• Sonuç bulunamadı

2. KIRŞEHİR MERKEZ TÜRK DEVRİ YAPILARINDA TAŞ SÜSLEME (13-14 Yüzyıl) TAŞ SÜSLEME (13-14 Yüzyıl)

2.3. Cacabey Medresesi ve Türbes

İnceleme Tarihi: Mart-2018 Çizim Numarası: 12-34 Fotoğraf Numarası: 27-66

Bulunduğu Yer: Kırşehir merkez Medrese Mahallesi / Melikgazi caddesi üzerinde yer almaktadır.

Yapım Tarihi: 1272 (KURAN, 1969: 57). Yaptıran: Emir Nureddin Cibril bin Cacabey Ustası: Bilinmiyor.

Mimari Özellikleri:

Kırşehir’in önemli simgelerinden biri olan Cacabey Medresesi, dört eyvanlı, kubbesi ayaklara oturan, kapalı avlulu medrese tipindedir. Yapının kuzeydoğu köşesinde piramidal külahla örtülü Cacabey’in türbesi bulunur. Güneybatısında da binadan bağımsız olarak inşa edilmiş minare yer almaktadır.

Yapıya plan olarak bakıldığında; giriş eyvanı daha küçük ve basık olan dört eyvanlı plana sahiptir. Kubbe güneyde iki ayağa, kuzeyde ise duvarlara oturmaktadır. Medresenin farklı boyutlarda dokuz adet sivri beşik tonozlu odası bulunmaktadır. Taç kapıdan kapalı avluya geçişte, giriş eyvanının batısında bulunan odadan merdivenlerle ikinci kata çıkılır. İkinci kattaki odada kapalı avluya bakan kapı ve küçük bir balkon yer alır. Güneydeki zemini daha yüksek olan mihraplı eyvan mescit olarak kullanılmaktadır.

Kitabesinde belirtildiği üzere medrese olarak inşa edilen yapı, işlevi değiştirilerek camiye dönüştürülmüştür. Günümüzde cami olarak kullanımı devam etmektedir. Yapının etrafı zamanla dolduğu için, ön cephesinin belli bir kısmı bir dönem toprak altında kalmıştır. (ÜLGEN, 1942: 255) Bu sebeple yapı günümüzdeki zemin seviyesinden aşağıdadır.

Yapı Kırşehir yöresine ait olan sarımtırak renkli taşlardan inşa edilmiştir. Kubbenin tepesi delik olarak düzenlenmiştir. Kubbenin delik olması ve içeride

bulunan kuyudan dolayı medresenin rasathane (gözlem evi) olarak inşa edilmiş olabileceği savı öne sürülmektedir. Semavi Eyice bu düşüncenin doğru olmadığını belirterek, kubbenin üzerinde daha önceden yıkılmış olan bir aydınlık feneri olma olasılığından bahsetmektedir. Aynı zamanda kuyuda merdiven izleri de olmaması sebebiyle yapının rasathane olamayacağını da belirtmektedir (EYİCE, 1992: 540). Kapalı avlunun ortasındaki kuyunun rasat kuyusu olup olmadığını anlamak için 1947 yılında kazı yapılmıştır. Yapılan kazı sonucunda Aydın Sayılı kuyunun boyutlarının ve derinliğinin gözleme uygun olmadığını belirtilmiştir (SAYILI; RUBEN, 1947: 673-691).

Dış cephede kuzeydoğu, kuzeybatı köşelerinde ve batı cephesi ortasında birer silindirik payanda bulunur. Kesme taş ve -yalnız doğu cephede- moloz taş malzemeden yapılan medresenin minaresi kaide haricinde tuğladan inşa edilmiştir.

Süsleme:

Yapıda süslemeler taç kapıda, payandalarda, türbenin kuzey penceresinde, türbe kapısında, ana eyvan köşelerinde ve mihrapta yer almaktadır.

Taç Kapı:

Medresenin kuzey cephesinin ortasında yer alan taç kapı cephe duvarından yüksek ve dışa taşıntılı yapılmıştır. 11.30 m yüksekliğindeki eser, Anadolu Selçuklu yapılarında sıkça karşılaşılan özellikte, mukarnas kavsaralıdır. Zemin eğiminden dolayı bir platform üzerine oturtulan taç kapı, giriş açıklığı seviyesinden yukarısı sarı ve açık kahverengi renkli taşlardan yapılmıştır.

Genel kurgu itibari ile taç kapı; basık kemerli kapı açıklığı, açıklık üzerindeki alınlıkta kitabe, hemen kitabe üzerinde yükselen mukarnaslı kavsara, ana niş köşelerinde kaval silmeler, kavsara kuşatma kemeri, yanlardan yükselerek kavsara üzerinde kuşatma kemerine dönüşen silme, kemer köşelerinde gülbezek, kemer üst kısmındaki alınlıkta kitabe ile bütün bu düzenlemeyi silme içerisine alan dıştan içe doğru kademelenen ters U şeklinde dört farklı silme ve dış köşelerdeki sütunçelerden meydana gelmektedir. Ana nişin yan duvarlarında ise

karşılıklı yan nişler ve üzerinde mukarnaslı konsollar ve panolar yer alır. Taç kapıdaki süslemeler; dış köşelerdeki sütunçeler, sütunçe kaideleri, kuşatma kemeri köşelikleri, dördüncü silmenin alt kısımları, ana niş köşeleri, yan nişler, kavsara gibi bölümlerde bulunmaktadır(Çizim 12; Fotoğraf 29).

Taç kapının dış köşelerinde yükselen sütunçeler gövdesi iç ve dışbükey olarak burmalı (sarmal) süslemeyle şekillendirilmiştir. Sütunçelerin üzerinde tek sıra badem şekillerinden oluşan mukarnaslı başlıklar yer almaktadır. Kaidelerinde ise kupa (kadeh) ve hemen altında vazoları anımsatan düzenlemelere yer verilmiştir. Bunlardan sağ (batı) kanattaki tahrip olmuş, soldaki (doğu) ise kısmen daha iyi durumdadır(Çizim 12-14; Fotoğraf 30-31).

Sol kaidedeki vazo şeklindeki6 düzenleme ortada şişkin bir gövde, alt ve

üst kısımlarında gövdeden itibaren uzanarak genişleyen kaide ve başlık bölümlerinden meydana gelmektedir. Her bölümde farklı süslemeler izlenmektedir. Gövde ortasında yatay ince bir şeritle ikiye bölünmüş, alt kısmına rumi dallarla geçmeli olarak bağlanmış palmetlerden oluşan girişik-girift bitkisel süsleme işlenmiştir. Palmetler üzerinde ve onları çevreleyen yapraklarda çok sayıda volütler bulunmaktadır. Gövdenin üst kısmında bir bölümü tahrip olmuş yazılar görülmektedir. Yazının bazı kısımlarında “Allah” kelimesi okunmaktadır. Vazonun kaidesine de tahribattan dolayı şekli tam belli olmayan, ama bitkisel olduğu anlaşılan geçmeli süslemeler işlenmiştir. Vazonun üst -ağız- kısmında ise geçmeli rumi dallar arasında volütlü bir palmet şekli sağlam kalabilmiştir. Uygulanan süslemeler zemin oyma7 tekniğinde yapılmıştır.

Taç kapının sağındaki aynı tür vazo düzenlemesi daha sadedir. Yalnızca gövdesinin altında bir miktar –soldaki örnekle benzer- bitkisel süsleme görülür. Fakat bu vazonun kaide ve ağız kısmının süslemeleri farklıdır. Ağız kısmı dilimli -dalgalı- şekildedir. Kaide bölümü de sütunçe gövdesinin devamı gibi diyagonal şekilli iç ve dışbükey silmelerden oluşur.

6 Ernst DİEZ bu vazo biçiminin bir benzerine Gürcistan’da bulunan Sanahin Kilisesi’nde de

rastlamıştır. (DİEZ, 1947: 222-223)

Bu vazolu kısmın da altında silmesi oluk ve kaval silmelerden oluşan pano şeklinde bir alan vardır. Silmeler taç kapının ön ve yan yüzünde olmak üzere köşelerde karşılıklı “C” şeklinde birleşmektedir. Silme içerisinde kalan kısım içe çökertilmiştir. Panoya benzeyen bu kısımların ortası sade bırakılmıştır.

Taç kapının en dıştaki silmesi, sütunçelerin hemen bitişiğinde başlayıp, üst kısımda yatay olarak daha ince bir alanı kaplar. Bundan sonraki silmeler taç kapı merkezine doğru içbükey olarak devam etmektedir. Her silme arasında ince yarım oluk silmeler gözlemlenmektedir. Silme yüzeyleri sade bırakılmıştır.

Dıştan dördüncü sıra silmenin alt uçlarına, iki tarafta da benzer olan ters mukarnaslı süsleme uygulanmıştır. Süsleme alta doğru cepheden çıkıntı yapan ve daralan dört sıra ters mukarnastan oluşur. En üst ve en geniş mukarnas sırasının iki yanında bademler ve ortasında motif oyma tekniğinde yapılmış, ortası boş bırakılmış aynalı kemerli kartuş (DURSUN, 2016: 271) bulunmaktadır(Çizim 16; Fotoğraf 35).8

Dördüncü silmeden sonra, dört adet kuşatma kemeri mukarnaslı kavsarayı çevreler. Renkli taşlardan yapılan sivri kuşatma kemerlerinin üst kısmında iki satırlık sülüs kitabe yazısı görülmektedir.

Kemer köşeliklerinde içerisinde geometrik süslemeler olan birer adet gülbezek bulunmaktadır. 9 Gülbezeklerden soldakinin iki yanında; sağdakinin sağ

alt ve sol üst kısmında birer kulakçık vardır. Kulakçıklar gülbezeğe geçmeli olarak birleşmektedir (Çizim 13; Fotoğraf 34).

Sol köşelikte bulunan gülbezek içerisinde oluklu şeritler farklı eksenlerde kırılmalar yapıp geçmeler halinde uzanmaktadır. Bu kırılmalarla merkezde beş kollu bir yıldız ve ışınsal düzlemde onun çevresinde beşgenler, altıgenler, altı kollu yıldızlar ve altı kollu yarım yıldızlar süslemenin temasını oluşturur.

Sağdaki gülbezek ise yine farklı eksenlerde kırılmalar yapıp geçmeler halinde uzanan oluklu şeritlerden oluşmaktadır. Bu kompozisyonda ise merkezde beşgen ve ışınsal düzlemde onun çevresinde üçgen, baklava dişi, beşgen, deltoid

8 Kartuş ters olan bu şekliyle kupa (kadeh) şeklini andırmaktadır.

ve kelebek motifleri oluşmaktadır. Gülbezek süslemeleri cepheye zemin oyma tekniğinde işlenmiştir.

Taç kapının kavsarası on bir sıra mukarnastan meydana gelmektedir (Çizim 12; Fotoğraf 32-33).

Alttan ilk mukarnas sırası sadece iki köşede dörder badem mukarnastan oluşur. Arada kalan düz yüzeye yapı kitabesinin bir kısmı işlenmiştir.

İkinci sırada belli aralıklarla beş adet izdüşümünde beşgen planlı sarkıt (püskül) bulunur. Sarkıtların diplerine merkezinde beşgen boşluk olan -en soldaki beşgen boşluksuz olmak üzere- birer beş kollu yıldız motifi işlenmiştir. Mukarnas sırasını yanlarda yelpaze dilimli, merkezde izdüşümünde yarım yıldız planlı mukarnas ve onun iki yanında birer yayvan badem mukarnas oluşturur.

Üçüncü mukarnas sırası, yelpaze dilimli, badem, yayvan badem mukarnaslardan oluşmaktadır. Merkezdeki iki yelpaze dilimli mukarnasın izdüşümünde planı yine yarım yıldız şeklindedir.

Dördüncü mukarnas sırası yelpaze dilimli mukarnaslardan oluşup, sol kısmında iki adet sarkıt vardır. Bu sıranın seviyesinde kavsaranın sağ ve sol kısımlarında birer adet kubbe benzeri küçük alanlar oluşturulmuştur. Kubbe merkezlerinde dokuz kollu yıldız biçiminde nişler vardır.

Beşinci sırada, merkezde bir yelpaze dilimi ve onun etrafında bademler sıralanmaktadır.

Altıncı sıra, büyük oranda tahrip olmuştur fakat yelpaze dilimli mukarnaslardan oluştuğu anlaşılmaktadır.

Yedinci sırada bademlerin birleşiminden oluşan kemerli nişler ve sola yakın kısımda küçük bir sarkıt bulunur.

Sekizinci sıra, tamamen yelpaze dilimli mukarnaslardan meydana gelmektedir.

Dokuzuncu sırada bademlerin birleşiminden oluşan kemerli nişler ve her birinin içine kısa boyutlu sarkıtlar yapılmıştır.

Onuncu mukarnas sırası yelpaze dilimli mukarnaslardan oluşmaktadır. On birinci sıra ise izdüşümünde yarım yıldız planlı ve dilimli niş formunda düzenlenmiştir.

Kavsaranın hemen altında yapının iki satır halinde Selçuklu dönemi kitabesi bulunmaktadır. Onun altında da İlhanlı (Ebu Said Bahadır Han) dönemine ait olduğu sanılan üç satırlık Farsça kitabe bulunmaktadır (KURAN, 1969: 57).

Yapıya giriş bir basık kemerli açıklık ile sağlanmaktadır. Basık kemer renkli taşlarla zıvana geçmeli olarak düzenlenmiştir. İki renk taşlar birbirine küçük yarım daireler şeklinde geçmeler yapmaktadır. Girişin iki yanında mukarnaslı konsollar bulunmaktadır. Bu konsollar yukarıya doğru yükselen dört sıra mukarnastan oluşmaktadır. İlk mukarnas sırası yayvan badem, ikinci sıra yelpaze dilimli, üçüncü ve dördüncü sıra ise ikişerli birleşik bademlerden oluşur ( Fotoğraf 41).

Taç kapı kavsarası üç sıra mukarnaslı bir altlığa oturmaktadır. Bu mukarnas ana nişin iki yanında ve bir miktar da ön cephede devam etmektedir. İlk sırada bademler, ikinci sırada yelpaze dilimli ve izdüşümünde beşgen planlı mukarnaslar vardır. Üçüncü sırada ikili birleşik badem nişleri ve izdüşümünde yarım yıldız planlı dilimli nişler görülmektedir (Fotoğraf 41).

Ön cepheye bakan mukarnaslı alan karşıdan bakıldığında sütun başlığını da andırmaktadır. Bu kısmın altında bitkisel süslemeli alanlar mevcuttur. Süsleme palmet, yaprak ve rumi dalların birbirine birleşmesinden oluşan girişik-girift bir kompozisyona sahiptir. Taç yapraklarla silme içine alınan palmetler üzerinde volütler bulunur. Palmetlerin dibinden uzanan dallar birer kıvrımlı yaprakla sonlanır. Zemin oyma tekniğinde yapılan süsleme oluklu bitkisel hatlara sahiptir(Çizim 15; Fotoğraf 38).

Anadolu Selçuklu taç kapılarında ana niş köşelerinde yaygın görülen sütünce uygulamaları yerine Cacabey Medresesi taç kapısında iç ve dış bükey oyma ile kaval-oluklu silmeli süslemeye yer verilmiştir. Bu kaval silmeler orta noktada düğüm yaparak aşağıdan içe doğru dönüş yaparak tekrar üstte birleşmektedir ( Fotoğraf 36).

Ana nişin köşelerinde, yukarıda bitkisel süslemeli alanın yan kısımlarında birer küre bulunmaktadır. Küreler alana üç boyutlu olarak yerleştirilmiştir.

Küreler zemin oyma tekniğinde geometrik motiflerle süslenmiştir (Çizim 15; Fotoğraf 39).

Sağdaki kürede oluklu şeritler farklı eksenlerde kırılmalar yaparak geçmeler halinde merkezde sekiz kollu yıldız motifi oluştururlar. Bu yıldız etrafında ışınsal düzlemde uzanan üçgen ve düzensiz altıgen şekilleri oluşmaktadır.

Soldaki küre, oluklu şeritlerden meydana gelen bitkisel ve geometrik süslemeyi bir arada verir. Merkezde yine sekiz kollu yıldız biçimi oluşacak şekilde palmet ve rumi dalları geçmeli olarak birleşmektedir. Yıldızın çevresinde ışınsal düzlemde motifler bir palmet ve iki rumi dalı şeklinde yan yana sıralanmaktadır.

Taç kapı ana nişinin iki yanında birer yan niş örneği bulunmaktadır. Yan nişler sivri kemerli olup beş sıra mukarnaslı kavsaraya sahiptir. Mukarnasların ilk dört sırası yelpaze dilimli, en üst sıra ise izdüşümünde yarım yıldız planlı ve dilimli niş formundadır. Yan nişin iki yanı ve kemer kısmı oluk silmelerin arasına yerleştirilen kalınca kaval silme ile çevrelenmektedir. Nişin içerisinde bulunan üç oyuk bu kısmı dilimli gibi göstermiştir. Oyuklar alt ve üstte birleşik ikişerli badem mukarnaslı niş ile sonlanır (Çizim 17; Fotoğraf 41).

Yan nişlerin üst kısmında ortası boş dikdörtgen pano şeklindeki alanlara geometrik süslemeler işlenmiştir. Girişe göre soldaki (doğu) kompozisyon, farklı eksenlerde kırılmalar yaparak ilerleyen oluklu şeritlerin birbirlerine geçmeler yapmasıyla oluşmaktadır. Bu şeritlerden kalan boşluklarla merkezde on iki kollu oluşur. Onun da çevresinde ışınsal düzlemde deltoid, beş kollu yıldız ve düzensiz altıgen motifleri temayı oluşturur. Motifler geçmeli olarak birbirlerine birleşerek tekrar etmektedir (Çizim 18; Fotoğraf 41).

Girişe göre sağdaki (batı) panoda ise kompozisyon birbirine geçme yapan aynı boyuttaki sekizgenlerden oluşmaktadır. Oluklu şeritlerden oluşan motiften boş kalan alanlarda altı kollu yıldız, altıgen ve kelebek şekilleri oluşmaktadır. Orta kısımdaki boş alan yüzeyden daha çukur olarak sade bırakılmıştır. Motifler zemin oyma tekniğinde yapılmıştır (Çizim 19; Fotoğraf 40).

Cephe Süslemeleri:

Medresenin kuzey doğu, kuzey batı köşelerde ve batı cephenin ortasında olmak üzere üç adet payandası vardır. Bu payandaların üçü de silindirik olup üst kısımları birer külahla sonlanır. Her bir payanda farklı boyuttadır. Köşelerdeki payandaların dörtte biri duvara gömülüyken cephe ortasındaki payandanın yarısı duvara gömülüdür.

Payandalar yatay olarak üç eşit parçaya bölündüğünde, altta kalan üçte birlik kısımları süslemelidir. Her payandanın taş süslemesi farklıdır.

Kuzey doğu köşede türbeye bitişik olan payanda en kısa boyutlu olanıdır. Payandanın alt kısmında, köşeleri pahlı kare bir kaideden sonra çapraz eksenlerde zikzaklar çizerek ilerleyen yuvarlak satıhlı şeritlerin geçmeleriyle oluşan geometrik bir süsleme vardır. Şeritlerin ilerleyişinden meydana gelen boşluklar dikdörtgen şekilli olup uzun ve kısa kenarlarında üçgen formları oluşmaktadır (Çizim 20-21; Fotoğraf 42).10

Kuzey batı köşede bulunan payanda en uzun boyutlu olanıdır. Payandanın alt kısmında bir önceki örnekle aynı türde olan köşeleri pahlı kare kaide bulunmaktadır. Payandanın alt kısmında dikey düz hatlardan oluşan silmeler - yivler- görülür.11 Bu kısım dilimli olarak düzenlenmiştir. Bir kaval, bir “V” şeklinde çıkıntı yapan silme yan yana sırasıyla uygulanmıştır (Çizim 20-21; Fotoğraf 43).

Batı cephe ortasındaki orta boyuttaki payandanın yarısı duvara gömülüdür. Yine aynı tür kaideye sahip payandada yuvarlak satıhlı iç ve dışbükey şeritlerle oluşturulmuş zikzak motifleri görülmektedir.12 Dikey olarak uzanan

kaval silme biçimli zikzaklar üç defa kırılma yapmaktadır. Zikzaklar yüzeyde yan yana kaval-oluk silme şeklinde sıralanmıştır (Çizim 20-21; Fotoğraf 44).

10 Buradaki çapraz eksenli geometrik şekillerden oluşan süslemenin bir benzeri Osmanlı

Döneminde yapılmış olan (1410) Edirne Üç Şerefeli Camisi’nin batı cephesindeki minare üzerinde görülmektedir.

11 Bu dikey silmeler 13. yy’a tarihlendirilen Antalya Yivli Minare Camisi’nin minaresinde de

görülmektedir.

12 Yine bu kısımdaki zikzak süsleme şeklinin bir benzeri de Edirne Üç Şerefeli Camisi’nin

kuzeybatı köşesindeki minare üzerinde görülmektedir. Süsleme burada sarmal şekilde devam eder. Fakat taş üzerine derin olarak yapılması bakımından benzerdir.

Süsleme olarak bir diğer özellik, cephelerin bazı kısımlarındaki “U” şeklinde uzanan silmelerdir. Bu silmeler: kuzey cephede taç kapı ve kulelerin arasındaki boşluklarda ve batı cephedeki iki kule arasında kalan boşlukta görülmektedir. Silmeler bir kaval ve oluk silmeden oluşmaktadır ( Fotoğraf 45).

Cepheleri hareketlendiren bir diğer unsur (dolu boş) den-danlardır.13 Den-

danlar kuzey cephe haricinde doğu ve güney cephenin bir kısmını, batı cephenin de tamamını dolaşmaktadır. Den-danların her biri üst kısımda sivrilen dikdörtgen taş bloklardan oluşur.

Yapıda batı cephede dört, doğu cephede iki adet olmak üzere altı çörten bulunmaktadır. Çörtenler genel olarak sade özellikler göstermektedir.

Son olarak medresenin güneybatı köşesindeki minaresinin kaide bölümü taş malzemeden inşa edilmiştir. Kare kaide pahlanarak üst kısımda sekizgene dönüşmektedir. Yerden yüksek olan girişin üst kısmı sivri kör kemer ve sade alınlıkla hareketlendirilmiştir. Kapının da üzerinde, tuğla malzemeli alana geçilmeden önce minareyi çepeçevre saran silmeli bir bölüm bulunmaktadır. Silmeler yarım oluk biçimlidir.

İç Süslemeler:

İç kısımda süsleme bakımından mihrap, ana eyvan girişindeki boğumlu sütunlar, oda girişleri incelenecektir. Türbe girişindeki süsleme kendi başlığı altında incelenecektir.

13 Yapı dış cepheleri ya da kale surlarının üst kısımlarının bir dolu bir boş bırakılmasıyla

Mihrap:

Medresenin mihrabı ana eyvanın güney duvarının ortasında yer alır. Mermer malzeme ile yapılmıştır.14 Mihrap genel olarak sade olup sağ alt

köşesindeki süslemelerin yarım bırakıldığı anlaşılmaktadır. Mihrap ana nişi yarım çokgen formundadır (Çizim 22; Fotoğraf 47).

Mihrabın silmeleri biri haricinde ters “U” şeklindedir. Silmeler çevreden merkeze doğru içbükey olarak devam etmektedir.

En dışta bir oluk ve ters “U” şeklinde olmayan kaval silme vardır. Bu kaval silmenin sadece sağ alt köşesinde yatay düzlemde uzanan yuvarlak satıhlı zikzak motifleri görülür.

Daha sonra dıştan içe doğru devam edildiğinde dar boş bir silme görülür. Bundan sonra daha geniş bir silme bulunmaktadır. Bu silme yine sadece sağ altta bitkisel olarak süslenmiştir. Süsleme oluklu satıhlara sahip rumi dallarının ve palmetlerin birbirine geçmeler yaparak birleşmesiyle meydana gelir. Girişik-girift süslemenin bazı noktalarında volütlerin olduğu anlaşılmaktadır (Çizim 24; Fotoğraf 51).

Bahsi geçen silmeden sonra kaval şeklinde bir silme bulunur. Silmenin sağ alt köşesinde üzerinde yuvarlak satıhlı olarak işlenmiş zikzak motifi görülmektedir.

Bitkisel süslemeli silmeyle aynı genişlikte olan bir sonraki silme -sadece sağ alt köşede- geometrik süslemelidir. Silme süslemesi, farklı eksenlere doğru ilerleyen oluklu şeritlerin kırılmalar yapmasıyla meydana gelen beşgen ve onun çevresinde ışınsal düzlemde devam eden üçgen, altıgen, beşgen ve baklava dişlerinden oluşmaktadır (Çizim 24; Fotoğraf 51).

Ardından içe doğru yarım oluk silme ve boş bir silmeyle mukarnas köşeliklerine ulaşılır. Mukarnas üstünde silme içerisinde bir yazı sırası bulunur.

Mihrabın kavsarası konik yarım prizma formunda yedi sıra mukarnastan oluşmaktadır. Alttan ilk sırada düz yüzeyler görülürken, ikinci sırada badem ve izdüşümünde yarım yıldız plandan oluşan mukarnaslar vardır. Üç, dört ve altıncı

14 Anadolu mihraplarında kesme taş 12. yy.’ın ikinci yarısından 13. yy. ortalarına kadar yoğun

sıralar yelpaze dilimleriyle, beşinci sıra ise bademlerin birleşmesinden oluşan nişlerle şekillendirilmiştir. Son ve en üst sıra ise izdüşümünde yarım yıldız planlı dilimli bir nişten meydana gelir (Çizim 23; Fotoğraf 48).

Mihrap kavsarası iki adet burmalı gömme sütuna oturmaktadır. Sütunların üst üste ikişer korint başlığı vardır. Başlıklardan alttaki daha küçüktür. Bu küçükbaşlık sadece akantus yapraklarından oluşurken, üstteki başlıkta hem akantus yaprakları hem de üzerinde yan yatmış volütlü “S” şekilleri vardır. Sağdaki sütunun en üst kısmına bu “S” şekillerinin yerine yan yana rumi dallarla çerçevelenen palmet sırası yerleştirilmiştir (Çizim 25; Fotoğraf 49-50).

Boğumlu Sütunlar:

Ana eyvan kemerinin oturduğu köşelerde bulunan bu sütun örneklerinin ikisi de benzer tipte yapılmıştır. Sütunların daha çok fonksiyonel amaçlı değil, süsleme amaçlı yapıldıkları anlaşılmaktadır. Üç sıra mukarnaslı başlığa sahip sütunların gövdesi beş bölümden oluşmaktadır. Taç kapıda bulunan vazo şekli burada da karşımıza çıkmaktadır. En alttan yukarıya doğru vazo, küre, vazo, süslemeli büyük küre ve vazo şeklinde sıralanmaktadır. Büyük küre haricinde diğer bölümler sade bırakılmıştır ve bazı elemanlar da tahrip olmuştur (Çizim 26; Fotoğraf 52-53).

Büyük küre üzerinde girişik-girift bitkisel süslemeler görülmektedir. Taç yapraklarla çevrelenmiş palmetin ucundan iki yana uzanan dallarla ters verilmiş palmetler bulunmaktadır. Uçlardaki ters palmetlerin orta yaprağı volütle sonlanmaktadır. Bu palmet sırası yan yana kendini tekrarlayarak devam etmektedir. Alt ve üst kısımlarında da volütlü dallar görülmektedir (Çizim 27;

Benzer Belgeler