• Sonuç bulunamadı

Hata, hepimizin bilerek veya bilmeyerek içine dü.üp kurtulamad - m z bir durumdur. Hiçbirimizin kurtulamad - bu halden bugüne kadar insan kaynakl eserler de kurtulamam ., bundan sonra da kurtulamayacakt r. Üzerinde çal .t - m z eserde de do-al olarak bir tak m hatalar yap lm .t r. Bu ba.l k alt nda eserde yap lm . olan hatalardan baz lar üzerinde durulacakt r. Önemli kabul etti-imiz hatalar ile ilgili misaller verilecek, di-erlerine eserdeki yerlerine i.aretle yetinilecektir. Baz hatalar n metnin ciddi manada yanl . anla. lmas na sebep olabilece-i dü.ünülürse, bu ba.l k alt nda ele alaca- m z meselenin önemi daha iyi anla. lacakt r.

Eseri inceledi-imizde gördük ki en s k hatan n yap ld - k s m, hadisin kaynaklar n n remizlerle ifade edildi-i k s md r. Kaynaklar n remizlerle ifadesinin birçok olumlu özelli-inin yan nda, belki de en olumsuz sayabilece-imiz noktas hata yapma riskinin fazla olmas d r. Çünkü bir nokta bile, bir kayna- n isminin tamamen de-i.mesine sebep olabilmektedir. Bu da haliyle, metni inceleyen birisi için zorluk olu.turmakta, hadisi as l kayna- ndan bulmak istedi-i zaman yanl . yerlerde aramas na sebep olmaktad r. Bu k sma giren örnek say s bir hayli fazlad r. Biz, bunlardan çok önemli gördü-ümüz birkaç örnek üzerinde durmak istiyoruz.

Yap lan bu hatalardan en dikkat çekici olanlar ndan birisi, Süyûtî’ye ait eserlerde Taberânî’nin el-Mu'cemü’s-sa;îr’i için kullan lm . olan remzinde yap lan hatad r. Bu remiz, Gümü.hânevî taraf ndan Levâmiu'l-ukûl'da kullan lmamaktad r. Taberânî’ye ait di-er iki mu'cemi, özellikle de el-Mu'cemü’l-kebîr’i eserinde sürekli kullanan Gümü.hânevî, Taberânî'nin di-er eseri el-Mu'cemü'l-evsat'a çok nadir olarak yer vermektedir. Bu remizde yap lm . olan hata; remzinin iki parçaya ayr larak ve olarak iki kayna- n ortaya ç kmas d r. remzi Levamiu’l-ukûl’da, Ebû Dâvûd et- Tayâlîsî’nin Müsned'i için kullan l rken, remzi ise Saîd b. Mansûr’un Sünen'i için kullan lmaktad r. Böyle bir durumda tek olan kaynak say s ikiye ç kmaktad r ki bu,

ciddiye al nmas , üzerinde durulmas gereken bir hata olarak gözükmektedir. Nimdi bunu bir misalle aç klamaya çal .al m: "Üç .ey her kimde bulunursa cimrilikten korunmu. olur: zekât n gönül ho.lu-uyla veren, misafire ikram eden ve zorda kalana yard m eden" hadisini Süyûtî, Taberânî’nin el-Mu'cemü’s-Sa;îr’inden rivayet etmi. ve bunu da remzi ile göstermi.tir.497 Gümü.hânevî'nin ayn hadisi ayn laf zlarla, Ebû Dâvûd et- Tayâlîsî ve Saîd b.Mansûr'dan rivayet ettti-ini ve bunu ve remizleriyle de gösterdi-ini görüyoruz.498 Hadisin kaynaklar n ara.t rd - m zda ise kar. m za .u tablo ç kmaktad r: Cabir’den rivayet edilen bu hadisi, Taberânî el-Mu'cemü's-sa;îr'inde, Beyhakî Fuabü'l-îmân' nda ve Deylemî de Müsnedü'l-firdevs'inde rivayet etmektedirler.499 Heysemî de Mecmeu’z-zevâid’inde, hadisin Taberânî taraf ndan el-Mu'cemü's-sa;îr'de rivayet edilmi. oldu-u bilgisini vermektedir.500 O halde bu durumda ve remzinin burada, Ebû Dâvûd et-Tayâlîsî ve Saîd b.Mansûr’a i.aret eden iki kaynak olarak gösterilmelerinin bir hata eseri oldu-unu kabul etmemiz gerekmektedir. Eserde, bu iki remzin yan yana kullan ld klar yerlerde, ayn hatan n tekrar edildi-i de görülmektedir.501

Taberânî’ye ait eserlerden bir di-eri de el-Mu'cemü’l-evsat't r. Bu eser için kullan lan remiz ise,

”x

remzidir. Bu remzin kullan m nda da, yukar da izah n yapm . oldu-umuz duruma benzer bir durumun vuku buldu-unu görüyoruz. Yani bu remiz de iki kaynak olarak alg lanm . ve

ž

olarak gösterilmi., sonuçta benzer bir hatan n ortaya ç kmas na sebep olmu.tur.502

Önemli oldu-unu dü.ündü-ümüz bir di-er hata da, el-Câmiu’l-kebîr’de Bezzâr’ n müsnedi için kullan lan remzinin kullan m nda ortaya ç kan hatad r. Bu remzi Süyûtî,

el-Câmiu’l-kebîr'inde ve Ali el-Müttekî de Kenzü’l-ummâl adl eserinde, Bezzâr’ n

müsnedi için kullanm .lard r. Süyûtî, ayn türden olan di-er eserlerinde, yani el-Câmiu’s-

497 Süyûtî, el-Câmiu'l-kebîr, (Abbas, Ahmed Sakr-Ahmed Abdulcevâd, Câmiu’l-ehâdis içersinde ) III, 700

(hn. 10916).

498 Gümü.hânevî, Râmûz, I, 265; Levamiu’l-ukûl, III, 150 (hn. 3315).

499 Taberânî, el-Mu'cemü’s-sa;îr, I, 94 (hn. 126); Beyhakî, Fuabü'l-îmân, VII, 441 (hn. 10904); Deylemî,

a.g.e., II, 84 (hn. 2456).

500 Heysemî, a.g.e., III, 68

501 Gümü.hânevî, a.g.e., I,470 (hn. 992). Gerçi 992. hadis Tayâlîsî taraf ndan rivayet edilmi.tir. Yaln z Saîd

b. Mansûr taraf ndan rivayet edilmedi-i için burada misal olarak zikredilmesini uygun bulduk. IV, 56 (hn. 4537).

sa;îr ve zevâidinde ise remzini kullanmak yerine "Bezzâr" olarak ismin aç kça

yaz lmas n tercih etmi.tir. Gümü.hânevî de Levâmiu'l-ukûl'da, bu remzi kullanmay ye-lememi.tir. Tespitlerimize göre Levâmiu'l-ukûl'da, bu remzin kullan ld - hadislerin Süyûtî'nin ve di-er müelliflerin eserlerinden tercih edilmesi a.amas nda ortaya ç kan ba.l ca iki hata bulunmaktad r. Bunlardan birisi; remzinin olarak al n p Nesâî'ye, bir di-eri de

olarak al n p *bn Abdilberr'e i.aret edecek .ekilde kullan lmas d r. Buna bir misal verecek olursak: "*man, Allah'a, ahiret gününe, meleklere, kitaba, peygamberlere, ölüme ve öldükten sonra dirilmeye inanmand r. Cennet ve cehenneme, hesaba ve mizana iman etmendir. Kaderin tümüne, hayr na ve .errine inanmand r. *.te bunlar yapt - n zaman iman etmi.sin demektir" hadisini Gümü.hânevî, Ahmed b.Hanbel, Nesâî ve *bn Asâkir’den rivayet etmektedir.503 Bahse konu hadisin el-Câmiu’l-kebîr’de verilen kaynaklar ile Gümü.hânevî'nin vermi. oldu-u kaynaklar n, biri hariç di-erlerinin örtü.tü-ü görülmektedir.504 Birbirinden farkl l k arz eden bu iki kaynak ise, Nesâî ile Bezzâr'd r. el-Câmiu’l-kebîr’de, Nesâî'nin bulunmad - n , yerine Bezzâr' n yer ald - n görmekteyiz. Oysaki hadis, bu laf zlarla Nesâî’nin Sünen'inde geçmemektedir. *smi zikredilen di-er kaynaklardan baz lar nda ise, ayn laf zlarla bulunmaktad r.505 Heysemî de hadisin, Ahmed b. Hanbel ve Bezzâr taraf ndan rivayet edildi-ini eserinde bize zikretmektedir.506 Öyleyse burada bir hata söz konusudur. Bu da Bezzâr’ n Nesâî olarak zikredilmesidir. Benzer hatalar n Levâmiu'l-ukûl'un di-er yerlerinde de tekrar edildi-ini görmek mümkün olabilmektedir.507

Bezzâr’ n müsnedi için kullan lan remzi ile ilgili gözüken ikinci hata ise, Bezzâr' n *bn Abdilberr

no

ile kar .t r lmas d r. Nimdi de bunu bir misal üzerinde görelim. "Her kim yiyecek bir .eyi k rk gün ihtikâr yaparsa, o Allah’tan, Allah da ondan berîdir. Ve e-er bir yerde birileri aç olarak sabahlarsa, Allah’ n zimmeti orada bulunanlardan berî olur" hadisinin Levâmiu’l-ukûl ve Kenzü’l-ummâl’daki kaynaklar ayn olmakla birlikte, sadece 'de bir farkl l k vard r.508 Kenzü’l-ummâl’de Bezzâr

po

olarak

503 Gümü.hânevî, a.g.e., II, 345 (hn. 2250). 504 Süyûtî, a.g.e., III, 480 (hn. 9826).

505 Ahmed b.Hanbel, I, 319; Bezzâr, Müsned, I, 272 (hn. 169), I, 273 (hn. 170). 506 Heysemî, a.g.e., I, 39.

507 Gümü.hânevî, a.g.e., II, 218 (hn. 2000), 327 (hn. 2220), 627 (hn. 2838). 508 Müttekî, a.g.e., IV, 41 (hn. 9728); Gümü.hânevî, a.g.e., IV, 256 (hn. 4920).

verilen bu kaynak, Levamiu’l-ukûl’da *bn Abdilberr

no

olarak geçmektedir. Acaba bu iki kaynakdan hangisi bize do-ruyu vermektedir? Bahse konu hadisin bulundu-u kaynaklardan sadece *bn Ebi Neybe'nin Musannefi hariç di-erlerinde hadis, zikredilmi. oldu-u laf zlarla geçmektedir.509 Bu kayna- n Bezzâr olmas gerekti-ini Münzirî ve Heysemî’nin verdi-i bilgilerden de anl yoruz.510 Anla. lan o ki, bu ve benzeri yerlerde,511 Bezzâr için kullan lan

po

remzinin yerine *bn Abdilberr için kullan lan

no

remzinin kullan lmas bir hatadan kaynaklanmaktad r.

Rumuz kullan m ndan kaynaklanan hatalara gelince; bunlar içinde ilk s ray , Taberânî’nin el-Mu'cemü’l-kebîr’i için kullan lan

Ÿx

remzinde yap lm . olan hatalar yer almaktad r. Taberânî’nin el-Mu'cemü’l-kebîr’i için kullan lan

Ÿx

remzi en çok, *bn H bbân' n Sahîh'i için kullan lan ve bu remze çok benzeyen

Ÿ„

remzi ile512, bazen de Beyhakî'nin Fuabü'l-îman' için kullan lan

Ÿ

remzi ile513 kar .maktad r. Bazen bunun tam tersi bir durum da ortaya ç kmakta; remzi

Ÿx

514

Ÿ

remzi

Ÿx

515 olarak verilmektedir. Zaman zaman

Ÿ

remzi ile remzinin birbirinin yerine kullan ld - n da görüyoruz.516. Ayr ca, birbirine çok fazla benzeyen ve aralar nda sadece bir nokta fark bulunan

ve

ž

remizleri ile517

b

ve

i

remizleri çok az da olsa birbirleri yerine kullan lm .lard r.518

Remizlerin kullan m ndan kaynaklanan belli ba.l hatalar bunlard r. Dikkat edilecek olursa, kendisinde hata vuku bulan remizler, birbirine kar .t r lma ihtimali çok yüksek olanlard r. Eserin geneline bak ld - zaman bu tür hatalar n yer yer ortaya ç kt - görülecektir. Bu hatalar n, yanl . okumadan kaynaklanma ihtimali bulundu-u gibi, nüsha farkl l - ndan kaynaklanma ihtimali de vard r. Hadislerin kaynaklar n n bu .ekilde rumuzla verildi-i eserlerde buna benzer hatalara maalesef çok s k rastlan lmaktad r.

509Ahmed b.Hanbel, II, 33; EbûYa’la, a.g.e., X, 116-117 (hn. 5746); Taberânî, el-Mu'cemü’l-evsat, VIII, 210

(hn. 8426); Hâkim, a.g.e., II, 14 (hn. 2165); Ebû Nuaym, H lyetü’l-evliyâ, VI, 101.

510 Münzirî, et-Ter;îb ve't-terhîb, s. 330 (hn. 2648); Heysemî, a.g.e., IV,100. 511 Di-er misaller için bkz. IV, 70-71 (hn. 4566), 682-684 (hn. 5673).

512 Gümü.hânevî, a.g.e., I, 561-562 (hn. 1194), II, 392-393 (hn. 2352), IV, 310 (hn. 4837). 513 Gümü.hânevî, a.g.e., I, 526 (hn. 1112).

514 Gümü.hânevî, a.g.e., I, 493-494 (hn. 1044). 515 Gümü.hânevî, a.g.e., IV, 161(hn. 4746). 516 Gümü.hânevî, a.g.e., I, 95-96 (hn. 115).

517 Gümü.hânevî, a.g.e., I, 54 (hn. 24), 116 (hn. 161), 368 (hn. 754); III, 142 (hn. 3301). 518 Gümü.hânevî, a.g.e., I, 440-441 (hn. 929), 662-663 (hn. 1394).

Gümü.hânevî’nin hadislerini derlerken esas ald - eserlerde dahi bu tür hatalar görülebilmektedir. Bu söylenenleri ispat sadedinde bir misal vermek istiyoruz. "Allah' n (c.c.) her namaz an nda, 'ey âdemo-lu! Kendi üzerinize tutu.turmu. oldu-unuz ate.lerinizin yan na gidin ve onlar namazla söndürün' .eklinde nida eden bir mele-i vard r" hadisini Süyûtî, Makdisî'nin el-Muhtâra's ile Taberânî’nin el-Mu'cemü’l-

kebîr’inden nakletmi., Münâvî de bu bilgiyi herhangi bir tetkîke tabi tutmadan aynen kabul

etmi.tir.519 Yusuf en-Nebhânî'nin el-Fethu’l-kebîr’inde de ayn kaynaklar görmekteyiz.520 Muas r âlimlerden Elbânî'nin Daîfu’l-Câmi'i’s-sa;îr ve Ziyâdetühü isimli eserinde de ayn kaynaklar n ismi geçmektedir.521 Yaln z, verilen bu kaynaklarda bir hata bulunmaktad r. Hata, Taberânî'nin el-Mu'cemü’l-kebîr’inin bu hadisin kaynaklar ndan birisi olarak verilmesidir. Yapt - m z ara.t rma neticesinde bu hadisin, Makdisî'nin el-Muhtâra's ile Taberânî'nin el-Mu'cemü’s-sa;îr ve el-Mu'cemü’l-evsat isimli eserlerinde geçti-ini,522 bunun yan nda el-Mu'cemü’l-kebîr’de geçmedi-ini belirledik. Hadisin as l kaynaklar ndan yap lan tetkik sonucu ortaya ç kan bu durumu, tâlî kaynak konumundaki Münzirî 523 ve Heysemî524 de tasdik etmektedir. Çünkü her iki kaynakta da el-Mu'cemü'l-kebîr hadisin kaynaklar aras nda bulunmamaktad r. Anla. lan o ki, her ne kadar baz eserlerde hadisin kaynaklar aras nda el-Mu'cemü’l-kebîr verilmi.se de, asl nda hadis zikredilen bu kaynakta yer almamaktad r. Kimden ve nas l kaynakland - n tespit edemedi-imiz, fakat rumuzdan kaynaklanma ihtimalini yüksek gördü-ümüz bu hata, bir .ekilde eserlerde kendine yer bulabilmi. ve öylecede devam etmi.tir.

Kaynaklar n remizlerle ifade edildi-i bu tür eserlerde, benzer hatalar n olabilece-ine dair verdi-imiz bu misal bize, ayn zamanda Gümü.hânevî’nin eserine ald - hadislerin hepsini olmasa da birço-unu as l kaynaklar ndan tetkik etme imkân buldu-unu göstermektedir. Çünkü üzerinde durdu-umuz hadisin kayna- n n Gümü.hânevî'de, el-

Mu'cemü’l-evsat olarak verildi-ini görüyoruz.525 Bahse konu hadisin kayna- n n,

519 Münâvî, a.g.e., II, 597 (hn. 2358). 520 Nebhânî, el-Fethu’l-kebîr, I, 411. 521 Elbânî, Daif, s. 284 (hn. 1958).

522 Taberânî, el-Mu'cemü’l-evsat, IX, 173 (hn. 9452), el-Mu'cemü’s-sa;îr, II, 262 (hn. 1135); Makdisî, el-

Muhtâra, VII, 161 (hn. 2590), 162 (hn. 2591).

523 Münzirî, a.g.e., s. 71 (hn. 519). 524 Heysemî, a.g.e., I, 299.

Gümü.hânevî'nin hadisleri tespit ederken kullanm . oldu-u eserlerin her birinde el-

Mu'cemü'l-kebîr olarak verilirken, Levâmiu'l-ukûl'da el-Mu'cemü'l-evsat olarak verilmesini

bir tesadüf eseri olarak göremeyiz. Bu ve benzeri yerlerde do-ru bir .ekilde hareket edip hadisi ilk tahriç eden kimse taraf ndan gerçekten rivayet edilip edilmedi-ini kontrol eden Gümü.hânevî, üzülerek belirtelim ki bu hassasiyetini her bir hadis için gösterememi., bu da zaman zaman kendisinin de benzer hatalara dü.mesine ve ayn hatay devam ettirmesine neden olmu.tur. Yukar da misallerini sundu-umuz hatalar n ortaya ç kmamas için yap lmas gereken .ey, herhalde hadislerin as llar ndan kontrol edilmesi olmal yd . Yapt - m z tetkikler bize, yap lmas gereken bu kontrol uygulamas n n, yer yer yap lm . olsa da, eserin tümüne .amil olacak nitelikte yap lmad - n göstermektedir.

Levâmiu'l-ukûl'da, kaynaklar n hem rumuz ile hem de sarahaten yaz larak

verildi-ini daha önce söylemi.tik. Kaynak isimleri verilirken sadece müellif isminin yeterli görülüp, o müellifin hangi eserinin kullan ld - na dair kaynak isminin verilmemesi, Gümü.hânevî taraf ndan çok s k ba.vurulan uygulamalardan birisi idi. Gümü.hânevî'nin yararlanm . oldu-u kaynaklarda da kullan lmakta olan bu usulde, baz müelliflerin ismi remizle de-il de sarahaten ifade edilmektedir. Biz burada, di-er kaynaklarda ismi sarahaten yaz ld - halde Gümü.hânevî taraf ndan remizle ifade edilmi. olan ve bu esnada da üzerinde hata yap lan bir kaynak üzerinde durmak istiyoruz.

Bu .ekilde yap lan bir hata, Hakîm et-Tirmizî’nin Levamiu’l-ukûl’a, Sünen sahibi Tirmizî olarak geçmi. olmas d r. Oldukça s k yap lm . olan bu hatan n, genellikle hadislerin sonunda zikredilen .ahit hadislerde yap ld - görülmektedir. Bu hatan n kayna- n n, Tirmizî nisbesi oldu-u apaç k meydandad r. Nimdi yap lan bu hata ile ilgili bir misal üzerinde dural m: "Kan, k l ve t rnaklar n z gömünüz ki sihirbazlar onlarla sihir yapmas n" hadisini Gümü.hânevî, Deylemî’den rivayet etmi.tir.526 Bu hadisin .ahidi olarak, Gümü.hânevî taraf ndan .erhin hemen akabinde Sünen sahibi Tirmizî’ye ait olarak verilen hadis ise .udur: "T rnaklar n z kesin ve kesilen t rnaklar gömün. Ellerinizi iyice temizleyin. Di. etlerinizi yemekden (art klar ndan) ar nd r n ve a-z n z çalkalay n.

Huzuruma sararm . di.ler ve kokmu. bir a- zla girmeyin."527 Gümü.hânevî'nin bu hadisi,

el-Câmiu’s-sa;îr’den ald - n tahmin ediyoruz. Tahmin etti-imiz eserde geçen kayna-a

bakt - m zda ise kayna- n, Hakîm et-Tirmizî oldu-unu görüyoruz.528 Öyle anla. l yor ki Gümü.hânevî, hadisin kayna- n tespitte bir hata yapmaktad r. Bu hata da, Sünen sahibi Tirmizî ile Hakîm et-Tirmizî'nin birbirine kar .t r lmas d r. Bu hatan n tespitini, sadece ismi zikredilen iki eseri kar. la.t rarak belirlemedik, ayn zamanda ismi geçen ana kaynaklar üzerinde bir ara.t rma yaparak da tespit etme imkân bulduk.

Bu tip hatalar n bulundu-u yerlerde .ayet Gümü.hânevî, sadece "Tirmizî" demekle yetinmi. olsayd , bunun "Hakîm et-Tirmizî" olarak anla. lmas da mümkün olabilirdi. Yaln z bu tür hatalar n bulundu-u di-er yerlerde genelde,

i

remzinin kullan lm . olmas , böyle bir ihtimali de ortadan kald rmaktad r.529 Çünkü bu remiz, eserde kullan lan remizler bölümünde de zikretti-imiz gibi, Sünen sahibi Tirmizî için kullan lmaktad r. Bununla Hakîm et-Tirmizî'nin kastedilme ihtimali hiç bulunmamaktad r. Remizle de-il de ismin aç k bir .ekilde yaz larak yap lm . olan iktibas say s ise oldukça azd r.530

Benzer Belgeler