• Sonuç bulunamadı

CAHİT ZARİFOĞLU’NUN ORTADOĞU HAKKINDA BAZI ŞİİRLERİ:

A. MODERN DÖNEM ARAP DÜNYASI VE TÜRKİYE’NİN SİYASİ SOSYOKÜLTÜREL

A.2. MODERN TÜRK ŞİİRİ

2.2. MODERN TÜRK ŞİİRİNDE ORTADOĞU’YU ELE ALAN BAZI ŞAİRLER

2.2.2. CAHİT ZARİFOĞLU’NUN ORTADOĞU HAKKINDA BAZI ŞİİRLERİ:

Modern Türk Şiiiri’nin diğer önemli yazarlarından biri olan Cahit Zarifoğlunun şiirlerinde Ortadoğu temasını ve o dönemde yaşanan birçok acıyı şiirlerine konu ettiğini görmekteyiz. 1958 yılında Irak’da yaşanan darbeye dikkat çeken şair. “1958 Ekiminde” adlı şiirinde Irakta yaşanan acıyı şiirinde konu almıştır. Şair, “ Sopalar taşlar av tüfekleri, Ve içi içine sıkışmış bir toplu tabanca “ sözleri ile orda yaşanan dramı ele almış. Sopaların, taşalrın ve tabancaların ses bulduğu bir günden bahsetmiştir:

1958 Ekiminde *

Sopalar taşlar av tüfekleri

Ve içi içine sıkışmış bir toplu tabanca

290 KARAKOÇ, Sezai, Gün Doğmadan Şiirler(17. Baskı), s. 674. 291 a.e., s. 675.

Belinden orta etinden Cılız çelimsiz

Toprağa çekmekteydiler köyün bütün erkeğini292

...

İnsanların üzerine kurşunların atılması ve bu kurşunların insanları paramparça ettiğini, havada et parçacıklarının ve kanların uçuştuğunu dile getirir:

Düzgün kurşun girişleri hafif morarak et içine yutuşlar Saçaklı kurşun çıkışları et ve kan parçalarıyla kusuşlar 293

...

Şair, bir başka Ortadoğu ülkesi kabul edilen Afganistan için yazmış olduğu

“Anlaşılması Güç Bir İnsanlık” şiirinde yaşanan olaylar sonucunda Afgan şehrinde

yaşananların birçok yıkıma sebep olduğuna değinmiştir. Şair, “Başlarlar uykudan

uyanmaya karşı dağlara bakmaya, Şehir canlarına okumuş alınlarına bir kara vurmuş” Afgan halkının yeni bir güne uyanması ve hala işgalin devam etmesi,

insanların canına kıyılması göz önündedir. Savaştan en çok etkilenen çocuklar savaşın devam ettiğinin farkındadırlar ve savaşın gün geçtikçe onları daha da büyüttüğünü söylemektedir şair:

Anlaşılması Güç Bir İnsanlık*

Başlarlar uykudan uyanmaya karşı dağlara bakmaya Şehir canlarına okumuş alınlarına bir kara vurmuş Daha çocuktular ve anlarlar havanın yumuşamadığını Babaların bayramlarda evin arka odalarına kapanıp

İlkin camları açıp

292 ZARİFOĞLU, Cahit, Şiirler, Beyan Yay., İstanbul 2014, s. 317. 293 a.e.,s. 318.

Bir dilim ekmeğe baktığını Daha da anlarlar

Ailecek gecelere doğru tırmandıkları zamanı Sanki gün geçtikçe düşünceleri kocamanlaşmakta

Anne yine birdenbire şiş ve sağa sola yalpalayarak koşmaktadır 294

...

Cahit Zarifoğlu savaşın kalıntılarından sonra, ne bir yemek saatinin ne de doğum saatinin varlığının olmadığını, sabahın nuruyla duaya açılan ellerin varlığından bahsetmiş ve dua ile umudunu bȃki tutmuştur. “Öyle uzaktık hiç

ağlamamış seslerinde” mısrası ile insanların yaşanmışlıklara sessiz kalışına sitem

etmektedir:

Açıp ellerini ışıklı sabahlara Yemek saati doğum saati ne de Başının üzerine uçaklar asılı Bir Afgan köyü saati

Biliyorum hakkımız yok kalplerine Öyle uzaktık hiç ağlamamış seslerinde 295

Afgan şehrini Mezarışerife benzeten şair onun önemine vurgu yapar: “Mezarışerif bir Afgan şehridir el atılmaz, Bir nur çadırı içinde oturur ve aklın” mezarların Afganlarla dolu olup, şehitlerin şehadeti ile yıkandığı için mezarın nurla kaplı olduğunu söyler. Rusların işgali üzerine ülke artık bitab düşmüştür. Ancak sonuç olarak verilen bunca şehide rağmen Rusların pes ettiğini ve silahlarının işlev yapmadığını da şiirinde anlatır:

Sevinç Çağına Doğru*

294 ZARİFOĞLU, Cahit, Şiirler s. 375. 295 a.e., s. 376.

Mezarışerif bir Afgan şehridir el atılmaz Bir nur çadırı içinde oturur ve aklın Eli yorgundur civarlarında

Rus gözü kapanır açılmaz Silahlar geceden paslanır 296

...

Bir başka mısrasında ise şair Afgan şehrini yine Mezarışerife benzetip ona düşmanın asla dokunamayacağını ifade etmiştir:

Mezarışerif bir Afgan şehridir

Düşman her şeye dokunur ona dokunamaz297

Afganistan’da yaşanan olaylara karşı hassasiyetini şiirlerine konu edinen şair, bir başka şiirinde “Orda şehitler Afgan, Derler ki gel iman armağanıyla boyan” şehitlerin hepsi Afgan’dır ve onlar şahadete erererek inancın en güzel merhalesindedirler:

Yıldızlar Üstlerinde*

Orda şehitler Afgan

Derler ki gel iman armağanıyla boyan 298

Afgan bayrağı zafer uğruna kanlarla bulanmıştır. Cennet yolunun yolcuları olan şehitler İslâm coğrafyasının gözbebeğidir. İslâm’ı yaşatmak uğruna canlarını feda etmişlerdir:

Kan sancağı

Cennet sedirlerinin basamağı Yanlarında savaş atlarının cezbesi Her biri İslâm ocaklarının gözbebeği 299

296 ZARİFOĞLU, Cahit, Şiirler, s. 377. 297 a.e., s. 377.

298 a.e., s. 387. 299 a.e., s. 387.

...

Cahit Zarifoğlu, Afganistan Çağıltısı adlı şiirinde insanları bütün varlıklarıyla savaşa çağırmakta, yıkılan sarayların yeniden inşasına, şehitlik gibi kutsal bir mertebeye yükselerek sadece sevapların yazılı olduğu defterin kalmasına ve rahmet pınarlarından nasiplenmeye şu mısralarıyla seslenmektedir:

Afganistan Çağıltısı*

Bütün azalarını harbe çağır

Sofran açılsın elin şehit ballarından asılsın

Saraylar damlar yeniden kurulsun Ağaçlar içinden akan nehre

Dalçık günde bin kere ve gecelerde

Omuzbaşlarını denetleyen defterlerden yalnız sağdaki kalsın Kalem yazsın yazsın

Küheylan bir aşık ol

Öyle yalvar ki ellerin rahmet balyalasın Kaslar şehit dalgaları ve haykıran kan Başlasın vuslat gününü toprağa

Başlasın hatırlatmaya denize kumsalını300

Afganistan’da yaşanan zulme karşı üzüntüsünü şöyle ifade etmiştir:

Şimdi üzgünüz arkadaş Yolumuza çıkmayın üzgünüz301 ... 300 ZARİFOĞLU, Cahit,Şiirler, s. 391. 301 a.e., s. 391.

1982 yılında Hama’da kanlı eylemin en şiddetlisi gerçekleşmiştir. Çocuk, yaşlı, genç demeden birçok insanın katliamına sebep olan işgalci kuvvetler şehri kana bürüyerek darmaduman etmişlerdir. Şair, “Hac yolunda bir merhale, Kalbin ve

cesedin azık yeri” mısralarında Hama’nın mübarek yollarda bir konaklama yeri

olduğunu ve iki zıt duygunun birarada olduğuna işare eder. Yani, hem kalp kadar hassas ve değerli hem de cesetlerin orda var olduğunu dile getirir. Hama’da ki tekke, zaviye, medrese ve ulemaların varlığından bahseden şair, orda birçok ulemânın yetiştiğini ve köklerini oradan aldığını söyleyerek artık o şehrin masum bakışlarında keder ve hüzün görmektedir:

Hama: Sımsıcak

Hac yolunda bir merhale Kalbin ve cesedin azık yeri

Tekkeler, zaviyeler, medreseler ve ulema Yemiş yüklü ağaçların kolları kökleri

Saf ve seven bir göz gibi bakan şehir Şimdi tüller arasına geçmiş gibi...302

...

Şair aşağıdaki mısrada işgalde ne kadar çok insanın şehit oluşuna ve her bir şehidin kâselerindeki billur Kevser sularından bahseder:

Yetmişbin şehit

Sayısınca billur kase 303

302 ZARİFOĞLU, Cahit, Şiirler, s. 407. 303 a.e., s. 407.

Hama’da yaşanan kanlı olayı ve bitmeyen savaşı Kerbela’ya benzetmiştir şair:

...

Demek bitmedi Kerbela Hama Kerbelası dehrin 304

Zarifoğlu “Daralan Vakitler” adlı şiirinde Beyrut ve Kudüs gibi önemli şehirlere değinmiş. “Yanakları saçları gözleri yanmış, Zehirli gaz

bombaları, Yılan gibi sokmuş yalamış gövdelerini, Ağızları, küçücük dilleri yanmış, Bütün Beyrut sapsarı kalmış” bu mısralarda kücücük kalplere yani

çocuklara değinen şair, herbirinin savaşta çok acı çektiklerini, öldüklerini ve Beyrut’u kişiselleştirerek insan gibi sarardığını dile getirmiş:

Daralan Vakitler

Yanakları saçları gözleri yanmış Zehirli gaz bombaları

Yılan gibi sokmuş yalamış gövdelerini Ağızları, küçücük dilleri yanmış Bütün Beyrut sapsarı kalmış 305

Şair, yaşanan bu acılar üzerine gözyaşlarının insanın içinde kan olup aktığını, birçok zavallı insanın işkenceyle öldürüldüğüne ve Yahudilerin zulümlerine, yaşattığı işkencelere şu mısralarda yer vermiştir:

Sanki ağlamak imkansız Başları

Paletlerle ezilmiş babaları

304 ZARİFOĞLU, Cahit, Şiirler, s. 408. 305 a.e., s. 409.

Yahudi doğramış analarını

Binlerce çocuk topların betonların altında306

Şair, Beyrut yaşanan zulümler karşısında gözyaşları ile Kudüs’ün yanı başında olduğunu ve aynı acıya ağladıklarını ancak Müslümanların bu zulümler karşısında sessiz kalmasına sitem etmiştir: “ Müslümanlarsa uzakta,

Sanki başka, Gelinmez bir dünyada “ yapılan zulümlere İslam coğrafyası adı

altında bulunan ülkelerin sessiz kalışı Kudüs’ün yalnızlığını bir kez daha hatırlatmaktadır:

Beyrutun gözyaşları şimdi Kudüsün yanıbaşında Müslümanlarsa uzakta Sanki başka

Gelinmez bir dünyada307

...

Şair, Filistin’in kanlar içinde olduğunu görerek şairlere serzenişte bulunmaktadır. Mürekkep kutularında Filistin’de akan kanlar bulunmaktadır. Kudüs için mücadelesini veren Filistin halkının vatanlarını koruma uğruna mücadele ederken kendi vatanlarında öksüz muamelesi gördüklerini tomurcuk yüreklere yani çocuklara el uzatılmasını içsellikle şöyle ifade eder:

Sen Filistin hokkalarını doldur kanla Şairler eğer ahın varken

Uzanırlarsa tomurcuklara güllere Her biri kanlı ateş gibi korku

306 ZARİFOĞLU, Cahit, Şiirler, s. 409. 307 a.e., s. 409.

Bir azar bir şamar olsun 308

Filistin halkının zulüm içinde olması ve insan haklarının göz ardı edilmesi üzüntü verici bir durum olmakla birlikte her evin mezarlığa dönüştüğünü vurgu yapan şair kalplerde Allah korkusunun yok olduğunu, Filistin halkının Allah’a dua etmesinden başka yapacak bir şeyi olmadığını şöyle ifade eder:

Filistin sen işine bak kar toprağını Yoğur gazabını yaradanın

Bir mezarlık kadar ölüye şahit her evin Her soluğun yeni bir can veriş

Eğer kalmamışsa kalplerde Allah sevdası Ey filistin kar kar toprağını

Yoğur gazabını yaradanın.. 309

Zulme karşı eğilen başları eleştiren şair aynı zamanda bu zulme sessiz kalanların kalplerindeki kara lekeyle gün yüzüne çıktığını, petrol veya paranın insanı hapsedip, insanların secde ettiği yerlerde dolar ve sefaletin Filistin’de gün sürdüğünü sitemli bir şekilde dile getirmiştir:

Soru İşaretlerinden Biri *

Zulümdür dinlenen başlarsa eğilmiş

Gömleğin üstüne kadar çıkmış kalpteki kara leke

Dikilsen dağların ötesini tutar elin Bir iki tank çer çöp gözüne olmuş perde

308 ZARİFOĞLU, Cahit, Şiirler, s. 410. 309 a.e., s. 410.

Petrol ya da banker sellerinde boğuluyorsun

Külçe külçe dolar ya da sefalet secden olacak yerde310

Evet, yukarıdaki mısralarda da bahsedildiği üzere Filistin’de yaşananlara sessiz kalmanın insanlık için bir imtihan olduğunu şu dizelerle ifade eder:

Filistin bir sınav kağıdı Her mü’min kulun önünde311

...

Daha önce “Hama: Sımsıcak” adlı şiirde de bahsedildiği üzere yapılan katliam sonucu birçok insan öldürülmüştür. Hama şehrinde ezan seslerini duyamayan şair’in içini bir korku bir hüzün kaplamıştır. Ezan sesinin gelmeyişi ile hüzünlenen şair bir şehrin yok oluşundan dolayı insanlar adına üzülmüştür. Onun insanlar ve insanlık adına korkmuş olması yüreğinin orda yaşananlarla bir bütün olduğunu gösterir:

Hama 1982

O sabah ezan sesi gelmedi camimizden

Korktum bütün insanlar, bütün insanlık adına312

Şair, dünya’nın dört bir yanında çocukların dünyaya geldiğini ve yeni nesillerin varlığına vurgu yapmış:

Böyle Ol Böyle Söyle*

310 ZARİFOĞLU, Cahit, Şiirler, s. 412. 311 a.e., s. 412.

Doğuyor çoçuklar Türkiye’de Cezair’de Kenya’da Eskimolar ülkesinde313 ...

Bir başka mısrada çocukların dünyaya gelişini yine bahseder şair, savaşlarda Müslüman kanları döküldüğüne, milyarlarca çocuğun büyüyüp geleceğe ışık olacağına vurgu yapmaktadır:

Şurada bir savaş var kan akıyor Şurada da. İki kere Müslüman kan

Ve milyarlarca çocuk Tarih boyunca Büyüyüp Avuçladı dünyayı Giderken Bıraktılar hep Doğuyor çocuklar Çin’de Afganistan’da 313 ZARİFOĞLU, Cahit, Şiirler, s. 446.

Türkiye’de314

...

Cahit Zarifoğlu, gerek Ortadoğu’daki çocuklar gerekse tüm çocuklar için olan hassasiyetini dizelerinde yer vermiştir. “ 1979 Aralık, Gov gözlü düşman, Girdi

ülkemize” dizelerinde Rusların ülkeyi işgal etmesinden bahsetmiş:

Afganistan Çocuklarına Şiirler Göv Gözlü Düşman

1979 Aralık Göv gözlü düşman Girdi ülkemize 315

Afganistan’ın kendi içinde hainlerin olduğunu, düşmanların girişine onların yardım ettiğini ve Ruslar ‘ın tankalarla şehre girip birçok eve, insanlığa zarar verdiğini şu sitemli sözlerle dile getirir:

Hainlerle dolu başşehir Onlar yol açtı

Düşman girdi ülkemize

Yıkıyorlar evleri Tanklarla Çullanıyorlar Aç köpekler gibi 316

314 ZARİFOĞLU, Cahit, Şiirler, s. 447

Şiirin son mısrasında yine hainlere vurgu yapan şair, halkın korku içinde yaşamakta olduğunu, buna rağmen mücadeleden de vazgeçmediklerini savaştıklarını ve düşmanları tek tek bulup öldürdüklerini şu mısralarla anlatır:

Hainler dolu başşehir Kabil korkuyla uyur Mücahit

Bir bir bulur alçakları Öldürür bir bir 317

2.2.3. ARİF AY’IN ORTADOĞU HAKKINDA BAZI ŞİİRLERİ: