• Sonuç bulunamadı

1.6. Sosyal Medya Araçları

1.6.1. Bloglar

Bloglar 1990’lı yıllarda ortaya çıkmıştır. 1999 yılında ise ilk ticari blog servisi (blogger and live journal) piyasaya sürülmüştür (Barefoot ve Szabo, 2010: 3).

1994’te Swarthmore Koleji öğrencisi Justin Hill’in video oyunları ve oyun toplantıları hakkında yazmış olduğu günlükler, ilk web günlüğü olarak tarihe geçmiştir. HTML üzerinden sık güncellenen bir web sitesinden başka bir şey olmayan bu site, yoğun teknik bilgi gerektiren bir altyapıya sahiptir. 1997 yılının Aralık ayında, Weblog sözcüğü kullanılmaya başlanmıştır. Web ve log kelimelerinden oluşan bu yeni sözcük, web içerisinde günlük tutmayı nitelemektedir. Daha sonra Weblog kelimesi ‘we blog’ yani ‘blogluyoruz’ olarak kullanılmaya başlanmış ve kullanıcılar artık kendilerini blog yazarı olarak adlandırmışlardır.

Böylece, internet üzerinde tutulan günlüklere “blog”, bu işi yapmaya “blogging”, bu işi yapanlara ise “blogger” denilmeye başlanmıştır. 1999 yılında LiveJournal ve Blogger web sitelerinin açılması ile blog yazma işi popüler hale gelmeye başlamıştır. 2008 sonuna kadar 346 milyon blog okuyucusu ve 184 milyon blog kaydedilmiştir (Zarrella, 2010: 11).

Bloglar kişilerin kendi başlarına değişik dönemlerde yayın yapmalarına olanak sağlayan çevrimiçi dergi gibidir. Okuyucular bloglara abone olabilir, yazılanlara yorumlarda bulunabilir ve diğer bloglara link verebilir (Gackenbach, 2007: 176; Zyl, 2009: 908). Bloglar belki de, en iyi bilinen sosyal medya platformlarıdır (Mayfield, 2008: 16).

İnternet ortamında herkese açık bir web günlüğü tutmak olarak ifade edilen ve çok sayıda enformasyon, dedikodu ve yorum içeren bloglar, şüphesiz işletmeler, siyaset ve toplumsal kültür üzerinde oldukça önemli bir etkiye sahip olmaya başlamıştır (Gackenbach, 2007: 211; Sayımer, 2012: 119).

Sosyal medya içeriğinin en belirgin örneği olarak ön plana çıkan bloglar, web 2.0 uygulamalarının en bilinen ve en hızlı büyüyen kategorilerinden biridir (Constantinides ve Fountain, 2008: 233).

Bireyler blogları canlı web olarak adlandırmaktadır. Linkler, Canlı webin temelini oluşturmaktadır (Lincoln, 2009: 101).

Blog terimi, Web ve Log kelimelerinin birleşmesinden oluşan Weblog’un kısaltılmasıdır. Bloglar, bir günlük biçiminde sunulan web siteleri ya da çevrimiçi günlükler olarak bilinmektedir. (Levy, 2009: 124).

Bir blog, genellikle bireyler ya da gruplar tarafından, son zamanlarda işletmeler tarafından sürdürülen, geniş bir izleyici kitlesi için yorumlar ve fikirler sunan web sitesidir (Gackenbach, 2007: 176; Akar, 2011: 49). Kullanıcılar tarafından yazılan sayfalar toplu olarak internette “blogosfer” olarak bilinen bir alt-dünya oluşturmaktadır. Blogosfer terimi, blog sayfaları ve bu sayfalar arasındaki bağlantı ağlarının toplamını ifade etmek için kullanılan bir terimdir (Levy, 2009: 124).

Bloglar, yazarın hayatını anlattığı kişisel günlükler şeklinde olabildiği gibi, belirli bir alanla ilgili bilgilerin özetlendiği ortamlar şeklinde de kullanılabilmektedirler. Bloglar genellikle tek bir kişi tarafından yönetilen siteler olmakla birlikte, içeriklere yorum eklenebilmesi özelliği ile diğer kullanıcılarla etkileşimi de mümkün kılmaktadırlar (Kaplan ve Haenlein, 2010: 63).

Newman ve Thomas (2009: 216), blogların genel özelliklerini şu şekilde sıralamaktadır:

 Sık Güncelleme: Bloglar, süreklilik temelinde içeriğin yayımlanması için kullanılır. Web siteleri tipik olarak daha statik bir içeriğe sahipken, bloglar basit bir şekilde yeni gönderi yazacak şekilde oluşturulmuştur. Blog içeriği, dinamik ve zamanında tasarlanır. Çünkü blog okuyucuları sık güncelleme beklentisiyle gelmektedir.

 Son Gönderi Yemi: İnsanlar, blogun başlangıçta HTML versiyonunu ziyaret edecektir. Ancak blogu takip etmeye karar verirlerse, bir Atom ya da RSS beslemesi yoluyla bloga hızlı bir şekilde abone olacaktır. Çoğu blog, okuyucularına yeme/beslemeye abone olmaya olanak tanımaktadır.

 Yorumlar: Bloglar, okuyucuların karşılıklı konuşma başlatmasını ya da gönderilen yazılara yorum yapmaya izin vererek gönderiler arasından söz etmeyi söz söylemeyi olanaklı kılacak şekilde tasarlanmıştır. Yorumlara her zaman izin verilmez. Çünkü spam saldırısı olabilir. Fakat geri bildirim sağlamaksızın yazı göndermek, blogun sağlayacağı değeri azaltır.

 İnformal ve Şeffaf Olma: Bloglar, informal ve şeffaf tasarlanır. İşletme web sitesinin aksine, bloglar, stil ve içerik olarak daha informal olur (dinamik, sık sık güncellenen içerik dikkatlice düzenlenememiş hissi uyandırabilir). Buna ilaveten okuyucular, blogların açık ve dürüst olmasını beklemektedir.

 Basitlik: Bloglar, basit ve yeni içeriği etkili bir şekilde sunacak şekilde tasarlanmıştır. Yeni bir yazı oluşturmak birkaç tıklamayla yapılabilir.

 Ters Kronolojik Sırayla Sıralama: Blog gönderileri, en son girişin en üstte yer alacağı şekilde sıralanır. Bu yüzden en yeni içerik ilk sırada görünür. Daha eski içerik, hiç kaybolmamakta, arşivlenmektedir.

 Blog Listeleri: Bloggerlar, sıklıkla ilgilendikleri konularla ilgili blogları okurlar. Blog listeleri, yazarın sıklıkla okuduğu blogları listeler.

Blogların bu özelliklerinin yanında web 2.0 ile getirmiş olduğu bazı yenilikler de bulunmaktadır. Web 2.0’ın yeniliklerini bünyesinde barındıran blogların ilk anda web 1.0 dönemindeki kişisel sayfalara benzerliği nedeniyle, yeni bir özelliğinin olmadığı gibi bir durumun ortaya çıktığı düşünülmektedir (Gackenbach, 2007: 211).

Levy (2009: 124); blogların web 2.0’la getirmiş olduğu yenilikleri şu şekilde ifade etmektedir:

 Yazının sürekliliği (tek bir sayfadan ziyade tam bir günlük özelliği göstermektedir).

 Nicelikteki gözle görülür artış (blog sayılarının hızla artması).

 Bloggerların oluşturduğu topluluğun ve içeriklerinin, diğer web içeriğine nazaran sahip olduğu önemin giderek artması. Arama motorları ve kullanıcılara bilgi sağlayan diğer araçlar normal bilgi ile bloglanmış bilgiyi ayırmaktadırlar. Bloglanmış bilgi ise, giderek daha fazla ilgi toplamakta ve yüksek bir güvenilirlik kazanmaktadır. Bloggerlar kendilerini bir topluluk olarak, içeriklerini ise mini web (blogosfer) olarak düşünmektedirler.

Blogların doğuşundan bu yana halen metin tabanlı bloglar en yaygın olarak kullanılan blog türleridir. Ancak farklı formatlara sahip bloglardan da söz etmek mümkündür (Kaplan ve Haenlein, 2010: 63).

Bloglar, bazı kaynaklarda (Akar, 2011: 51-55; Lincoln, 2009: 115; Newman ve Thomas, 2009: 217-218) işletme blogları, video bloglar, foto bloglar, mobil-bloglar, linkloglar ve mikrobloglar olarak sınıflandırılmıştır.

Bloglar, kişisel bir uğraşı olarak görünse de hızlı bir şekilde gelişerek işletmelerin de ilgi alanına girmiştir. İşletmeler bloglarda kendilerini neyin çok fazla etkilediğini farketmeye başlamışlardır. Bununla birlikte tüketicilerin kendi ürünleri hakkında ne söylediğinden, rakipleri hakkında ne söylediklerine kadar çoğu şeyi öğrenmektedirler. Günümüzde tüketiciler, hangi ürünü alacaklarsa fikir edinmek için internete girmektedir. İnsanlar blogları, işletmeyle ilgili sevdikleri ve sevmedikleri şeyler için bir bildirme yeri olarak kullanmaktadır. Bloglar, işletmeler için müşterilerle bağlılık oluşturma, şirketin insani yönünü gösterme ve toplulukla bir konuşma başlatma aracıdır. Böylelikle tüketicilerin marka hakkında daha ilgili ve bilgili olması sağlanarak markalarla ilgili topluluklar oluşturulabilir. Bu sayede bu topluluklar, ürün ve marka hakkında dijital ortamda ağızdan ağıza iletişim ile marka hakkında olumlu görüş beyan ederek marka bağlılığı oluşturabilir (Ward ve Ostrom, 2006: 220-222; Gackenbach, 2007: 211; Newman ve Thomas, 2009: 205).

Vbloging, video bloging olarak ifade edilmektedir. Metin yoluyla paylaşmaya odaklanmak yerine, bir video blog, video kullanma yoluyla bu amacı gerçekleştirmektedir. Vlogging olarak da ifade edilen video bloglar, bloggingten daha kapsamlıdır. Çünkü donanım, video kurgu ve yükleme için teknik beceri gerektirmektedir. Foto bloglar, video blog ile benzerdir. Video yerine resimden oluşur. Mobilbloglar yayımlanma şekline göre farklıdır. Doğrudan bir mobil araçtan yazılır ve yayımlanır. Linkoglar ise kendi içeriklerine çoğu zaman sahip olmayıp sadece diğer içerikleri gösterme hizmeti sunmaktadır (Newman ve Thomas, 2009: 217).

Singh vd. (2008: 288-289), ise işletmelerin, kurumsal iletişim ve halkla ilişkiler etkinlikleri için neden blogları kullanması gerektiğini 4 başlık altında ifade etmiştir. Bunlar:

 Gerçek bilgiye ulaşmada ve pazar araştırması yapmada blogların önemi büyüktür: Bloglarda bırakılan yorumların incelenmesi, değerlendirilmesi ve yönetilmesi hem müşterilerle iletişim kurmada hem de sağlıklı bilgilere ulaşmada avantaj sağlamaktadır.

 Marka sadakati oluşturmada: Müşteriler bloglarda marka ile ilgili olumlu-iyi ya da olumsuz-kötü deneyimlerini paylaşırlar. Negatif-kötü deneyimli müşterilerin sorunlarının çözülmesi ve pozitif-olumlu deneyimli müşterilerle ilişkilerin geliştirilmesi ve onların da markanın bir temsilcisi haline getirilmesi ve bu yönde müşterilerle etkileşim halinde olmak marka bağlılığı oluşturmaya katkı sağlamaktadır.

 Hedef kitle seçmede: Kurumsal bloglar hedef kitle seçimi için ideal bir iletişim ortamıdır. Blog ortamında herkesin fikir ve yaklaşımlarına tanıklık etmek, müşteri bölümlemesini tanımlamaya yardımcı olmaktadır.

 Kolaylık ve etkililik-etkinlik sağlamada: Bloglarda, müşterilerle, kurum çalışanlarıyla ve piyasa ortamıyla bilgi paylaşımının kolaylığı ve etkili olma yönü kurumsal iletişim, halkla ilişkiler ve pazarlama faaliyetleri için önem arz etmektedir.