• Sonuç bulunamadı

işgali yıllarında yabancı askerlerin yaptıkları karşılaşmalar boksun tanınması ve hızla yayılmasını sağlamıştır. Musevi Aksiyani Efendi tarafından, Fransa Boks Federasyonu'nun denetimi altında 1920'lerde boks kulübü kurulmuştur. Türk boksunun ilkleri İngiliz Kemal adıyla bilinen Esat (Tomruk), Fenerbahçe futbolcularından Yavuz İsmet (Uluğ), Mısırlı Mazhar Bey, Galatasaray futbolcularından Sabri Mahir, Mazlum Kemal, Ziya (Bayer), Ali Sami, Hilmi Hoca, Kemal Hoca gibi isimler olmuştur. Daha sonra Kurtuluş, Fenerbahçe ve Galatasaray spor kulüplerinde boks şubeleri açılarak yeni katılımlar sağlamıştır.

TBF (Türkiye Boks Federasyonu), 1924 yılında kurulmuş, 1927 yılında AIBA (Uluslararası Amatör Boks Birliği) üyeliğine kabul edilmiştir. Boks Federasyonu'nun başına da Eşref Şefik getirilmiştir. Sadece amatör boksa izin veren federasyon, ferdi ve

kulüpler arası Türkiye Şampiyonaları ile Uluslararası Boğaziçi Boks Turnuvası'nı düzenlemiştir. Türk boksu Cumhuriyetin erken döneminde yabancı ülkelerle ikili boks karşılaşmaları yapmıştır. Türk boksunda yeni bir dönem başlatan Melih Açba, 1938 yılında Amerika'da yapılan "Altın Eldiven" Şampiyonası'nda birinci olmuştur. Ayrıca 1946'da ilk kez düzenlenen Avrupa Boks Şampiyonası'nda Vural İnan "En Teknik Boksör" seçilmiş, Halit Ergönül de Avrupa karmasına çağrılmıştır. Kısa bir süre için Güreş Federasyonu'na bağlanan boks, 1942'de yeni bağımsız bir federasyon olmuştur (Boksun tarihçesi, (2019).

http://www.turkboks. gov.tr/turk-boks-tarihi.aspx sayfasından erişilmiştir).

Türk boksu uluslararası alandaki ilk madalyalarını 1959 yılında Beyrut’ta düzenlenen Akdeniz Oyunları’nda 60 kg mücadele eden Vural İnan ve 63,5 kg’da Fuat Birol2un elde ettiği gümüş madalyalarla kazanmıştır. 1959 yılında İsviçre’nin Luzern Kentinde Düzenlenen 13. Avrupa Şampiyonası’nda 57 kg’da üçüncü olan Orhan Tuş Türkiye’ye Avrupa’da ilk madalyayı kazandıran boksör olmuştur. Bu tarihten sonra 1962, 1967 ve 1968 Balkan Şampiyonalarında Kemal Yalçınkaya, Celal Sandal, Nazif Kuran, Seyfi Tatar ve Engin Yadigar madalyalar kazanmışlardır. Bu dönemde millî sporcularımızı çalıştırmak üzere yurt dışından yabancı antrenörler getirilerek sporcuların uluslararası organizasyonlarda daha başarılı olması için çalışmalar yapılmıştır (Boksun tarihçesi, (2019). http://www.turkboks. gov.tr/turk-boks-tarihi.aspx sayfasından erişilmiştir). Boks Federasyonu Başkanlarından Hasan Rüzgar, Türk boksunun bilimsel anlamda gelişmesine katkı sağlayan çalışmaları ile bu branşa ivme kazandırırken, kendisinden sonra gelen kuşaklara da örnek olmuştur.

Tablo 39

Türkiye’ye 1923-1973 Yılları Arasında Gelen Boks Uzmanlarının Listesi

No Adı Soyadı Cinsiyet Ülkesi Branşı Unvanı Çalıştığı Birim Çalıştığı Yıl Türkiye’ye 1 Allan Levingston Erkek İskoçya Boks Antrenör Beden Terbiyesi Genel Müdürlüğü

Boks Federayonu 1943 Antrenör, Kurs,

Seminer İstanbul 788

2 John Jackson Erkek Amerika Boks Antrenör Beden Terbiyesi Genel Müdürlüğü

Boks Federayonu 1945 Antrenör Ankara 788

3 Abrahams Erkek Amerika Boks Antrenör Beden Terbiyesi Genel Müdürlüğü

Boks Federayonu 1945 Antrenör Ankara 788

4 Mario Poggiolini Erkek İtalya Boks Antrenör Beden Terbiyesi Genel Müdürlüğü Boks Federayonu.

5 Sten Suvio Erkek Finlandiya Boks Antrenör Beden Terbiyesi Genel Müdürlüğü Boks Federayonu 6 Quintilio Nobili Erkek İtalya Boks Antrenör Beden Terbiyesi Genel Müdürlüğü

Boks Federayonu 1.12.1965- 6 ay Antrenör, Kurs, Seminer

Tablo 39 incelendiğinde, Türkiye’ye 1923-1973 yılları arasında sekiz boks uzmanının geldiği görülmektedir.

Tablo 40

Türkiye’ye 1923-1973 Yılları Arasında Gelen Boks Uzmanlarının Ülkeleri

No Ülke f %

1 Amerika 2 25,0

2 Finlandiya 1 12,5

3 İskoçya 1 12,5

4 İtalya 2 25,0

5 Romanya 2 25,0

Toplam 8 100

Tablo 40 incelendiğinde, Türkiye’ye 1923-1973 yılları arasında gelen boks uzmanlarının

% 25’inin sırasıyla Amerika, İtalya ve Romanya’dan, % 12,5’inin ise sırasıyla Finlandiya ve İskoçya’dan geldiği görülmektedir.

Tablo 41

Türkiye’ye 1923-1973 Yılları Arasında Gelen Boks Uzmanlarının Cinsiyetleri.

No Cinsiyet f %

1 Erkek 8 100

2 Kadın 0 0

Toplam 8 100

Tablo 41 incelendiğinde, Türkiye’ye 1923-1973 yılları arasında gelen boks uzmanlarının tamamının erkek olduğu görülmektedir.

Tablo 42

Türkiye’ye 1923-1973 Yılları Arasında Gelen Boks Uzmanlarının Türkiye’de Bulunma Dönemleri

No Türkiye’de Bulunduğu Dönem f %

1 29.10.1923-17.04.1936 0 0

2 18.04.1936-28.06.1938 0 0

3 29.06.1938-31.12.1973 8 100

Toplam 8 100

Tablo 42 incelendiğinde, Türkiye’ye 1923-1973 yılları arasında gelen boks uzmanlarının tamamının BTUM döneminde görev yaptığı görülmüştür.

Tablo 43.

Türkiye’ye 1923-1973 Yılları Arasında Gelen Boks Uzmanlarının Türkiye’ye Gelme Gerekçeleri

No Gerekçe f %

1 Antrenör 3 37,5

2 Antrenör, Kurs ve Seminer 5 62,5

3 Antrenör ve Öğretmen 0 0

4 Seminer 0 0

5 Kurs 0 0

6 Öğretmen 0 00

7 Uzman 0 0

Toplam 8 100

Tablo 43 incelendiğinde, Türkiye’ye 1923-1973 yılları arasında gelen boks uzmanlarının

% 37,5’inin antrenörlük, % 62,5’inin ise Türkiye’de kaldığı süre içerisinde antrenörlük görevinin yanı sıra kurs ve seminerler vermek üzere geldiği görülmüştür.

Tablo 44

Türkiye’ye 1923-1973 Yılları Arasında Gelen Boks Uzmanlarının Türkiye’de İstihdam Edilme Şekilleri

No Kanun Dayanağı f %

1 788 sayılı kanun 6 75

2 2007 sayılı kanun 0 0

3 657 sayılı kanun 2 25

4 3530 sayılı kanun 0 0

5 2718 sayılı kanun 0 0

6 244 sayılı kanun 0 0

7 Belirsiz 0 0

Toplam 8 100

Tablo 44 incelendiğinde, Türkiye’ye 1923-1973 yılları arasında gelen boks uzmanlarının

% 75’inin 788 sayılı “Memurin Kanunu” göre, % 25’inin ise 657 sayılı “Devlet Memurları Kanununa” göre istihdam edildiği görülmüştür.

Türkiye’ye 1923-1973 yılları arasında gelen Boks antrenörleri genel olarak büyük spor organizasyonları öncesinde gelmişler ve kısa süreli görev yapmışlardır (Cumhurbaşkanlığı Devlet Arşivi (CDA), Fon Kodu: 030.18.01.02 Yer No:138.109.12; Boks millî takım antrenörü geldi. (1955, Mayıs 3). Cumhuriyet Gazetesi, s. 4; Cumhurbaşkanlığı Devlet Arşivi (CDA), Fon Kodu: 030.18.01.02 Yer No: 143.49.10; Finlandiya ile millî boks maçı yapacağız. (1969, Mart 28). Cumhuriyet Gazetesi, s. 8, sü.1-2). Türkiye’ye gelen yabancı boks antrenörleri sadece sporcu yetiştirmemiş, aynı zamanda Ankara, İstanbul ve Bursa gibi illerde antrenör kursları düzenlenerek Türk antrenörlerin eğitilmesi amaçlanmıştır (Cumhurbaşkanlığı Devlet Arşivi (CDA), Fon Kodu: 030.18.01.02 Yer No: 192.3.14;

Romanya Boks millî Takım çalıştırıcısı Ion Popa yurdumuza gelmiştir. (1973, Kasım 2).

Cumhuriyet Gazetesi, s. 8).

1943 yılında Türkiye’ye gelen yabancı boks uzmanı İskoçyalı Allan Levinston, Türk yetkililere zaman zaman Türk boksunun gelişmesi için yapılması gerekenlerle ilgili seminerler de vermiştir. 1943 Ekim ayında yapılan seminerde Allan Levinston Türkiye’de boks sporu ile ilgili olarak şunları söylemektedir;

İngiltere’de bugün spor her sınıf insanı alakadar eden günlük bir ihtiyaç haline gelmiştir. Boks umimi alaka uyandıran ve herkes tarafından sevilen sporlardan biridir. Üniversiteler, kolejler, mektepler boksun ehemmiyetini anlayarak onu spor programlarına almışlardır. Bir çoğunuz

“Boksun gayesi nedir?” diye sorabilirsiniz. Doğrusunu söylemek lazım gelirse boks temiz bir şekilde tatbik edilirse hem eğlence hem de spor olur. Hislerin kuvvetlenmesi, çabuk karar verme, göz ve zihin işlemesine birebirdir. Boks çalışan biri ağrı ve sızılara karşı tahammül etmelidir. Bu yalnız maddi ızdıraplar değil, manevi acılar içinde varittir. İyi bir boksör daima tetiktedir. Boks insana hakimiyeti öğretir. Boksun gayesi can yakmak olmakla beraber çok enterasan olan futbol kadar kırıcı değildir (Bayraş, E. (1943, Kasım 1). Boks Antrenörü Güzel Bir Konferansla Boksun Kıymet ve Ehemmiyetini Anlattı. Kırmızı Beyaz, s. 7).

1923-1973 yılları arasında Türkiye’ye gelen yabancı boks antrenörlerinin pek çoğunun dönemlerinin en iyi boks sporcuları ve antrenörleri olarak ön plana çıktığı görülmektedir.

Bu antrenörlerin en önemlilerinden bir tanesi Finlandiyalı boks antrenörü Sten Suvio (d.1911-ö.1988)’dur. Sten Suvio, boksa başlamadan önce futbol, güreş ve sürat pateni branşlarıyla ilgilenmiştir. 1929 yılında amatör boksa başlayan Suvio, 1933-1936 yılları arasında arka arkaya dört kez amatör boks şampiyonluğunu kazanmıştır. Sten Suvio 1936 Berlin Olimpiyat Oyunları’nda 63-67 kg’da şampiyon olduktan sonra, 1949 yılına kadar profesyonel olarak boks yapmış ve profesyonel boks kariyeri boyunca 15 maçı knockouts olmak üzere 34 maç kazanmış, 9 maçı kaybetmiştir. 1949 yılından sonra antrenörlüğe başlayan Sten Suvio İsveç ve Türk millî takımlarında antrenörlük yapmıştır (Sten Suvio

hayatı, (2019). https://en.wikipedia.org/w/index.php?title=Sten_Suvio&oldid=834093416 sayfasından erişilmiştir).

Boks Federasyonu, Türkiye’de görev yapan antrenörlerin çalışma planlarını düzenlerken sadece millî takım sporcularına hizmet etmelerini değil bir bütün olarak Türkiye’de boks branşının gelişimini de hedeflemiştir. Bu amaçla Türkiye’ye gelen boks antrenörü Sten Suvio Pazartesi, Çarşamba ve Cuma günleri sporcuları, Salı ve Perşembe günleri antrenörleri ve Pazar günleri de açık havada antrenör ve hakemleri çalıştırmıştır (Finli boks antrenörü İstanbul’da çalışıyor. (1964, Eylül 9). Cumhuriyet Gazetesi, s. 8, sü.2-3).

Bu dönemde Türkiye’de boks sporunun gelişimi için sadece yurt dışından antrenör getirme yoluna gidilmemiş, ayrıca o dönemde Türkiye’de bulunmakta olan yabancı uzmanlardan da yararlanılmıştır. Bu süreçte Türk gençlerinin mücadele kabiliyetlerini geliştirmek için boksun araç olarak kullanılması amaçlanmış Türkiye’de bulunan yabancı uzmanlardan John Jackson ve Abrahams antrenör olarak görevlendirilmiştir (Cumhurbaşkanlığı Devlet Arşivi (CDA), Fon Kodu: 30.18.1.2 Yer No:107.90.4).

Yabancı boks uzmanlarının Türkiye’ye gelişleri ve yapmış oldukları çalışmalar Türk basınında sıklıkla yer almış, boks uzmanlarıyla yapılan görüşmeler ve yapılan değerlendirmeler açıkça dile getirilmiştir. Bu görüşmelerden bir tanesi de Finlandiyalı boks uzmanı Sten Suvio ile gerçekleştirilen görüşmedir. Yapılan bu görüşmeye ilişkin değerlendirmeler Türk boksunun o dönemdeki yapısı hakkında önemli bilgiler içermektedir. Bu görüşme sonrası yapılan değerlendirmeler şöyledir;

Bir antrenör var Türkiye’de… Avrupa değil Dünya’da isim yapmış, boksta otorite olduğunu adeta tescil ettirmiş bir antrenör. ve bu antrenör getirildikten sonra bir program yapılmadığından 22 günlük bir çalışma için Ankara bölgesine verilmiştir. Kendisiyle salonda boksörleri çalıştırırken karşılaştığımda şöhretli antrenör Sten Suvio çalışmasının 23. gününde ne yapacağını bilmiyordu. Yinede Boks Federasyonu’na toz kondurmuyordu. Suvio, İsveç millî takımını çalıştırırken olduğu gibi bir program dahilinde hareket edeceğini tamin etmişti.

Ama Türkiye’de her şey plan programdan yoksundu (Bilal, H. (1968, Temmuz 15). Seyfi Tatar için altın madalya hayal değil. Cumhuriyet Gazetesi, s. 8).

Türkiye’de görev yapan yabancı boks uzmanları güzel hatıralarla ayrılmışlardır. Bu uzmanlardan Sten Suvio’ya Türkiye’den ayrılırken Devlet Bakanı Kamil Ocak tarafından şilt verilmiş ve hizmetlerinden dolayı teşekkür edilmiştir (Finlandiyalı boks antrenörü Suvio yurdumuzdan ayrılıyor. (1968, Aralık 4). Cumhuriyet Gazetesi, s. 8).

Buna karşın bazı boks uzmanlarıyla da istenmeyen bazı olaylar yaşanmıştır. 1965 yılında Türkiye’de görev yapan İtalyan boks uzmanı Quintilio Nobili, kendisine ödenmesi gereken ücretin ödenmemesi üzerine Boks Federasyonu’nu icraya vereceği ile ilgili olarak şöyle

demektedir; “Federasyon Başkanı’nı telefonla aradım. Paranız 10 gün evvel gönderildi cevabını verdi. Galatasaray Postanesi’nde ise şahsıma gönderilmiş havale bulunmadığını öğrendim. Ortada karışık bir durum var. Çok memleketlerde vazife gördüm. Böylesi başıma gelmedi, icap ederse icraya başvuracağım.” (İtalyan boks antrenörü icraya başvuracağım diyor. (1966, Ocak 28). Cumhuriyet Gazetesi, s. 8). Ancak yapılan araştırmada yaşanan bu olumsuzluğun nasıl sonuçlandığı ile ilgili bir bilgiye ulaşılamamıştır.

Türkiye’ye 1923-1973 yılları arasında görev yapan yabancı antrenörlerle ilgili olarak Boks Federasyonu Başkanlarından Hasan Rüzgâr şunları söylemiştir;

Farklı birkaç antrenörle çalıştım. Ion Popa ve Sten Suvio ile çalışma imkanı buldum. Bu dönemde Ankara bölgesinin antrenörüydüm. Sten Suvio ile sürekli birlikteydim. Doğrusunu isterseniz ben yabancı antrenöre ve sporcuya karşıyım. Bu antrenörler Türk boksuna fayda değil zarar verdiklerini düşünüyorum. Nedenini de şöyle açıklayabilirim. Türk boksunda ekol eksiği vardır. Bir birlik, beraberlik yok. Bu birlik ve beraberliği yabancı antrenörlerle sağlamak doğru değildir. Bu birliği sağlamanın bir yolu antrenörlerde birliği sağlamaktır. Bu birlik bir gün Finlandiya bir gün İtalya’dan antrenör getirerek olmaz. Bu ülkelerin kendine göre ekolleri var. Her gelen antrenör kendi ekolüyle çalıştırıyor. Siz buralardan antrenörler getirerek kendi ekolünüzü nasıl oluşturacaksınız. İtalyanlar duruşlar, vuruşlar ve teknik üzerine dururken, Kübalılar daha fazla döğüşe önem veriyor. Gelen hiçbir antrenör Türkiye’de olmayan bir şeyi veremediler. Gelen yabancı antrenörler boks millî takım kamplarında görevlendirildiler, bu kamplardan sonra yapılan uluslararası organizasyonlara katıldılar, devlet tarafından verilen ödülleri alarak ülkelerine döndüler. En büyük problemlerden bir tanesi de lisan sorunu oldu. Bu durumda zaten faydalı olmaları beklenemezdi. Bu antrenörler millî takım kampları süresinde düzenlenen kurslarda da görev aldılar. Bu kurslarda antrenör belgesi alanlar daha sonrada bu işe devam ettiler. Ancak bu kurslar eğitim vermekten çok bölgenin ihtiyacının karşılanması amacıyla düzenlenmişti. Bence bu kurslara katılanların boks bilgileri artmadı. Ama kombine vuruşların öğrenilmesinde katkıları olduğunu da söyleyebilirim. Sadece antrenmanlarda birlikte oluyorduk, antrenman bitince otellerine giderlerdi. Lisan bilmedikleri için de çok iletişim kurulamadı (H. Rüzgar, kişisel iletişim, Mart 18, 2020).

Bu dönemde Türk boks millî takımı sporcularından olan Nuri Eroğlu ise yabancı boks uzmanlarıyla ilgili şöyle demektedir;

Ion Popa döneminde millî takım sporcusuydum. O dönem iyi Türk antrenörlerde vardı ve Ion Popa’nın bizim Türk antrenörlerden çokta farklı bir tarafı yoktu. O dönem Emrullah Sultan diye bir antrenörümüz vardı Mançurya’dan gelme gerçekten çok iyi bir antrenördü. Rusya’da da antrenörlük yapmış ve profesyonel boksta yapmış birisiydi. Ankara ili boks antrenörüydü ve emekli olduktan sonra Emniyet Spor Kulübü’nü çalıştırıyordu. Biz de o dönem onların salonlarında antrenman yapardık. Seyfi Tatar ve Celal Sandal gibi isimleri de çalıştıran Emrullah Sultan’dı. Millî takımda da çok görev yaptı. Onunla birlikte Avrupa ve Dünya Şampiyonaları’na gittik. Diğerleri kısa süreli gelip gittiler. Bize Emrullah Hoca’nın çok emeği geçti. Gelen yabancılar genellikle millî takımları çalıştırdılar. Genellikle seminer gibi gelip gittiler. Popa, torba vuruşlarında teknikler gösterirdi bize. Bence Emrullah Sultan’ın yerini tutmazdı (N. Eroğlu, kişisel iletişim, Mart 18, 2020).

Türkiye’de bu dönemde görev yapan yabancı boks antrenörlerinden yeterince yararlanılamadığı anlaşılmaktadır. Bu uzmanlar önemli organizasyonlar öncesi kısa süreli olarak Türkiye’ye gelirken, organizasyondan sonra tekrar ülkelerine dönmüşlerdir.

Türkiye’de kaldıkları dönemde ise özellikle Türkçe bilmemeleri nedeniyle düzenli bir program oluşturulamamasından dolayı iletişim kuramamışlardır. Ayrıca yapılan görüşmelerde gelen yabancı uzmanların sahip olduğu özelliklerde Türkiye’de de uzmanların olduğu ve yabancı uzman tercihlerinin doğru olmadığı görüşünde olanlarda vardır.

4.17. Cimnastik Branşında Gelen Yabancı Uzmanların İstihdamı, Çalışmaları ve

Benzer Belgeler