• Sonuç bulunamadı

2. GAZELLERİN İNCELENMESİ

2.13. Bursalı Rahmî (ö. 1567-68)

Bursa’da doğmuştur. Defterdar İskender Çelebi ve İbrahim Paşa’nın himayesinde bulunmuştur. Henüz çok genç yaşta Kanuni’nin oğlunun (Şehzade Mustafa) sünnet düğünü sırasında padişaha şiirlerini sunmuştur. Kasidelerinde padişahtan görev beklentilerini dile getirse de, bu isteği yerine gelmemiştir. İskender Çelebi ve İbrahim Paşa’nın ölümü üzerine iyice sahipsiz kalmıştır.

Şehzade Selim’e yazdığı bir kaside ile ömrünün sonuna doğru müderrislik görevine getirilmiştir.

Dîvânının varlığı yakın zamana kadar bilinmemekteydi. Gazelleri66

Rahmî’nin çalışmamız kapsamına giren gazelleri toplam 4 tanedir. Bunlardan 1’i İçün, 1’i İster, 2’si Eyle redifiyle yazılmıştır. İster redifli gazeli çalışmamıza dâhil

65 Şairin hayatıyla ilgili bilgiler, Mustafa Erdoğan’ın hazırladığı “Bursalı Rahmî Dîvânı”ndan ve Fatih Tığlı’nın TDV İslam Ansiklopedisi’ndeki “Rahmî” maddesinden alınmıştır. Bkz: Mustafa Erdoğan,

Bursalı Rahmî Dîvânı, T.C. Kültür ve Turizm Bakanlığı Kütüphaneler ve Yayınlar Genel Müdürlüğü,

Ankara, 2017; Fatih Tığlı, “Rahmî”, TDV İslam Ansiklopedisi, Cilt: 34, 2007, s. 421-422.

66 Çalışmamıza konu olan gazellerin tamamı Mustafa Erdoğan’ın hazırladığı Bursalı Rahmî Dîvânı’ndan alınmıştır.

73

olamamıştır. Ayrıca, belirlenen redifler arasında bulunmasa da, Rahmî dîvânında şairin maksadını ifade eden rediflerden olduğunu düşündüğümüz “İstemem” redifleriyle yazılmış gazeli de çalışmamız kapsamına dâhil ettik. Böylelikle toplam sayı beş olmaktadır.

“İçün” Redifli Gazeli

İçün redifli altı beyitlik gazelin, yalnızca ilk beyti çalışmamızın konusuna dâhil olabilir niteliktedir. Beyti aşağıda inceledik.

1) “Çek elifler sînene kadd-i bülend-i yâr içün Dâg-dâr ol lâle-veş bir âteşîn ruhsâr içün” Günümüz Türkçesi:

“Elifler çek sinene uzun boylu yâr için Yara bere içinde ol bir lâle renkli yanak için”

Âşıklar, vücutlarına sevgililerine olan aşklarını ispat için ve acı çekmek için yaralar açarlar. Bu işleme “elif çekmek” denir. Bu, gerçek âşığı sahtesinden ayırmaya yarar.67 Sahte âşık, sevdiği için canına zarar veremez, bu dünyevî acıya katlanamaz.

Şair, lale renkli yanağa sahip sevgilisi için vücudunda açtığı yaraların çoğalmasını istiyor. Esasında bu beyit, bir tavsiye beytidir. Âşık yalnızca kendisi için değil, sıradan bir âşığın bile, sevdiği için kendinden geçebilmesini istiyor. Vücudundan, rahatından vazgeçemeyecek kişileri gerçek âşıklardan ayırt etmenin yegâne yolu olan “elif çekme”yi tavsiye ediyor.

“Eyle” Redifli Gazelleri

Eyle redifli gazellerden biri olan, aslında “Seyreyle” redifiyle yazılmış gazel çalışmamız kapsamına girememiştir. Diğer gazeli aşağıda inceledik.

Gazel 1

“Eyle” başlığında değerlendirdiğimiz gazellerin ilki aslında “terk eyle” redifiyle yazılmıştır. Bu gazel, başlı başına şairin görüşlerini yansıttığından beş beytin beşini de buraya almayı ve günümüz Türkçelerini vermeyi uygun bulduk.

74 1) “Nasîhatüm sana zâhid riyâyı terk eyle Götür ‘asâyı bu tâc u kabâyı terk eyle” Günümüz Türkçesi:

“Zahid, sana nasihatimdir riyayı terk eyle Götür asayı, bu tacı ve abayı terk eyle” 2) “Murâd menzilini rahş-ı himmetünle alup Semend-i çarh gibi bâd-pâyı terk eyle” Günümüz Türkçesi:

“Murad edilen yolu yardımlarının atıyla geçip Felek gibi dörtnala giden atı terk eyle”

3) “Kalender ol ışık ol pâ-bürehne abdâl ol Cihân didükleri köhne sarâyı terk eyle” Günümüz Türkçesi:

“Kalender ol, ışık ol, yalın ayak abdal ol Cihan dedikleri yıkık sarayı terk eyle [vazgeç]” (İlk mısrada çeşitli derviş grupları zikredilmiştir”) 4) “Mesîh gibi dilersen makarrun ola semâ Tecerrüd üzre olup mâ-sivâyı terk eyle” Günümüz Türkçesi:

“Dilersen gökyüzü meskenin olsun İsa gibi

Dünya nimetlerinden uzaklaş gereksiz şeyleri terk eyle” 5) “Riyâ degüldür işit pend-i Rahmîyi zâhid

Kabâyı terk idüben bûriyâyı terk eyle” Günümüz Türkçesi:

“Ey zühd, riya değildir [sözlerim] Rahmî nesihat verir Cübbeyi terk et, hasırı terk et”

Bu beyitteki “hasır” kelimesinin, kişinin isteklerinin devlet erkânına iletmekte, onlara iletirken dikkat çekmekte kullandıkları hasır olduğu düşünülebilir. Hasırı terk eyle, dünyadan bir şey bekleme, cübbeyi terk eyle ise makam ve mevkiden vazgeç demektir.

75

Gazel genel manada açık bir yapıya sahip olduğundan beyit beyit açıklamaya gerek duymadık. Tasavvufî görüşün etkisiyle, dünyadan el etek çekmeyi, dünyaya dair şeylere karşı istek beslememeyi tavsiye eden bir nasihatnamedir bu gazel.

“İstemem” Redifli Gazeli

İstemem redifli gazelin baştan sona şairin dünya malında gözü olmadığını ifade eden beyitler içerdiğini söyleyebiliriz. Söyleyiş ve anlam bakımından gazelin tamamını yansıttığından dolayı altı beyitlik gazelin iki beytini buraya alıp inceledik.

4) “Her visâlün âhiri ‘âlemde ger hicrân ise Âteş-i fürkat hakıyçün vasl-ı cânân istemem” Günümüz Türkçesi:

“Her kavuşmanın sonrası bu âlemde eğer hicran ise

Ayrılık ateşine yemin olsun ki sevgiliye kavuşmak istemem”

Âşık elbette sevgiliye kavuşmak ister. Ancak bunun sonunda ayrılık bekliyorsa, âşık kavuştuğu sevgiliden ayrılmaya dayanamayacağı için, kavuşmayı da istemez. Hâlihazırla zaten ayrıdır fakat bu ayrılık kavuştuktan sonraki ayrılık kadar canını acıtmaz âşığın.

6) Mûr-veş âhir mukarrer meskenümdür zîr-i hâk Rahmiyâ ‘âlemde evreng-i Süleymân istemem Günümüz Türkçesi:

“Sonumuz karınca gibi toprağın altıdır

Ey Rahmi [Öyleyse] âlemde Süleyman’ın tahtını istemem”

Esasında bu beyitte de bir ayrılık söz konusudur. Süleyman’ın tahtına sahip bile olunsa, sonunda ondan ayrılacaktır insan ve altı karıncalarla, böceklerle dolu toprakta yatacak, tahtı orası olacaktır. Öyleyse bu dünyada Süleyman’ın tahtına kavuşmak nedendir?

Bursalı Rahmî Hakkında Sonuç:

Rahmî’nin çok sade bir dili vardır. Gazellerinde, incelemelerimiz sonucunda görüldüğü üzere bu sadeliği kullanmış ve her gazelinde sevgiliye ulaşma çabasından,

76

dünya nimetlerinden el çekmekten bahsetmiştir. Rahmî, hayatında yer verdiğimiz üzere, belli bir zamana kadar aldığı himmetlerle yaşamış, hayatının sonuna doğru müderrislik yapmış, az bir meblağ ile geçinmeye çalışmıştır. Gazellerindeki dünya malını önemsemeyişin, şairin kendi hayatının yansıması olduğunu söyleyemeyiz. Zira siyasî meseleler yolunda gitse, himayesinde bulunduğu paşalar sağ kalmayı başarabilse, hiç şüphesiz Rahmî sadece şiir yazarak ömrünün sonuna kadar geçinebilecek, hatta geçimden de öte, belki lüks içinde bir yaşama kavuşabilecekti.

Dünya malından el çekmekten, Süleyman’ın tahtında gözü olmadığını belirmekten dem vuran şiirlerini şairin ne zaman yazdığını bilmiyoruz. Bu şiirleri yazarken iktidarı elinde bulunduranlara yakın olup olmadığı bugün için meçhul. Hülasa, bu şiirlerle şairin kendisini yansıtıp yansıtmadığını tam manasıyla anlamamız mümkün değildir.

Redifleri maksat bildiren gazelleri şairin bir geleneği devam ettirmekte kullandığı söylenebilir. Dîvân şiiri, dünya malından el çekmeyi öven şiirlerle doludur. Bizim görüşümüze göre Rahmî, bu şiirlere katkıda bulunmuştur.