• Sonuç bulunamadı

2. İNSAN HAYATININ EMNİYETİNİ SAĞLAYAN GENEL KAİDELER

3.1. Hirabe (Eşkiyalık)

3.1.3. Âlimlerin İhtilaf Ettikleri Noktalar

3.1.3.5. Cezanın Uygulanma Şeklindeki İhtilaflar

Ulema, soyguncuya -biri Allah’ın, biri de kulların olmak üzere- İki hak lazım geldiğinde ittifak etmişlerdir. Allah hakkının da -ayet-i kerime’de geçtiği üzere- soy- guncunun Öldürülmesini, asılmasını, çapraz olarak el ve ayaklarının kesilmesini ve yerinden sürülmesini gerektirdiğinde müttefik iseler de, lazım gelen bu cezalar işlenen suça göre değişen cezalar mıdır, yoksa hâkim bu cezalardan hangisini isterse onu uygulayabilir mi diye ihtilâf etmişlerdir

Ayetteki ev edatı her suç için farklı cezalar verildiğini beyan etmek için mi? Yoksa sadece muhayyerlik için midir? Şeklinde âlimler arasında ihtilaf vardır.

1. Muhayyer Olmayıp Suça Göre Ceza Gerektiği

İbn Abbas (ö.68)’a göre , “Buradaki ev ( ) edatı, muhayyerlik (bu cezalardan istediğini uygulayabilmek) için olmayıp, aksine, hükümlerin her bir suç için ayrı bir ceza verileceğini beyan için olduğunu söylemiştir. Buna göre kim sadece öldürürse, öldürülür; kim hem öldürür, hem de mal alırsa, hem öldürülür, hem de asılır; kim sadece mal alırsa (sağ) eli ile (sol) ayağı çaprazlama kesilir; kim de yolculara korku salar ve mal almaz ise, sürgüne gönderilir” demiştir. Bu, âlimlerin çoğunun görüşüdür.38

İmam Şâfıi (ö.204), İmam Ebû Hanife (ö.150) ve ulemadan bir cemaat “Bu cezalar işlenen suçun ağırlık derecesine göre sıralanmışlardır.” demişlerdir. Buna göre eğer soyguncu, adam öldürmemiş ise, öldürülemez; eğer kimseden bir şey almamış ise

37 İbnu’l-Arabî, Ahkamu’l-Kur’an, II, 95; Ayrıntılı bilgi için bkz., Ebu Zehra, İslam Hukunda Suç ve Ceza, II, 137-147.

el ve ayakları kesilemez. Sürgün de ancak yolcuları korkutmakla yetinip herhangi bir kimseyi öldürmeyen ve kimseden bir şey almayan soygunculara hasstır.39

Bu Görüş Sahiplerinin Delilleri

1. Yol kesip de adam öldürmeyenlerle adam öldürenlerin ya da hem adam öldürüp hem de mal çalanların sürgüne gönderilmesi mümkün olur.

2. Kıyas-ı celî de delildir. Çünkü kasden öldürme öldürülmeyi gerektirir. Yol kesenlerde ise bu cezanın hafifletilmesi değil arttırılması daha uygun olur. Mal alma da böyledir. Normalde hırsızın eli kesilirken yol kesenin sürgünle kurtulması düşünülemez. Daha da ağırlaştırılması gerekir.40

3. Bir müslümanın kanı şu üç sebepten biri bulunmadıkça akıtılması helal olamaz. Cana can, evlilik geçirmiş ve zina etmiş olmak ve bir de imana girdikten sonra imandan dönmek.41

3.1.3.5.1. Hem Öldüren Hem de Mal Gasbeden Eşkiyanın Cezası

Ebu Hanife (ö.150) : “Yol kesici hem insan öldürür, hem de onun malını alır ise, devlet başkanı (imam) şu üç cezadan birini uygulamada muhayyerdir:

a) Sadece öldürmek...

b) Önce elleri ile ayaklarını çapraz kesip, sonra öldürmek... c) Öldürüp, sonra çarmıha germek demiştir.

Ebu Hanife (ö.150)’nin gerekçesi şudur: Hâkim iki ceza vermek durumundadır. Birisi mal çalmasına karşı el kesme, diğeri de öldürmeden dolayı öldürülmesidir. Hâkim bunlar arasında sıraya uymak zorunda değildir. İsterse önce öldürür böylece el ve ayakları kesme cezası uygulanacak alan bulunmaz.42

Ancak İmam Şâfiî (ö.204)’ye göre, bunları mutlaka her hâlukârda çarmıha germek gerekir. Bu aynı zamanda Hanefi mezhebi imamlarından Ebû Yûsuf (ö.183) ‘un da görüşüdür. Şâfii (ö.204)’nin delili şudur: “Allah Teâlâ, yol kesenlerin öldürülmelerini ayette açıkça belirttiği gibi, çarmıha gerilmelerini de açıkça belirtmiştir. Binâenaleyh öldürülme cezasının düşürülmesi caiz olmadığı gibi, çarmıha gerilme cezasının düşürülmesi de caiz olmaz.43

39

Râzi, Tefsir-i Kebir Mefâtihu’l-Gayb, VIIII, 47.

40

Râzi, Tefsir-i Kebir Mefâtihu’l-Gayb, VIIII, 47-48.

41 Buhari, Diyat, 6; Müslim, Kasame, 25, 26; Ebu Davud, Hudud, 1;Tirmizi, Hudud, 15. 42 Serahsî, Mebsût, VIIII, 322.

Âlimler, yol kesenin nasıl çarmıha gerileceği hususunda ihtilaf etmişlerdir. Bu kimsenin diri olarak çarmıha gerileceği, sonra da mızrağın dipçiği ile ölünceye kadar vurulacağı söylenmiştir. İmam Şâfîî (ö.204) ise: “Bu kimsenin önce öldürüleceğini, sonra cenaze namazının kılınacağını, daha sonra çarmıha gerileceğini” söylemiştir.44

İmam Malik ise bu cezaların tahyir için olduğunu savunmuştur. Ancak adam öldüren birinin ellerinin ve ayaklarının kesilemeyeceği, mal çalmış birinin ise sürgüne gönderilemeyeceği konusunda tartışma yoktur. İmam Malik’e göre fesad hükmün illetidir. Dolayısıyla fesadı önlemek te değişiklik arz eder. Mesela eşkiyaların elebaşı mal alsa adam öldürmese bunun sadece el ve ayaklarının çapraz kesilmesi zararını defetmez. Çünkü akıl hocalığı yapabilir.45

Bizce günümüzde meseleye bu şekilde yaklaşmak daha doğrudur.

3.1.3.5.2. Nefy Cezası

Ayette geçen sürgün (yunfev mine’l-Erdi) kelimesi hakkında üç farklı görüş vardır. Birincisi maksat kişiyi şehirlere veya bazı beldelere kovmaktır. Bu nedenle caniler bir beldede bırakılmazlar ki kuvvetleri dağıtılsın ve güçleri ortadan kalkmış olsun.(İmam Şafii)

İkinci yaklaşıma göre ayette geçen sürgünün anlamı suçluyu bir beldeye sürgün etmek ve orada tutukluluk altında bırakmaktır. Ya da etrafına birtakım bekçiler dikmektir. (İmam Malik)

Üçüncü yaklaşıma göre ayette geçen sürgünden maksat hapsetmektir, isterse bu hapis cezası suçlunun cürmünü işlemiş olduğu beldede gerçekleşsin yine de farketmez. (Ebu Hanife)46

El-Cessas (ö.370) şöyle demektedir; “Malumdur ki sürgün cezasından maksat caninin yolda insanlara korku vermesinden alıkonması demektir. Ve müslümanlara verecek olduğu zarara engel olmak demektir. Bu da suçlunun bir başka beldeye gitmesiyle mümkündür. Eğer o başka beldede kalacak olursa ve oradaki fiilleri buradaki fiilleriyle aynı olacak olursa müslümanlara verecek olduğu zarar ve kötülük hala sözkonusu demektir. Şu halde ayette geçen sürgün kelimesinden maksat o kimsenin

44 Râzi, Tefsir-i Kebir Mefâtihu’l-Gayb, VIIII, 48. 45 İbni Rüşd, Bidâyetü’l-Müctehid, IV, 341. 46 Ebu Zehra, Suç ve Ceza, II, 152.

fesat çıkaramayacağı hapis yeri hariç yeryüzünün diğer parçalarından sürgün edilmesi demektir.”47