• Sonuç bulunamadı

1.9. Çocuk Cinsel Ġstismarında Sosyal Hizmet Müdahalesi

1.9.1. Çocuk Düzeyinde Sosyal Hizmet Müdahalesi

Çocuk istismarı alanında çalıĢan sosyal hizmet uzmanları; istismarın yasal bildirimi, çocuğun acil olarak koruma altına alınması, çocuğun yaĢadığı yerde karĢı karĢıya kaldığı risk düzeyinin belirlenmesi, ailenin ve çocuğun ihtiyaç duyduğu hizmetlerin neler olduğu, gereksiz yere koruyucu bakım altına almanın engellenmesi ve ailenin tekrar bir araya gelmesi ya da ebeveynlik haklarının sonlandırılması konularında karar almak durumundadır (Weber 1997, Thomas 2001;Akt.Polat Uluocak ve Ġçağasıoğlu Çoban 2011). Aile içinde yaĢanan istismar ve ihmalde sosyal hizmet uzmanı kurban seçilen çocuğun aile içinde ruhsal dengeyi sağladığını, istismar ve ihmale maruz kalan çocuk evden uzaklaĢtırıldığında, onun yerini baĢka bir çocuğun alacağını ve ebeveynlere ait bireysel/kiĢisel faktörler, stres yaratan çevresel faktörler, ekonomik ve sosyal sorunlar gibi birçok faktörün etkisini göz önünde bulundurmalıdır (Zastrow 2014).

Çocuk istismarı, oldukça dikkatli bir inceleme ve karar alma süreci gerektiren bir alandır. Çocuk koruma hizmetleri kapsamında, karar alma süreci, farklı düĢünme türlerini içermektedir. Baron (1994) bu süreçte, sosyal hizmet uzmanının üç farklı düĢünme türü sergileyeceğini ifade etmiĢtir; tanı koyma, bilimsel düĢünme ve tahmin yürütme. Tanının amacı, sorunun ne olduğunu ortaya koymak veya durum ile ilgili bir değerlendirme yapmaktır. Çocuğun koruma altına alınması aĢamasında bu faaliyetler, istismar davranıĢının ne olduğunu ve sebebinin ortaya konmasına karĢılık gelmektedir. Bilimsel düĢünme, hipotez testi, kanıt toplama ve deneyler gerçekleĢtirme süreçlerini içermektedir. Bu süreç istismar vakalarında toplanan bilgilerin kullanılmasında ve amaçların oluĢturulmasında öne çıkmaktadır. Üçüncü düĢünme Ģekli ise tahmin yürütmedir. Tahmin yürütme, gelecekteki olayların

32 gerçekleĢme olasılığına dair sahip olunan kanıdır. Sosyal hizmet uzmanı, çocuğun istismara uğrayacağını veya istismarın tekrarlayacağını tahmin etmek zorundadır. Aynı Ģekilde bir aile yanına ya da kuruma yerleĢtirmeden çocuğun yarar sağlayıp sağlamayacağını ya da çocuğun ailesinin yanına geri gönderilmesinin içerdiği riskleri de tahmin etmelidir (Akt. Polat Uluocak ve Ġçağasıoğlu Çoban 2011).

AĢağıdaki Ģekilde görüldüğü gibi, sosyal hizmet uzmanı, çocuğun aileye teslimi ya da alternatif bir müdahale arasında karar verme durumundayken, karar analizi yardımıyla, önce her iki kararın beraberinde taĢıdığı olası riskleri ortaya koyacak, daha sonra da bu risklerden yola çıkarak, çocuk için her iki müdahalenin ne tür bir sonuç içereceğini düĢünecektir.

KARAR OLASILIKLAR SONUÇLAR

Çocuk Ġçin Güvenliğin Sağlanması Çocuğun Ġhtiyaçlarının Kısmen Sağlanması

Koruma Altına Alma

Kriz Durumu PlanlanmamıĢ Bir Yer DeğiĢikliği Sonucu Çocuğun Zarar Görmesi

Ġstismarın Tekrarlanması Çocuğun Yeniden Travmatize olması

Aileye Teslim Etme

Aile Ġçi ĠliĢki Dengesinin Bozulması Ailenin Parçalanması

ġekil 1.2. Aile içi istismara uğramıĢ bir çocuk için sosyal hizmet uzmanının alabileceği temel kararlar ve olası sonuçları (O‟Sullivan 1999, Alemi 1996:Akt. Polat Uluocak ve Ġçağasıoğlu Çoban 2011)

Ġstismar ve ihmal raporlarını araĢtırmak veya çocuk gözetimine iliĢkin değerlendirme yapmakla sorumlu bir sosyal hizmet uzmanı sıklıkla çocuğun doğruyu söyleyip söylemediğine iliĢkin bir kanaat oluĢturmaya gereksinim duyar. Çocuğun ifadesinin doğruluğunu değerlendirmek çocuğun cinsel istismarı iddiasının olduğu bir durumda özel bir güçlüktür. Genel bir kural olarak cinsel istismara uğramıĢ çocuklar istismarı bildirme ve bu konuda konuĢmakta isteksizdir. Çocuklar cinsel istismarı kendileri bildirdiklerinde bu konuda nadiren yalan söylerler (Sheafor ve Horejsi 2014).

Ġstismara uğramıĢ bir çocuğa yaklaĢımda en önemli unsur çocuğun daha fazla zarar görmesinin önlenmesidir. Ġstismar ile karĢılaĢmıĢ olan çocuğun tekrar tekrar

33 sorgulanıp muayene edilmesi istismarı yinelemiĢ olur. Bu nedenle, istismara maruz kalan çocuklara rahatsız olmayacağı bir ortamda olanaklı ise ilgili uzmanlarca tek bir öykü alınması ve tek bir muayene gerçekleĢtirilmesi en uygunudur (Turhan ve ark. 2006). Cinsel istismarın çocuklar üzerindeki etkisini belirleyen faktörler arasında, öğretmenlerin, sosyal hizmet uzmanlarının ve doktorların davranıĢ ve tepkileri önemlidir. Bu kiĢilerin, cinsel istismara uğrayan çocuklarla yaptıkları görüĢmelerde, aceleci, telaĢlı veya ısrarlı davranıĢlarının, çocuğu istismarın tekrarlanma olasılığı bulunan kötü bakım imkânları olan bir yere yerleĢtirmenin, iyi niyetle olsa dahi yeniden istismar ortamları yaratabilme veya istismarın etkisini Ģiddetlendirme olasılığı vardır (Topçu 2009).

Cinsel istismar mağduru çocukla yapılan görüĢmede gözetilen bazı tutum ve davranıĢların çocuk üzerinde olumlu etkiler bıraktığı ve bu ilkelerin gözetilmesi gerektiği belirlenmiĢtir. Bunlardan ilki çocuğa daima inanmaktır. Samimi ve empatik bir yaklaĢım içinde karĢılanacak çocuğun anlattığı olay karĢısında Ģokla veya tiksintiyle karĢılık verilmemesi gerekir. Çocuk, olumsuz olanlar dâhil tüm duyguları paylaĢması için teĢvik edilir. Öfkeli duyguları açığa çıkarmak bile kurbanlaĢtırma duygularının üstesinden gelmesine yardım eder. Çocuk anlatırken karĢı çıkılmaması ve tartıĢılmaması gerekir. Sadece çocuğun ifadelerine açıklık getirmek amacıyla sözü kesilebilir. Çocukla özel bir yerde görüĢülmesi gerekir. Öfke duygusunun yanı sıra yaĢadığı suçluluk duygularını da ifade etmesine izin verilir. Çocuğa bunun onun suçu olmadığı vurgulanır. Çocuğun anlayabileceği bir dilde konuĢularak gerektiğinde kesin bilgiler verilir ve anladığından emin olmak için söylenenleri tekrarlamasına izin verilir. Olayları anlattığı için memnun olunduğu ve doğru olan Ģeyi yaptığı vurgulanır. Çocuğa sormak istediği herhangi bir sorusu olup olmadığı sorulur. Anlattıklarının ardından çocuğa farklı bir biçimde davranılmamaya dikkat edilir. Bu tür bir durum ona suçlanması gerekenin o olduğu ya da yanlıĢ yaptığı mesajını verecektir. Çocuğun istismarı bir sık olarak saklanmasını istediği durumda, dürüstçe yanıt verilerek istismarın neden açığa çıkarılması gerektiği açıklanmalıdır (Zastrow ve Kirst-Ashman 2014).

Ġstismar olgularının değerlendirilmesi kapsamlı bir iĢtir ve yeterli zaman ayrılması gerekir. Sadece çocuk değil, aile, aile içi iliĢkiler, sosyal çevre, arkadaĢ iliĢkileri, okul ve eğitimle ilgili özellikler araĢtırılır. Ġstismar öyküsü alınırken ailenin

34 ve çocuğun vereceği tüm bilgiler değerlendirilir. Bu öyküde istismarın özellikleri, baĢlama Ģekli, süresi ve varsa tekrar yaĢantılar, istismarcıya yakınlık dereceleri, zor kullanılıp kullanılmadığı gibi bilgiler alınır. Bazı çocuklar istismar anıyla ilgili konuĢmaya hevesli iken, bazıları bu konuyu konuĢmaktan kaçınır (Avcı ve Tahiroğlu 2007).

Ġstismarın özelliklerini belirlerken resimler ve Ģekiller üzerinde yine oyun ortamına benzer Ģekilde bilgi toplamak faydalı olabilir. Ġstismarın daha kolay tanımlanması için insan resimlerinin bulunduğu kartlar kullanılabilir. Bu kartlar üzerinde önce insan vücudunun tanımlanması sağlanır. Yine resimler yardımıyla 'Ġstismarcı tam olarak nereye dokundu?, 'Ne Ģekilde dokundu?', 'Neresiyle dokundu?' gibi sorularla istismarın çok açık bir Ģekilde tanımlanması sağlanır. Ayrıca aynı kartlardan faydalanılarak küçük çocuklara, özel bölgelerin nereleri olduğu, birinin bu bölgelere dokunmak istemesi halinde ne yapması gerektiği gibi istismardan korunma eğitimi verilebilir (Avcı ve Tahiroğlu 2007).

Mülakatı yapan kiĢi sıklıkla, çocuklara insan figürlerine benzeyen arkalı ve önlü anatomik çizimlerde hangi vücut noktalarına dokunulduğunu göstermelerini ister. Bu figürler ırki ve cinsel ön yargılar içermemelidir (örneğin kadınlar için uzun saç). Bazı mülakat yapan kiĢiler hali hazırda her tür etnik ve cinse yönelik figürler bulundururlar. Bazıları insana benzeyen gülen yüzlü kek kullanırlar. Mülakatı yapan kiĢi her bir vücudu sembolize eden yerlere dokunarak çocukların bunları nasıl nitelendirdiklerine bakarlar (saç, meme gibi). Daha sonra evde bu vücut yerlerinin nasıl nitelendirdiklerini sorarlar. Eğer evde farklı ve Ģüphe uyandıran bir kavram kullanılmaktaysa bunları not almaktadırlar. Bu kavramları tarafsız bir Ģekilde oyun eĢliğinde çocuğun dağarcığından öğrenilerek sonraki konuĢmalarda yanlıĢ anlaĢılma ve yanlıĢ göstermelerin önüne geçilmiĢ olur. Örneğin Ġngilizce‟ de birçok kız vajina ve anüsü için “dip” sözcüğünü kullanırken Ġspanyolcada “son” sözcüğünü her iki organı için de kullanır. KonuĢma sırasında her iki figürü de ters yüzleriyle kullanarak çocuğa Ģu Ģekilde sormak yardımcı olabilir: “Hatırladın mı, bu ön ve bu arka? Senin sonuna dokunduğunu söyledin. Figürde daire içerisinde gösterir misin? Bu yer için baĢka bir isim kullanır mısın?” (Aronson 2008).

35 Çocukların açığa vurdukları bilgilerin doğruluğunun bozulmasına yol açan faktörler görüĢme yöntemi, görüĢmecinin davranıĢları, ebeveynlerin yorum ve değerlendirmeleri ve diğer kaynaklar olarak belirlenmiĢtir (White ve Edelstein 1991;Akt.Topçu 2009). Bunlar içerisinde soruların açık uçlu sorulması, çocuğa baskı yapılmaması, sınama maksadıyla soru tekrarlarının yapılmaması ve çocuğun tehdit ve baskıyla zorlanmaması, soruların yönlendirici ve zorlayıcı bir biçimde olmaması değiĢik kiĢilerce tekrar tekrar sorgulanmaması, ebeveynlerin iddialarla ilgili olarak çocuğun önünde yersiz konuĢmalarının engellenmesi, çocuğun görüĢme sırasında aĢırı uyarana maruz bırakılmaması ve stres yaratıcı faktörlerden uzaklaĢtırılması sıralanabilir. BaĢarılı bir görüĢmede görüĢmeci çocuğun anımsaması olası fakat söylemekten kaçındığı bilgileri ifade etmesine yardımcı olmalıdır. Çocuğun anlattıklarına sadece içerik açısından değil, kendi cümle uzunluğunu ve karmaĢıklığını çocuğun cümlesine uydurabilmelidir. Çocuğa kelime ve terimlerin anlamlarını bilip bilmediğini sormak yerine, bir terimi kullanmadan önce ondan tanımlamasını istemeli, çocuğun karĢılaĢabileceği terim, kavram ve kiĢilerin bir listesini hazırlamalı ve çocuğa olumlu geri bildirim vermeli ve çocuğu desteklemelidir (Topçu 2009).