• Sonuç bulunamadı

II. Abdülhamit’in muhalif grubu bölme ve ülke içerisine çekme girişimleri ilk olarak 1897 yılında [Serhafiye] başhafiyesi olan Ahmet Celalettin Paşa’yı görevlendirerek, [Mizancı] Murat Bey’in yurda dönmesini sağlaması ile başarılı olmuştu. Ahmet Rıza Bey’in liderliğinde çalışan Paris şubesi, İshak Sükûti ve Abdullah Cevdet Beylerin idaresindeki Cenevre Şubeleri ve İbrahim Temo’nun Balkanlar’da kurduğu birkaç küçük şube ve Kafkasya’daki şubeler Cemiyet’in tekrardan toparlanması için çalışmalar yapmışlardı. 1899 yılında Abdülhamit’in Cemiyet’i bölme girişimleri yine tekrarlanmış ve bu seferinde Ahmet Rıza Bey’in çevresi oldukça daraltılmıştı. Yine bu tarihte Abdülhamit’in eniştesi olan Damat Mahmut Paşa ve iki mahdumu, Prens Sabahattin ve Lütfullah Bey Paris’e gelerek

60 Şerif Mardin, Türk Modern…, s.98.

61 Bu grup kabaca; Mısırlı Prens Mehmet Ali, Ahmet Rıza Bey, Ahmet Saip Bey, Dr. Nazım ve Sami Paşazade Sezai Beyler’dir. Ahmed Bedevi Kuran, Osmanlı İmparatorluğu’nda İnkılâp Hareketleri ve Millî Mücadele, Çeltüt Matbaası, İstanbul, 1959, s.322.

62 Eric Jan Zürcher, Modernleşen…, s.138.

63 Tarık Zafer Tunaya, a.g.e., Cilt I, s.53.

64 Tesalya veya Teselya. Yunanistan’ı oluşturan 13 bölgeden biridir.

65 Ahmed Bedevi Kuran, İnkılâp Tarihimiz ve İttihat ve Terakki, Tan Matbaası, İstanbul, 1948, s.85.

19 muhalefeti canlandırmış ve fakat ihtilaflar ve kişisel rekabetler yüzünden yeni hiziplerin ortaya çıkmasına zemin hazırlamışlardı.66

Birinci Jön Türk Kongresi Lütfullah Bey ve Prens Sabahattin’in bir bildiri marifetiyle yaptıkları çağrı üzerine [Osmanlı Liberalleri Kongresi, Ramsour67] 4-9 Şubat 1902 tarihinde Paris’te toplandı. Kongredeki görüşmelerden göze çarpan iki ilginç başlık vardır. Birincisi, basın, yayın ve propaganda yoluyla ihtilâl yapılamayacağı, bu yüzden askerlerinde bu çalışmaya iştirak etmeleri gerekliliği fikriydi. Buna pek bir itiraz gelmedi. İkincisi ise ihtilâlin gerçekleşmesi ve ihtilâlin sıhhati için yabancı [devlet] müdahalesinin davet edilmesi istikametindeydi.

Ermeniler tarafından ortaya atıldığı iddia edilen bu fikre Prens Sabahattin, biraz ihtiyatlı yaklaşmakla birlikte “menfaati menfaatimize uygun hür ve demokrat hükümetlerle” anlaşılabileceği fikrindeydi. Yani bir başka deyişle müdahaleye karşı müdahale ile mukabele etmek düşünülmekteydi. Bu minvaldeki birtakım önerilerin kabul edilmesi, kongredeki bir diğer kanadı oluşturan Ahmet Rıza ve arkadaşlarının (Doktor Nazım, Hoca Kadri, Yusuf Akçura ve Ferit Tek) sabır sınırlarını zorlamıştı.

Abdülhamit muhalifliğinin birleştiriciliği ümidiyle tertip edilen Birinci Jön Türk Kongresi bu noktada ayrılıklara, kopmalara vesile olmuştu.68

Kongre neticesinde iki cemiyet ortaya çıkmıştı. Prens Sabahattin Bey ve arkadaşları Teşebbüs-ü Şahsi ve Adem-i Merkeziyet Cemiyeti’ni kurmuşlar ve Terakki gazetesini yayın organı olarak çıkarmaya başlamışlardı.69 Prens Sabahattin’in

“menfaati menfaatimize uygun hür ve demokrat hükümetlerle” işbirliğinden kastının, İngilizler olduğu anlaşılmaktadır. Bu kapsamda Prens’in, iki tip toplum teorisi vardı ve esasen bu teorilerinin dayanak noktası İngiliz hayranlığından ileri gelmekteydi.

Prens, bunu bireyci ve kamucu olarak sınıflandırıyordu. Prens’e göre; İngiliz toplumu bireyci olduğu için üstün, Osmanlı toplumu kamucu olduğu için geriydi.70 Prens, şahsi teşebbüs, yerinden yönetim ve yabancı [devlet] desteğine açık olan bir

66 Tarık Zafer Tunaya, a.g.e., Cilt I, s.52-53.

67 “… Abdülhamid’in talebi üzerine Fransız iç işleri bakanlığının bu kongrenin yapılmasına müsaade etmemesi üzerine, toplantının Fransız sempatizan M. Lefevre-Pontalis’in malikanesinde yapılması uygun görüldü. Kongre başlamadan önce yasal engelin kaldırılmış olmasına rağmen liberallerin birinci toplantısı adı geçen evde yapıldı ve ikinci kongre ise Sabahattin’in evinde yapıldı.” Ernest Edmondson Ramsour, a.g.e., s.79.

68 Sina Akşin, Jön Türkler ve İttihat ve Terakki, İmge Kitabevi, 7. Baskı, Ankara, 2014, s.80-83.

69 Ahmed Bedevi Kuran, İnkılâp Tarihimiz…, s.185.

70 Doğan Avcıoğlu, Türkiye’nin Düzeni, Bilgi Yayınevi, 4. Baskı, Ankara, 1969, s.162.

20 fikriyatta ayrı bir istikamette, ayrı bir cemiyet olarak yoluna devam etti.71 Öğrenci hareketi olarak başlayan muhalefet, artık kısmen de olsa tutucu bürokratların idaresine geçmişti.72 Kongrede alınan kararlar doğrultusunda [1902’de]; İngiliz bankası olan Turkish National Bank’tan maddi destek sağlayarak, Trablusgarp’ta bulunan [Arnavut, Mareşal] Recep Paşa ve bazı subaylarla anlaşan Prens Sabahattin, Sultan II. Abdülhamit’i devirmeye kalkışmışsa da bu darbe teşebbüsü, Recep Paşa’nın vazgeçmesi üzerine gerçekleşmemişti.73

Devlet himayesindeki geçimini kaybetmiş bir yığın Jön Türk, yavaş yavaş Avrupa Kıtası’nı doldurmaktaydı. Para darlığı yüzünden hayli sıkıntılı74 geçen kongrenin çıkardığı ikinci cemiyet ise Ahmet Rıza Bey ve arkadaşlarının kurduğu Terakki ve İttihat Cemiyeti’dir. İdeolojik farkındalığını Auguste Comte’dan ve onun pozitivizminden alan Ahmet Rıza Bey, bu sırada eski gazetesi Meşveret’i çıkarmaya devam ediyordu.75

Ahmet Rıza Bey, Prens Sabahattin’in yabancı müdahalelere açık olan tavrını:

“Ecnebilerin mülkümüze icra-yı hükûmet değil, işimize hariçten müdahale etmelerini bile namus ve haysiyet-i milliyeye bir ar sayarız.” şeklinde eleştirmişti.76

Ahmet Rıza Bey’in, Prens’in yabancı müdahalelere olan tavrına karşı olduğunu açıkça görmekteyiz. Eski ismini terk ederek Terakki ve İttihat adını alan, teşkilatlanmaya önem veren Ahmet Rıza Bey’in grubu, neşriyatın tek başına muhalefet için yeterli olmadığını anlamıştı. Artık muhaberat daha da sıklaşmış, yeniden bir teşkilatlanma ile yollarına devam etme kararı almışlardı. Bu ayrılıktan sonra, elbette Cemiyet’in kullandığı mühürler de değişmişti.77

1902 Kongresindeki ayrılıktan sonra, Jön Türkler bir dağınıklık dönemine girmişlerdi. Prens Sabahattin’in Recep Paşa üzerinden organize etmeye çalıştığı darbe planı uygulamaya koyulamayınca, Prens’in ekibi bir müddet sessiz kaldı.

71 Bülent Tanör, Osmanlı Türk Anayasal Gelişmeleri, Yapı kredi Yay., 23. Baskı, İstanbul, 2013, s.172.

72 Tarık Zafer Tunaya, a.g.e., Cilt I, s.53.

73 Doğan Avcıoğlu, a.g.e., s.165.

74 Avcıoğlu, a.e., s.164.

75 Tarık Zafer Tunaya, a.g.e., Cilt I, s.53.

76 Doğan Avcıoğlu, a.g.e., s.164-165.

77 Ahmed Bedevi Kuran, İnkılâp…, ss.188-194 .

21 Ahmet Rıza Bey ve ekibi hâlihazırda şiddet içerikli iş ve eylemlere karşı mesafeli tutumlarını sürdürüyorlardı.78

1902-1906 yılları arasında Ahmet Rıza Bey ekibinin İttihat ve Terakki adını kullanmadıklarını müşahede ediyoruz. Başlıca faaliyetlerinden biri olarak, 10 Nisan 1902’de Mısır’da neşretmeye başladıkları Şûra-yı Ümmet dergisi olduğunu görmekteyiz. Yönetiminde Sami Paşazade Sezai’nin, Silistreli Hamdi’nin ve Ahmet Ferit Bey’in isimleri geçmekteydi. Şurâ-yı Ümmet’te açıklanan programla Meşveret’te açıklanan programın birçok ortak noktası olduğu söylenebilir. Daha da somutlaştırmak gerekirse; Müdahaleye karşı olmak, Osmanlıcılığın öne çıkarılması, şiddete methiyeler düzülmemesi gerektiği şeklinde özetlenebilir.79 Ancak önceki programa nazaran getirilen önemli bir değişiklik vardı. Tunalı Hilmi Bey ve Abdullah Cevdet Bey’in hanedanın lüzumsuzluğu üzerine düşünmeye başladıkları sırada, Şurâ-yı Ümmet’te açıklanan programda; hanedanın mühimsendiğinin belirtilmesi, kuvvetle muhtemel Tunalı Hilmi ve Abdullah Cevdet Beyler’in düşüncelerine iştirak etmediklerini göstermeyi amaçlamıştı.80