• Sonuç bulunamadı

Cinsel istismar mağduru çocuğa yönelik gerçekleĢtirilecek psiko-sosyal müdahale ve tedavi çalıĢmalarında ilk hedef mağdurun konuĢacak kadar kendini rahat hissedeceği güvenli bir ortam sağlamaktır. Mağdur, olumsuz ve korkutucu olduklarında bile, duygularını nasıl tanımlayacağını, ifade edeceğini ve paylaĢacağını öğrenmelidir. Çocuk, herhangi bir bastırılmıĢ suçluluk, acı, öfke ve kafa karıĢıklığı

40 yaĢamasının sorun olmadığını hissetmelidir. Bir güven ortamında, bu duyguları dürüstçe ifade etme fırsatı bir güvenlik duygusu baĢlatır. Ġkinci hedef, mağdurun, istismarın onun suçu olmadığını kabul etmesini sağlamasını içerir. Suçluluk, fail için duyulan sevgiden, istismardan edindiği özel ilgiyi takdir etmesinden ya da bu açıklamanın ailesine ne yapacağı konusunda endiĢelenmesinden kaynaklanabilir. Uygunsuz ve adil olmayan kendini suçlamayı yaĢamak sadece iyileĢme sürecini zorlaĢtırır. Üçüncü hedef mağdura uygun bir biçimde öfkeyi ifade etmeyi öğretmeyi kapsamaktır. Depresyonla ve düĢük öz-saygıyla mücadele etmek için, birçok uzman biliĢsel ve kiĢiler arası egzersizleri ve rol yapmayı ve kurbanın hayatta kalma becerilerini ve kiĢisel güçlerini vurgulamayı kullanır. Dahası kurbana cinsellik eğitimi ve kendini koruma becerileri sağlamak güçlenme algısına yönlendirebilir ve ilerdeki herhangi bir kurbanlaĢtırılmasının önüne geçebilir. Dördüncü hedef çocuğun herhangi bir özgül tedavi gereksinimlerine hitap etmektedir. Kendine zarar verme davranıĢları sergileyen bir çocuk kurban örneğin, bu tür davranıĢları azaltmak için özgül bir biçimde tasarlanmıĢ bir davranıĢ dönüĢtürme programına alınabilir. BeĢinci hedef, aile içi iletiĢimini, desteğini, iĢlevlerini ve istismarın kavranmasını zenginleĢtirmeyi içerir. Bireysel kaygılarla, ailenin karĢılıklı etkileĢim sorunlarıyla birlikte baĢ edilir (LeVine ve Sallee 1999;Akt. Zastrow ve Kirst-Ashman 2014).

Damgalanma ile ilgili suçluluk duygusu ve benlik saygısındaki azalmanın giderilmesi için çocuğun bir cinsel aktiviteye dâhil edilmesinin herhangi bir Ģekilde kendi suçu olmadığı ve suçlunun davranıĢının bozuk ve hastalıklı bir davranıĢ olduğu çocuğa anlatılmalıdır. Çocukluk cinsel istismarı kurbanları erken cinsel uyarım deneyimleri ile ilgili iki zıt baĢa çıkma yolu sergilerler. Birincisi, yaĢadıkları olayı yinelemek ve yeniden yaĢamak; diğeri ise cinsel uyarılardan kaçınmaktır. Bu yanıtların her ikisi de normal represyonun zayıflamasına dayanır. Terapistin amacı dıĢavuruk ve kaçınma örüntülerini kontrol etmek, bu arada da daha üst düzey savunma mekanizmaları olan sublimasyon (engellenmiĢ isteklerin sosyal yönden kabul edilebilir kanallara yönlendirilmesi) ve entellektualizasyonun (insanın kendini koruma için geliĢtirdiği ve farkında olmadan ortaya çıkardığı düĢünsel tepkiler) kullanımını arttırmaktır (Özen ve ġener 1997).

Cinsel istismar mağduru çocuklarla birebir çalıĢmaların dıĢında grup çalıĢmaları kullanılmaktadır. Sosyal hizmet uygulamalarında kullanılan

41 yöntemlerden birisi olan gruplarla sosyal hizmet uygulamasında terapi grupları genellikle Ģiddetli duygusal ve kiĢisel problemleri olan kiĢilerden oluĢur. Bu grubun liderleri hayli yetenekli olmalıdır: insan davranıĢlarını ve grubun dinamiklerini analiz etmek, davranıĢsal değiĢikliklere sebep olmak, grup danıĢmanlığı sağlamak, meydana gelen olaylardan her üyenin nasıl etkilendiğini anbean takip etmek ve grup içinde yapıcı bir atmosfer sağlamak ve sürdürmek için anlayıĢlı olmaları gerekmektedir. Birebir bir danıĢmanlık sayesinde terapi gruplarının amacı üyelerinin problemleri derinlemesine düĢünüp fark etmeleri ve bunları çözmek için bir ya da daha fazla strateji geliĢtirmelerini sağlamaktır. Grup terapisti tutum ve davranıĢları değiĢtirme konusunda rehber niteliğinde bir ya da daha fazla psikoterapi Ģekli kullanır: Gerçeklik terapisi, hareket analizi, müracaatçı merkezli terapi, psikodrama ve feminist drama (Zastrow 2014).

Çocuğun terapiye devamında ailenin psikolojik desteği gerekmektedir. Çocuğun terapisiyle birlikte bakım verenin ya da ailenin emosyonel (duygusal tepki) sorunlarına da destek vermek, çocuğun terapisiyle ilgili konularda aileye bilgi vermek ailenin desteğini sağlamada önemlidir. Ġstismara bağlı cinsel içerikli davranıĢlar ve travma sonrası stres bozukluğunun tedavisinde kognitif davranıĢcı terapinin destekleyici terapiye oranla daha etkili olduğu bildirilmektedir. Ensest vakalarında kardeĢler istismarın sessiz tanığı olabilirler, kardeĢlerin hissettikleri ve ihtiyaçları kolaylıkla gözden kaçabilir. Tüm ailenin birlikte değerlendirilmesi bu durumu düzeltebilir, ailenin istismar gerçeğini açıkça konuĢmasını sağlayabilir. Bununla birlikte istismarcı ebeveyn istismarın sorumluluğunu kabul edip tedavi almıyorsa aile görüĢmelerine dahil edilmemelidir (Glaser 2002;Akt.Aktepe 2009). Çocuğun, kendisini suçlamayan, yargılamayan, önyargılı ve tiksinti ile bakmayan birisiyle konuĢması çok önemlidir. Uğradıkları mağduriyetin kalıcı olmadığına ikna edilmeli ve kendilerine saygın, değerli ve sevgiye layık oldukları duygusunu geliĢtirmeleri için yardım edilmelidir (Browne 1990;Akt.Gökler 2006).

42 2.GEREÇ VE YÖNTEM

2.1.AraĢtırmanın Amacı

Çocuk cinsel istismarının çocuk üzerinde yarattığı etki istismarın kim tarafından yapıldığı; hangi Ģekilde gerçekleĢtiği; kaç kez, hangi sıklıkla ve ne kadar süre yaĢandığı gibi bir dizi değiĢkene bağlı olarak değiĢmektedir. Yapılan çalıĢmada cinsel istismar mağduru çocukların maruz kaldıkları cinsel istismarda, bu değiĢkenler göz önünde bulundurularak cinsel istismara ait bu özelliklerin anksiyete ve depresyon düzeyi ile iliĢkisi ortaya konmaya çalıĢılacaktır.

Bu doğrultuda araĢtırmanın genel amacı; cinsel istismar mağduru çocuklarda, istismara ait özellikler (etki istismarın kim tarafından yapıldığı; hangi Ģekilde gerçekleĢtiği; kaç kez, hangi sıklıkla ve ne kadar süre yaĢandığı) ile anksiyete ve depresyon düzeyleri arasında herhangi bir iliĢki olup olmadığı belirlenmeye çalıĢılacaktır. Bu genel amaç çerçevesinde ASPB‟ye bağlı BSRM‟lerde bakım ve koruma altında bulunan cinsel istismar mağduru çocuklarla ilgili aĢağıdaki sorulara cevap aranacaktır:

Çocuğa iliĢkin sosyo-demografik bilgiler (yaĢ aralığı, eğitimine devam durumu, aile yapısı, aile durumu, ailesiyle sosyal iliĢkisindeki son durum) nelerdir?

Anneye iliĢkin sosyo-demografik bilgiler (yaĢ aralığı, öz veya üvey olma durumu, eğitim durumu, iĢ durumu, ruhsal bozukluğa sahip olma ile alkol ve madde kullanımı durumu) nelerdir?

Babaya iliĢkin sosyo-demografik bilgiler (yaĢ aralığı, öz veya üvey olma durumu, eğitim durumu, iĢ durumu, ruhsal bozukluğa sahip olma ile alkol ve madde kullanımı durumu) nelerdir?

Çocuğun ruh sağlığına iliĢkin durum (ruhsal bozukluk tanısı, hangi ruhsal bozukluk tanısı aldığı) ve ruhsal bozukluk tedavisine iliĢkin durum (devam eden psikiyatrik tedavisi, tedavi Ģekli, tedavi süresi, psiko-sosyal destek alma durumu) nedir?

Cinsel istismar nedeniyle çocuğun en çok öfke ve kızgınlık duyduğu kiĢi kimdir?

43 Çocuğa göre cinsel istismarı engelleyebilecek ilk kiĢi kimdir?

Çocuğun cinsel istismarı anlatma sıklığı nedir?

Çocuğun cinsel istismarı anlatmak durumunda kaldığı kurum/kiĢiler hangileridir?

Çocuk cinsel istismarı anlatırken hangi duyguları hissetmiĢtir? Çocuk istismarın kendi suçunu olduğunu düĢünmüĢ müdür? Cinsel istismardan dolayı çocuğu suçlayan birileri olmuĢ mudur? Çocuğu istismara uğratan kiĢi/kiĢiler kimlerdir?

Çocuğu cinsel istismara uğratan istismarcılara iliĢkin sosyo-demografik bilgiler (istismarcının cinsiyeti, yaĢ aralığı, istismarcı sayısı) nelerdir?

Çocuğun cinsel istismara ilk maruz kalma Ģekli nedir? Cinsel istismar hangi Ģekillerde gerçekleĢmiĢtir?

Cinsel istismarda kandırma süreçlerinin hangileri bulunmaktadır? Cinsel istismara eĢlik eden diğer istismar türleri nelerdir?

Çocuğun cinsel istismara ilk uğrama yaĢı, son uğrama yaĢı, istismara uğrama sıklığı, ne kadar süre uğradığı ve istismarın üzerinden geçen süre nedir?

Cinsel istismar ortaya çıkma Ģekli nedir?

Cinsel istismar ortaya çıktıktan sonra çocuk hakkında alınan ilk yasal tedbir nedir ve halen devam eden yasal tedbirler nelerdir?

Çocuğun anksiyete ve depresyon düzeyi nedir?

Anksiyete ve depresyon düzeyi arasındaki iliĢki nedir?

Cinsel istismarı uygulayan kiĢinin yakınlığı ile anksiyete ve depresyon düzeyi arasındaki iliĢki nedir?

Cinsel istismara maruz kalma sıklığı ile anksiyete ve depresyon düzeyi arasındaki iliĢki nedir?

Cinsel istismarın devam etme süresi ile anksiyete ve depresyon düzeyi arasındaki iliĢki nedir?

Cinsel istismarın gerçekleĢme Ģekli ile anksiyete ve depresyon düzeyi arasındaki iliĢki nedir?

Cinsel istismara maruz kalma sıklığı ile ruhsal bozukluk tanısı alma arasındaki iliĢki nedir?

44

2.2.AraĢtırmanın Önemi

Çocuk cinsel istismarı diğer istismar türlerine göre çocuklar üzerinde daha travmatik ve uzun süreli etkiler bırakmaktadır. Bu nedenle cinsel istismar ortaya çıktığı andan itibaren çocuğa yaklaĢım, uygulanan sosyal hizmet müdahalesi, adli süreç içerisindeki mekanizmalar ve psiko-sosyal destek çalıĢmaları, istismar gerçekleĢtikten sonraki süreci kapsayan, araĢtırılması ve sürekli olarak geliĢtirilmeye çalıĢılması gereken sistemleri oluĢturmaktadır. Yapılan araĢtırmada kurumsal temelli rehabilitasyon hizmeti verilen cinsel istismar mağduru çocukların anksiyete ve depresyon düzeyleri istismara ait özellikler açısından belirlenecektir. Elde edilen bilimsel veriler kurumsal temelli rehabilitasyon hizmetlerinin planlanmasında ve geliĢtirilmesinde katkı sağlayacaktır.

Çocuk cinsel istismarının çocuklar üzerindeki etkisi ve sonuçları konunun üzerine gidilerek bilimsel bir alt yapı ile değerlendirilmeli ve mesleki müdahale aĢamasındaki yeterlilikler ve alınan profesyonel destekler sorgulanmalıdır.

Bu kapsamda yapılan araĢtırma cinsel istismar mağduru kız çocukların koruma/bakım ve rehabilitasyonlarının sağlandığı ASPB‟ye bağlı yatılı kurumlar olan BSRM örnekleminden hareketle ülke genelindeki BSRM‟lerde koruma ve bakım altında bulunan ve rehabilitasyonları sağlanmaya çalıĢılan çocukların anksiyete ve depresyon durumlarını istismara ait özellikler açısından tanımlamıĢ ve etkili hizmetlerin geliĢtirilmesine yönelik bilimsel veriler ve bir dizi öneri ortaya koymuĢtur.

2.3.Varsayımlar (Sayıltılar)

Çocuğa yönelik gerçekleĢen her tür ihmal ve istismar edici davranıĢ, çocuk üzerinde olumsuz etki yaratmaktadır. Diğer tüm ihmal ve istismar edici davranıĢ türleri ile birlikte değerlendirildiğinde cinsel istismar, kısa ve uzun vadede çocuk üzerindeki daha büyük, yıkıcı ve kalıcı etkiler bırakmaktadır. Bu kapsamda çocuğun;

Özellikle yakın iliĢkilerde çocuğun sevdiği veya güvendiği birisi tarafından cinsel yönden istismar edilmesi,

45 istismarın sözel boyuttan vajinal penetrasyona kadar ağır bir Ģekilde yaĢanması,

istismarın sistematik bir Ģekilde birden fazla kez tekrarlaması,

istismarın gerçekleĢme süresinin daha uzun bir süreyi kapsaması cinsel istismardaki tabloyu ağırlaĢtırmakta ve çocuk üzerindeki travmatik etkiyi arttırmaktadır.

Travmatik etkinin artması çocuğun yaĢadığı anksiyete ve depresyon düzeyini arttırmakta; akut stres bozukluğu, travma sonrası stres bozukluğu, depresyon/depresif bozukluk gibi bir dizi ruhsal bozukluk yaĢamasına neden olmaktadır. Madde kullanma, intihar giriĢimi, rastgele cinsel iliĢkide bulunma, evden/kurumdan izinsiz ayrılma Ģeklindeki riskli duygular ve davranıĢlar, yaĢanan travmanın çocuk üzerinde yarattığı etkiye bağlı olarak gözlemlenebilmektedir.

2.4. AraĢtırma Modeli

AraĢtırma, cinsel istismar mağduru çocuklarda cinsel istismara ait özelliklerin tanımlanarak bunun anksiyete ve depresyon düzeyleri üzerindeki iliĢkisini ortaya koymaya çalıĢan korelasyon türü iliĢkisel tarama modelli bir çalıĢmadır. ĠliĢkisel tarama modelleri, iki ve daha çok sayıdaki değiĢken arasında birlikte değiĢim varlığını ve/veya derecesini belirlemeyi amaçlayan araĢtırma modelleridir. ĠliĢkisel çözümleme korelasyon türü ve karĢılaĢtırma yolu ile elde edilen iliĢkiler olarak iki türlü yapılabilir. Tarama yolu ile bulunan iliĢkiler gerçek bir neden-sonuç iliĢkisi olarak yorumlanamaz; ancak, o yönde bazı ipuçları vererek, bir değiĢkendeki durumun bilinmesi halinde ötekinin kestirilmesinde yararlı sonuçlar verebilir. Korelasyon türü iliĢkisel taramaların da yaygın uygulama alanları vardır; özellikle, deneme modellerinin kullanılamadığı çok değiĢkenli durumlarda baĢvurulabilecek uygun bir araĢtırma modelidir (Karasar 2006).

2.5. Evren ve Örneklem

AraĢtırma evreni Samsun ve Ordu illerinde bulunan ve ASPB ÇHGM‟ye bağlı 3 BSRM‟den oluĢmaktadır. AraĢtırma örneklemi ise bu üç kuruluĢtan oluĢan

46 araĢtırma evreninde, araĢtırmacı tarafından çalıĢma grubu olarak seçilen 54 çocuğu kapsamaktadır.

AraĢtırma, ASPB Eğitim ve Yayın Dairesi BaĢkanlığı‟ndan alınan izin doğrultusunda (EK C) belirtilen araĢtırma evreninde 9-17 yaĢ arası 54 kız çocuktan oluĢan örneklem ile yapılmıĢtır.

2.6. Sınırlılıklar

2014 yılı Eylül ayı itibariyle ASPB‟ye 39 BSRM‟de 700‟ü aĢkın çocuk koruma ve bakım altında bulunmaktadır. AraĢtırmanın ASPB‟ye bağlı tüm BSRM‟leri kapsaması maliyet, ulaĢım, araĢtırma izni ve zaman yönünden uygun olmaması nedeniyle, araĢtırmacı tarafından cinsel istismar mağduru çocuklarla çalıĢma imkânı bulunan Samsun ve Ordu illerinde ASPB‟ye bağlı 3 BSRM araĢtırma evreni olarak belirlenmiĢtir.

AraĢtırma yapılan evrende, duygusal bağlılık yaĢadığı kiĢi ile kendi rızası doğrultusunda cinsel iliĢki yaĢaması sonucu ergen hamileliği yaĢayan 15 yaĢ üzeri çocuklar ile (8 çocuk) dosya bilgisinden araĢtırma için gerekli olan bilgiler elde edilemeyen ve görüĢmeyi kabul etmeyen (11 çocuk) çocuklar araĢtırma örneklemine dâhil edilmemiĢtir.

Yapılan araĢtırma 9-17 yaĢ arası 54 kız çocukla ve istismara iliĢkin özelliklerin anksiyete ve depresyon düzeyi ile iliĢkisini araĢtırmakla sınırlı tutulmuĢtur.