• Sonuç bulunamadı

BÖLÜM 1: İŞ ETİĞİ KAVRAMI VE TEORİK ALTYAPISI

1.9. Bireylerin Etik Tutumlarını Etkileyen Kişisel Özellikler

Örgütleri kuran, işleri yürüten, çalışan ve örgüt faaliyetlerini etkileyenler ve etkilenenler insanlardır. Öyle ki; bireylerin ahlâki özellikleri örgütlerin, daha da ötesinde ekonomik sistemlerin etik yapısını doğrudan etkilemektedir (De George, 1987). Bireylerin etik hassasiyetlerinin ve eğilimlerinin nasıl oluştuğu, etik karar vermeyi hangi faktörlerin etkilediği, bireylerin etik ve etik dışı davranışlarının üzerinde nelerin belirleyici olduğu soruları sıklıkla yapılan araştırmalarda tartışılmaktadır. Etik karar verme sürecini araştıran çalışmalarda ortaya konan modellerin hepsi sürecin farklı bireysel, örgütsel, durumsal ve dışsal çevre faktörleri tarafından etkilendiğini kabul etmektedir (Jose ve Thibodeaux, 1999).

Bireysel etik karar verme sürecinin nasıl geliştiği sorusuna yönelik olarak Rest (1983) bilişsel bir model geliştirmiştir. Araştırmacıya göre, bireylerin etik davranış sergilemeleri, modelde yer alan dört unsurlu psikolojik sürecin oluşmasına bağlıdır. Bu modelde yer alan unsurlar aşağıdaki gibidir:

Ahlâki Hassasiyet: Bu aşama mevcut durumu yorumlama olarak ifade edilmektedir. Burada bireyler davranışlarıyla diğer bireyleri nasıl etkileyeceklerini kavrarlar. Mevcut durumdan hareketle alternatif davranışlar geliştirmeye ve bu alternatif davranışların getirilerini hesaplamaya çalışırlar.

Ahlâki Yargı: Bireyler bu aşamada etik açıdan hangi davranışın onaylanır, hangisinin yanlış olacağını muhakeme ederler ve ahlâki hassasiyet aşamasında tanımlanan davranışlar ile ilişki kurarak hangi davranışın daha doğru ve adil olacağını düşünürler.

Ahlâki Motivasyon: Sürecin bu aşamasında bireyler ahlâki değerleri ve sahip oldukları diğer değerler arasında bir ilişki kurarlar. Bu esnada değerler arasında uyuşmazlık olması diğer bir ifadeyle çatışma yaşanması muhtemeldir.

Ahlâki Karakter: Ahlâki motivasyon aşamasında ortaya çıkabilecek değer çatışmalarının üstesinden gelerek, bu aşamada bireylerden doğru davranışı sergilemeleri yani ahlâki davranıştan ödün vermemeleri beklenmektedir.

Rest’e göre, ahlâki davranış çok yönlü ve karmaşık bir süreç sonunda ortaya çıkar. Modeldeki dört unsur ahlâki davranışın belirleyicileridir ve bu unsurlar arasında karşılıklı bir ilişki söz konusudur. Dolayısı ile süreçte bir unsurun gözden kaçırılması bile etik dışı davranışların ortaya çıkması için yeterli olacaktır (Rest, 1983; akt. Chan ve Leung, 2006).

Genel olarak araştırmacılar kişilerin sahip oldukları bireysel özelliklerin etik karar verme sürecini etkilediğini düşünmektedirler. Onlara göre, örgüt içinde etik davranış sergilemeyi etkileyebilecek farklı bireysel değişkenler mevcuttur. Bu değişkenler genel olarak aşağıdaki gibi sıralanabilir:

Cinsiyet: İş etiği alanındaki çalışmalara en çok konu olan bireysel değişken cinsiyettir. Bu yönde yapılan çalışmalar cinsiyet değişkeni ile etik davranışlar arasındaki ilişkiyi ortaya koymaya çalışmaktadır. Genel olarak araştırmacılar cinsiyet faktörünün bireysel etik kararlar üzerinde etkili olduğunu ve kadınların erkeklere nazaran daha etik davrandıklarını kabul etmektedirler (Valentine ve diğ., 2009; Chan ve Leung, 2006; Uzel, 2006; Appelbaum ve diğ., 2005; Loo, 2003; Singhapakdi ve diğ., 2001).

Tablo 1. Cinsiyet Değişkeni ve Etik Karar Verme Arasındaki İlişkiyi İnceleyen Bazı Araştırmalarda Elde Edilen Bulgular

YIL ARAŞTIRMACILAR ARAŞTIRMA BULGULARI

2009 Valentine ve diğerleri Araştırmada kadınların erkeklere nazaran daha etik davrandıkları belirlenmiştir.

2009 Albayrak Çalışanların örgüt uygulamalarına ilişkin etik algıları ile cinsiyetleri arasında anlamlı bir ilişki yoktur.

2007 Çeribaş Cinsiyet ile iş etiği arasında anlamlı bir ilişki olmadığı belirlenmiştir.

2006 Cardy ve Selvarajan Cinsiyet ve etik performans eğilimi arasında anlamlı bir ilişki yoktur.

2006 Çevik Yöneticilerin etik sorumluluklarını yerine getirmede

cinsiyet değişkeni etkili değildir.

2006 Sağır Etik iklim ve etik ilkeleri algılama düzeyi ile cinsiyet arasında anlamlı bir ilişki yoktur.

2005 Ay ve Erçen Kadınlar erkeklere nazaran daha güçlü sorumluluk ve etik yönetim algılamalarına sahiptirler.

2005 Kutanis ve diğerleri Kadın ve erkekler arasında etik eğilim açısından belli farklılıklar vardır.

2005 Pelit ve Güçer

Kadınların etik dışı uygulamalara ilişkin

algılamalarının erkeklere nazaran daha hassas olduğu tespit edilmiştir.

2005 Yılmazer Cinsiyet değişkeni ile araştırmada yer alan öncelikli ahlâki arasında anlamlı bir ilişki yoktur.

2003 Loo Cinsiyet değişkeni ile etik davranış arasında zayıf bir

ilişki tespit edilmiştir.

1999 Şimşek

Yöneticilerin çalışanlara karşı sahip oldukları iş etiğine yönelik değerleri açısından kadın ve erkekler arasında anlamlı bir fark yoktur.

1998 Wiley Etik olmayan kararların verilmesinde kadınlar ve

erkekler arasında anlamlı bir fark yoktur.

1996 Danley ve diğerleri Kadın ve erkekler arasında etik konulara yaklaşım açısından anlamlı bir fark yoktur.

Tablo 1’de cinsiyet ve etik karar verme arasındaki ilişkiyi incelemeye yönelik olarak yapılan bazı araştırmalarda elde edilen bulgulara yer verilmiştir. Ulaşılan bulguların

bazıları cinsiyet değişkeni ile etik karar verme arasında anlamlı bir ilişki olduğu yönündeki genel kabulü destekler niteliktedir. Ancak tabloda böyle bir ilişki olmadığını tespit eden araştırmalarında olduğu görülmektedir.

Yaş: Genel olarak araştırmacılar bireylerin yaşları ile etik karar verme düzeyleri arasında pozitif yönlü bir ilişki olduğunu kabul etmektedirler. Bu varsayıma göre, bireylerin yaşları artıkça etik davranış sergileme düzeyleri de artacaktır (Arslan ve Berkman, 2009; Appelbaum ve diğ., 2005; Roman ve Munuera, 2005; Singhapakdi ve diğ., 2001). Literatürde yapılan araştırmalardan bazıları yaş faktörü ile bireylerin etik karar verme ve etik algı düzeyleri arasında anlamlı bir ilişki olduğu (Albayrak, 2009; Valentine ve diğ., 2009; Şimşek, 1999) yönünde bulgulara ulaşırken, bazıları da aralarında anlamlı bir fark olmadığını (Çeribaş, 2007; Cardy ve Selvarajan, 2006; Çevik, 2006; Yılmazer, 2005) ortaya koymuşlardır.

Eğitim: Bireylerin etik davranışlarını etkilediği düşünülen diğer kişisel değişken eğitim düzeyidir. Genellikle etik davranış ve eğitim düzeyi arasında pozitif yönde bir ilişkinin olduğu düşünülmektedir. Bu varsayıma göre, bireylerin eğitim düzeyi yükseldikçe etik davranış sergileme düzeyleri de artacaktır (Arslan ve Berkman, 2009; Appelbaum ve diğ., 2005; Roman ve Munuera, 2005). Literatürde mevcut çalışmalardan bazılarının bulguları (Albayrak, 2009; Çeribaş, 2007; Sağır, 2006; Şimşek, 1999) bu düşünceyi destekler niteliktedir. Ancak bazı çalışmalarda elde edilen bulgular bu yönde anlamlı bir ilişkinin bulunmadığını göstermektedir (Çevik, 2006; Roman ve Munuera, 2005; Yılmazer, 2005).

Kıdem: Genel olarak kıdem değişkeninin etik davranışlar üzerinde bir fark yarattığı kabul edilmektedir. Bu kabul daha kıdemli çalışanların etik davranışlarının daha fazla olacağı yönündedir (Arslan ve Berkman, 2009; Appelbaum ve diğ., 2005).