• Sonuç bulunamadı

Çizelge 3.7. Cinsel Ġstismar Nedeniyle Çocuğun En Çok Öfke ve Kızgınlık Duyduğu KiĢilere ĠliĢkin Bulgular

Değişkenler Sayı (n) Yüzde (%)

Öfke ve Kızgınlık Duyulan Kişiler Cinsel Ġstismarcıya

Sebep Olan/Engel Olabilecek KiĢiye Herhangi Birisine Öfke Duymamakta

40 11 3 74,1 20,4 5,6 Toplam 54 100

Cinsel istismar nedeniyle çocukların %74,1‟i (40 kiĢi) istismarı uygulayan kiĢiye, %20,4‟ü (11 kiĢi) istismara sebep olan veya istismarı engelleyebilecek kiĢiye öfke duymakta olup %5,6‟sı (3 kiĢi) da hiç kimseye yaĢanan cinsel istismardan dolayı öfke duymamaktadır (Çizelge 3.7.). Çocuğun istismarcıya öfke duyması, istismarı anlaması ve yorumlamasında beklenen bir duygu durumudur. Cinsel istismarcıya öfke duymayan çocukların, istismarcı ile ayrıĢma sağlayamadığı ve kandırma süreçlerinin farkına varamadığı, istismardan dolayı kendini sorumlu tuttuğu düĢünülebilir. Cinsel istismara sebep olan kiĢilerle birlikte istismarcıya öfke duygusu geliĢtiren çocuk, aile bireyleri baĢta olmak üzere bağlılık, sevgi ve güven hissettiği kiĢilerin kendini koruyamadığını düĢünmekte ve bu kiĢilere karĢı öfke duygusu geliĢtirmektedir. Ġstismardan dolayı kendisini suçlayan kiĢilere karĢı da öfke duygusu geliĢtiren çocuğun ailesi, yakınları ve sosyal çevresini oluĢturan kiĢileri kapsayan, sosyal iliĢkileri ve sosyal destek sistemlerini geliĢtirmeyi amaçlayan çalıĢmalarda, öfke ve kızgınlık duyduğu kiĢiler konusunda çalıĢmaların yapılması gerekmektedir.

59

Çizelge 3. 8. Çocuğa Göre Cinsel Ġstismarı Engelleyebilecek Ġlk KiĢi

Değişkenler Sayı (n) Yüzde (%)

Engelleyebilecek Kişiler Annesi Babası KardeĢleri ArkadaĢları Diğer Hiç Kimse 22 14 3 4 4 7 40,7 25,9 5,6 7,4 7,4 13,0 Toplam 54 100

Çocukların %40,7‟sine (22 kiĢi) göre cinsel istismarı engelleyebilecek ilk kiĢi anne, %25,9‟una (14 kiĢi) göre baba, %5,6‟sına (3 kiĢi) göre kardeĢler, %7,4‟üne (4 kiĢi) göre arkadaĢlar, %7,4‟üne (4 kiĢi) göre diğer kiĢilerdir. Çocukların %13‟ü (7 kiĢi) ise cinsel istismarı herhangi birinin engelleyebileceğini düĢünmemektedir. Cinsel istismarı birisinin engelleyebileceğini düĢünen çocukların (n=47) %46,8‟i (22 kiĢi) cinsel istismarı engelleyebilecek kiĢilere karĢı öfke duymakta iken %53,2‟si (25 kiĢi) cinsel istismarı engelleyebileceğini düĢündüğü ilk kiĢiye karĢı öfke duymamaktadır. Ayrıca çocukların %68,5‟inin (37 kiĢi) cinsel istismar sonrasında hayatında güvendiği en az bir kiĢinin olmasına karĢın %31,5‟inin (17 kiĢi) hayatında güvendiği bir kimsenin olmadığı bilgisine ulaĢılmıĢtır (Çizelge 3.8.).

60

Çizelge 3. 9. Cinsel Ġstismarı Anlatma Sıklığına ĠliĢkin Bulgular

Değişkenler Sayı (n) Yüzde (%)

Anlattırılma Sıklığı 1 veya 2 Farklı Yerde 3 veya 4 Farklı Yerde 5 veya 6 Farklı Yerde 6 veya Daha Fazla Yerde

27 19 3 5 50,0 35,2 5,6 9,3 Toplam 54 100

Çocukların %50‟si (27 kiĢi) 1 veya 2, %35,2‟si (19 kiĢi) 3 veya 4, %5,6‟sı (3 kiĢi) 5 veya 6, %9,3‟ü (5 kiĢi) 6 veya daha fazla kez yaĢadığı cinsel istismar olayını anlatmak zorunda kalmıĢtır (Çizelge 3.9.). Travmatik olay sonucu istismar mağduru çocuklar travma yaratan olayı kabuslarla yeniden yaĢamakta ve travmayı hatırlatıcı uyarıcılardan kaçınma davranıĢı sergilemektedir. Ancak yapılan araĢtırmada istismar mağduru çocukların yarısının (%50,1‟i) yaĢanan cinsel istismarı 3 veya daha fazla kez anlatmak zorunda bırakıldığı ve travmatik durumu tekrar tekrar yaĢadıkları görülmüĢtür. Ġstismar mağduru çocukların, istismarı anlatmak zorunda bırakıldıkları kurumların/kiĢilerin dağılımına bakılarak gerekli önlemlerin alınması ile ilgili müdahaleler önerilebilir. Çizelge 3.10‟da çocukların cinsel istismarı anlatmak zorunda bırakıldığı kurum/kiĢi dağılımları görülmektedir.

61

Çizelge 3.10. Cinsel Ġstismarı Anlatmak Durumunda Kaldığı Kurum/KiĢi Dağılımlarına ĠliĢkin Bulgular

Değişkenler Sayı (n) Yüzde (%)

Anlattıran Kişi/Kurum (n=54) Emniyet Ġfadesi

Jandarma Ġfadesi Savcılık Ġfadesi

Dava Görülen Mahkeme Genel Sağlık Muayenesi Adli Tıp Muayenesi Teslim Edildiği Ġlk KuruluĢ Kaldığı Diğer KuruluĢlar Aile Bireyleri Akraba/ArkadaĢ 34 16 29 8 8 7 15 25 9 7 63,0 29,6 53,7 14,8 14,8 13,0 27,8 46,3 16,7 13,0

Çocukların %63‟ü (34 kiĢi) emniyette alınan ifadesinde, %29,6‟sı (16 kiĢi) jandarmada alınan ifadesinde, %53,7‟si (29 kiĢi) savcılıkta alınan ifadesinde, %14,8‟i (8 kiĢi) mahkemede dava duruĢmasında, %14,8‟si (8 kiĢi) genel sağlık muayenesinde, %13‟ü (7 kiĢi) adli tıp muayenesinde, %27,8‟i (15 kiĢi) teslim edildiği ilk kuruluĢta, %46,3‟ü (25 kiĢi) daha sonra kaldığı kuruluĢlarda, %16,7‟si (9 kiĢi) aile bireylerine ve %13‟ü (7 kiĢi) akraba/arkadaĢlara maruz kaldığı cinsel istismarı anlatmak durumunda kalmıĢtır (Çizelge 3.10.).

62

Çizelge 3.11. Cinsel Ġstismarı Anlatmada Hissettiği Duygulara ĠliĢkin Bulgular Hissedilen Duygu Kişi Sayısı (n) Yüzde

(%)

Hissedilen Duygu Kişi Sayısı (n) Yüzde (%)

Utanma 23 42,6 Nefret 4 7,4

Kötü Hissetme 8 14,8 PiĢmanlık 15 27,8

Güvensizlik 2 3,7 Tepkisiz Kalma 1 1,9

Korku 10 18,5 Umursamama 1 1,9

Suçluluk 4 7,4 Hissetmeme 7 13,0

Tekrar YaĢama 3 5,6 Tedirgin/EndiĢeli 4 7,4

Ġğrenme 3 5,6 Rahatlama 2 3,7

Öfke 10 18,5 Çaresizlik 2 3,7

Kızgınlık 10 18,5 Üzüntü 5 9,3

Çizelge 3.9. ve Çizelge 3.10.‟da cinsel istismarı farklı sıklıklarla farklı kurum/kiĢilere anlatmak zorunda bırakılan çocukların, cinsel istismarı anlatırken ifade ettiği duygular yukarıda görüldüğü üzere Çizelge 3.11.‟de belirtilmiĢtir. Cinsel istismarı anlatmak durumunda kalan çocukların istismarı anlatırken hissettikleri duyguları açık uçlu sorularla cevaplandırmaları istenmiĢ, verilen cevaplardan hissedilen duygular belirlenmiĢtir. YaĢadığı cinsel istismarı bir veya birkaç kurum/kiĢiye anlatmak durumunda bırakılan çocukların %42,6‟sı (23 kiĢi) utandığını, %27,8‟i (15 kiĢi) piĢmanlık hissettiğini, %18,5‟i (10 kiĢi) öfkelendiğini, %18,5‟i (10 kiĢi) kızgınlık duyduğunu, %18,5‟i (10 kiĢi) korktuğunu %14,8‟i (8 kiĢi) kendisini kötü hissettiğini, %13‟ü (7 kiĢi) herhangi bir Ģey hissetmediğini, %7,4‟ü (4 kiĢi) nefret duygusu yaĢadığını, %7,4‟ü (4 kiĢi) tedirgin/endiĢeli olduğunu, %7,4‟ü (4 kiĢi) suçluluk duyduğunu, %5,6‟sı (3 kiĢi) istismar olayını tekrar yaĢıyormuĢ gibi olduğunu, %5,6‟sı (3 kiĢi) iğrendiğini, %3,7‟si (2 kiĢi) güvensiz hissettiğini, , %1,9‟u (1 kiĢi) tepkisiz kaldığını, %1,9‟u (1 kiĢi) umursamadığını, %3,7‟si (2 kiĢi) rahatladığını, %3,7‟si (2 kiĢi) çaresizlik hissettiğini ve %9,3‟ü (5 kiĢi) üzüntü duyduğunu ifade etmiĢtir (Çizelge 3.11.).

63

Çizelge 3.12. Ġstismarın Kendi Suçu Olduğunu DüĢünme ve Ġstismardan Dolayı Suçlanma Durumuna ĠliĢkin Bulgular

Değişkenler Sayı (n) Yüzde (%)

Kendi Suçu Olduğunu Düşünme Evet, DüĢündü Hayır, DüĢünmedi 31 23 57,4 42,6 Çocuğu Suçlama Durumu

Evet Hayır 21 33 38,9 61,1 Toplam 54 100

Çocukların %57,4‟ü (31 kiĢi) yaĢanan cinsel istismar olayının kendi suçu olduğunu düĢündüğünü belirtmiĢtir. %38,9‟u (21 kiĢi) ise yaĢanan cinsel istismar olayı nedeniyle kendisini suçlayan birilerinin olduğunu belirtmiĢtir (Çizelge 3.12.). Cinsel istismar mağduru çocuklar istismardan dolayı algı Ģemaları geliĢtirmekte ve bu algı Ģemaları istismarı yorumlamasına etki eden temel zemini oluĢturmaktadır. Ġstismar sırasında korkudan da kaynaklı olabilecek bedenin verdiği fizyolojik tepki, çocuğun istismarı istediği ve istismardan zevk aldığını düĢünmesine neden olabilmektedir. Cinsel istismarın kandırma süreçlerinde çocuğun biliĢsel algısı istismarcı tarafından alt üst edilebilmektedir. Bu durumlar çocuğun istismardan dolayı kendini suçlamasına neden olur. Çocuğun istismarı kendi suçu olduğunu düĢünmesi, istismarın ortaya çıkmasının ardından ailesi ve çevresinden yönelen suçlayıcı ifadelerden de etkilenmektedir. Ġstismar ortaya çıktıktan sonra ailesi ve sosyal çevresinden uzaklaĢtırılarak koruma altında alınan çocuk, istismardan dolayı cezalandırıldığını düĢünmekte, bu düĢünce çocuğun istismarı kendi suçu olduğunu düĢünmesine etki etmektedir. Çocuğu cinsel istismardan dolayı suçlama oranı (%38,9) çocuk cinsel istismarında yanlıĢ inançlar ve tutumlara sahip olunduğunu göstermektedir.

64

Çizelge 3.13. Ġstismarcı KiĢilerin Dağılımına ĠliĢkin Bilgiler

Değişkenler (n=54) Sayı (n) Yüzde (%) Maruz Kalınan Kişi/Kişiler (n=54)

Aile Ġçi

Akraba/Yakınları

Aile/Akraba DıĢından Tanıdığı Biri Tanımadığı Biri 14 6 17 24 25,9 11,1 31,5 44,4

Yapılan araĢtırmada cinsel istismar mağduru çocukların bir kısmının birden fazla kiĢi tarafından istismara maruz kaldığı bulunmuĢtur. Ġstismarcı dağılımlarına bakıldığında çocukların %25,9‟u (14 kiĢi) aile içinden birisi, %11,1‟i (6 kiĢi) akraba veya yakınları, %31,5‟i (17 kiĢi) tanıdığı birisi ve %44,4‟ü (24 kiĢi) tanımadığı birisi tarafından cinsel istismara maruz kalmıĢtır (Çizelge 3.13.).

Çizelge 3.14. Ġstismarcılara ĠliĢkin Sosyo-Demografik Bulgular

Değişkenler Sayı (n) Yüzde (%)

İstismarcının Cinsiyeti Erkek Kadın 54 - 100,0 - İstismarcının Yaşı 15-18 YaĢ Arası 19-30 YaĢ Arası 31-40 YaĢ Arası 41-50 YaĢ Arası 51-60 YaĢ Arası 9 23 9 11 2 16,7 42,6 16,7 20,4 3,7 İstismarcı Sayısı 1 KiĢi

1‟den Fazla KiĢi

26 28

48,1 51,9 Toplam 54 100

Çocuklara yönelik cinsel istismarı gerçekleĢtiren istismarcıların tamamının cinsiyeti erkektir. Bu veriler, çocuk cinsel istismarı alanında yapılan bilimsel

65 çalıĢmalarla uyumluluk göstermektedir. Yapılan araĢtırmalarda çocuk cinsel istismarcılarının büyük çoğunluğunun erkek olduğu bulunmuĢtur. Ġstismarcıların sosyo-demografik bilgileri çocukların dosya bilgilerinden alınan veriler doğrultusunda daha ayrıntılı irdelendiğinde istismarcıların %42,6‟sı (23 kiĢi) 18-30 yaĢ arasında yer almaktadır (Çizelge 3.14.).

Adalet Bakanlığı verilerine göre ülkemizde çocuğun cinsel istismarı suçuna iliĢkin 2013 yılındaki 17.948 suç sayısı içerisinde 17.786 sanığın yaĢ dağılımları %26,5‟i (4.714 kiĢi) 12-18 yaĢ arasında, % 73,5‟i (13.072 kiĢi) 18 yaĢ üzeridir. Bu sanıkların %93,9‟u (16.776 kiĢi) erkek, %6,1‟i (1.097 kiĢi) kadındır (Adalet Bakanlığı Adli Sicil ve Ġstatistik Genel Müdürlüğü 2013).

Çocukların %48,1‟i (26 kiĢi) sadece bir kiĢi, %51,9‟u (28 kiĢi) birden fazla kiĢi tarafından cinsel istismara maruz kalmıĢtır (Çizelge 3.14.). Ġstismara ait özelliklerle anksiyete ve depresyon düzeyi arasındaki iliĢkinin irdelendiği çalıĢmada, istismarcı sayısı bağımsız bir değiĢken olarak istismara ait özellikler açısından ele alınmamıĢtır. Ancak istismarcı sayısı arttıkça, istismarın yıkıcı doğasının arttığı ve çocuk üzerindeki travmatik etkinin çok daha kalıcı etkiler bıraktığı düĢünülmektedir.

66

Çizelge 3.15. Cinsel Ġstismara Ġlk Maruz Kalma ġekline ĠliĢkin Bulgular

Değişkenler Sayı (n) Yüzde (%)

İlk Maruz Kalma Şekli Sözel Taciz TeĢhir, Göstermecilik Kazara DokunuĢlar Dokunma Öpme OkĢama Pornografi Ġzletme Anal Penetrasyon Vajinal Penetrasyon 11 1 2 16 3 7 1 1 12 20,4 1,9 3,7 29,6 5,6 13,0 1,9 1,9 22,2 Toplam 54 100

Çocuların cinsel istismara ilk maruz kalma Ģekilleri; %29,6 (16 kiĢi) oranında dokunma, %22,2 (12 kiĢi) oranında vajinal penetrasyon, %20,4 (11 kiĢi) oranında sözel taciz, %13 (7 kiĢi) oranında okĢama, %5,6 (3 kiĢi) oranında öpme, %3,7 (2 kiĢi) oranında oyun vb. gibi kazara dokunuĢlar, %1,9 (1 kiĢi) oranında teĢhir, göstermecilik, %1,9 (1 kiĢi) oranında pornografi izletme, %1,9 (1 kiĢi) oranında anal penetrasyon Ģeklinde gerçekleĢmiĢtir (Çizelge 3.15.). Çocuğun cinsel istismara ilk olarak dokunma ve sözel taciz Ģeklinde maruz kalması, sistematik ve planlı bir Ģekilde çocuğa cinsel sömürü amacıyla yaklaĢılmasını yansıtabilir. Planlı bir Ģekilde çocuğa yönelen istismarcı özellikle kazara dokunuĢlar veya sözel ifadelerle çocuğun tepkisini ölçmekte ve savunma süreçlerini alt etmeye çalıĢmaktadır. Kandırma süreçlerinin eĢlik ettiği bu aĢamaya Çizelge 3.17‟de görülen aĢamalar eĢlik etmektedir. Vajinal penetrasyon ilk istismar Ģekli olarak gerçekleĢtiğinde, istismarcı kandırma süreçlerinin evreleri kullanmamıĢtır veya bu süreçleri kullanmadan seçtiği kurbanına en Ģiddetli ve yıkıcı bir Ģekilde istismarı yöneltmiĢtir.

67

Çizelge 3.16. Cinsel Ġstismarın GerçekleĢme ġekline ĠliĢkin Bulgular

Değişkenler Sayı (n) Yüzde (%)

Gerçekleşme Şekli (n=54) Dokunma Öpme OkĢama Sürtünme TeĢhir, Göstermecilik Oral Penetrasyon Anal Penetrasyon Vajinal Penetrasyon Vajina Ġçine Parmak Sokma Pornografi Ġzletme Pornografik Fotoğraflama 33 29 22 6 3 7 6 41 1 4 1 61,1 53,7 40,7 11,1 5,6 13,0 11,1 75,9 1,9 7,4 1,9

Bir önceki Çizelgede (Çizelge 3.15.) görüldüğü üzere istismara ilk maruz kalma Ģekillerinin belirlenmesinin ardından, istismar mağduru çocukların istismar sürecinde cinsel istismarın hangi Ģekillerine maruz kaldığı yine dosya bilgilerinden elde edilen bilgilerle ortaya konmuĢtur. Çocukların cinsel istismara maruz kalma Ģekilleri; %61,1 (33 kiĢi) oranında dokunma, %53,7 (29 kiĢi) oranında öpme, %40,7 (22 kiĢi) oranında okĢama, %11,1 (6 kiĢi) oranında sürtünme, %5,6 (3 kiĢi) oranında teĢhir/göstermecilik, %13 (7 kiĢi) oranında oral penetrasyon, %11,1 (6 kiĢi) oranında anal penetrasyon, %75,9 (41 kiĢi) oranında vajinal penetrasyon, %1,9 (1 kiĢi) oranında vajina içine parmak sokma, %7,4 (4 kiĢi) oranında pornografi izletme ve %1,9 (1 kiĢi) oranında pornografik fotoğraflama Ģeklindedir (Çizelge 3.16.). Ġstismarın gerçekleĢme Ģekline ait bu özellikler anksiyete ve depresyon düzeyine etkisi bakımından bağımsız değiĢken olarak ele alınacaktır.

68

Çizelge 3.17. Kandırma Sürecine ĠliĢkin Bulgular

Değişkenler Sayı (n) Yüzde (%)

Kandırma Şekilleri (n=54) Sevdiği veya Güvendiği Birisi ArkadaĢlığını Geri Çekme Sır Olarak Saklatma Korkutma

Para/Hediye Verme

Bazı DavranıĢları Sergiletme

32 11 26 31 10 11 59,3 20,4 48,1 57,4 18,5 20,4

Ġstismar sürecinde çocuklar, bir veya birden çok Ģekilde istismarcı tarafından uygulanan kandırma süreci Ģekillerine maruz kalabilirler. Kandırma sürecinin evrelerine iliĢkin bilgilerde çocukların %59,3‟ü (32 kiĢi) l istismarcının sevdiği veya güvendiği birisi olduğunu, %20,4‟ü (11 kiĢi) istismarı kabul etmemesi durumunda istismarcının sevgi ve arkadaĢlığını geri çektiğini, %48,1‟i (26 kiĢi) istismarcının istismarı sır olarak saklatmaya uğraĢtığını, %57,4‟ü (31 kiĢi) istismarın gizli kalması için istismarcı tarafından korkutulduğunu,%18,5‟i (10 kiĢi) istismarı uygulayabilmek ve ikna edebilmek için istismarcının kendisine hediye, para gibi Ģeyler verdiğini, %20,4‟ü (11 kiĢi) istismarcının istismar sürecinde kendini bazı davranıĢlar sergilemeye yönlendirdiğini belirtmiĢtir (Çizelge 3.17.).Ġstismarcının özellikle çocuğun sevdiği veya güvendiği birisi olması, çocuğun sevgisini ve güvenini kazanmasının ardından cinsel istismara karĢı çıkması durumunda arkadaĢlığını geri çekmesi, çocuğun biliĢsel alanında kalıcı etkiler bırakmaktadır. Cinsel istismarda, cinselliğin çocuktan arkadaĢlık ve sevginin karĢılığı olarak alınması, ilerleyen yaĢlarda çocuğun yakın iliĢkilerde cinsel sömürüye maruz kalmasına, güvensizlik yaĢamasına, cinsel taleplere boyun eğici davranıĢlar sergilemesine neden olmaktadır.

Cinsel istismarı uygularken çocuğun istismarcı tarafından korkutulması, travmanın derecesini arttırmakta ve aĢağıdaki çizelgede görüldüğü üzere (Çizelge 3.18.) cinsel istismara diğer istismar türlerinin de eĢlik etmiĢ olduğunu göstermektedir. Bunun yanı sıra cinsel istismar mağduru çocukların yarısına yakınında (%48,1) istismarın sır olarak saklatılmaya çalıĢılması, istismarın ortaya çıkması ve bildirilmesi önündeki en büyük engel olarak görülebilir. Çocuğun sevdiği

69 veya güvendiği birisi tarafından istismara maruz kalması, istismarcının arkadaĢlığını geri çekmesi, istismarcının istismarı sır olarak saklatması ve istismarın gizli kalması için çocuğu korkutması, Çizelge 3.20.‟de görüldüğü üzere istismar mağduru çocukların yarısından fazlasının “istismarı kendisinin bildirememesinin” nedeni olarak görülebilir.

Çizelge 3.18. Cinsel Ġstismara EĢlik Eden Diğer Ġstismar Türlerine ĠliĢkin Bulgular

Değişkenler Sayı (n) Yüzde (%)

İstismar Türleri (n=54) Fiziksel Ġstismar Sözel Ġstismar Duygusal Ġstismar 18 18 32 33,3 33,3 59,3

Cinsel istismar çocuğun sevdiği veya güvendiği birisi tarafından gerçekleĢtiğinde, çocuk istismara karĢı çıktığında istismarcı arkadaĢlığını ve dostluğunu geri çektiğinde, istismarcı güven iliĢkisini kullanarak istismarı sır olarak saklatmaya çalıĢtığında, cinsel istismarın yanında sevgi, bağlılık ve güven duyguları kullanılarak çocuk duygusal yönden de istismar edilmiĢ olmaktadır. Çocuğun duygusal ve biliĢsel alanına ve dolayısıyla da psikolojik yapısına daha çok zarar veren duygusal istismar ile birlikte sözel ve fiziksel istismarın da cinsel istismara eĢlik etmesi, çocuk üzerinde çok daha büyük etkiler bırakmaktadır. AraĢtırma bulgularına göre çocukların %33,3‟üne (18 kiĢi) fiziksel istismarın, %33,3‟üne (18 kiĢi) sözel istismarın, %59,3‟üne (32 kiĢi) duygusal istismarın eĢlik ettiği bulunmuĢtur (Çizelge 3.18.).

70

Çizelge 3.19. Cinsel Ġstismarın Süresi, Sıklığı, BaĢlama ve BitiĢ YaĢına ĠliĢkin Bulgular

Değişkenler Sayı (n) Yüzde (%)

İlk Uğrama Yaşı 5-9 YaĢında 10-13 YaĢında 14-17 YaĢında 3 18 33 5,6 33,3 61,1 Son Uğrama Yaşı

10-13 YaĢında 14-17 YaĢında 7 47 13,0 87,0 Uğrama Sıklığı 1 Kez Birkaç Kez Sık Sık 8 27 19 14,8 50,0 35,2 Ne Kadar Süre Uğradığı

Tek Sefer Bir Aydan Fazla Birkaç Ay Bir Yıldan Az Bir Yıldan Fazla

6 7 9 13 19 11,1 13,0 16,7 24,1 35,2 Üzerinden Geçen Süre

1 Haftadan Az 1 Aydan Az 6 Aydan Az 6 Aydan Fazla 3 6 20 25 5,6 11,1 37,0 46,3 Toplam 54 100

Çocuğun cinsel istismara ilk uğrama yaĢı, son uğrama yaĢı ve cinsel istismarın üzerinden geçen süre istismara ait özellikler olarak belirlenmeye çalıĢılsa da bağımsız bir değiĢken olarak araĢtırma sorularında belirtildiği üzere anksiyete ve depresyon düzeyi üzerindeki etkileri, araĢtırmanın amaçlarında belirtilmemiĢtir. Cinsel istismara ilk maruz kalındığında çocukların %5,6‟sı (3 kiĢi) 5-9 yaĢ arasında,

71 %33,3‟ünün (18 kiĢi) 10-13 yaĢ arasında, %61,1‟inin (33 kiĢi) 14-17 yaĢ arasında olduğu; son maruz kalındığında çocukların %13‟ünün (7 kiĢi) 10-13 yaĢ arasında, %87‟sinin (47 kiĢi) 14-17 yaĢ arasında olduğu; çocukların en son istismara uğramalarının üzerinden geçen süre %5,6‟sında (3 kiĢi) 1 haftadan az, %11,1‟inde (6 kiĢi) 1 aydan az, %37‟sinde (20 kiĢi) 6 aydan az, %46,3‟ünde (25 kiĢi) 6 aydan fazla olduğu bulunmuĢtur (Çizelge 3.19.).

Cinsel istismara ait özellikler arasında yer alan ve bağımsız değiĢkenler olarak anksiyete ve depresyon düzeyleri üzerindeki etkileri belirlenmeye çalıĢılan istismarın gerçekleĢme sıklığı ve maruz kalma süresine iliĢkin ise elde edilen bulgular Ģu Ģekildedir: çocukların %14,8‟inin (8 kiĢi) cinsel istismara 1 kez maruz kaldığı, %50‟sinin (27 kiĢi) birkaç kez maruz kaldığı, %35,2‟sinin (19 kiĢi) sık sık maruz kaldığı bilgisine ulaĢılmıĢtır. %11,1‟i (6 kiĢi) tek sefer, %13‟ü (7 kiĢi) bir aydan fazla, %16,7‟si (9 kiĢi) birkaç ay, %24,1‟i (13 kiĢi) bir yıldan az, %35,2‟si (19 kiĢi) bir yıldan fazla süre cinsel istismara uğramıĢtır (Çizelge 3.19.).

Çizelge 3.20. Cinsel Ġstismarın Ortaya Çıkma ġekline ĠliĢkin Bulgular

Değişkenler Sayı (n) Yüzde (%)

Ortaya Çıkma Şekli Kendisinin Bildirimi Ailesinin Bildirimi Okulun Bildirimi

Akraba/Tanıdık/ArkadaĢ Bildirimi Sağlık KuruluĢlarının Bildirimi Diğer 24 8 5 7 8 2 44,4 14,8 9,3 13,0 14,8 3,7 Toplam 54 100

Cinsel istismarın ortaya çıkma Ģekli %44,4 (24 kiĢi) oranında kendi bildirimi, %14,8 (8 kiĢi) oranında ailesinin bildirimi, %9,3 (5 kiĢi) oranında okul tarafından yapılan bildirim, %13 oranında (7 kiĢi) akraba/tanıdık veya arkadaĢları tarafından yapılan bildirim, 14,8 (8 kiĢi) oranında sağlık kuruluĢları tarafından yapılan bildirim, %3,7 (2 kiĢi) diğer Ģekillerde yapılan bildirimle ortaya çıkmıĢtır (Çizelge 3.20.). Cinsel istismarın ortaya çıkmasının ardından çocukların %87‟si (47 kiĢi) ilk anda

72 ASP‟ye bağlı kuruluĢlara teslim edilirken, %13‟ü (7 kiĢi) ASP‟ye bağlı kuruluĢlara istismar ilk ortaya çıktığında teslim edilmemiĢtir. KuruluĢ bakımına %68,5‟i (37 kiĢi) savcılık talimatı ile kolluk tarafından, %22,2‟si (12 kiĢi) savcılık talimatı olmadan emniyet ve jandarma tarafından, %5,6‟sı (3 kiĢi) kendisi veya bakımından sorumlu kimseler tarafından, %3,7‟si (2 kiĢi) diğer farklı kiĢi veya kurumlarca ASP‟ye bağlı kuruluĢlara teslim edilmiĢtir.

73