• Sonuç bulunamadı

CHP İktidarında İşçi Sınıfı ve Örgütlenmesi

II. 2.3.3.1. CHP ve ILO (Uluslararası Çalışma Örgütü)

II.2.3.4. CHP İktidarında İşçi Sınıfı ve Örgütlenmesi

1923-1946 döneminde Türkiye'de işçi sınıfı ve örgütlenmesi üzerine bir değerlendirme yaparsak ülkenin siyasi, iktisadi ve sosyal alanındaki gelişimine bağlı olarak bu dönemde bilinçli bir işçi sınıfından ve kurumsallaşan bir örgütlenme anlayışından söz etmemiz mümkün değildir. Öncelikle CHP'nin sınıfsız ideal Türk toplumu düşüncesiyle birlik ve beraberliği koruma ve kollama adına 1933 yılında Ceza

157 F. Aydın N. Albayrak, Türkiye Tarafından Onaylanan ILO Sözleşmeleri, … s.20

Kanunu’ nda yaptığı değişiklik,158 1939 yılında 3008 sayılı İş Kanunu ile grev ve lokavtı yasaklaması, 159 1938 yılında sınıf esasına dayalı cemiyet kurmayı yasaklayan Cemiyetler Kanunu160, 1940 yılında Örfi İdare Kanunu161 gibi baskıcı ve denetimci düzenlemeler, işçi-işveren arasında iktidarın işverenin lehine duruşu, işçi sınıfının bilinçlenmesine ve örgütlenmesini engellemiştir.

1946-950 döneminde ülkenin iktisadi ve siyasi alandaki iyileşmeler neticesinde iktisadi alanda sanayi işçisi diyebileceğimiz mevsimlik işçi kategorisine girmeyen işçi kesiminin doğması, iktidarın örgütlenmeyi yasaklayan düzenlemeleri yürürlükten kaldırılmasıyla işçi sınıfında bilinçlenme ve örgütlenme dönemine geçişe kaynaklık etmiştir.

CHP'nin işçi sınıfına yaklaşımına ilişkin ilk bulgulara 1931' deki parti programında rastlıyoruz. Parti programının 2.Kısmında CHP’nin ana vasıflarında yer alan Halkçılık ilkesini şöyle açıklamıştır. “İrade ve hâkimiyetin kaynağı millettir. Bu irade ve hâkimiyetin, devletin vatandaşa ve vatandaşın devlete karşılıklı vazifelerinin hakkiyle ifasını tanzim yolunda kullanılması fırkaca büyük esastır. Kanunlar önünde mutlak bir müsavat kabul eden ve hiç bir cemaate imtiyaz tanımayan fertler halktan ve halkçı olarak kabul ederiz.”162Bu cümlelerden de anlaşılıyor ki CHP kendine göre ideal Türk toplumunu hiçbir şekilde sınıfsal ayrıma tabi tutmayan herkesin eşit olduğu bir tebaa olarak algılamıştır. Bu durumda işçi sınıfının varlığından söz etmek ya da toplumu sınıf ayrımına götürecek düşünceleri dile getirmek CHP için anlamsız gelmiştir.1930'lu yıllarda savaş yüzünü göstermeye başlarken, ülkenin milli birlik ve beraberlik anlayışına hiçbir kesim veya düşünce zarar getiremezdi. 1936 yılındaki program taslağında da sınıflara ayrılmayan halkçı toplumu şu sözlerle dile getirmiştir.

“Türkiye Cumhuriyeti halkını aynı aynı sınıflardan mürekkep değil ve fakat ferdi ve ictimai hayat için iş bölümü itibariyle muhtelif mesai erbabına ayrılmış bir camia telakki etmek esas prensiplerimizdendir. Çiftçiler, küçük sanayi erbabı ve esnafı amele ve işçi, serbest beslek erbabı, sanayi erbabı ve tüccarı, Türk camiasını teşkil eden

158 C. Örnek, “Türk Ceza Kanunu 141-142. Maddelerine İlişkin Tartışmalarda Devlet ve Sınıflar,…

s.111-121

159 Nusret Ekin, “Türkiye'de Endüstri İlişkilerinin Gelişimi ve 1936 İş Kanunu”, Sosyal Siyaset Konferansları Dergisi, c.35-36,S.1,1969, s.43

160A. Makal, “Cumhuriyetin 80. Yılında Türkiye'de Çalışma ilişkileri”,… s.5

161 Alaatin Uca, “İkinci Dünya Savaşı Yıllarında Türkiye'nin Altı Vilayetinde İlan Edilen Örfi İdare ve Buna Karşı Mecliste Gösterilen Demokratik Tepki” , A.Ü Türkiyat Araştırmaları Enstitüsü Dergisi, S.40, Erzurum, 2009,s.377

162 CHP Nizamnamesi ve Programı, s.31

www.tbmm.gov.tr/C.H.P.Nizamnamesi ve Programı:1931000_0039pdf, Erişim Tarihi: 15.12.2015

başlıca çalışma zümreleridir. Bunların her birinin çalışması, diğerinin ve umumi camianın hayat ve saadeti için zaruridir. Partimizin bu prensiple istihdai ettiği gaye sınıf mücadelesi yerine ictima nizam ve tesanüd temin etmek ve birbirini nakzetmiyecek surette menfaatlerde ahenk tesis eylemektir.”163CHP bu sözlerle her anlamda kaynaşmış ve birinin diğerine göre üstünlüğü olmayan refah ve huzur içinde bir arada yaşayan sınıfsız bir toplumun altını çizmiştir. Böyle düşünceler içerisindeki bir partinin işçi sınıfının varlığını kabullenmesi toplum içindeki ahengi bozacağı için yok sayılması CHP için normaldi.

CHP ideal Türk toplumunun ahengini bozabilme ihtimali olan işçi sınıfını kontrol edebilmek ve partinin düşüncelerine uyumlu bir şekilde hareket etmesini sağlayabilmek için bu sınıfın örgütlenme faaliyetlerini bizzat kendisi gerçekleştirmiştir.

Bu politikaya uygun olarak 1 Nisan 1935 tarihinde fiilen açılan “İzmir İşçi ve Esnaf Kurumları Birliği” Celal Bayar'ın açılış törenine katılmasıyla 25 Ağustos 1935'te resmen açılmış ve CHP'nin gölgesinde biçimlenen önemli bir örgütlenme oluşmuştur.164Bu örgütlenmenin amacı işçiler ile esnafı rejime her yönüyle bağlı ve faydalı kılmaktır. İşçiler işlerini kaybetmemek iş bulmak amacıyla İzmir İşçi ve Esnaf Kurumu'na üye olmuşlardır.165 Birliğin üye sayısı 1 Ocak 1935 tarihinden 23 Kasım 1935 tarihine kadar 164 kuruluş, 5.555 esnaf ve 23.865 işçiden oluşmuştur. 1941 yılında 34bine ulaşan birlik 1946’ ya kadar varlığını sürdürmüştür. İzmir İşçi ve Esnaf Kurumları Birliği tek parti iktidarında korporatist 166devlet anlayışının uygulamalı örneği olmuştur.167

163 CHP Program Taslağı, s.8 , www.tbmm.gov.tr/CHPPROGRAMTASLAĞI 1935.pdf , Erişim Tarihi:

15.12.2015

164 M. Bülent Varlık, “İzmir İşçi ve Esnaf Kurumları Biriliği”, Türkiye Sendikacılık Ansiklopedisi, c.2 s.175

165 M.Şehmus Güzel, Türkiye'de İşçi Hareketi 1908-1984,… s.134

166 Korparatizm "Ortak İlkeler ve Sosyal uyum" bağlamında toplumu bir organizma gibi ele alarak toplumun tüm kesimlerinin faaliyetlerini dayanışma ve ortak çıkar temelinde ele alma; belli bir toplum ve ekonomi modeli hakkında bir feslefe ve ideoloji sahibi olma; bir dizi ekonomi ve sınıf politikaları ve çıkarların temsiline yönelik fiili süreçler ile belli bir siyasal kurumsallaşma ve otoriter karar alma halidir”.Bahadır Eser, Hasan Yüksel; “Korparatizm, Faşizm ve Solidarizm Kavramları Ekseninde Erken Dönem Cumhuriyet Siyasası Üzerine Bir İnceleme”,Uluslar arası Yönetim İktisat ve İşletme Dergisi, c.8,S.16,2012,S.183-184

167 Ahmet Makal, “Türkiye’ nin Çok Partili Yaşama Geçiş Sürecinde Cumhuriyet Halk Partisi ve Esnaf Teşekülleri: 1946-1950,Çalışma ve Toplum Dergisi, S.49,2016, s.623

Birliği'de CHP'nin işçi sınıfı için yürüttüğü politikanın bir başka eseri olmuştur.168 Kamu iktisadi Teşebbüslerindeki (KİT) işçi örgütlenmesini özellikle desteklemesi, KİT'ler deki çalışma koşullarının nispeten daha iyi olması işçi örgütlenmelerinin CHP' ye bağımlı kılmıştır.169

27 Mayıs 1934 tarihli ve 2450 sayılı "İktisat Vekâleti Teşkilat ve Vazifeleri Hakkında Kanunla İktisat Vekâleti bünyesinde İş ve İşçiler Bürosu'nun kurulması, 8 Haziran 1938 tarihi 3008 sayılı İş Kanunuyla İş ve İşçiler Bürosu’nun, İş Dairesi haline getirilmesi, 22 Haziran 1945 tarihli 4763 sayılı yasayla işçi-işveren ilişkilerini düzenleyen koruyucu tedbirler alan Çalışma Bakanlığı'nın kurulması ve 30 Ocak 1946'da yürürlüğe giren 4841 sayılı kanunla görev yetkisinin genişletilmesi gibi yapılan hukuki düzenlemeler CHP'nin işçi sınıfı için yürüttüğü politikanın izlerini taşımıştır.170

1946'da Cemiyetler Kanunu’yla Türkiye yeni bir döneme geçmiştir. Her alanda çok seslilik oluşmuştur. Liberal bir ülke olarak uluslararası arenada kendinden söz ettirmek için gayret gösteren Türkiye Cumhuriyeti için işçi sınıfının varlığını artık kabul eden CHP'nin karşısında muhalefet partiler kurulmuş, bu partiler propagandalarında ve parti programlarında işçi sınıfı ve sorunlarına yer vermiştir. İktisadi alanda tarıma dayalı ekonominin sanayileşmeye kayması işçi sınıfının önem kazanmasına vesile olmuştur.

İşçi sınıfı arkasına almak isteyen partiler işçi sınıfının bilinçlenmesi ve örgütlenmesine ön ayak olmuştur.

1946-50 dönemlerinde 5018 sayılı kanunla Türkiye'de sendika kurma hakkına kavuşan işçi sınıfı, 1946 öncesi komünist damgası ile kapatılan sendikaları ve yargılamaları göz önüne alarak, örgütlenme konusunda tereddüt yaşamıştır. CHP bu kez işçileri örgütlenmeye cesaretlendirip, teşvik edici önlemler almıştır. CHP 5018 sayılı yasaya rağmen sendikaları iktidarın milli birlik ve beraberlik anlayışına uygun onun güdümünde olan birlikler olarak algılamış ve bu düşüncesine uygun politikalar yürütmüştür. Cemiyetler kanunu ile başlayan muhalefet olgusuyla rekabet edebilmek için işçi sınıfını kontrolcü bir yapıyla kendi yanına çekmek istemiştir.171Sendikalar Kanunu ile siyasi faaliyetlerde bulunmaları yasak olan sendikaları kendi görüşleri doğrultusunda hareket ettirmeye çalışan CHP çalışma vekili vasıtasıyla işçi

168 A. Işıklı, Sendikacılık ve Siyaset,…s.486

169 F. Güngör, “İşçi Hareketleri”, …s.104

170 Perihan Sarı, “Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı”, Türkiye Sendikacılık Ansiklopedisi, c.1, s.220-221

171 A. Işıklı, “Cumhuriyet Döneminde Türk Sendikacılığı”, …s.1827. Fatih Güngör, “İşçi Hareketleri”, Türkiye SendikacılıkAnsiklopedisi…. c.2 s.104

örgütlenmelerine yardımda bulunmuştur. Yardım alan örgütlenmelerden bazıları aşağıdaki tablodadır.

Tablo 9. CHP’ nin Yardımda Bulunduğu Örgütlenmeler 172

Tarih Dernek Bağış

7.3.1947 Defterdar Fabrikası Gençlik Klubü 20000 tl

14.6.1947 Beyoğlu Mensucat İşçileri Sendikası 1000 tl 20.9.1947 Demir ve Madeni Eşya İşçileri Sendikası 5000tl

29.9.1947 Deniz İşçileri Sendikası 500tl

17.1.1948 İstanbul İşçi Sendikaları Birliğine 2000tl 6.7.1949 İstanbul İnşaat İşçileri Sendikasına 300tl 28.11.1949 İstanbul Tekstil Sanayi İşçileri Sendikası 500tl

Sendikalar Kanunu sonrası CHP işçi sınıfının örgütlenmesinde işçi kesiminden kendine yakın olan kişileri örgütlemenin oluşması için göreve çağırmış ve böylece İstanbul'da 5018 sayılı yasa sonrası ilk örgütlenmeler oluşmuştur. Bunlar şunlardır.173

1-Haliç Bölgesi Mensucat Sanayi İşçileri Sendikası 2-Bakırköy Mensucat İşçileri Sendikası

3-Paşabahçe Şişe ve Cam İşçileri Sendikası

4-Mecidiye köy Likör ve Kaynak İşçileri Sendikası 5-İstanbul Gıda Sanayi İşçileri Sendikası

6-İstanbul Deniz İşçileri Sendikası

7-Fatih-Eminönü Mensucat İşçileri Sendikası 8- İstanbul Cibali Kutu Fabrikası İşçileri Sendikası 9-Paşabahçe İspirto Fabrikası İşçileri Sendikası

10-Tekel İstanbul Yaprak Tütün Bakım ve İşleme İşçileri Sendikası 11-Cibali Tütün ve Sigara Sanayi İşçileri Sendikası

12-Beyoğlu Mensucat İşçileri Sendikası

13-İstanbul Demir ve Madeni Eşya İşçileri Sendikası 14-Tekel İstanbul Bira Fabrikası İşçileri Sendikası 15-Eyüp Haliç Mensucat İşçileri Sendikası

172 Kemal Sülker, Türkiye’ de Sendikacılık, İstanbul,1955, s.71

173 George Lefranc, Kemal Sülker, Dünyada ve Bizde Sendikacılık, (Çeviren: Asım Bezirci), Varlık Yayınevi, İstanbul,1966, s.155-156

20 Şubat 1947'de Sendikalar Kanunun kabulünden itibaren 1948 yılı içinde Türkiye'de 73 işçi sendikası, 4 işveren sendikası, bir işçi sendikalar birliği kurulmuştur.

1948 yılında teşkilata bağlanmış işçi sayısı 52.000'dir. Bunun genel işçi sayısına oranı

%8'dir.174

5018 sayılı Kanunun yürürlüğe girmesinden sonra kurulan işçi sınıfı için 1950 sonrasında da oluşmuş olan örgütlenmelere örnek ve kaynaklık etmiştir. CHP iktidarında ortaya çıkan işçi örgütlemelerinden bazıları şunlardır.

II.2.3.4.1. BASIN-İŞ (Türkiye Basın Yayın Grafiker ve Ambalaj Sanayii