• Sonuç bulunamadı

BU KALE BENİM BAĞRIMI YAKAR!

Belgede KANUNİ SULTAN SÜLEYMAN (sayfa 136-144)

A

radan yıllar geçti. Ömrünün son dönemle-rine pek çok fetih sığdıran Sultan Süleyman artık ya lanmı tı. Yetmi bir ya ındaydı. Tek korkusu, rahat dö eğinde can vermekti. Sava meydanların-da, kılıç akırtıları, top sesleri ve mehter nağmeleri arasında son nefesini vermek istiyordu. 1566 yılı Mayıs’ında çıktığı Zigetvar Seferi’nden bir muradı da bu olsa gerekti.

Bütün stanbul yollara dökülmü , “ Padi ahım çok ya a!” diyerek uğurluyordu ya lı padi ahı.

Artık bembeyaz olmu sakalları ile beyaz elbisele-ri içindeydi. Onu böyle at üstünde dimdik gören halkın co kusu görülmeye değerdi. Oysa hekimler birkaç gün evvel, “Efendimiz, sarayın kapısından

Mu tu Fetih Kitapları 128

bir arabayla çıksanız...” diye yalvarmı lardı. Fakat Sultan Süleyman, “Halkım beni hep at üstünde gördü. Şimdi araba içerisinde görürlerse yürekleri yanar.” diyerek geri çevirmi ti bu önerileri.

Muhte em Süleyman ve ordusu Macaristan yolunda aheste aheste yol alıyordu. Yağmur yine tüm cömertliğiyle yağıyor, yollarda olu an

sel suları ordunun ilerleyi ini yava latıyordu. Tam 40 yıl önce devlete kazandırdığı Macaristan’a gider-ken hayatının bütün safhaları da daha dünmü gibi hafızasından akıp geçiyordu. Selim hariç çocuk-larının hepsi ölmü tü. Sevgili e i Hürrem çoktan ebedi âleme göçmü tü. Çocukluk ve delikanlılık dönemleri, dedesi Beyazıt Han, babası Yavuz

Sultan Selim Han, büyük annesi Gülbahar Hatun ve annesi Hafsa Sultan’la hatıraları zihninde yer bulmak için sanki yarı ıyorlardı.

Artık nefes almak bile yorgun vücu-duna yük gibiydi. “Olmaya devlet cihanda bir nefes sıhhat gibi” dizesiyle dile getirdiği duyguları

Mu tu Fetih Kitapları 130

ya ıyordu imdi. Sefere çıkmadan önce Sadrazam Sokullu Mehmet Pa a, padi ahın hasta ve yorgun hâlini görünce:

– Sultanım, ümmete sayısız zaferler hediye etti-niz. Ömrünüzü dine hizmete vakfettietti-niz. Bu sefe-rin zorluklarına bu ya ta katlanmanız reva mıdır?

Siz, stanbul’da kalıp idareye devam ediniz. Biz vezirler ve pa alarla sefere i tirak edelim. Gözünüz arkada kalmasın, deyince koca hünkâr birden ayağa kalktı:

– yi dinle Sokullu, diye gürledi… Bu vasiye-timi, benden sonra gelecek nesle de aktar! Bir padi-ah, daima askerleri ile birlikte sefere çıkmalıdır.

Padi ahını, yanında gören askerin azmi artar.

Dü man ise, padi ah cephede iken kar ısındaki orduyu çok güçlü görür, cesareti kırılır. Harbi kazandıran manevî kuvvettir. Bizlerin çocuk ya -tan beri devlet idaresinde sayısız tecrübemiz vardır.

Seferlerde bu tecrübeye acil ihtiyaç olan durumlar meydana gelebilir. Bu sebeple, ya lı olmama rağ-men sefere i tirak edeceğim!

Koca Hünkâr’ın gözleri nemlenmi , sesi titre-meye ba lamı tı. Gözündeki ya ları gizleyerek:

– Sarayda kalıp, ba yastıkta ölürsem, yarın mah er gününde fatih cedlerimin huzuruna hangi yüzle çıkarım, deyince Sokullu Mehmet Pa a, yal-nızca “Karar padi ahımızındır” diyebilmi ti.

Padi ah ağır hastaydı. Yalnızca ehirlerden geçerken atına biniyor, bunun dı ında özel ara-basında hekim kontrolünde istirahat ederek yol alıyordu. Yağmur dinmeksizin yağıyordu. Ağır top arabaları sağanak yağmurdan artık bir bataklığa dönmü , yolda çamura saplanmı tı. Atlar, katırlar ve öküzlerle bataklığı a maya çalı salar da bu uğra beyhudeydi. Kanuni öfkelenmi ti:

– Vezirlerim, pa alarım, komutanlarım… Hepi-niz top arabalarına omuz verin!

Hepsi bir nefer gibi üzerlerindeki ağırlıkları atıp bataklığa girdiler. Top arabaları “Ya Allah!” nida-ları arasında bataklıktan çıkarıldı. Padi ah seferler-de yanından ayırmadığı tarih yazıcısına dönerek:

– Yaz, dedi. Gelecek nesiller ibretle okusunlar!

Kanuni’nin pa aları ve vezirleri bataklığa girdi.

Top arabalarına omuz verdi. Bir facia Allah’ın izni ile böylece atlatıldı.

Eğri mevkiine varıncaya kadar seferin nereye ol-duğu açıklanmamı tı. Nihayet 1566 Ağus tos’unun 5’inde Zigetvar önlerine varılmı ve ku atma ba -lamı tı. Kale zorlu çıkmı tı. Şiddetle kar ılık veri-yordu.

Sultan Süleyman, ku atma sırasında ağırla tı.

Hastalığa direniyor, kalkmaya çalı ıyor ama sonra-sında yıkılıp kalıyordu. Canı gibi sevdiği ordusunu kumanda edemez olmu tu. Hasta yatağında sık sık Sokullu Mehmet Pa a’yı yanına çağırarak bilgi alıyordu. Sava ın iddetlendiği bir anda Sokullu Mehmet Pa a padi aha gelerek:

– Sultanım, top sesleri sizi rahatsız eder, acaba otağınızı biraz geride kursak nasıl olur, diyecek oldu.

Padi ahın Sokullu’ya tepkisi sert oldu:

– Sen ne söylersin lala? Top sesleri bize ninni gibi gelir. Biz barut dumanları arasında ömür geçirdik. Allah kuvvet verse de asker kullarımın arasında kılıç sallasam.

Kalenin fethi uzadıkça Kanuni’nin öfkesi büyü-yor ve öyle haykırıbüyü-yordu:

132

– Bu kale benim bağrımı yakar. Giydirin libas-larımı, verin kılıcımı! Yeniçeri kullarımla cepheye atılmak isterim!

Durumu haber alan vezirler otağa ko arak padi ahı sakinle tirmeye çalı tılar.

Dı arıda kıran kırana bir mücadele devam edi-yordu. Padi ahın sabırsızlığı artıyor:

– Bu ocak hâlâ yanmakta devam edecek mi?

Hâlâ zaferi müjdeleyecek olan davul seslerini i it-meyecek miyim, diye soruyordu.

Kalkıp abdestini tazeledi. ki rekât namaz kıl-dıktan sonra ellerini açtı:

– Allah’ım. Nice süredir, yeryüzünü zaferler-le karde lik ve yakınlığımın mührü yaptın. Ger-çekle meyen duam ve emelim kalmadı. Bana imdi Habibinin (sallallahu aleyhi ve sellem) hürmetine

ehitlik saadetini ve sonra mübarek Cemalini gör-meyi nasib et…

Sultan Süleyman namazdan sonra fenala tı.

Artık son yolculuk vaktinin geldiğini hissediyordu.

Ba ında yirmi dört saat Kur’ân-ı Kerim okunması-nı emretti. Kendisi de dudaklarıokunması-nı kıpırdatarak

Mu tu Fetih Kitapları 134

Kanuni döneminde Osmanlı Devleti’nin Sınırları

Hafız’a e lik ediyordu. 5 Eylül’de dı kalenin fetih haberini alınca çocuklar gibi sevindi. Dua ve

ükürden sonra emretti:

– Tez iç kale fetholuna!

ç kale de fethedildi. Ancak zaferi görmeye ömrü vefa etmedi. Fethe birkaç saat kala fani haya-ta gözlerini yumdu. Şimdi ebedî bir sefer ba lıyor-du Cihan Hükümdarı için. Tahtsız, tacsız; an ve

öhretten uzak bir sefer…

Belgede KANUNİ SULTAN SÜLEYMAN (sayfa 136-144)

Benzer Belgeler