıyla 1977 ve 1997 yılları arasında nüfus miktarları ve etnik kimliklere ait oranlar verilmiş olan tablolardır.

Bu verilerden 1957 (Hatalı Nüfus Sayımı) yılı Kerkük merkez kaza Türkmen nüfusuna bakıldığında; Türkmenlerin nüfusu 45.306, Kürtlerin nüfusu 40.047, Araplar ise 27.127 kişi olduğu görülmektedir. Bu rakamlardan yola çıkarak tablo 14’te Türkçe konuşanların oranı % 36 iken Kürtçe konuşanlar % 34 Arapça konuşanlar ise % 24’dür. Şaibeli olmasına rağmen 1957 yılına ait en kötü oranlamalardan hesap yapılacak olsa

110

bile 1977 yılında Türkmenlerin Kerkük merkez kaza olarak nüfus oranlarının hemen hemen 1957 yılındaki nüfus oranları ile aynı değerlerde çıkacağı muhtemeldir. Bu bakımdan konumuz olan Kerkük merkez kazanın Türkmen nüfusu Baas Partisi’nin yukarıda anlattığımız bütün bu Araplaştırma faaliyetlerine rağmen 1957 yılındaki nüfus yapısını korumuştur diyebiliriz. Nitekim yukarıda görüldüğü gibi Baas Partisi Kerkük’ün Vilayet sınırlarında bir küçülmeye gitmiştir. Fakat bu küçülmenin nerelerde olduğuna dikkat edilecek olursa eğer; Kerkük’ün merkez kazası dışında kalan kaza ve nahiyelerde gerçekleştiğini ve bu kaza ve nahiyelerin bazılarının diğer komşu illere kaydırıldığı görülür. Bu durum genel olarak Kerkük vilayetinde Türkmenlerin sayısal oranlarını düşürmüş olabilir ama Kerkük merkez kaza göz önüne alındığında buradaki köklü ve yerleşik Türkmenlerin nüfus yapılarında olumsuz bir etkiye yol açmamıştır diyebiliriz. Kaldı ki yukarıda bahsi geçen Irak Nüfus Müdürlüğü verilerinden Kerkük merkez kazasında bulunan Türkmenlerin %85 oranın da olduğunu ortaya çıkarılmıştı.

Tablo 14: Kerkük Şehrinin Anadillere Göre Nüfus Dağılımı (1957)

Kerkük Merkez Kırsal Toplam Toplam Nüfusun Oranı Ana Diller Arapça 27.127 82.403 109.629 28.2 Kürtçe 40.047 147.546 187.593 48.2 Türkçe 45.306 38.065 83.371 21.4 Hıristiyan 1.500 96 1.605 0.4 Yahudi 101 22 123 0.03 Diğerleri 6.300 215 6.545 1.77 Toplam 120.402 268.437 388.829 100

Kaynak: Liam Anderson And Gareth Stansfield, Crisis İn Kirkuk, Universty Of Pennsylvania, 2009, s.

43

Sonuç olarak genel bir oranlamadan hareketle bile Kerkük merkez kazanın nüfusuna ilişkin tahminler buradaki Türkmen nüfusunun lehine olacaktır. Tabi doğal olarak 1970’li yıllarda Baas Partisi’nin özellikle Kerkük üzerinde sistematik olarak takip ettiği Araplaştırma siyasetinin Kerkük merkez kazadaki Türkmen nüfusu üzerinde hiçbir etkisi olmamıştır iddiası da mümkün değildir. Nitekim Baas Partisi 1970 yılından başlamak üzere Kerkük merkez kazada uygulanmak üzere bir takım yıldırma politikaları uygulamıştır. Bu yıldırma politikaları kapsamında şehir merkezinde yaşayan Türkmenler başka şehirlere sürülmeye başlanmış, gayrimenkul alım satımı bir takım şartlara bağlanmış ve planlı bir şekilde güneyden getirilen çoğunluğu Arap olan

111

yerleşimciler şehre yerleştirilmiştir. Bu göç politikası çerçevesinde 1981 yılında Devrim Komite Konseyi’nin aldığı 1391 nolu karar ile Türkmenler ülkenin güneyine göçe zorlanmıştır (Nakip, 2012: 6; Kopar,1995: 130-131).

Şimdiye kadar Kerkük’ün nüfus yapısına ilişkin bir takım değerlendirmelerde bulunuldu. Bu değerlendirmelerde özellikle Kerkük ve burada yaşayan Türkmenler üzerinden diğer etnik ve dini kimliklerin de varlığı gözler önüne serilmeye çalışıldı. Zira tarih boyunca Kerkük, Türkmenler olduğu kadar Kürtlerin, Arapların, Müslümanların, Hıristiyanların ve Yahudilerin de yerleşim yeri olmuştur.

Tablo 15: Kerkük Şehrinin 1957, 1977 ve 1997 Yılları Arasındaki Nüfus Miktarları

1957

Seçimleri Oran Seçimleri 1977 Oran Seçimleri 1997 Oran Kürtler 187.593 48 184.875 38 155.861 21 Arablar 109.620 28 218.755 45 544.596 72 Türkmenler 83.371 21 80.347 17 50.099 7

Toplam 388.829 483.977 752.745

Kaynak: Liam Anderson And Gareth Stansfield, Crisis İn Kirkuk, Universty Of Pennsylvania, 2009, s. 43

Yukarıda anlatmaya çalışılan tarihi süreç ve bu tarihi sürecin şekillendirdiği Kerkük’ün demografik yapısı görüldüğü gibi Kerkük’te değişken bir nüfus hareketliliğini de beraberinde meydana getirmiştir. Bir Osmanlı bakiyesi olması nedeniyle Türkmenler, Kerkük’ün temel unsuru olarak nüfus yapılarını 1960’lı yıllara kadar korumuşlardır. Fakat petrol ve buna bağlı olarak artan iş gücü açığı, kırsal bölgelerde tarımsal faaliyetlerin zorlaşması nedenleriyle Kürtler, 1930’lu yıllardan 1960’lı yıllara kadar devamlı bir göç hareketiyle Kerkük’e yerleşmişlerdir. Buna karşılık 1968 yılında bir Arap milliyetçisi olan Baas Partisi’nin yönetime gelmesiyle Kerkük için yeniden bir göç hareketi bu sefer Araplar tarafından başlatılmış ve bu durum 1980’li yıllara kadar artarak devam etmiştir.

Tablo 16: Kerkük’te Arap Semtleri

1 Al-Karama 5 Al-Arafa -1- 9 Al- Wasıt 13 Al- Haccac 2 Al- Muthenna 6 Al- Arafa-2- 10 Domis 14 Al- Uruba 3 Al- Kadisiye 7 Al-Thubat 11 Al- İŞtirakiyye 15 Al- Kuteybe 4 Al- Endelüs 8 Al- Baath 12 Gırnata 16 Al-Vahde

112

Anlattığımız bu göç hareketlerinin Kerkük’te meydana getirdiği resmi gözler önüne seren Suphi Saatçi, Kerkük şehir merkezinin etnik dağılımını şu şekilde resmetmiştir:

Resim 1: Kerkük’ün Etnik Gruplara Göre Yerleşim Bölgeleri

Kaynak: Suphi Saatçi, Kent Dokusu ve Geleneksel Evleriyle Kerkük, Kerkük Vakfı, İstanbul 2007,s.12

Bu resimde yukarıda yani şehrin kuzey kesiminde Erbil ve Süleymaniye yolları üzerinde açık renkte olarak çizilen bölüm Kürtlerin yaşamakta ve çoğunlukta olduğu yerler gösterilmiştir. Şehrin orta kısmı olarak çok koyu renkte gösterilen; yani tarihi kale ve civarı olan bölge Türkmenlerin yaşam alanları ve semtleridir. En aşağı kısımda da Bağdat yolu üzerinde daha az koyu olarak gösterilen bölgede ise Arap nüfusun yaşadığı bölgeler gösterilmiştir.

Bu resim Kerkük’ü oluşturan etnik unsurların kendi tarihsel süreçlerinde beslenmiş oldukları havzaların da neresi olduğuna dair bir ipucu vermektedir. Nitekim Kürtler kuzeyden göç etmiş ve daha çok Kerkük’ün kuzeyini kendilerine mesken edinmişlerdir. Araplar güneyden göç etmiş ve daha çok Kerkük’ün güneyini kendilerine mesken edinmişlerdir. Türkmenler ise kadim bir kültür olarak Kerkük’ün merkez yerlerinde varolagelmişlerdir.