• Sonuç bulunamadı

Cari işlemler açıklarının nedenleri; dış ticaret açığı, dış borç, yatırımların artması, tasarrufların azalması, kalkınma seviyesi, sermaye hareketleri, teknoloji başlıkları altında ele alınacaktır.

Şekil 2: Cari İşlemler Açıklarının Nedenleri

1.5.1. Dış Ticaret Açığı

Cari işlemler dengesinin en büyük kalemini dış ticaret dengesi olarak tanımlanan mal ihracatı ve ithalatı arasındaki fark oluşturmaktadır. Cari işlemler dengesinin en önemli kalemi olan dış ticaret dengesi aynı zamanda ekonomide üretim, teknoloji ve verimlilik kavramlarına bağlı olması sebebiyle ekonomik gelişmelerin de önemli bir göstergesi olarak kabul edilmektedir (Kaya, 2016: 61).

İthalat değerlerinin ihracat değerlerini aşmasıyla ortaya çıkan dış ticaret açığı cari işlemler dengesinde oluşan açıkların en önemli nedenlerindendir. Dış ticaret dengesindeki açıklar ihracatın yetersizliği, ithal mallara olan talebin yüksekliği gibi bir takım sebeplere dayanmaktadır.

Cari İşlemler

Açıklarının Nedenleri

Dış Ticaret Açığı Dış Borç Yatırımların Artması Tasarrufların Azalması Kalkınma Seviyesi Sermaye Hareketleri Teknoloji

İhracatın önemli bir ekonomik unsur olmasının yanı sıra dış ticaret dengesini sağlamak ve de ulusal geliri artırmak gibi önemli özellikleri de vardır. İhracat yetersizliği ise makroekonomik açıdan birtakım sorunlar doğurmaktadır. Bunlardan en önemlisi ise özellikle de az gelişmiş ve gelişmekte olan ülkeler açısından büyük bir sorun olan cari işlemler açığına neden olmasıdır. İhracat yetersizliğine neden olan unsurlar ise, ekonominin reel yapısı sebebiyle ortaya çıkan sorunlar, uluslararası piyasalardaki rekabet edebilirliğin yetersiz olması, ulusal paranın değerlenmesiyle yerli malların dış ticarette pahalılaşması ve buna bağlı olarak da diğer ülkelerin ithalat taleplerinin azalmasıdır. Ekonominin reel yapısı sebebiyle ortaya çıkan sorunların başında ihracat amacıyla üretim yapabilme kapasitesinin eksikliği gelmektedir. Sermaye yetersizliği, üretim faktörlerinin yetersiz olması, teknolojik koşulların eksikliği gibi sebepler de ihracatın yetersiz olma sebepleri arasında gösterilemektedir (Ünsal, 2006: 39).

İthalatın aşırı derecede artış göstermesi özellikle de ihracatın ithalatı karşılayamaz hale gelmesi dış ticaret açıklarının dolayısıyla da cari işlemler açıklarının en önemli nedenlerinden biridir. İthalata bağlı büyüme politikaları, özelliklede gelişmekte olan ülkelerde görülen üretim amaçlı kullanılan ara malı ve sermaye eksikliği, ulusal paranın yabancı paralar karşısında değerinin artması sonucu yerli malların fiyatının yüksek olması ve tüketicilerin alışkanlıklarındaki değişmeler, moda veya kalite farkı sebebiyle ortaya çıkan tüketici tercihlerindeki değişiklikler gibi bir takım faktörler de ithalatı artıran başlıca sebepleri oluşturmaktadır.

1.5.2. Dış Borç

Borçlanma, artış gösteren kamu ihtiyaçları neticesinde devletin, artan harcamaları kamu gelirleri ve vergi yoluyla karşılayamaması sonucunda başvurduğu bir yöntemdir. Bir ülkeyi borçlanmaya zorlayan birçok neden bulunmaktadır. Bu nedenler içerisinde belki de en önemlileri özelliklede az gelişmiş ülkelerde gelir düzeyinin düşüklüğü ve tasarruf eksikliğidir. Ülkeler öncelikle ülke sınırları içerisinde yer alan kurum ve kuruluşlardan borçlanma yoluna gitmektedirler. Fakat ülke içerisinde yeterli kaynak bulunamadığı takdirde ise dış borçlanmaya başvurmaktadırlar (Söyler, 2001: 16).

Dış borçlanmanın ödemeler bilançosu açısından etkileri incelendiğine iki yönlü bir etkiye sahip olduğu görülmektedir. Borcun alındığı dönem ödemeler bilançosundaki açıkları kapattığı için denkleştirici bir vazife üstlenirken, alınan borçların geri ödeme zamanı anapara ve de faiz ödemeleri sebebiyle ödemeler bilançosundaki denkliği bozucu etki oluşturmaktadır. Ödenen anapara ve faiz miktarının ihracat gelirlerini aşması durumunda dış açıklar artış eğilimine girmektedir (Ünsal, 2006: 41-42). Ayrıca cari işlemler hesaplarında meydana gelen sürekli artışlar da tekrar dış borçlanmanın artmasına neden olmaktadır (Aydoğuş ve Öztürkler, 2006: 62).

1.5.3. Yatırımların Artması

Bir ülkede yatırım patlaması olarak nitelendirilebilecek seviyede artış gösteren yatırımlar da cari işlemler açıklarına neden olmaktadır. Ülkedeki yatırım patlamasının birçok nedeni olabilir. Bunlar; ülkede petrol, maden gibi yeni doğal kaynakların bulunması, karlı üretim yapabilecek seviyede yeni ürün üretimine yol açacak teknolojik gelişmeler, liberalizasyon gibi yapısal ekonomik reformlar veya makroekonomik denge politikalarından oluşmaktadır. Bütün bu nedenler gelecekte karlı yatırımlar ve ekonomik büyüme beklentilerine sebep olacak ve ülkeleri yatırıma yönlendirecektir. Ülke bu yatırımları ulusal tasarruflarla finanse edecektir. Fakat ülkedeki ulusal tasarruflar yeni yatırımları finanse etmek için yeterli değilse bu durumda yabancı tasarruflara bağımlı hale gelinecek ve cari işlemler dengesi açık verecektir (Roubini ve Backus, 2003: 18).

Cari işlemler açığı bir ülkenin gelişmesi bakımından her zaman negatif bir sonuç doğurmamaktadır. Bir ülkenin karlı yatırımları yapmak için yabancı ülkelerden kaynak borçlanması bu ülkelerden kredi alıp geri ödemesinden daha avantajlı olarak görülmektedir. Çünkü yapılan yatırımlar neticesinde elde edilen gelir büyük bir geri dönüş sağlayacaktır. Ülke kaynak borçlanması durumunda bu kaynakları karlı yatırımlara dönüştürürse borçlanma durumu sorun olmaktan çıkacaktır (Vyshnyak, 2000: 2).

Yabancı tasarruflara yönelik olarak bir takım uyarılar söz konusudur. Bu uyarılardan ilki; yatırımlarını finanse etmek amacıyla yurtdışı tasarrufları ödünç alan ülke bu tasarrufları ekonominin ticaret edebilir sektörlerinde yatırım amaçlı

kullanmalıdır. İkinci uyarı ise, hem ticaret yapabilen sektördeki firmaları hem de ticaret yapamayan sektör firmalarını ilgilendirmektedir. Eğer firmaların yapmış oldukları yatırımların getirisi en azından borçlanma maliyetini karşılayacak düzeyde ise bu durumda borçlanma iyi bir seçim olarak akbul edilmektedir. Aksi halde bir firma gerektiğinden daha fazla borçlanırsa ve bunu da kötü projeler için yatırırsa sonuçta firma zarar edecek ve eğer yatırımların çoğu da bu nitelikte olursa o zaman ekonomik kriz meydana gelecektir (Roubini ve Backus, 2003: 19-20).

1.5.4. Tasarrufların Azalması

Cari işlemler açıklarının bir başka sebebi olarak da ulusal tasarrufların azalması gösterilmektedir. Hem özel tasarrufların hem de kamu tasarruflarının düşmesi sonucunda ulusal tasarruflar düşerek cari işlemler dengesinin açık vermesine neden olmaktadır. Ulusal tasarrufların düşmesinde özel tasarruflardan ziyade kamu tasarruflarının düşmesinin daha önemli bir etkisi olduğu ileri sürülmektedir. Bunun sebebi olarak ise, özel tasarruflarda meydana gelen düşüşün geçici bir etkisi olurken yapısal kamu sektörü açıklarının daha zor üstesinden gelinmesi gösterilmektedir (Roubini ve Backus, 2003: 22).

Tasarrufların azalması cari işlemler açığının önemli bir sebebi olarak ifade edilmektedir ve belki de bu konudaki en önemli etkiyi demografik unsurların oluşturduğu ileri sürülmektedir. Bir ülkede çalışma çağındakilere kıyasla genç ve yaşlı nüfusun fazla olması emekli aylığı gibi giderlerden ötürü cari işlemler açıklarının görece daha çok olmasına sebep olabilmektedir. Çalışma çağındaki nüfus ise daha çok kamu hizmeti, daha düşük vergi oranları ve büyük miktarda özel yatırım harcamalarını talep edebilmektedirler. Bu durumda da kamu tasarrufları azalarak cari işlemler dengesinin açık vermesine neden olmaktadır (Herbertsson ve Zoega, 1999: 228).

1.5.5. Kalkınma Seviyesi

Kalkınma hızı, özellikle de az gelişmiş ve gelişmekte olan ülkeler açısından dış ticaret dengesini etkileyici bir özelliğe sahiptir. Gerektiği kadar kalkınma hızı gerçekleştirememiş olan az gelişmiş ülkelerin daha fazla ara malı, makine ve donatım ithal etmek zorunda oldukları ifade edilmektedir. Fakat bu ülkelerin döviz rezervleri kısıtlı olduğu için kalkınma hızını artırma çalışmalarının maliyeti ya dış

borçları ya da dış ticaret dengesi açıklarını artırarak mümkün olmaktadır (Seyidoğlu, 2009: 331).

Kalkınma aşamasında ülkelerin ihtiyaç duydukları teknoloji, ara malı ve de yatırım mallarını gelişmiş olan ülkelerden temin etmeleri sebebiyle ithalata bağımlılığın artmış olması, artan küreselleşmenin etkileri bu ülkeleri daha çok dışa bağımlı kılmıştır. Dışa açık olma gelişmekte olan ülkelerin kalkınma sürecinde gerekli olmasına rağmen dış ticarette ithalatın ağırlık kazanması ve de ihracatın ithalata bağımlı hale gelmesi cari işlemler açıklarını artırmaktadır (Bayraktutan ve Demirtaş, 2011: 25).

1.5.6. Sermaye Hareketleri

Ülkeler arasında gerçekleşen sermaye hareketliliği cari işlemler dengesi açısından oldukça önemlidir. Ülkeye giren yabancı sermaye cari işlemler dengesi üzerinde dış açıkları kapatıcı bir etki oluştururken, ülkeden çıkan sermaye ise dış açıkları artırıcı yönde bir etki meydana getirmektedir.

Sermaye hareketliliği; küreselleşme, finansal liberalizasyon, iletişim teknolojileri gibi birçok etkene bağlı olarak dünya çapında serbestleşmiştir. Bu sebeple sermaye hareketliliğinin dünyada mal-hizmet üretimi ve ticareti hususunda oldukça önemli bir konuma ulaştığı belirtilmektedir. Faiz-kur arbitrajı göz önünde bulundurularak en yüksek getiriyi elde etmek maksadıyla ülkeler arasında kolayca hareket edebilen sermayeler dünya ekonomisi açısından oldukça önemli bir hal almıştır (İnsel ve Sungur, 2003: 1).

Sermaye hareketleri doğrudan yabancı yatırımlar, banka kredileri ve güvenli bono ve tahvil satışı olmak üzere üç şekilde gerçekleşebilmektedir. Bu araçlar yerli ve yabancı yatırımcılar için optimal seçenekleri oluşturmaktadır (Chen, 2006: 284).

Sermaye hareketleri serbestisinin özellikle gelişmekte olan ülkeler açısından bir takım olumsuz sonuçlar doğurduğu ileri sürülmektedir. Bu sonuçlardan en önemlisinin ise dış ticarette yaşandığı belirtilmektedir. Sermaye girişinin çok olması sonucunda yerli para yabancı para karşısında değer kazanmaktadır. Buna bağlı olarak da ithal malların göreceli olarak daha ucuz olması sebebiyle ithalat artmakta, ihracat ise azalmaktadır, ekonominin ithalata olan bağımlılığı artmakta ve dış ticaret dengesi açık vermektedir. Dış ticaret dengesindeki açıkların hızla artmasıyla da cari işlemler

dengesinde açıklar oluşmaya başlamaktadır. Fakat yabancı sermaye girişi hızla devam ettiği sürece dış ticaret dengesinde meydana gelen açıklar sorun olmaktan çıkmaktadır. Ancak sürekli sermaye girişi sağlayabilmek için faiz oranlarını yüksek, döviz kurunu da değerli tutmak gerekmektedir. Bu durumda da ülke ekonomisinin hem iç hem de dış dengeleri bozulmakta ve bu süreçte ortaya çıkan ekonomik büyüme yapay ve dışa bağımlı bir hale gelmektedir (İnsel ve Sungur, 2003: 5).

1.5.7. Teknoloji

Bir ülkenin uluslararası piyasada rekabet gücünü artırabilmek için teknolojik gelişmişliğe ihtiyacı vardır. Teknoloji daha kaliteli ve ucuz üretim olanakları sunmakla birlikte iş bölümü ve uzmanlaşma da sağlamaktadır. Böylelikle üretim kapasitesi artırılarak ülke ekonomisinin uluslararası piyasalardaki payı artmaktadır. Özellikle de yüksek teknolojili ürün ihraç eden bir ülke uzun dönemli rekabet edebilme gücü ve büyüme açısından önemli bir avantaja sahip olamaktadır (Saygılı, 2003: 28).

Teknoloji ve uluslararası rekabet edebilme gücü arasında üç önemli unsur bulunmaktadır. İlk olarak teknoloji üretim maliyetlerini azaltır bu da çıktı fiyatlarını düşürerek rekabet edebilirliği artırmaktadır. İkincisi, ikinci derecede ürün yenilikleri malların kalitelerini artırmakta, ulusal ve uluslararası piyasalarda avantaj kazandırmaktadır. Son olarak da büyük üretim olanakları kısa süreliğine monopol gücü kazandırmakta ve monopol karı getirmektedir (Archibugil ve Michie, 1998: 10).

Teknolojik yenilik, yeniliği yapan ülke açısından kısa vadede ithalat ve döviz harcamalarını azaltarak dış ticaret açıklarını azaltmaktadır. Uzun vadede ise ithalatın azalmasına bağlı olarak dış ticaret dengesinde olumlu sonuçlara ulaşmayı ve yüksek getirisi olan sektörlerde uzmanlaşmayı sağlamaktadır (Bayraktutan ve Bıdırdı, 2016: 12). Teknolojik yeniliği gerçekleştiremeyen ülkelerde ise üretim maliyetlerini düşürme olanakları olmadığı için ve rekabet edebilirlik söz konusu olmadığı için uluslararası piyasada üstünlük kazanılamamaktadır. Ayrıca ekonomi ithalata bağımlı hale gelerek dış ticaret dengesizlikleri de ortaya çıkmaktadır.