• Sonuç bulunamadı

CENNETLİKLERE VAADEDİLEN MÜKÂFATLAR

Allah (c.c) Kur’an-ı Kerim’inde cennetliklerin özelliklerini açıkladığı gibi, cennete gireceklere vereceği mükâfatları bu dünyadaki nimetlere benzetmek suretiyle açıklayarak insanları cennete özendiriyor. Cennette bu dünyadakilerle kıyaslanmayacak ölçülerde mükâfatların olduğunu ayet-i kerimelerden”302 ve hadis-i şeriflerden 303 öğreniyoruz.

Ayet-i Kerimelerden birkaç tanesini inceleyecek olursak, cennet nimetlerinin daha iyi anlaşılması mümkün olur.

300 Râzi, a.g.e., Terc. c. 12, s. 198. 301 Ankebut, 29 / 45.

302 Zuhruf, 43 / 68-68; Yasin, 36 / 55-58; Tur, 52 / 22-23; Nisa, 4 / 57.

“Şüphesiz Allah'tan korkanlar güvenli bir makamdadırlar. Bahçeler içinde pınarlar başında. İpek ve atlas giysiler giyerek karşılıklı otururlar. İşte böylecedir. Onları iri siyah gözlü hurilerle evlendiririz. Orada güven içinde her türlü meyveyi isteyebilirler. Orada ilk ölümden başka bir ölüm tatmazlar….” 304

“Allah'tan korkanlara vaad olunan cennetin özelliği şöyledir; orada tadı ve kokusu bozulmamış sudan ırmaklar, tadı değişmeyen sütten ırmaklar, içenlere lezzet veren şaraptan ırmaklar ve süzme baldan ırmaklar vardır. Onlar için orada her türlü meyve mevcut olup, Rablerinden bağışlanma vardır. Hiç bu cennetlikler, cehennemde o ebedi kalan ve bağırsaklarını paramparça edecek bir kaynar su içirilen kimseler gibi olur mu?” 305

“Şüphesiz iyiler cennettedirler; koltuklar üzerinde etrafı seyrederler. Onları yüzlerindeki nimet sevincinden tanırsın. Onlara mühürlü saf bir

şaraptan içirilir. İçiminin sonunda misk kokusu bırakır. İşte rağbet

gösterenler böyle bir şeye rağbet göstersinler.” 306

Ayet-i kerimelerde açıkça görüldüğü üzere cennet insanların her istediği şeyle donatılmış yüce bir mükâfat yeridir. Resûlullah (s.a.v)'in dilinden cennet mükâfatlarını daha açık ve seçik olarak görmekteyiz. Hz. Peygamber âlemlere rahmet olarak ve müjdeleyici bir peygamber olarak gönderilmesi hasebiyle cennet mükâfatlarını mü’minlere müjdelemek suretiyle cenneti özendirmiştir. Burada Resûlullah (s.a.v) Efendimizin birkaç hadis-i şerifini zikrederek cennetin mükâfatını O'nun dilinden anlatmaya çalışacağız.

1 - Resûlullah (s.a.v) şöyle buyurdu: “Allah Teala; Ben salih kullarım için hiçbir gözün görmediği, hiçbir kulağın duymadığı, hiçbir insanın hatır ve hayal edemediği nimetler hazırladım” 307 buyurdu.

2- Resûlullah (s.a.v): “Cennete ilk girecek kimselerin yüzleri dolunay gibi parlak olacak. Onların ardından cennete gireceklerin yüzleri gökyüzündeki en parlak yıldız gibi aydınlık olacak. Orada insanlar ne küçük ne büyük abdest

304 Duhan, 44 / 51 -56. 305 Muhammed, 47 / 15. 306 Mutaffifin, 83 / 22-27.

bozarlar ne de tükürüp sümkürürler. Onların tarakları altındandır. Kokuları misk gibidir. Buhurdanlıklarında tüten hoş koku, cennetin hoş kokulu ağacındandır. Eşleri hurilerdir. Cennetliklerin hepsi de babaları Âdem’in şeklinde yaratılmış olup, boyları altmış arşındır.” 308 buyurmuştur.

3- Resûlullah (s.a.v) “Onların cennetteki kapıları altındandır. Orada terleri misk gibi güzel kokacaktır. Orada her birine baldırının iliği etinin üstünden görünecek kadar güzel ikişer kadın verilecektir. Onların kalpleri tek bir adamın kalbi gibi aynı duyguları taşıdığından, aralarında ne anlaşmazlık ne de çekişme meydana gelecektir. Akşam sabah Allah Teala'yı uluhuyyetine yakışmayan sıfatlardan tenzih edeceklerdir.” 309 buyuruyor.

4- Resûlullah (s.a.v) şöyle buyurdu. “Musa (a.s) Rabbine; - Cennetliklerin en aşağı derecesi nedir?

diye sordu. Allah ( c.c ) ;

- O, cennetliklere cennete girdikten sonra çıkagelen bir adamın derecesi olup, kendisine cennete gir denilir. O da;

-Ya Rabbi, herkes yerine yerleşmiş ve alacağını almışken, ben nereye gideceğim der. Ona;

- Sana dünya hükümdarlarından birinin mülkü kadar yer verilse, razı olur musun? diye sorulur. O da;

- Razıyım ya Rabbi der. Allah Teala ona;

- İşte öyle bir mülk senindir. Bir o kadar daha, bir o kadar daha, bir o kadar daha, bir o kadar daha buyurur. Beşincisinde o adam;

- Razı oldum ya Rabbi der. Allah Teala ona;

- İşte bu kadar şey hep senindir. Onun on misli de senindir. Bir de neyi arzu ediyorsan, gözün neden hoşlanıyorsa hepsi senindir buyurunca adam;

- Razı oldum ya Rabbi diyecek. Sonra Musa ( a.s );

- Ya Rabbi! Cennetliklerin en üstün derecesi nedir? diye sordu. Allah Teala şöyle buyurdu; Onlar benim seçtiğim kullardır. Onların keramet fidanlarını

308 Müslim, a.g.e., Terc. Kitabu’l-Cennet, bab 6, Hadis no: 15, c.11, s.241. 309 Müslim, a.g.e., Terc. Kitabu’l-Cennet, bab 7, Hadis no: 17, c.11, s.243.

kudret elimle ben dikip mühür altına aldım. Onlara hazırladığım nimetleri ne bir göz görmüş ne bir kulak duymuş, ne de bir kimsenin hatır ve hayalinden geçmiştir.Allah’ın kitabında bunun delili ise “hiç kimse onları memnun etmek için kendilerine neler gizlendiğini bilemez”310 ayeti kerimesidir.311

5- Resûlullah (s.a.v) şöyle buyurmuştur. "Ben cehennemden en son çıkacak kimseyi biliyorum. O adam cehennemden emekleye emekleye çıkar. Allah Teala ona;

—Haydi git cennete gir buyurur. Adam cennete gider, fakat ona cennet doluymuş gibi gelir. Geri dönüp Allah Teala'ya;

-Ya Rabbi cennet ağzına kadar dolmuş der. Allah Teala ona;

-Git cennete gir buyurur. Tekrar oraya gider. Yine cennetin dolu olduğunu zanneder. Bir daha geri dönüp Allah Teala'ya;

-Ya Rabbi orası dopdolu der. Allah Teala ona yine;

-Git cennete gir, orada senin dünya kadar ve dünyanın on misli yerin var. buyurur. O adam;

-Ya Rabbi sen kainatın hükümdarı olduğun halde benimle alay mı ediyorsun? der.

Hadisin ravisi İbn Mesud şöyle dedi; Resûlullah (s.a.v) in gerideki dişleri belirinceye kadar tebessüm ettiğini gördüm. Sonra şöyle buyurdu; İşte cennetliklerin en aşağı seviyesinde bulunan adamın derecesi budur.” 312

6- Resûlullah (s.a.v) "Şüphesiz mü'min için cennette içi boş bir tek inciden altmış mil uzunluğunda bir çadır vardır. Orada mü'minin gidip ziyaret ettiği aileleri vardır. Fakat bu aileler birbirini görmezler.” 313 buyurmuştur.

7- Resûlullah (s.a.v) şöyle buyurdu: “Cennetten herhangi birinizin bir yay kadar yeri, yahut bir deynek yeri yani kamçısı kadar bir yer, dünyadan ve dünyadaki

310 Secde, 32 / 17.

311 Müslim, a.g.e., Terc. Kitabu’l-İman, bab 84, Hadis no: 312 / 189, c.2, s.184. 312 Müslim, a.g.e., Terc. Kitabu’l-İman, bab 83, Hadis no: 308 / 186, c.2, s.186. 313 Müslim, a.g.e., Terc. Kitabu’l-Cennet, bab 9, Hadis no: 23 / 2838, c.11, s.247.

şeylerin hepsinden hayırlıdır.” 314

8- Resûlullah (s.a.v) “Cennette, cennetliklerin her hafta gittikleri bir çarşı vardır. Orada yüzlerine ve elbiselerine cennet kokuları üfleyen bir kuzey rüzgârı eser. Böylece de güzellikleri daha artar. Eskisinden daha güzel ve yakışıklı olarak eşlerinin yanına döndükleri zaman aileleri onlara;

-Vallahi güzelliğinize güzellik katılmış derler. Onlar da; -Vallahi yanınızdan ayrılalı beri siz de daha bir güzel olmuşsunuz derler.” 315 buyurmuştur.

9- Resûlullah (s.a.v) “Cennetlikler cennete girince bir kimse şöyle seslenir; Siz cennette ebediyyen yaşayacak, hiç ölmeyeceksiniz. Hep sağlıklı olacak, hiç hastalanmayacaksınız. Hep genç kalacak, hiç yaşlanmayacaksınız. Hep nimet ve mutluluk içinde yaşayacak hiç keder ve sıkıntı çekmeyeceksiniz.” 316 buyurmuştur.

Sonuç olarak diyebiliriz ki; Cennetlikler için cennette kurtuluş ve esenlik vardır. Cennetlere yerleşecekler ve orada meyvelerden, üzümlerden, göğüsleri daha yeni tomurcuklanmış körpe kadınlardan, lezzetli içeceklerden faydalanacaklardır. Bunlar, onlara Allah'tan bir lütuf olarak dünyada yaptıklarının karşılığıdır. 317 Dünyada iken Allah'ın yolunu seçmenin mükâfatı aklın ermeyeceği derecede fazladır, işte bu kadar mükâfatı elde etmek için Allah'ı Rab tanıyan kimse ile bu dünyanın oyun ve eğlencesine dalarak üç günlük dünyayı tercih edip, Allah ve Resûlüne sırt çevirenleri Allah asla eşit tutma- yacaktır. Herkes dünyada iken yapmış olduğu zerre miktarınca amelinin karşılığını mutlaka bulacaktır. 318 Kur’an’da cennetliklerin ulaşabilecekleri zevklerin ve güzelliklerin en büyüklerinden birisi Allah’ı görmeleridir. Şimdiye kadar zikrettiğimiz Cennet nimetlerinden ayrılan yönü, diğerlerinin maddi bir zevk olmasına karşın bunun manevi boyutunun olmasıdır. Bu konu İslam litaretüründe Allah’ın görülmesi manasında “Ru’yetullah” konusu olarak bilinmektedir. Allah’ın görülmesi

314 Buhari, a.g.e., Terc. Kitabu’l-Cihad ve’s-Siyer, 56; Hadis no: 6 / 13, c.6, s.2644. 315 Müslim, a.g.e., Terc. Kitabu’l-Cennet, bab 5, Hadis no: 13 / 2833, c.11, s.239. 316 Müslim, a.g.e., Terc. Kitabu’l-Cennet, bab 8, Hadis no: 22 / 2837, c. 11, s.246. 317 Derveze, a.g.e., Terc. c. 4, s. 264.

olayı genel itibariyle kabul edilmesine rağmen bunun imkânsızlığını savunanlar da çıkmıştır. 319

Benzer Belgeler