• Sonuç bulunamadı

5.2. Kelimelerin Sıklık Dereceleri

5.3.1. İsimler

5.3.1.2. Cins İsimler

5.3.1.2.1. Unvan, Meslek, Akrabalık İsimleri

10. sınıf Türk dili ve edebiyatı ders kitabında geçen metinlerde 227 unvan, meslek, akrabalık ismi kullanılmıştır. Unvan ile ilgili olanlardan en çok kullanılanları şunlardır: "Bey" 109, "efendi" 91, "hanım" 72, "kağan" 71", "seyyid" 46, "gazi" 39, "deli" 34, "settar" 27, "hazreti" 17, "mister" 9 kez kullanılmıştır. Meslek ile ilgili isimlerden en çok kullanılanları şunlardır: "Halife" 20; "imam" 13; "uşak", "doktor", "padişah" 12; "tabip" 10; "vezir", "pehlivan", "esir", "çavuş" 9; "er", "kral" 8 kez kullanılmıştır. Akrabalık isimlerinden en çok kullanılanlar ise "baba" 54, "çocuk" 32, "oğul" 31, "kadın" 30, "aile" 21, "anne" 19, "kardeş" 19, "erkek" 18, "bacı" 9 defa sıklığında metinlerde geçmiştir. Unvan isimlerinin çoğunluğunun İslam öncesinden ve İslam etkisi ile gelen isimler olduğu görülmektedir. Bu da metinlerde tarihî ve dinî unsurlara yer verildiğini, kültüre bağlı kalındığını göstermektedir. 19. yüzyılda Batı'dan etkilenmeler neticesinde de metinlere yeni kelimeler girmiştir. Unvan isimleri içinde yer alan "Mister" kelimesinin yanında "Madam", "Mösyö" kelimeleri de bunun bir örneğidir.

Meslek isimlerinden de din, tıp, yöneticilik, askerlik alanlarında olduğu görülmektedir. İslam dininin etkisi ile kültürümüze bu kelimelerin girmesi ve metinlerde de İslamiyet'i

yayma, gaza ve cihât politikası temaları göz önünde bulundurulursa "halife", "imam" gibi meslek isimlerinin sık kullanılması olağan bir durumdur.

İnsan sağlığı, her dönem bizim için en vazgeçilmezdir. Metinlerde de "doktor", "tabip" kelimelerinin sık kullanılan meslek isimlerinde geçmesi bunu göstermektedir. "Tabip", İslamî etkinin devam ettiği metinlerde görülürken, "doktor" daha çok Batı etkisinin yer aldığı metinlerde geçmektedir.

Askerlikle ilgili olan "esir", "çavuş", "er" kelimeleri de sık kullanılmıştır. Bilindiği gibi Türkler güçlü olan, askeri yapılarına her dönem önem veren, bağımsızlıklarını her şeyin önünde tutan bir millettir. Bu özelliklerine de metinlerine yansıtan askerî kelimelere yer verilmesi olağandır.

Metinlerde geçen ve kullanım sıklığı fazla olan "uşak" kelimesi ise hizmetçi anlamındadır ve Batı'nın etkisi ile kültürümüze ve edebiyatımıza yansımıştır. 19. yüzyılda Batı'nın sadece edebiyatından değil yaşam tarzından da etkilenilmiştir ve metinlerde bunun etkisi görülmeye başlanmıştır. "Yüksek Ökçeler" adlı metinde Hatice Hanım'ın hizmetçileri vardır. Mâi ve Siyah adlı metinde Ahmet Cemil'in para kazanmak için ders vermeye gittiği evde çalışan bir uşak bulunmaktadır. Felâtun Bey ile Râkım Efendi adlı metinde de Mister Ziklas'ın evinde yine bir hizmetçi bulunmaktadır.

5.3.1.2.2. İnsan Vücudu ile İlgili İsimler

İnsan vücudu ile ilgili 82 farklı isim kullanılmıştır. Bunların bazıları şu şekildedir: "İç" 83, "el" 73, "göz" 67, "yüz" 60, "baş" 56, "kalp" 26, "ayak" 27, "kan" 19, "ağız" 18, "vücut" 15, "beyin" 14, "gönül" 10, "kol" 9, "bel" 9, "boy" 9, "sırt" 8, "dil" 8, "kaş" 8 defa kullanılmıştır.

İnsan yaşamında birinci derecede önemli olan ve insanın yeme, içme, hareket etme gibi temel becerilerini gerçekleştirmesinde mutlak gerekli olan isimlerden dış organlarımızınkinin çoğunlukta olduğu görülmektedir.

"Dil" bazı metinlerde "gönül" anlamında kullanılmıştır.

5.3.1.2.3. Tabiat ile İlgili İsimler

Tabiat dış dünyada görülen, kendiliğinden oluşan doğal unsurlardır. 10. sınıf Türk dili ve edebiyatı ders kitabında da tabiat ile ilgili 124 farklı isim kullanılmıştır. Bunlar kullanım

sıklığına göre şöyle sıralanabilir: "Dağ" 51; "su" 33; "gök" 31; "deniz" 30; "ay" 22; "tepe" 18; "ağaç", "hava" 16; "güneş", "ateş" 12; "felek" 11; "yağmur", "çiçek", "canlı" 10; "yel", "derya", "taş" 9; "toprak", "yaşam", "bulut" 8; "buz", "dalga", "bahçe" 7; "sıcak", "soğuk", "kar", "dal" 6; "çamur", "yeryüzü", "çemen", "bârân", "gökyüzü", "mağara"; "yayla", "manzara", "kır", "arz", "çam", "orman", "ova", "âb", "âfitâb", "çöl", "çay", "pınar", "rüzgâr", "ırmak", "arş", "sel" 4; "semâ", "od", "berg", "dere", "şitâ", "tabiat", "tağ", "kıyı", rüzgar", "tipi", "çarh" 3; "gölge", "gülşen", "iklim", "damla", "mevsim", "rahmet", "bayır", "fasl", "cûy", "cûy-bâr", "künbed", "mevc" vb. 2; "feza", "bahar", "kevkeb", "ilkbahar", "sonbahar", "yipün" (tabiat), "yaşık", "yıgaç", "yazı" (ova), "mihr", "gerdûn", "berk" vb. 1 defa kullanılmıştır.

"Şiir" ünitesinde tabiat ile ilgili isimlerin daha fazla kullanıldığı görülmüştür.

5.3.1.2.4. Soyut İsimler

Metinlerde geçen soyut isim sayısı 639'dur. Bunlardan bazıları ve kullanım sıklığı şu şekildedir:

"Zaman" 53; "can" 43; "vakit" 26; "aşk" 25; "ihsan" 21; "yiğitlik" 21; "hak" 17; "dost" 14; "güç", "müjde", "rahatsızlık" 13; "felek", "ölüm" 12; "gönül", "şiddet", "yürek" 10; "güven", "huzur", "cennet", "hayal", "ömür", "varlık" 9; "telaş", "mücadele" 8; "rüya", "duygu", "düş", "kuvvet", "dert" 7; "öfke", "hiddet", "dostluk", "istek", "hakikat", "akıl", "merhamet" 6; "his", "kahramanlık", "korku", "güzellik", "önem", "kin", "hüzün", "ihtimal", "belâ", "sefâlet", "yardım", "yalan" 5; "edebiyat", "latif", "değer", "cihet", "tecrübe", "mucize", "mutluluk", "naz", "fikir", "zeka", "çocukluk", "karakter", "ümit", "cesaret", "sevda", "muzaffer" 4; "yokluk", "niyet", "merak", "kaygı", "sevgi", "kişilik", "ün", "sıkıntı", "ilgi", "razı", "dua", "utanç", "mutlu", "şikâyet", "keyif", "amaç", "şüphe", "gurbet", "hafıza", "ihtiyaç", "çare", "tarz", "hedef", "letafet", "sabır", "zevk", "üzüntü", "hulya", "emel", "emin", "marifet", "doğruluk", "teklif", "kudret", "ıstırap", "düşünce", "anlam", "mevki", "erlik", "âdil", "zihin", "ihtar", "günah", "ihtiyat", "başarı", "inanç", "başkumandanlık", "yorgunluk", "mutasarrıflık", "intikam", "bozukluk", "övgü" vb. 3 defa kullanılmıştır.

Görüldüğü gibi "zaman" kelimesi en sık geçen soyut isimdir. İnsanın hayatında zamanın asla geri gelmeyen ve her zaman doğru kullanılması gereken bir mefhum olması sebebiyle ne kadar önemli olduğu düşünülürse 10. sınıf Türk dili ve edebiyatı ders kitabında yer alan

metinlerde sık kullanılması normaldir. Yine insanlar ve diğer canlılar için hayatta sahip oldukları ve vazgeçebilecekleri en zor şeyin canları olduğu ve bu sebeple canın öneminin büyüklüğü düşünülürse "can" kelimesinin sık kullanımı da normal karşılanabilecek bir durumdur.

5.3.1.2.5. Somut İsimler

10. sınıf Türk dili ve edebiyatı ders kitabında yer alan metinlerde geçen somut isim sayısı 1.656'dır. Somut isimler kullanım sıklığına göre şöyle sıralabilir: "Bir" 769; "ben" 286; "sen" 204; "gün" 99; "yer" 98; "kız" 95, "iki" 88; "iç" 83; "ev" 77; "el" 72; "ara" 69; "göz", "adam" 65; "baş" 58; "yüz" 58; "üzeri" 57; "taraf" 54; "yok", "dağ" 51; "gece", "şimdi", "oğul", "baba" 50; "büyük" 49; "bura" 45; "yan" 42; "ad" 41; "ok" 38; "halk" 38; "asker" 37; "bin", "at" 36; "söz", "yol", "insan", "iş" 35; "kitap" 33; "su" 33; "ön", "çocuk" 32; "ora", "gök" 31; "kadın", "biri", "deniz" 30 defa kullanılmıştır.

Şekil 1. Somut isim ile soyut ismin kullanım oranı

10. sınıf Türk dili ve edebiyatı dersi ders kitabında somut isimlerin soyut isimlere oranla sayısının fazla olduğu görülmektedir. Ünite bazında bakıldığında da her ünitede somut isim sayısının soyut isimden fazla olduğu görülmüştür. "Hikâye", "Roman", "Destan/Efsane" ünitelerinde dış mekan tasvirlerinin fazla olması, "Şiir" ünitesinde de tabiat ile ilgili unsurların şiirlerde kullanılması, "Gezi Yazısı", "Anı", "Haber Metni" ünitelerinde de

72% 28%

Somut İ. Soyut İ.

anlatımda gerçekliğin ön planda olması sebebiyle somut kelimelerin fazla olması normal karşılanabilecek bir durumdur, denilebilir.

5.3.1.2.6. Savaş, Askerlik, Siyaset, Hukuk ile İlgili İsimler

10. sınıf Türk dili ve edebiyatı dersi ders kitabında yer alan metinlerde geçen savaş, askerlik, siyaset ve hukuk ile ilgili 54 isim geçmektedir. Bu isimler kullanım sıklığına göre şöyle sıralanmıştır: "Kağan" 71; "gazi" 40; "ok", "halk" 38; "asker" 37; "at" 36; "yiğit", "savaş" 26; "meydan" 22; "ordu", "kan" 19; "ölüm", "ateş" 12; "kılıç", "yay" 10; "silah", "cephe", "esir", "çavuş", "mücadele", "boy" 9; "düşman", "er" 8; "kale", "sefer", "İnönü", "kahraman", "yurt" 7; "savunma", "yiğitlik", "yüzbaşı", "kargı", "zindan" 6; "zafer" 5; "alay", "cihet", "hucüm", "kalkan", "vatan", "saf" 4; "muzaffer", "bölük", "çelebi", "mahzen", "matara", "mütareke", "ordugâh", "subay", "askerî", "karargâh", "sancak" 3; "savaşçı", "harekât", "nefer", "başkumandanlık", "işgal", "kurtuluş", "çarpışma", "komutan", "donanma", "muhafaza", "muhasara", "general", "siyasî", "toy", "şehit", "erlik" 2; "başkomutan", "başkumandan", "çatışma", "anlaşma", "antlaşma", "kuşatma", "Kuva-yı Milliye", "meftûh", "mermisiz", "mertebe", "meşale", "miğfer", "siper", "cihangir", "muharebe", "müşir", "tîğ", "hukuk", "yağma", "yakalanma", "palanga", "içtimagâh", "imparatorluk", "emir", "harp", "atlı", "vuruşma", "kahramanlık", "hükümdar", "parti", "saldırı", "İttihatçı", "medenî", "elçi", "bahadırlık", "darp", "darbe", "taht", "beylik", "sürgün", "süvari", "köle", "hanlık", "adalet", "asayiş", "kurultay", "hisar", "anıt", "şahi", "müdafaa", "tabanca", "tophane", "ferman", hükûmet", "dipçik", "barış", "mahkeme", "mızrak", "komuta", "tümen", "süngü", "kabza", "tabur" vb. isimler birer kez kullanılmıştır.

Görüldüğü gibi silah, rütbe, savaşta sığınılan veya savaş yapılan yer, askeri birlik isimleri ile devletlerin sosyal ve siyasi yaşantısını düzenleyen kurum ve belge isimlerine metinlerde yer verilmiştir. 10. sınıf Türk dili ve edebiyatı ders kitabı tür merkezli olmasının yanında üniteler içinde yer alan metinler edebiyat tarihi kronolojisiyle verilmiştir. Metinlerde geçen bu kelimelerden Türk milletinin bağımsızlığına düşkün olması sebebiyle geçmişten günümüze kadar kurduğu birçok devlet de göz önünde bulundurulduğunda bağımsızlıklarına düşkün yaşantısının ve savaşçı özelliklerinin metinlere yansımış olduğu çıkarımı yapılabilir.

5.3.1.2.7. Hayvanlar ile İlgili İsimler

Metinlerde hayvanlarla ilgili 72 isim kullanılmıştır. "At" 36; "kedi" 23; "kurt" 13; "gergedan" 10; "hayvan", "kuş", "deve" 7; "geyik", "doğan", "yeleli", "kanatlı" 6; "koyun", "yılan" 5; "tavuk", "ayaklı", "katır" 4; "köpek", "ayı", "koç", "eşek", "ejderha", "aslan", "sürü", "fare", "güvercin" 3; "kuyruk," "binek", "çaylak", "öksüz", "tahtakurusu", "kanat", "kuzu", "sinek", "keçi", "hayvanat", "balık", "tutyâ" 2; "âhu", "canavar", "kartal", "tezek", "horoz", "kaz", "beygir", "arslan", "dudukuşu", "kurd", "balina", "leş", "maymun", "yılan ıslığı", "maymun", "boğa", "şekayık", "hezar", "boynuz", "buzağı", "yavru", "ispir" (kuş), "beserem" (dişi deve), "bozkurt", "tavşan", "kımız", "gergedan", "semmur", "kudruk", "mâhi" gibi adlar birer defa metinlerde kullanılmıştır.

Metinde en çok geçen hayvan adı "at"tır. Türkler geçmişten günümüze kadar ata yaşam tarzlarında ve kültürlerinde önem vermişler, sözlü ve yazılı metinlerine de bunu yansıtmışlardır. Metinlerde at, kahramanın yoldaşı olmuş, onu kötülüklerden korumuştur, yeri geldiğinde ata olağanüstü özellikler atfedilerek kutsal olması yönünde değer yüklenmiştir. Metinlerin de kültürel özelliklerimizi yansıttığı göz önünde bulundurulursa at kelimesinin sıklığının yüksek olması beklenen bir durumdur.

5.3.1.2.8. Bitkiler ve Çiçekler ile İlgili İsimler

Metinlerde 60 adet farklı isim geçmektedir. Bunlar kullanım sıklığına göre şöyle sıralanabilir: "Gül", "çiçek" 10; "dal" 6; "bağ" 5; "çam", "orman", "çemen" 4; "berg" 3; "nar", "çuha", "ot", "lahana", "çiriş", "limon", "fidan", "buğday", "karpuz", "üzüm", "dıraht" 2; "lâle", "yıgaç", " "kül" (gül), "çenâr", "nihal", "varak", "bîd" (söğüt), "arpa", "biber", "turp", "zencefre", "söğüt", "badem", "şeb-bâz", "şimşâd", "badem yağı", "hadeng", "sebz", "yemiş", "darı", "cedvâr", "bozkır", "tomurcuk" vb. 1 kez kullanılmıştır. Gül, kültürümüzde sevgiliye benzetilmesi, sevdiğimiz insanlara sevgimizin sembolü olarak hediye edilmesi, güzel kokması açısından bahçelere dikilmesi, Peygamber Efendimiz'in sembolü olması vb. açılardan önemli bir yere sahiptir. "Kerem ile Aslı" adlı metinde Hasene Hanım, Kerem'in aşkını sınamak için Kerem'i gül bahçesine çağırır. "Şiir" ünitesinde de gül kelimesi sevgiliye çeşitli yönlerden benzemesi açısından kullanılmıştır.

5.3.1.2.9. Yiyecek ve İçecek ile İlgili İsimler

Metinlerde geçen yiyecek ve içecekle ilgili 82 isim kullanılmıştır ve sıklık derecesine göre bunlar şöyle sıralanmıştır: "Su" 33; "yemek" 11; "kahve" 10; "turşu" 9; "ekmek", "et" 7; "yağlı" 6; "mangal", "çorba" 5; "çay" 4; "tuz", "süt", "turşucuk" 3; "çörek", "ot", "lahana", "meşrûbat", "börek", "limon", "peynir", "pirinç", "buğday", "karpuz", "üzüm", "kavun", "sîb" (elma), "yağ", "mayonez", "havuç", "şehriye", "turp", "sebze", "açlık", "meyve", "kiler", "darı" 2; "bazar", "bâzâr", "helva", "kahvaltı", "yemiş", "yufka", "sebz", "badican", "şeker", "hâm", "kayısı", "hububât", "kebap", "yem", "kımız", "domates", "dondurma", "arpa", "biber", "şarap", "hurma", "elma", "sirke", "lezzet", "içme", "mâ", "mahsul", "bade", "badem", "bâde", "şeftali", "şerbet", "boza", "tat", "turunç", "hıyar", "pilav", "yumurta", "portakal", "zeytin", "reçel", "peksimet" vb. 1 defa kullanılmıştır.

Susuz hiçbir canlı yaşamaz. İnsanın yaşam kaynağının su olması sebebiyle "su" kelimesinin sıklığının yüksek olması normaldir. Bunların dışında lahana, limon, buğday, karpuz, üzüm, turp, sebze, havuç gibi bitkilerden yetiştirilen ürünler, et, kımız, yumurta gibi hayvanlardan elde edilen ürünlere yer verilmiştir. Bu da insan yaşamında bitkilerin ve hayvanların gıda olarak insan yaşamına kaynak sağladığının göstergesidir.

5.3.1.2.10. Zaman ile İlgili İsimler

Metinlerde zaman kavramı ile ilgili 90 civarında isim yer almaktadır. Bunlardan bazıları zarf görevinde de kullanılmıştır. Bunlardan sıklığı yüksek olanlardan bazıları şu şekildedir: "Daha" 98, "sonra" 97, "gün" 97, "zaman" 53, "gece" 49, "şimdi" 49, "hemen" 46, "yıl" 31, "yine" 35, "önce" 27, "vakit" 26, "sabah" 25, "saat" 19, "hep" 19, "an" 18, "bugün" 17, "evvel" 14, "nihayet" 14, "akşam" 14, "süre" 13, "geç" 10, "hâlâ" 10, "dün" 9, "erken" 9, "yaz" 8, "dakika" 8, "seher" 8, "kış" 8 kez kullanılmıştır.

5.3.1.2.11. Giyim ile İlgili İsimler

Giyim ile ilgili 21 farklı isim kullanılmıştır. Kullanım sıklığına göre şu şekilde sıralanalanmaktadır: "Palto" 6; "gömlek", "etek", "terlik" 5; "iskarpin", "ökçe", "patik" 4; "esvap", "pardesü", "elbise" 3; "libas", "pantolon", "peştamal", "ayakkabı", "kıyafet", "şapka", "tolga" 2; "çamaşır", "kaftan", "busât", "paça" birer kez kullanılmıştır.

5.3.1.2.12. Nesne, Eşya, Taşıt ile İlgili İsimler

Metinlerde nesne, eşya ve taşıt ile ilgili kullanılan isim sayısı 238'dir. Sıklığı yüksek olanlar şu şekilde sıralanmıştır:

"Kitap" 33; "oda" 25; "kapı" 23; "altın" 21; "saat", "sıra" 19; "araba" 15; "pencere" 14; "ödül" 13; "merdiven", "roman", "direk" 12; "çadır", "para", "akçe", "gümüş" 11; "vapur", "eser" 10; "kapu", "demir", "taş", "ilaç" 9; "duvar", "mektup" 8; "yatak", "gemi" 7; "tren", "kalem", "fotoğraf", "kitaplık", "saz", "gazete", "odun" 6; "zurna", "kağıt", "kamyon", "çan", "otobüs", "mangal", "sayfa" 5; "iskemle", "nokta", "otomobil", "soba", "divan", "top", "örtü", "tencere", "ışık", "kavuk", "sofra" 4; "uç", "kaşık", "sandal", "ziya", "duman", "defter", "koltuk", "fincan", "muşamba", "çaydanlık", "matara", "anahtar", "eşya", "piyano", "fıçıcık", "minder", "kamçı", "cam", "muska", "fener", "cam", "satır", "od", "boşluk" 3; "elmas", "boncuk", "emval", "tüy", "çorap", "baston", "binek", "hediye", "iskelet", "baca", "düğme", "perde", "mahfaza", "davul", "hasır", "çadır", "raf", "fıçı", "değnek", "kandil", "tekerlecik", "sandalye", "sandık", "kutu", "laterna", "vagon", "harf", "kayık", "kazak", "kazma", "kefe", "kefen", "kervan", "mum", "yün", "beşik", "armağan" 2; "şal", "sünger", "zincir", "bayrak", "çark", "kadeh", "bedel", "kaldırım", "kalıntı", "deri", "kanepe", "kapak", "küpe", "âsâ", "kurna", "dürbün", "tenteli", "kundak", "havlu", "sabun", "kın", "semaver", "halka", "köpük", "köz", "tepsi", "kürsü", "ütü", "lamba", "lastik", "ebvâb", "çizme", "lügat", "saksı", "cezve", "boya", "tabut", "tahta", "şişe", "hamail", "araç", "halat", "diken", "düdük" vb. 1 defa kullanılmıştır.

5.3.1.2.13. Yer ve Yön ile İlgili İsimler

Metinlerde yer ve yön ile ilgili farklı kullanılan kelime sayısı 189'dur. Kullanım sıklığına bu isimler şöyle sıralanmıştır: "yer" 98; "ev" 77; "üzeri" 57; "taraf" 54; "bura" 45; "yan" 42; "yol" 35; "ön" 32; "ora" 31; "alt", "üst" 29; "oda" 25; "karşı", "meydan" 22; "dünya" 21; "sahne", "şehir" 20; "sokak" 19; "tepe" 18; "orta", "nere", "etraf", "han" 17; "dükkân" 15; "aşağı", "arka" 14; "kilise" 13; "memleket" 11; "çevre" 10; "okul", "mahalle", "köşe" 9; "bina", "hamam", "kale", "kenar" 8; "köprü", "köy", "üniversite", "minare", "yurt", "bahçe", "dışarı" 7; "ileri", "batı", "zindan", "ocak", köşk, "yön", "kule" 6; "mutfak", "matbaa", "bağ", "otel", "liman", "mağara", "öteki", "ülke", "kent", "saray", "öte", "zemin", "yeryüzü", "merkez" vb. 5; "hane", "istasyon", "sınıf", "şark", "türbe", "banyo", "yukarı", "içeri" 4; "yapı", "lokanta", "salon", "doğu", "plaj", "dış", "içre", "yokuş", "meclis", "yayla", "vilayet", "mihrâb", "kıble", "civar", "bakkal", "dergâh", "fakülte" vb. 3; "oba",

"kuzey", "kitapçı", "cây", "çarşı", "daire", "hendek", "konak", "taşlık", "boğaz", "ortam", "çarşı", "başkent", "meyhane", "hendek", "konak", "hâne", "bayır" vb. 2; "bulvar", "içtimagâh", "bar", "avlu", "çayhane", "avlu", "bazar", "bölge", "hastane", "evkaf", "harman", "alan", "taşra", "uçurum", "ilçe", "arazi", "diyar", "dükân", "çarşu", "kuyu", "medrese", "çimenzâr", "ma'bed", "mahkeme", "değirmen", "darphane", "halkevi", "kasaba", "diyar", "tımarhane", "güverte", "cenûb" vb. 1 kez kullanılmıştır.

5.3.1.2.14. Bilim, Sanat ve Edebiyat ile İlgili İsimler

Metinlerde bilim, sanat ve edebiyat ile ilgili kulllanılan kelimelerin sayısı 104'tür. Kelimeler sıklık sırasına göre şöyledir: "Tiyatro" 14; "roman" 12; "resim", "sinema", "hikâye" 9; "mektup", "destan", "algoritma" 8; "bilim", "nobel", "tarih" 7; "fotoğraf", "derece" 6; "eğitim", "kimya", "lisan", "oyuncu" 5; "türkü", "edebiyat", "siyaset", "divan", "rol", "akademi" 4; "fıkra", "biyofizik", "biyokimya", "beyit", "makale" 3; "cilt", "teknik", "tercüme", "rivayet", "gazel", "semai", "harf", "alıntı", "ahenk", "şarkı" 2; "jimnastik", "deneme", "deyim", "aheng", "hiciv", "kelimât", "kılavuz", "beytiye", "hattat", "terane", "hece", "üslup", "lügat", "lisân", "mâna", "meani", "cebir", "biyoloji", "biyolojik", "öykü", "panoramik", "patoloji", "iktisat", "pozitif", "profil", "psikoloji", "metre", "mikroskop", "mimarî", "atasözü", "moleküler", "alafranga", "nakarat", "alaturka", "fenni", "olasılık"i "balo", "tahkiye", "figüran", "ozan", "çağdaşlaşma", üniversite", "fakülte", "yapay zeka" "teşhis", "bilimsel", "hafıza", "bilişsel", "tarama", "görüntü", "hikâye" vb. 1 defa kullanılmıştır.

5.3.1.2.15. Renkler ile İlgili İsimler

Ders kitabındaki metinlerde renkler ile ilgili 27 farklı isim kullanılmıştır. "Kara", "siyah" 21, "beyaz" 16; "kırmızı" 11; "ak" 10; "siyahlık", "renk" 8; "yeşil" 7; "mai", "sarı" 5; "lacivert", "akça", "kızıl" 3; "kıpkırmızı", "yaşıl", "esmer" 2; "yeşillik", "bembeyaz", "beyazlık", "masmavi", "pembe", "mavimsi", "boz", "elvan", "sarıg", "ma'i", "siyeh" gibi renk isimleri 1 defa kullanılmıştır.

Şekil 2. Özel isimlerin cins isimlere oranı

Yukarıdaki tablodan da anlaşılacağı gibi metinlerde kullanılan cins isim oranı özel isimlere göre fazladır. İnsanların günlük hayatında muhatabı oldukları birçok eşya ve durum göz önünde bulundurulursa tür adının çok olması normaldir.

Şekil 3. Cins isimlerin kendi içinde gruplandırılması 19% 81% Özel İ. Cins İ. 18% 6% 10% 4% 6% 6% 7% 2% 18% 15% 8% Un. Mesl.Akr. İ. İn. Vüc. İ. Tabiat İ. Sav. As. Huk. İ. Hayvan İ. Yiy. İç. İ. Zaman İ. Giyim İ. Nes. Eş. Taş. İ. Yer Yön İ. Bil. San. Edb. İ.

Yukarıda cins isimlerin birbirine oranı gösterilmiştir. Cins isimler içerinde nesne, eşya, taşıt isimlerinin kullanım oranının en çok; unvan, akrabalık ve meslek isimlerinin kullanım oranının ise ikinci sırayı aldığı görülmüştür. Ancak bu iki grup arasında sayıca çok büyük bir fark görülmemekte, birbirlerine yakın değerlerde yer aldığı tespit edilmiştir. Yer ve yön isimlerinin oranı ise en çok kullanılan isim sayısı bakımından üçüncü sırayı almaktadır.

5.3.2. Sıfatlar

Metinlerde geçen farklı sıfat sayısı 763'tür.

5.3.2.1. Gramatikal Sıfatlar

5.3.2.1.1. Öznel Sıfatlar

Öznel sıfatlar; kişisel görüş ile ilgili olan; isimde, nesnede olmadığı hâlde yansıtılan sıfatlardır. Başka bir deyişle sıfatın, öznenin duygu ve düşüncelerin yansıtması ile oluşan sıfatlardır. İnsan ya da eşyaya ait bir özellik öznel sıfat özelliği taşımaz. Varlığın özelliği değil de zihnin ya da duygunun yansıttığı sıfata öznel sıfat denilmelidir. Mesela "canavar kadın", "kapkara ülke", "insanı yutan binalar" vs. özneldir çünkü bu nesnelere bu sıfatlar yansıtılmıştır.

Ders kitabındaki metinlerde çok sayıda öznel sıfat kullanılmıştır. Bunlardan bazıları şu şekildedir:

dehşetli kara (feryat), ulu (dergah), gözceğizi fersiz (ihtiyar), insanoğlunun ejderhası (Deli Dumrul), aslan (oğul), gelinimin çiçeği (oğul), pis dinli (kâfir), yaman (yer), tatlı (can), koç (yiğidim), şah (yiğidim), ateşli (âh), kutsal (sancak), mertlerin şahı (Ali), Allah'ın aslanı (Ali), özverili (hayvan), melek-misal (kız), belâlı (zencîr), şehbâz (bakış), zavallı (koca), kibirli (hayvanat), samiâ-hıraş (ses), kıvılcım gibi (göz), derin (ızdırap), adamakıllı (biri), çıtır pıtır (sohbet), ebedi (hazine), cihan-ârâ (şah), (kanatlı (sözler), katı yürekli (adam), demirden (yürek), ağır (eziyet), zehir zıkkım (yas), sevgisiz (evler), korkak (boşluk) vb. örnekleri verilebilir.

Kaza benzer (kızım), kalbine doğan (şeyler), savaşa susamış (Hektor), yılmaz (ses), bekçi olmuş (ejderha), içini daraltan (öfke), acı çeken (sefil), iç sızlatan (ses), alev saçan (göz), yardıma koşan (el), lanet olası (çingene) vb. bunlara örnek verilebilir.

5.3.2.1.2. Nesnel Sıfatlar

Kişiden kişiye değişmeyen, ismin gerçek yani kendinde olan bir özelliğini yansıtan, nesneye ait olan özelliklerin yansıtıldığı sıfatlardır. Ders kitabındaki metinlerde nesnel sıfat sayısı fazladır.

kuru (çay); otuz üç (akçe); kırk (akçe); bir bölük (oba); altın (kadeh); sakalcığı akça (ihtiyar); ak sakallı, kara sakallı (yiğit); geniş (yer); dar (yer); kara (kılıç); bir iki (güvercin); ak (göğüs); soğuk soğuk (pınarlar); akça (koyun); gümüş (para); penceresi altın (otağ); ak burçlu (hisar); beyaz (koyun); iki (oğlancık); sekizinci kat (gök); beş (kelime); yüz kırk (yıl); gölgeli koca (ağaç); bir (gün); eski (esvap); genç bir (delikanlı); her (biri); bu (yer); nice (kullar); bizim (eller); elâ (göz), o (vakit); karanlık (gece); ince (bel); birer (at); şu (seher yeli); ekonomik ve askerî (bakımdan); olumsuz (yanıt); yirminci (gün); çok (kere); sağ (el); sekiz (cennet); yedi (tamu); ne (çiçektir); biraz (ahbap); yirmi bin kişilik (ordu); fazla bir (olasılık); tek (atlı); belimdeki (silah); tüm (Yahudiler); Ebu Talib'in oğlu (Ali); öyle bir (at); üç aylık (yol); üç (saat); karşı (taraf); böyle (hareket); diğer (taraf); son (cevap); ilk (aylar); küçük (oda); birtakım (çocuklar); sütlü (kahve); orta (basamak); siyah (leke); ön (ayak); başka (yer); ol (kızlar); büyük (göz); altmış (sene); buruşmuş (çehre); sarkık (yanak); hiçbir (söz); iki yüz (yıl); seksen (kişi); tenha (yer); türlü türlü (iş), bunca (adam); bu kadar (adam); sarı (altın); dağdan (taraf); üst (kat); yetmiş iki türlü (hüner); lacivert karanlık; ikinci (savaş); civar (arazi); pek çok (çarpışma); yağlı (bez parçaları); erkek (çocuk); kambur bir (erkek cesedi); ölü (beden); çıkık dişli (ağız); iki günde bir (kere); uzun (kollar); eğri, girintili çıkıntılı (burun); soğuk rüzgarlarla karışık, sıkı bir (yağmur); altı (ay); dadı (kalfa); yirmi yedi (yaş); fakir (aile); herhangi bir (bilgi); aşağıdaki (taşlık); nispetsiz (evler); yüksek (ökçe); minik (patik); süslü, küçük, yeşil (muska), ayrıntılı (hikâye); yüz ming (bela), gayrı (insan); cümle (yârân); gök tüylü, gök yeleli erkek (kurt) vb. örnekleri verilebilir.

Sıfat-fiillerle oluşturulmuş nesnel sıfatlar da metinlerde çokça yer edinmiştir.

Görür (göz); tutar (el); dünya yüzüne getirdiğim (oğul); dolma beşiklerle doladığım (oğul); taşkın akan (su); yaşayan bir (hükümdar); önemi olan (kale); iliklenen (gömlek); gören

(Hasene); dağılan (küller); kaçan (Yahudiler); artan (ağrı); sürdüğü (ilaç); harekete geçtiği (gün); vuruştuğumuz (zaman); tutuşturulmuş (bez parçaları); yazdığı (mektup); sorduğu (adam); ziyaret ettiği (yer); göremediği (rezillikleri); çalınacak (şey); diktiği (fidan); uçan (kuşlar); büyüten (kadın); cezası biten (Quasimado); kadına sarılmış (hâl) vb. bunlara örnek olarak verilebilir.

Hem öznel hem de nesnel sıfat olarak kullanılan sıfatlara da yer verilmektedir. Örneğin "kara (bulut)", "karanlık (gece)", "doğacak olan (güneş)", "elleri bağlı (kafile)", "boyun eğmeyecek (yiğit) vb. bunlardandır.

5.3.2.2. Anlam Sıfatları

İsimden sonra gelen ancak yine ismin vasfını belirten anlam sıfatlarına yargı sıfatı da denilebilir. 10. sınıf Türk dili ve edebiyatı ders kitabındaki metinlerde yargı sıfatları da yaygın olarak kullanılmıştır.

(Manası) budur; (yalnızlık) müessir; (dünya) tatlı, (can) aziz, (dünya) şirin; (penceresi) altın; (sevdası) büyük, (hayali) geniş, (sözleri) bütün; karadır (kaşları); (ayaklar) çıplak; (hava) güzel, (rüzgar) sâkit, (Marmara) lacivertti; (Eleni de Gülter de) namusluydu; (boyu) kısaydı; (her taraf) kitli -burada kilitli denmek istenmiştir-; (yüreğim) rahattır; (bağrım) yufka; (Peleusoğlu) üstündür; (yüzü) gök, (ağzı) ateş gibi kızıl, (gözleri) elâ, (saçları ve kaşları) kara idi; (vücudu) tüylü idi; (beli) kurt beli gibi, (omuzları) samur omuzu gibi, (göğsü) ayı göğsü gibi idi; (beni) demir kazık gibi idi; (gözü) gök idi; (saçı) dalgalı idi; (dişi) inci gibi idi; (askeri) pek çok idi; (çehresi) kapkaradır; (bey) bembeyazdı; (duvarı) altından, (penceresi) gümüşten, (çatısı) demirdendi; (cevahirleri) çoktur; (haber) gerçektir; (rüzgârlar) körpe; eriyor gibiydi (yüzü); (gülmem) haksız; (evler) mahzun; (Quasimado) sadıktır; (kulakları) sağırdı vb. örnekler verilebilir.

Ders kitabında bazı metinlerde aynı sıfat öznel veya nesnel sıfat olabilirken bazı metinlerde de yargı sıfatı görevi görmektedir.

Ders kitabındaki metinlerde yer alan sıfatların gruplamasında nesnel sıfatların öznel sıfatlardan daha fazla olduğu görülmüştür. Bu da metinlerde tasvir yapılırken nesneye, varlığa ait olmayan özellikler yerine nesnede ve varlıkta bulunan özelliğin daha çok tercih edildiği şeklinde yorumlanabilir.

Bülent Özkan, Türkiye Türkçesi Söz Varlığında Sıfatların Eşdizimliliği adlı derlem tabanlı uygulama çalışmasında Türkiye Türkçesinin yazı diline ait çeşitli türlerde metin parçaları

ile internet ortamında seçilen 25 milyon sözcüklük bir derlemi amacına uygun olarak sayısallaştırmış, çeşitli programlarla derlenebilir hâle getirerek dizimsel ve anlamsal olarak birbiriyle bağdaşıklık gösteren sıfat ve isimleri eş dizimlilikleri çerçevesinde değerlendirmiştir. Çalışmasında 1.514 sıfatın rastlanma sıklıklarını da sunmuştur. Buna göre "bir" sıfatı 1.147.174 sıklığı ile ilk sıradadır (Özkan ve Tahiroğlu, 2014). 10. sınıf ders kitabındaki metinlerde de "bir" sözcüğünün kullanım sıklığı bakımından ilk sırada olduğu tespit edilmiştir. "Bu", "çok", "ne" sıfatlarının da sıra bakımından ilklerde olduğu, bu bakımdan ders kitabında kullanılan sıfatların bu sıralamayla uyumlu olduğu ancak ders kitabındaki diğer sıfatların da bu sıralama içerisinde yer alıp kullanım sıklıklarının ya da sıralamalarının birbirinden farklı olduğu ve çoğunlukla değişkenlik gösterdiği söylenebilir.

5.3.3. Zarflar

Zarflar fiillerin, fiilimsilerin ne zaman, nasıl, ne şekilde, niçin, ne ile, kim ile, ne kadar

Benzer Belgeler