• Sonuç bulunamadı

Đlk cam Boncuklar pişmiş topraktan oluşturulan çekirdek kütlenin camsı bir sıra batırılıp, küçük destekler üzerinde pişirilmesiyle yapılmıştır. Pişmiş topraktan yapılmış sırlı ve sırsız boncuklar daha sonraki dönemlerde de üretilmeye devam etmiştir (Kaygaz, 2007:166).

Cam tarihi üzerinde yapılan değerlendirmeler, camcılığın kaynağının Akdeniz ve Çevresi olduğunu göstermektedir. Gerçekte cam üretimi için temel malzeme olan kum ve odunun bulunduğu her yerde, genel bir ilke olarak camcılık yayılmıştır. Binlerce yıllık geçmişleriyle bugüne kadar yaşayarak gelebilen ilginç endüstriler arasında yer alan camın, tasarım tarihi içinde çok özel bir yeri vardır. Çünkü cam kum, kireç, soda gibi birkaç malzemeyi özel fırın veya potalarda 900–1000 derenin üzerinde eritip, malzeme su gibi akıcı duruma gelince uygun araçlarla alınıp soğutularak biçimlendirilir.

Soğuyup katılaşan bu madde, sonuçta saydam ya da renkli ama pırıl pırıl bir cam boncuk biçimini almaktadır (Küçükerman, 1991: 78).

Cam boncuk yapımı, tarih içinde kullanılmış olan cam teknolojileri arasında, tasarım bakımından çok önem taşıyan özel bir endüstriye ve çok yaygın bir ürün grubuna temel olmuştur. Aslında tarih boyunca sayılamayacak kadar çok değişik türde cam boncuklar tasarlanmış ve üretilmiştir. Bütün boncukların ortak yanı ortasında yer alan delikleridir. Boncuğun ipe dizilerek kullanılması için gerekli olan bu delik aslında boncuğun üretilmesini sağlayan bir sonucu veya başlangıcı olmasıdır (Küçükerman, 1991: 78).

Bir halk sanatı olarak devam ede gelen boncukçuluğun Đzmir Cumaovası Görece Köyünde, Kemalpaşa ilçesi, Kurudere Köyünde, Karabağlar, Kadifekale, Örenköy ve Bodrum Boncukköy’de bazı ustalarca uygulandığı belirlenmiştir. Boncuk ocağı adı verilen yarım küre biçiminde ocağın gövdesi, ateş tuğlasıyla örülmüş ve sıvanmıştır. Altındaki ateşlikte odun yakılarak ısıtılan ocağın üzerinde ya çeşitli renkte cam eritmek ya da sıcak boncukları dinlendirmek için tasarlanmış çeşitli büyüklük ve yükseklikte derin çanaklara benzeyen “yatak” olarak isimlendirilen potalar vardır. Bu ocağın çevresinde ustalar oturarak çalışmaktadır. Her usta bir elinde merdan adı verilen bir ucu sivri demir çubuk ve bir elinde demir olarak isimlendirilen eğeye benzeyen dikdörtgen biçimli bir tür kalıp işlevi gören bir demir parçası tutmaktadır. Sıcak macun biçimine dönüştürülmüş cam eriyiği pota içerisinden merdan çevresine halka biçiminde dolandırılarak alınmaktadır. Demirden yapılmış tezgâh rayın üzerine oturtularak, merdan ucundaki cam kitlesi henüz yumuşakken istenilen biçimde demirle

şekillendirilmektedir. Tek renkle yapılan bu boncukların yanında iki ve üç renkli yapılan göz boncukları da benzer işlem basamakları ile başlanmakta, ancak daha çok, cam macunu ve lacivert renkli cam dışında beyaz ve boncuk mavisi cam yanı sıra daha büyük boyutlu merdan ve demir kullanılmaktadır (Barışta, 2005: 157).

Anadolu cam geleneğinin bu ünlü ürünlerinin yapımında genellikle büyük bir yatırım ve donatım gerekmediği görülmektedir. Cam ustasının, binlerce yıldan beri boncuklarının tasarımını biçimlendirmek için kullandığı basit görünüşlü araçlar, bu gün bir tasarımcı gözüyle dikkatle incelendiği zaman çok şaşırtıcı sonuçlarla karşılaşılır. Çünkü bu yalın araçlar, cam boncuk üretiminin gerektirdiği bütün karmaşık işlemleri, en kolay şekilde yapabilmektedir. Bir başka deyişle yüzyılların deneyleri; bu araçları gelebileceği en uygun ölçülere getirmiştir (Küçükerman, 1991: 78).

Cam üretimindeki teknik gelişmelerle birlikte, boncuk yapımındaki yöntemler de gelişerek çeşitlenmiştir. Tarihin her döneminde cam boncuk üretiminde en fazla; iç kalıp üzerine sarma, kalıp içinde eritip biçimlendirme, ezme, üfleme teknikleri kullanılmıştır. Boncuk biçimlendirildikten sonra ise yüzeyi sıcak işlemler; çimdikleme, cam ipliği sarma, aplike (yapıştırma), mermerkari, millefiori (mozaik, bin çiçek), altın cam süsleme (sadviç) ya da soğuk işlemler; mine (emay), boyama ve yaldızlama, kameo ve kazıma teknikleriyle bezenmiştir (Kaygaz, 2007: 166).

Günümüzde ticari boncuk üretiminde önde gelen ülkeler Birmingham (Đngiltere) ve Venedik (Đtalya), Çekoslovakya, Hindistan ve Japonya’dır. Bazı ülkelerde cam dökme boncuk üretimi elle yapılırken teknolojik açıdan gelişmiş ülkelerde bilgisayarlı sistemlerle kısa sürede, etkileyici renklere, çeşitli yüzey ve biçimlere sahip daha çok boncuk üretilmektedir.

Çekoslovakya boncuk sanayisi selüloitten, mercana benzeyen boncuk yapımıyla başlamış, sonra tahta, boynuz, kaplumbağa kabuğu ve camdan boncuk yapımıyla gelişmiştir. Đtalya'nın Venedik kenti de güzel cam boncuklarıyla ünlüdür. Bu kentte boncukçuluğun geçmişi 13. yüzyıla kadar uzanır. Venedik yapımı boncukların çoğu, yapım sırasında üzerlerine püskürtülen renkli macun parçacıklarıyla yaldızlanarak süslenmiştir. Hindistan’ın Papanaidupetta şehrinde elle yapılan boncukların Venedik kökenli olduğu söylenir ancak on dokuzuncu yüzyılın ortalarında Avrupa cam dökme boncukları dünya pazarlarındaki üstünlüğünü kaybetmiş, bu sistemin yerini makine ile işleme yöntemi almıştır (Untracht,1997: 86-87). Yirminci yüzyılın sonlarına kadar Japon imalatçılar yüzyıllardır cam dökme boncuk yaparken, 1980’lerin başlarında geliştirdikleri bilgisayar kontrollü fırınlarda, cam dökme boncukların üretildiği yeni bir işlem geliştirmişlerdir (Hector, 2005: 15).

Cam boncuk yapımı camın takıya dönüşme serüveni içerisinde gelişerek özel cam boncuk atölyelerinde kurslar düzenlenmektedir. Türkiye’nin dört bir yanında bulunan birçok cam atölye ve sanat merkezleri boncuk yapımına merak salmış ya da yeni bir şeyler üretmeyi isteyen herkese kapılarını açmaktadır. Katılımcılar bu merkezlerde teoriden üretim sürecine kadar oldukça detaylı bir eğitime tabii tutularak, renkli cam çubukları, masa üstü ocak alevinde eritilip çelik tellere sararak cam boncuklara dönüştürmektedir (Camın Takıya Dönüşme Serüveni, 2009: 35) (Şekil:41).

Benzer Belgeler