• Sonuç bulunamadı

Cahit Tanyol‟un Kitapları

2.1. CAHĠT TANYOL’UN HAYATI VE SOSYOLOJĠSĠ

2.1.3. Cahit Tanyol‟un Kitapları

Tanyol‟un yazmıĢ olduğu kitaplar aĢağıda sıralanmıĢtır. • Sanat ve Ahlak(1954)

• Sosyal Ahlak: Laik Ahlaka GeçiĢ(1960) • KurtuluĢ ve Fetih Destanı(1969)

• Sosyolojik Açıdan Din Ahlak Laiklik ve Politika Üzerine Diyaloglar(1970) • Atatürk ve Halkçılık(1981)

• Türk Edebiyatında Yahya Kemal(1985) • Laiklik ve Ġrtica(1989)

• Çankaya Dramı(1990)

• Son Liman(1992, Toplu ġiirleri)

• Schopenhauer‟da Ahlak Felsefesi(1998) • Türkler ile Kürtler(1999)

• Neden Türban: ġeriat ve Ġrtica(1999) • DüĢ Yorgunu(2001, Bütün ġiirleri)

• Hoca Kadri Efendinin Parlementosu(2007) • O Zaten Yoktu(2007, Otobiyografik Roman)

Tanyol‟un roman türündeki tek kitabı “O Zaten Yoktu” isimli kitaptır. ġiir kitapları ise, Son Liman ve DüĢ Yorgunu‟dur. Bunun dıĢında birde felsefe kitabı vardır. Kitabın adı ise, Schopenhauer‟da Ahlak Felsefesi‟dir.

Tanyol‟un sosyoloji ile ilgili eserlerine kısaca değinelim;

Sanat ve Ahlak(1949) adlı eserinde örf ve adetler bakımından sanat ve ahlakı açıklayıp, sanat ahlak iliĢkilerini ele alır. Tanyol‟a göre hukuk, ahlak, din ve sanat alanındaki değiĢmeler, örf ve adetlerdeki değiĢmelere sıkı sıkıya bağlıdır. Bu eserinde örf ve adetlerdeki değiĢmeleri de ele alan Tanyol, örf ve adetlerin devamlı olduğunu, örf ve adetlerin ahlak normlarına göre değiĢtiğini belirtir.

Sosyal Ahlak: Laik Ahlaka GiriĢ(1960) adlı eserinde ahlakın temel kavramlarına sosyolojik bir açıklama yapmaya çalıĢır. Ġki bölümden oluĢan Sosyal Ahlak‟ın birinci kitabında bireyin kiĢiliğinin onu çevreleyen ahlak vb. mekanizmalar tarafından etkilenerek geliĢtiği ve bu çerçevede ahlakın temel kavramları açıklanmaktadır. Laik Ahlaka sosyal bir temel aranmaktadır. Tanyol, ikinci kitapta siyasi otoriteyi çevreleyen kontrol kuvvetlerinden haklı kontrol kuvvetleriyle, haksızlarını birbirinden ayırarak demokratik rejimin nasıl kurtulacağını araĢtırır.

KurtuluĢ ve Fetih Destanı(1969) adlı eseri aslında bir Ģiir kitabıdır. Destanla tarih arasında sıkı bir iliĢki olduğunu düĢünen Tanyol, bu eserinde tarihte kurulmuĢ olan Türk devletlerinin kökeninde neleri gördüğünü, kısaca Türk toplumunun tarihsel temellerini anlatmaktadır.

Sosyolojik Açıdan Din Ahlak Laiklik ve Politika Üzerine Diyaloglar(1970) adlı eserinde, eserin adından da anlaĢıldığı gibi diyalog yöntemini kullanarak birey-toplum iliĢkisi, ahlakın göreliliği, töre ve adetlerin nitelikleri, töre ve adetlerin kaynaĢması, ahlakın kaynağı, hukuk, din, adet, moda ve ahlak müeyyideleri, din ve ahlak bağlantısı, laik ahlakın kaynağı gibi konu baĢlıkları altında açıklamalar yapmıĢtır. “Her insan içinde bulunduğu toplumu yansıtır” önermesinden hareket eden Tanyol “DüĢünce geliĢtikçe insan içinde yaĢadığı toplumun değerlerini sorgulamaya baĢlar.” diyor. Böylece insan ve toplum arasında bir ayrılık doğduğunu, fakat insan ve toplumun din ve ahlak değerleri gibi değerler sebebiyle hiçbir zaman ayrılamadığına vurgu yapar.

Atatürk ve Halkçılık(1981) adlı eserinde Atatürk‟ün klasik bir devlet adamı olmadığına, onun her Ģeyden önce bir devlet kurucu ve kurtarıcısı olduğuna değinen Tanyol, Atatürk‟ün kiĢiliğini, Kemalizmi nasıl anlamak gerektiğini, halkın gözünde Mustafa Kemali anlatır. “Atatürkçülükten nereye gidilir- nereye gidilmez” sorusuna kitabın çeĢitli bölümlerinde yer verir. Onun tabulaĢtırılmasına karĢıdır. Çünkü Atatürk‟ün söylediği Ģu söz bunu çok güzel açıklamaktadır: “Beni görmek demek mutlaka yüzümü görmek demek değildir; benim fikirlerimi benim duygularımı anlıyorsanız ve hissediyorsanız bu yeterlidir.” “Tanyol‟a göre bu eser Atatürk‟ü övgü

ve sömürü tutsaklığından kurtarıp onun kiĢiliğine ve düĢünce bütünlüğüne aklın ve gerçeğin aydınlığını bir parça yansıtmak amacını taĢımaktadır”(Tanyol, 1981: 179).

Laiklik ve Ġrtica(1989) adlı eserinde Ġrtica ve Laiklik kavramları çerçevesinde dini nasıl anlamak gerektiğini, bu konuda yapılan yanlıĢları, aydın din adamları yetiĢtirmenin önemini, ahlak ve din iliĢkisini anlatmaktadır. Ġrtica faaliyetinin Cumhuriyet Devrimi sonrası bir olay olmadığını Tanzimat‟ta da ve hatta ondan önce de var olduğunu açıklarken, bunu nedenlerini ve kaynaklarını objektif bir bakıĢ açısı ile anlatır. Ayrıca bu eserinde Ġslam da laikliğin nasıl düĢünülmesi gerektiğini açıklamaktadır.

Neden Türban: ġeriat ve Ġrtica(1999) adlı eserinde, Ģeriata karĢı olanında, Ģeriatı savunanında aslında hata yaptığını, önemli olanın Ġslam hukukunun dayandığı temelleri incelemek ve irticaya yataklık yapmanın oradan kaynaklanıp kaynaklanmadığını ortaya koymak olduğunu belirtir. “Ġnanç alanında ileri-geri olmaz” düĢüncesinden hareket eden Tanyol, irticaya yataklık edenlerin bilhassa türban olayını kullanan çeĢitli politikacılar olduğunu savunmaktadır. Tanyol‟a göre, irtica her ne kadar siyasal olmayan, toplumsal bir gösteri olarak ortaya çıksa da, gerisinde politik bir amaç olduğunu ya da arkasında din sömürüsünden çıkar sağlayan gruplar olduğunu düĢünmektedir. Bu eserinde mecellenin ve Ġslam hukukunun irtica kaynağı olmadığına ve dahası mecellenin anlaĢılmadığına değinir.

Türkler ile Kürtler(1999) adlı eserinde tarihsel olarak Kürtlerin Osmanlıdan günümüze kadar olan süreçte durumlarını anlatır. Kürtler Osmanlı Ġmparatorluğu zamanında diğer azınlıklar gibi ayrıcalıklar istememiĢlerdir. Bunun altında yatan sebep onların ayrıca bir etnik grup olmamasıdır. Tanyol bu konuda önemli tespitlerde bulunmakta, meseleye farklı bir bakıĢ açısı ile bakmaktadır. Türklere ve Kürtlere baktığımız zaman bir Alman ile Türk arasındaki gibi bir fiziksel farkın olmadığına iĢaret eder. KurtuluĢ savaĢında düĢmanı yurttan kovmak için Türkler ile Kürtlerin birlikte mücadele ettiklerine değinen Tanyol, günümüzdeki bu ayrılığın sebeplerini uygulanan politikalara da değinerek eserinde anlatmaktadır.

Hoca Kadri Efendinin Parlamentosu(2003) adlı eserinde, fikirleri nedeniyle Paris‟e sürülen dönemin aydınlarından Hoca Kadri Efendi‟nin yayınlamıĢ olduğu “Sarayih” adlı kitapta, Mustafa Kemal Atatürk‟ün ileride gerçekleĢtireceği devrimlerin hemen hemen hepsini önerdiğini belirtmektedir. Tanyol bu eserinde Atatürk‟ün Ankara‟da kurduğu Meclis‟in yapısı ve özellikleri ile Hoca Kadri Efendinin fikirleri arasındaki benzerliği anlatır.

Çankaya Dramı(2007) adlı eserinde ise milletlerin hayatında iki önemli tehlike olduğunu, bunlarınsa kalıcı ve geçici olmak üzere ikiye ayrıldığını anlatır. Geçici olanlar açlık, salgın hastalık gibi bir iki kuĢak sonra anı malzemesi olarak toplumsal hafızada kalanlardır. Diğerleri ise düzeltilmezse tamir edilmesine imkân olmayan çöküntülerdir. Ġki bölümden oluĢan kitabın birinci bölümünde Türkiye‟nin dayandığı üç kuvvetin “ordu, öğretmen ve Çankaya”nın nasıl yıpratıldığını anlatır. Ġkinci kısımda da devletin somut görünüĢü olan Çankaya‟nın, 12 Eylül darbesiyle Evren PaĢa ve takımı tarafından kıĢlaya, Turgut Özal döneminde ise aile iĢletmesine dönüĢtürülmesinin serüvenini anlatır. Tanyol bu eserinde Çankaya‟nın günümüzdeki durumuna da değinir. 2007 yılında yayınlanan kitap günümüz politikası ile de bilgiler vermektedir.

2.2.CAHĠT TANYOL’UN DÜġÜNCESĠNĠN TARĠHSEL GELĠġĠMĠ VE