• Sonuç bulunamadı

I. BÖLÜM

5. MERV’İN İDÂRÎ YAPISI

1.1. Coğrafi Durumu

Günümüz Merv’i, Aşkabat-Çarçev demiryolunun üzerinde bir eyalet merkezi durumundadır. Ancak konumuz olan Eski Merv şehri (Köhne Merv) bugünkü

1

Herrmann, “Early and Meadival Merv...”, s. 1.

2 Georgina Herrmann, K. Kurbansakhatov, St. John Simpson, et al., “The International Merv

Project, Preliminary Report on The Fourth Season (1995)”, IRAN (Journal of The British Institute of Persian Studies), Vol. XXXIV, 1996, s. 2.

Merv’in yaklaşık olarak 6 km kadar batısında, Murgap Nehri’nin aşağı bölümü içerisinde yer almaktadır.3

Merv şehri Horasan’ın kuzeyinde, Afganistan’daki Bâbâ Dağları’ndan doğan Murgap Nehri’nin oluşturduğu verimli vaha (Merv Vahası) üzerinde bulunmaktadır. Diğer bir ifadeyle burası Karakum Çölü’nün içlerine doğru kuzeye akan Murgap Nehri’nin oluşturduğu bir iç deltadır.4 Merv Vahası hâlihazırda Buhara ve Semerkant’a doğru doğu-batı istikametinde giden ana yol üzerindeki Amu Derya’nın geçiş noktasında bulunan Karakum Çölü’nde 85x75 km’lik bir alanı kapsamaktadır.5

Şehir bu vahanın ortasında, antik zamanlarda Murgap’ın ana kolunun aktığı yerde yer alır. Birbirini izleyen şehirler 1000 hektarın üstünde bir alanı kaplayarak M.Ö. V. yüzyıldan günümüze kadar burada doğup gelişmişlerdir.6

Antik ve Ortaçağ’da Merv ve çevresini de içine alan Kopet Dağı’nın kuzey bölümü Margiana (Güney Türkmenistan), Yukarı Amu Derya’nın (Ceyhun/Oxus) kuzeyi ile güneyini kapsayan ve Belh şehrinin de yer aldığı Baktriana (Toharistan/Kuzey Afganistan, Güneydoğu Özbekistan, Güney Tacikistan) olarak bilinmekteydi.7 Ayrıca şehrin bulunduğu bölge, büyük Horasan’ın dört bölgesinden (rub‘undan) birisini teşkil ediyordu. Merv rub‘u sadece Merv şehrini değil; Merverrûz, Serahs, Dandanakan gibi önemli yerleşim birimlerini de içine almaktaydı.8

Nişabur, Herat ve Belh ile birlikte Merv, İslâm coğrafyacıları tarafından Horasan’ın “ümmehât” denen büyük şehirlerinden kabul edilmekteydi.9

Tarih kitaplarında Horasan kelimesi Merv şehri ile özdeşleşmiş, kimi zaman Horasan kelimesi ile Merv şehri kastedilmiştir.10

Kabaca sınırlarını belirtmek gerekirse, şehri doğudan Ceyhun Nehri, batıdan Serahs, güneyden Merverrûz,

3 Çoruhlu, a.g.e., 1999, s. 191 4

Herrmann, Masson, et al., “IMP:Preliminary Report on The First Season (1992)”, s. 40; St John Simpson, “Merv, An Archaeological Case-Study From The Northeastern Frontier of The Sasanian Empire”, Journal of Ancient History, sayı: 2 (2), 2014, s. 6.

5

UNESCO, a.g.e., s. 171.

6

Williams, “Ancient Merv...”, s. 40.

7 İbrahim Çeşmeli, “Moğollar Öncesi Orta Asya'da Süryani Hıristiyanlığı”, Arkeoloji ve Sanat, 140:

Mayıs-Ağustos 2012, s. 196; Bahar, a.g.m., s. 243.

8 Mehmet Dalkılıç, Horasan’da İktidar Mücadeleleri (M.705-796), Basılmamış Doktora Tezi, Erciyes

Üniversitesi S. B.E., Kayseri, 2009, s. 3-4. Horasan’ın rub’ları hakkında bkz.: İbnü’l-Fakîh, a.g.e., s. 614; Yâkût el-Hamevî, a.g.e., II, 351; İbn Şemâil, a.g.e., I, 455-456.

9 Yâkût el-Hamevî, a.g.e., II, 350. 10 Uslu, a.g.e., s. 26-27.

131

kuzeyden de Harezm çevrelemekteydi.11 Günümüzde Horasan toprakları üç parçaya ayrılmış olup Merv (modern Mari), Nesa ve Serahs yöresi Türkmenistan, Belh ve Herat yöresi Afganistan, diğer kısmı da İran sınırları içerisinde kalmıştır.12

Merv şehri Sâsânîler döneminde imparatorluğun doğusunda İran kavimleri ile Turan kavimlerinin sınırında bulunuyordu.13

Burası, Türk devletlerinin de güney veya batı sınırını oluşturmaktaydı. Kesin sınırlardan bahsetmek hayli zor olmakla birlikte Ceyhun ırmağının iki taraf arasındaki tabiî sınırı teşkil ettiğini söylemek mümkündür.14

Merv, imparatorluğun sınır boyu olmakla beraber Soğd, Harezm şehir devletleri ile Batı Türkleri gibi steplerde yaşayan güçlere komşuydu.15

Bu özelliğine binaen şehir, Horasan ve bütün İran’ın Doğu’dan vuku bulabilecek istilâlara karşı kapısı ve aynı zamanda idare merkezi durumundaydı. İslâm fütuhâtından sonra da Orta Asya’nın fethinde önemli bir ordugâh şehir olarak mühim rol oynamıştır.16

Şehrin rustakları,17

Harezm yönünde Râşt adı verilen şehre kadar uzanmaktaydı. Burası bulunduğu yönde Horasan’ın en uç yerleşim birimi olarak tasvir edilmektedir. Kültürel mânâda burası, İslâm dünyasının toprakları ile Türk toprakları arasında bir sınır vazifesi görmekteydi. Türklerin akın yaparken bu şehri kullandıkları ifade edilmektedir.18

Anlaşıldığı kadarıyla bu durum, Harun er-Reşîd zamanında Fazl b. Yahya b. Hâlid b. Bermek’in burada bir kapı inşa etmesine kadar devam etmiştir.19

11 el-Vezne, a.g.e., s. 14 vd. 12

Çetin, “ Horasan ”, DİA, XVIII, 234.

13 Çakmak, a.g.m., s. 38.

14 Sebahattin Samur, “İslam Coğrafyacılarına Göre Horasan; Yeri ve X. Yüzyıldaki Durumu”,

Bilimname, c. IX, 2005/3, s. 93; Mürsel Öztürk, Anadolu Erenlerinin Kaynağı Horasan, Ankara: Kültür Bakanlığı, 2001, s. 11.

15 Yakubovskii, Bosworth, a.g.m., 1991, s. 620. 16 Özgüdenli, a.g.e., 2006b, s. 494.

17 Rustak terimi, tek bir köyü ifade edebildiği gibi birden fazla köyden oluşan yerleşim birimini veya

neredeyse şehir büyüklüğüne ulaşmış bir yerleşim birimini ifade edebilmektedir. Konuyla ilgili bir değerlendirme için bkz.: Pırlanta, a.g.e., 292 nolu dipnot, s. 59 vd.

18 İbnü’l-Fakîh, a.g.e., s. 619. 19 Haug, a.g.e., s. 16.

İslâm coğrafyacılarının neredeyse tamamına yakınınn kendilerinden önce de var olduğu bilinen “yedi iklim metodunu”20 bildikleri, bir kısmının da bunu eserlerinde kullandığı bilinmektedir. Merv’in yer aldığı iklim konusunda, eserlerinde bu bilgiye yer verenler arasında tam bir mütabakatın var olduğu söylenemez. Örneğin Ya’kûbî’ye göre yedi iklimden beşincisi Merv’in olduğu yerdir. Merv buranın merkezini teşkil etmektedir.21

Yâkût el-Hamevî ise Batlamyus’a atfen şehrin beşinci iklimde yer aldığını ancak Ebû Avn İshak b. Ali’nin Zîc adlı eserinde şehri dördüncü iklimde saydığını ifade eder. Eserinin daha önceki bölümünde de şehri dördüncü iklim bölgesinde sayar.22 Şehrin dördüncü iklimde yeraldığını ifade eden daha başka müellifler de bulunmaktadır.23

Anlaşıldığı kadarıyla Horasan’ın bazı şehirleri dördüncü, bazıları ise beşinci iklimde yer almaktadır. Ancak coğrafyacılar arasında hangi şehirlerin dört, hangilerinin beşinci iklimde yer aldığı kosusunda farklı tespitler söz konusudur. Hatta Merv’e bağlı bazı yerleşim birimlerinin dahi farklı iklim bölgelerinde yer aldığına dair kanaatler de mevcuttur.24

Şehrin bulunduğu koordinatlar hususunda tam bir birliğin olmadığı görülmektedir. Yâkût el-Hamevî, Batlamyus’tan aktararak şehrin boylamını 67º, enlemini 40º olarak vermekte, Ebû Avn ishak b. Ali’nin ise Boylamı 84 º 20’, enlemi 37º 35’ olarak tespitine işaret etmektedir.25 Görüldüğü üzere zamanın imkanlarına bağlı olarak yapılan tespitler arasında epey bir fark bulunmaktadır.

Günümüz tespitlerine göre ise Merv 37° 35’ 59” kuzey enlemi, 61° 49’ 59” doğu boylamında yer almaktadır. Deniz seviyesinden yüksekliği ise ortalama 205 metredir.26

Merv bölgesinde nehir kollarının oluşturduğu vahalar dışında kalan kısımları çöller meydana getirmektedir. Bu çöllerin büyük kısmını Karakum Çölü teşkil eder. Çöl asla aşılamayacak bir çöl değildir ancak tarih boyunca İran Platosu ile Orta Asya

20 Bkz: Murat Ağarı, “İslam Coğrafyacılarında Yedi İklim Anlayışı”, AÜİFD, 47 (2006), sy. 2,

ss. 195-216.

21

Ya’kûbî, Târîh, I, 116.

22 Yâkût el-Hamevî, a.g.e., V, 113 ve I, 30.

23 Makdisî, el-Bed’, IV, 51 vd.; Kalkaşendî, a.g.e., IV, 393-394. 24 Bkz: İdrîsî, a.g.e., II, s. 695.

25

Yâkût el-Hamevî, a.g.e., V, 113.

26 Bkz: http://archive.cyark.org/ancient-merv-info (12.10.2015); Özgüdenli şehrin koordinatlarının 37º

30’ kuzey enlem ve 62º 10’ boylam olduğunu belirtmektedir. Bkz: Özgüdenli, a.g.e., 2006b, s. 491.

133

arasında sınır olarak kalmıştır.27

Karakum Çölü Murgap Deltası’nın hemen doğusunda yer alır. Doğuda Amu Derya, güneyde ise Garabil Platosu ile çevrelenmiştir. Burası Merv şehirlerinden Amu Derya Nehri’ne ve oradan Buhara ve Semerkant’a ulaşabilmek için geçilmesi gereken bir yerdir.28 Kaynaklara aksettiği üzere Merv halkı tarih boyunca kum fırtınaları ve ziraî alanların kum istilasına maruz kalması gibi sorunlarla uğraşmak durumunda kalmışlardır.29

Bu sebeple olsa gerek, şehrin topraklarının kumlu olduğu ifade edilmektedir. Ayrıca muhtemelen sulamanın verdiği olumsuz etkiden dolayı toprakları tuzludur.30

Şehir ve civarında herhangi bir yüksek coğrafi oluşuma rastlanmamaktadır. Topoğrafik açıdan oldukça sade bir görünüm arz eden Merv’in içinde bulunduğu bölgenin neredeyse tamamına yakın kısmı yüksekliği deniz seviyesinden 50-300 m. arasında değişen düz bir arazi yapısına sahiptir.31 Şehri tasvir eden Ortaçağ İslâm müellifleri de şehrin bu özelliğine vurgu yapmaktadırlar.32

Bölgede zaman zaman depremlerin yaşandığı anlaşılmaktadır. Bunlardan bir kaç tanesi büyüklüğü ve halk üzerindeki tesiri sebebiyle kaynaklarımızda zikredilmeyi başarmıştır. Rivayetlerden birine göre 203/819 senesinde Merv ile Âmül arasında çölün ortasında meydana gelen depremde bir su kaynağı toprak yüzeyine çıkmış, daha sonra burada meydana gelen yeşil alanda bir köy yerleşimi teşekkül etmişti.33

Merv’in düz arazi yapısını bozan tek doğal etmen Murgap Nehri’dir. Arapça kaynaklarda “Murğâb” olarak zikredilen nehrin ismi, İbn Havkal’ın bahsettiğine göre aslen Merv Âb (yani Merv Suyu)’dır.34

Ancak Istahrî, Murğab’ın bu nehrin kaynağı olan yerin adı olduğunu söyleyenlerin bulunduğunu kaydetmektedir.35

27 Frye, a.g.e., 2009, s. 21. 28

Tim Williams, Paul Wordsworth, “Merv to The Oxus: A Desert Survey of Routes and Surviving Archaeology and The Site of Merv in Turkmenistan”, Archaeology International, 12, pp. 27-30. DOI: http://dx.doi.org/10.5334/ai.1207, s. 27.

29

İbnü’l-Fakîh, a.g.e., s. 525; Makdisî, el-Bed’, IV, 104; Salvatori, a.g.m., s. 19.

30

Istahrî, a.g.e., s. 258; Samur, a.g.m., s. 96.

31 Sayan, a.g.e., 1999, s. 7.

32 Bkz: Istahrî, a.g.e., s. 258; İbn Havkal, a.g.e., s. 434; İdrîsî, a.g.e., I, 476; Himyerî, a.g.e., s. 532;

İbn Fazlullah el-Ömerî, Şihâbüddîn Ahmed b. Yahyâ (749/1349), Mesâlikü’l-Ebsâr fî Memâlikü’l-Emsâr, I-XXVII, Thk: İbrâhîm Sâlih, Abudabi, 2002, c. III, s. 223.

33 İbn Hurdazbih, a.g.e., s. 210-211; Kudâme, a.g.e., s. 107. Ayrıca bkz: Himyerî, a.g.e., s. 534. 34 İbn Havkal, a.g.e., II, 435.

Makdisî, Murgap Nehri’ni Merveyn Nehri olarak isimlendirmektedir.36 Nehir bu ismi, kendisinin de tasvir ettiği üzere Merverrûz’a (Küçük Merv) ve Merv eş-Şâhicân’a (Büyük Merv) uğramasından dolayı almış olmalıdır.

Murgap, Bamyan37 Dağı’nın kuzeyinden doğar38, Merverrûz’a ait Levker ve Hozân ile Merv eş-Şâhicân’a ait Karîneyn köyleri arasından geçerek Yukarı Merv’e doğru uzanır, sonra Aşağı Merv’e doğru kıvrılarak Merv’den yaklaşık bir merhale uzakta büyük bir vadide her iki tarafından tahtalarla set çekilmek suretiyle suyu tutulurdu. Burada akışı kontrol altına alındıktan sonra Merv’e doğru yol alır, sonunda şehirden çıkarak çölde kaybolurdu.39

Murgap Nehri’nden dört nehir kolu ayrılmakta ve bu kollar da daha küçük sayısız kollarıyla Merv şehrinin Rabaz ve mahallerini kuşatmaktaydı. Büyük nehir kolları şehrin kuzeydoğusunda yer alan Razîk, güneydoğusundaki Es’adî, Serahs taraflarına doğru güneybatısında yer alan Hürmüzferra ve kuzeybatısında yer alan Mâcân’dır.40

Çalışmamızın ilerleyen safhasında şehrin su şebekesine dair ayrılan başlık altında konuya detaylı olarak değineceğimizden dolayı şimdilik sadece nehir kollarını zikretmekle yetiniyoruz.

Merv topraklarında yer aldığı ifade edilen Kevâl adlı bir nehirden daha bahsolunmaktadır. Bu nehir kıyısında Merv’e bağlı birkaç köy bulunmaktaydı. Hafsâbâz köyü bunlardandır.41

Klasik coğrafya eserleri çalışmamız sınırları içerisine giren zaman diliminde şehrin ikliminin tam olarak nasıl olduğuna dair yeterli malumat vermemektedirler. Makdisî genel mânâda Horasan’ın Heytal’den daha az soğuk olduğunu, Merv’in havasının Şam’ın havasına benzediğini belirtmektedir.42

İdrîsî ise Merv’in ılıman ve

36 Makdisî, Ahsenü’t-Tekâsîm, s. 330.

37 Cüzcan ile Horasan sınırında bir şehirdir. Bkz: Hudûdü’l-‘Âlem, s. 122. 38

Bâmyan Dağı’ndan birçok kaynak çıkmakta ve farklı bölgelere dağılmaktadır. Merv’e doğru akan dışında Sicistan’a, Herat’a, Belh ve Harezm’e akanları da bulunmaktadır. Bkz:Ya’kûbî, Kitâbü’l-Büldân, s. 68 vd.

39 Ya’kûbî, Kitâbü’l-Büldân, s. 68-69; Belâzürî, Fütûh, s. 393; İdrîsî, a.g.e., I, 476; Istahrî, a.g.e.,

s. 261; Makdisî, Ahsenü’t-Tekâsîm, s. 330; İbn Havkal, a.g.e., II, 435; Hudûdü’l-‘Âlem, s. 58; İbn Şemâil, a.g.e., c. 3, s. 1262.

40 el-Vezne, a.g.e., s. 15 vd. 41 Yâkût el-Hamevî, a.g.e., IV, 486. 42 Makdisi, Ahsenü’t-Tekâsîm, s. 322.

135

orta derecede neme sahip bir havasının olduğunu söylemekle yetinmektedir.43

Bu ifadelerden, kuru bir iklime sahip olan bölgeye nispetle Murgap Nehri’nin kollarının kuşattığı Merv’de buharlaşmanın etkisiyle nemli bir havanın oluştuğu anlaşılmaktadır.

Merv’in de yer aldığı bölgede zaman içerisinde gerçekleşen iklim değişikliklerini gözardı ederek yakın dönem ve günümüz verilerinden istifadeyle bir sonuca ulaşmak mümkün olabilir. Bu sebeple söz konusu verilere kısaca değinmek istiyoruz.

XIX. yüzyıl seyehatnamelerinde ifade edildiğine göre, Merv’de kış mevsiminde kar en fazla bir ay görülürdü. Yine bir ay kadar ilkbahar yaşanır, sağanak halinde fırtınalı yağışlar meydana gelirdi. Yazın sıcaklık ise oldukça fazla olurdu. İlkbahar ve sonbaharda kuzeybatıdan esen şiddetli rüzgârlar çölden kaldırdıkları kumlarla bitkilerin üzerlerini örterek tepecikler oluştururdu. Çölün istilâ ettiği alanlarda çalılıklar ve diğer bazı bitkiler hayat bulurken, Murgap Nehri’nin kıyıları, boyları üç metreyi aşan ve yakacak olarak da kullanılan kamışlarla ve çalılıklarla örtülüydü.44

Zamanımızda, genel olarak meteorolojik hareketlerin günlük ve yıllık büyük değişmeler gösterdiği bölgede tam bir kara iklimi hüküm sürmektedir. Ortalama sıcaklık değeri 11-18 C arasında değişmektedir. Ocak ayı ortalaması -6 C ile +30 C arasında, Temmuz ayı ortalaması +30 C’yi aşmaktadır. Çöllerde ise sıcaklık öğle saatlerinde +60 C’ye çıkabilmektedir.45 Bölge yağış yönünden oldukça fakirdir.46 Yıllık yağış miktarı çoğunlukla 250 mm’nin altında kalır. En yağışlı bölümler, bölgede dağ kıvrımlarının kuzey kesimlerinde 350-450 mm yıllık yağış miktarıyla görülür.47

Bölgede doğal bitki örtüsü odunsu çalılıklar ile otlardan meydana gelmektedir. Çeşitli türdeki ağaçlara ise daha ziyade vahalarda rastlamak

43 İdrîsî, a.g.e., I, 476.

44 Seda Yılmaz Vurgun, “Seyahatnamelerin Işığında Ondokuzuncu Yüzyılda Merv Şehri”, History

Studies, c. V, Haziran/2013, s. 243.

45 İbrahimov, a.g.e., s. 73-74. 46 Sayan, a.g.e., 1999, s. 7. 47 Dolukhanov, a.g.e., s. 76.

mümkündür.48 Yazdığı anıları, çok az bilinen Çin kaynaklarından biri olarak kabul edilen Du Huan 765’de 10 yıl Merv’de esir kaldıktan sonra ülkesine dönmüştür.49 O, anılarında “köyler ve çitle çevrili alanlar birbirine bitişik haldedir ve her yerde ağaçlar vardır”50

demek suretiyle Merv Vahası’nda yetişen ağaçlara işaret etmiş olmalıdır.