• Sonuç bulunamadı

Chartres Katedrali Pencere Vitraylarında Ayların Görevleri:

22 Bkz.(19), Akyürek, 29 23

3.2. Gotik Mimaride Mevsimler ve Ayların Görevleri (Labours of the Months)

3.2.2. Chartres Katedrali Pencere Vitraylarında Ayların Görevleri:

Chartes Katedrali 11- 12. yüzyıllarda Romanesk üslup sona erip Gotik üslup gelişmeye başladığı süreçte inşa edilmiştir. Hıristiyanlığı temsil etmesi açısından inşası sırasında çok fazla önemsenen kilise Gotik mimari tarzının gelişimi yanında taş yontma ve vitray sanatında da önemli bir yere sahiptir. Paris yakınlarında bulunan Chartes Katedrali Fransadaki en büyük yeraltı türbesinin ve Roma dönemine ait bir tapınağın bulunduğu kutsal sayılan bir bölgede inşa edilmesi bakımından da önemi artmaktadır. İnşaatında bir çok yeni teknikler denenmiş ve bu teknikler sır olarak saklanmıştır. Özellikle taş ustalığı ve vitray renkleri bugün hala çözülememiştir. Bütün katedral derin dinsel gizemlerin anahtarı olarak tasarlanmıştır. Kilisenin bir çok yerinde ibranice şifre sistemi kullanılarak karanlık anlamlar taşıyan sözler, geçmiş olaylar ve İncil hakkında mesajlar gizlenmiştir.32

Chartes Katedralini mimari açıdan önemli kılan önemli etkenlerden biri pencere vitraylarıdır. Ortaçağ’a ait günümüze dek korunmuş en kapsamlı ve en güzel vitray örneklerindendir. Yaklaşık 170 adet olan vitraylarda konular incilden kutsal öyküler, kahramanlık hikayeleri ve günlük yaşama ait görüntüler içermektedir. Kilisenin doğu cephesinde yer alan, 1220 tarihlerinde yapılmış Zodiac ve ayların görevlerini içeren vitraylar, kilisenin dinsel vitrayları yanında, dünyevi hayatın döngüsü olarak sunulmuştur. Madalyon şeklindeki vitraylar, çift olarak yukarıdan aşağıya düzenlenmiş olup, sol tarafta süre gelen ayın aktivileri, sağ tarafta ayın burç sembolünü gösteren vitraylar yer alır.(R.17) En üstte İsa figürü en altta ise vitraylara sponsor olan kişilerin gösterildiği madalyonlar yer alır. Bütünüyle parlak ve canlı renklerin göze çarptığı vitraylar bir mücevher gibi ışıltılıdır.33

32 http://www.sacred-destinations.com/france/chartres-cathedral

Ocak Şubat Mart Nisan Mayıs Haziran

Temmuz Ağustos Eylül Ekim Kasım Aralık

Resim 19- Chartes Katedrali Aylar Vitrayları II.

Gotik mimarinin gelişim sürecinde, yapılardaki renkli cam pencere süslemelerinin, vitray tekniğinin gelişmesiyle ön plana geçmesine ve resim sanatının gölgede kalmasına neden olsa da Gotik resim gelişimini 1252 tarihinde 9.Louis’nin kurulması için ön ayak olduğu Saray Kütüphanesi için sipariş verilen kitap resimlemeleri, elyazmaları ve minyatürlerle sağlamıştır.34 Roman resim sanatından doğan Gotik resim, Roman sanatı gibi soyut form dilini hıristiyan inancı doğrultusunda, maddenin görüntüsünü aşmak ve manasını ifade etmek amacıyla benimsemişti. “ Maddeden sıyrılarak Tanrıya yönelme bu sanatın ana ilkesiydi.” 35 Bu sebeple, tasvirlerde nesnelerin gönüşüne değil taşıdığı anlama önem verilerek sadeleştirilmiş, şematik , yüzeysel biçimler kullanılmıştır. Bu biçimler okuma yazma bilmeyen Hıristiyan halkın İncil’de anlatılan olayları zihinlerinde canlandırabilmeleri ve bir takım dinsel imgeler uyandırabilmeleri için birer sembol olarak belli kalıplara göre gerçekleştirilmişti. Biçimsel özellikler önemsiz taşıdığı anlam önemliydi Bu bağlamda Gotik resmin kavramsal bir özelliğe sahiptir.

Bütünüyle İncil’de anlatılan kişi ve olayları konu alan Gotik resimde en çok kullanılan temalar meryem ve çocuk isa, azizler ve isanın yaşamına ait öyküler olup, dinsel figürler kutsal kitaptaki hiyerarşiye göre düzenlenir. İsa ve meryem gibi önemli figürler diğer önemsiz figürlere göre daha büyük gösterilir. Figürlerde, gövde, portreler, kumaş kıvrımları gibi detaylar belirli kalıplara ve şemalara göre resimlenir. Bu nedenle donukturlar. Resimde geri plan genellikle soyuttur. Bazen tanrısallığı simgeleyen yaldıza ya da tek bir renge boyanır ya da bazı minyatürlerdeki gibi belirli motiflerin tekrarı ile yüzey doldurulur. (R.20)

13.yüzyıla kadar devam eden Gotik resim14. yüzyıl başlarında, çeşitli sosyal olayların ve felsefi değişimlerin sebep olduğu bir gelişim sürecine girmiştir.Özellikle hıristiyan inancında doğaya yaklaşımın değişmesi bu gelişime yol açan en önemli olgudur.. Sanatta natüralist bir dönemi başlatan bu süreç, manzaralar ve mimari yapılar gibi dış dünyaya ait görüntülerin dinsel temalarla birarada kullanıldığı yeni bir resim anlayışına yol açmıştır.36

34

Dr.Engin Beksaç-Dr.Tayfun Akkaya,”Avrupa Resim Sanatı” s.100 35

Nazan-Mahzar İprişoğlu “Oluşum Süreci içinde Sanat Tarihi” s.55 36

Bkz.(34), Beksaç-Akkaya,101

Resim 20- “Virgin and Child with Donor“ 30x21cm. Parşomen, Amesbury Psalter,1240-50,Oxfort Soul Collge

4. 14. YÜZYIL AVRUPA’SINDA GENEL ORTAM VE DOĞA TEMASI

14. yüzyıl başları Avrupa’da önemli değişimlerin yaşandığı bir dönemdir. Yaşamın her alanında ortaya çıkan bir takım icatlar, keşifler ve düşünce akımları Ortaçağ’dan beri süre gelen yapıyı sarsarak yeniden doğuş olarak adlandırılan yeni bir dönemin başlamasına neden olmuştur. Matbaanın, barutun ve pusulanın icad edilmesi bu değişimde en büyük etkiyi yaratmış icatlardır. Matbaa ile kağıt kullanımının başlaması, kitap ve benzeri yayınların çoğalmasına, okur yazar oranının artmasına neden olmuş, bilgi hızla yayılmaya başlamıştır. İnsanlarda araştırma ve keşfetme merakı uyanmış, eski doğmatik bilgiler sarsılmaya başlamıştır. Pusula ile coğrafi keşifler yapılmış, yeni kıtalar, medeniyetler, yeni su yolları keşfedilmiş. gemicilik ve denizcilik önem kazanmış, seyahatler artmış, dünya tanınmaya başlamıştır.37 Yeni bilgiler kiliseye olan güvenin sarsılmasına neden olmuş ve din zayıflamaya başlamıştır. Barut sayesinde yeni silahlar ve savaş teknikleri icad edilmiş bu da çatışmalara ve savaşlara sebep olmuştur. Feodalite gücünü yitirmiş, yerini güçlü krallıklar almıştır. Bu etkilerle doğal olarak Avrupa’da ekonomi de değişerek temel geçim kaynağı tarım iken yerini ticarete bırakmış, dış pazarlara açılmaya başlanmış, bu da sömürgecilik hareketlerini öncülük etmiş ve zenginlik artmıştır.38 Bilim ve felsefe alanındaki gelişmeler ise Ortaçağın doğmatik dülşünce biçiminin kırılıp, Rönesansın başlamasına neden olmuştur. Bu kırılmada Alman düşünür Nicolus Cusanus’un etkisi büyüktür. Cusanus’un Aristotales’in yeryüzü ve gökyüzü ayrımını reddederek evrenin birliği görüşünü ortaya atmasıyla doğa bilgisinde dönüşüm başlar. Değişen evren anlayışı yanında Paracelsus ile insan anlayışı da değişir ve insan makro kozmosun yansıması olarak mikro kozmos olarak görülmeye başlar. Paracelsus insanı evrenin bir parçası olarak görür ve evreni ve insanı aynı maddeden meydana gelmiş kabul eder, insan evenin bir yansımasıdır. Diğer yandan Kopernik’in dünyanın güneşin etrafında döndüğü buluşu, Galileo ve Kepler gibi

37

A.g.k., 121 38

A.g.k., 122-124

bilim adamlarının matematik ve astronomi çalışmaları da yeni bakış açıları yaratarak insanların dünyaya ve insana yaklaşımını değiştirmiştir.39

Bu değişimlerde önemli bir diğer etken de Ortaçağ boyunca bastırılmış olan Nominalist felsefenin yaygınlık kazanmaya başlamasıdır. 12 ve 13. yüzyıllarda dönemin etkin iki tarikatı; Fransisken ve Dominiken tarikatları arasındaki fikir ayrılıkları, 14. yüzyılda teoloji ile doğa bilimlerinin ayrılmasını savunan Fransisken tarikatının ağırlık kazanmasına ve Nominalizm gibi diğer düşünsel akımların gelişme ortamı bulmasına yol açmıştır.40 Nominalist felsefeye göre; gerçek olan ancak nesneler dünyasıydı, bu nedenle gerçek bilgi nesneler dünyasının gözlem ve deneyine dayanmalıydı. İnanca dayalı, doğmatik önermelerin geçerliliği ve güvenilirliği sınanamazdı. Bu görüş; kaynağı doğa olmayan, doğruluğu sınanamayan inancı bir tarafa, akıl ile kavranan, doğadan edinilen, deneye dayanan bilgiyi diğer tarafa koyar. Bu iki zıt görüşü Nominalizm “bilim ve inanç “ olarak ayırır. İkisi de kendi yolunda ilerlemelidir. 14. yüzyılda çığır açan bu görüş ile Yeniçağ’ın modern doğa bilimleri gelişmeye başlayacaktır. 41

Rönesans oluşumunda ortaya çıkan pek çok düşünce akımının sanata etkisi olmuştur. Hümanizm ve yeni-platonculuk en çok etkili olan akımlardır. Platoncu felsefe öğretisi özellikle sanatçıların bakış açısını etkilemiştir. Aristotalesçi skolastik felsefeye karşı gösterilen tepkiler Platoncu felsefeye ilginin artmasına neden olmuş, hatta bu ilginin sonucunda 15. yüzyılda bir Platon Akademisi kurulmuştur.42 Platoncu felsefeye göre gördüğümüz nesneler dünyası asıl gerçekliğin bir yansımasıdır. Bu bağlamda sanatçılar doğayı taklit ederek gerçeğe ulaşmak istemişlerdir. Böylece sanatçılar doğa betimlemelerine ve nesnelerin ayrıntılarına önem verdiler. Giderek formlar daha çok doğaya benzerlik kazanarak gerçekte olduğu gibi bir görünüm aldı.43

39

Burcu Pelvanoğlu,”Antik Düşünce ve Sanatın 15-16.yy.Batı Resim Sanatı Üzerindeki Yansımaları”,s.27- 40

Bkz.(19), Akyürek ,34/d.13

41 Bkz.(39), Pelvanoğlu,11 42 A.g.k., 20 43

A.g.k.,45

Manzara ve mekan kullanımı da gerçek dünyanın yansıması olarak sanat eserlerinde yerini buldu. Bu da dış dünyanın analiziyle, perspektif ve anatomi araştırmaları sayesinde gerçekleşmiştir.44

14. yüzyılda Avrupa’da yaşanan bu değişimler bütün ülkelerde aynı anda gerçekleşmemiştir. Rönesans’ı başlatan bilim, sanat ve felsefe alanındaki ilk gelişmeler İtalya’da ortaya çıkmıştır.45 Ortaçağın ağır etkilerinden uzak kalmış olan italya’da, şehir devletlerinin olması düşünce hayatının daha özgür olmasına ve yeni fikirlerin yeşermesine zemin hazırlamıştır. Diğer yandan İtalya’nın Akdeniz ticaretine hakim olması, İslam dünyasına yakınlığı, ticaret sayesinde onlardan etkilenmesi, bu nedenle zengin olması, ayrıca büyük antik medeniyetlerin beşiği olması yanında Katolik kilisesinin merkezi Vatikan’ın da Roma’da olması bu ülkeyi güçlü ve yeniliklerin beşiği durumuna getirmiştir.46

Benzer Belgeler