• Sonuç bulunamadı

I. BÖLÜM: PARASAL AKTARIM MEKANİZMASI

1.2. PARASAL AKTARIM MEKANİZMASI

1.2.1. Parasal Aktarım Mekanizması Kanalları

1.2.1.3. Kredi Kanalları

1.2.1.3.2. Bilanço Kanalı

Bilanço kanalında, para politikasının etkileri, işletmeler ve hanehalkları açısından değerlendirilmektedir.

1.2.1.3.2.1. İşletme Bilançosuna Etkileri

Bilanço kanalı, banka kredi kanalı gibi asimetrik bilgi sorunundan türetilmiştir. Para politikaları, bilanço kanalı aracılığıyla işletmeleri çeşitli açılardan etkileyebilmektedir. Şöyle ki: Daraltıcı para politikası uygulamaları sonrasında hisse senedi fiyatları düşmekte ve net değeri düşen işletmeler kredi piyasasında daha az ödünç para bulabilmektedirler. İşletmelerin net değeri düştükçe, kredi verilmesi sürecinde karşılaşılabilecek ters seçim ve ahlaki tehlike sorunları artmaktadır. Düşük net değer, borç verenlerin daha düşük değerde bir teminat alabileceğini ve bu nedenle de, ters seçimden kaynaklanan olası zararların daha yüksek olacağı anlamına gelmektedir. Dolayısıyla, yatırım harcamalarının finansmanı için açılacak kredi hacmi azalmaktadır. Ayrıca, işletme sahiplerinin firmalardaki hisselerinin değerinin azalması, işletmenin riskli yatırım projelerine girme olasılığını arttırmakta ve bu da, borcun geri ödenme olasılığını azaltmakta ve ahlaki tehlikeyi de arttırmaktadır. Sonuçta, işletmelerin net

değerindeki azalma, ters seçimi ve ahlaki tehlikeyi arttırdığından, bankalar kredi tayınlamasına yönelmekte ve arz edilen kredi miktarı daralmaktadır. Kredi arzındaki daralma, yatırım harcamalarını ve dolayısıyla, toplam çıktı miktarını azaltmaktadır. Söz konusu süreç, aşağıdaki şematik gösterimle ifade edilmektedir:

M↓ Pe ters seçim↑ ahlaki tehlike ↑ krediler↓ I↓ Y↓

Hisse senedi fiyatlarını yükselten (Pe↑) genişletici para politikası (M↑) ise,

işletmelerin net değerini yükseltmekte ve böylelikle, ters seçim ve ahlaki tehlike azalmaktadır. Bu da, yatırım harcamalarını çoğaltmakta (I↑) ve sonuçta, toplam çıktı miktarı artmaktadır (Y↑). Bu süreç, aşağıdaki şematik gösterimle özetlenmektedir:

M↑ Pe ters seçim↓ ahlaki tehlike ↓ krediler↑ I↑ Y↑

Bilanço kanalı, işletmelerin nakit akımını etkileyerek de çalışmaktadır. Nakit akımı, işletmelerin nakit geliri ile nakit harcamaları arasındaki fark olarak tanımlanmaktadır (Mishkin, 2000:287). Nakit akımı kanalının en önemli özelliği, kısa vadeli nominal faiz oranlarından etkilenmesidir. Dolayısıyla, işletmelerin uzun vadeli borçlarının değil; kısa vadeli borçlarının faiz ödemeleri, nakit akımlarına etki etmektedir. Buradaki faiz kavramı, nominal faiz oranından ziyade reel faiz oranının yatırım harcamalarını etkilediğini savunan geleneksel faiz oranı kanalından farklı olarak, nominal faiz oranını ifade etmektedir. Nakit akımı kanalında, parasal genişlemeyle nominal faiz oranlarının düşmesi, işletmelerin nakit akışını artırmakta ve böylelikle, bilanço yapıları düzelmektedir. Bu durum, ters seçimi ve ahlaki tehlikeyi azaltmakta ve dolayısıyla, kredi miktarı da genişlemektedir. Kredi arzındaki genişleme ise, yatırım harcamalarını ve sonuçta, toplam çıktı miktarını artırmaktadır. Şematik olarak süreç şu şekilde işlemektedir:

M↑ i↓nakit akışı↑ ters seçim↓ ve ahlaki tehlike↓ krediler↑ I↑ Y↑

M↓ i↑ nakit akışı↓ ters seçim ↑ ve ahlaki tehlike ↑ krediler↓ I↓

Y↓

Bilânço kanalı, beklenmeyen fiyat düzeyi kanalıyla da işletmeleri etkilemektedir. Şöyle ki: Borç ödemeleri, sözleşmeler vasıtasıyla nominal anlamda sabitlendiği için fiyatlardaki beklenmeyen bir artış işletmelerin yükümlülüklerini reel anlamda düşürmek ve dolayısıyla, işletme varlıklarının reel değeri yükselmektedir. Genişletici para politikası nedeniyle fiyatlar genel düzeyinde beklenmeyen bir yükseliş

(Pe), işletmenin net değerini arttırmakta ve böylelikle, ters seçim ve ahlaki tehlike

azaltmaktadır. Bu da, arz edilen kredi miktarında genişletmekte ve yatırım harcamalarını çoğaltmak yoluyla toplam çıktı miktarını artırmaktadır. Bu durum şematik olarak şu şekilde işlemektedir:

M  beklenmeyen Pe  varlıkların reel net değeri ters seçim ve ahlaki tehlike  krediler I Y

1.2.1.3.2.2. Hanehalkı Bilançosuna Etkileri

Bilanço kanalı, parasal uygulamaların özellikle işletmelerin bilançoları üzerindeki etkisine odaklanmaktadır. Ancak, bilanço kanalı tüketim harcamaları, özellikle de dayanıklı tüketim malı ve konut harcamaları, üzerinden de işlemektedir. Şöyle ki: Daraltıcı para politikası nedeniyle banka kredilerindeki azalma, diğer kredi kanallarına erişim olanağı olmayan tüketicilerin dayanıklı tüketim malları ve konut harcamalarında bir azalmaya sebep olmaktadır.

Benzer şekilde, daraltıcı para politikası nedeniyle faiz oranındaki artış, hanehalklarının likiditesini olumsuz yönde etkilemek suretiyle, bilânço yapılarını bozmaktadır. Bu durum ‘likidite etkisi’ olarak tanımlanmaktadır. Likidite etkisi görüşüne göre, bilanço etkileri, borç verenlerin kredi verme arzularından ziyade tüketicilerin harcama istekleri üzerinde yönlendirici olmaktadır. Asimetrik bilgi sorunu nedeniyle, dayanıklı tüketim malları ve konutlar akışkan17 değildir. Gelir azaltıcı bir şok, tüketicilerin likiditesinin azalmasına yol açmakta ve dolayısıyla, ihtiyaç nedeniyle

dayanıklı tüketim mallarını ve konutlarını satmasına sebep olmaktadır. Bu durumda, tüketiciler, varlıklarını gerçek değeriyle satamayacaklarını düşünmekte ve böylelikle, büyük kayıp beklentisi içerisine girmektedirler.18 Aksine, eğer tüketiciler finansal varlıklarını daha likit varlıklara yatırırlarsa (paranın bankaya, hisse senedi, tahvile yatırılması), onları piyasa değeri üzerinden kolayca nakde çevirebilmektedirler. Tüketiciler, finansal sıkıntı yaşama olasılıklarını yüksek görürlerse, likiditesi düşük dayanıklı tüketim mallarına veya konut benzeri varlıklara yatırım yapmayıp, daha likit varlıkları elde tutmayı tercih etmektedirler.

Tüketicilerin bilanço yapıları, tüketicilerin, finansal sıkıntıya girme olasılıklarına ilişkin tahmin yürütmelerini sağlamaktadır. Tüketiciler, borçlarına oranla ellerinde daha fazla likit varlık bulundurdukları zaman, finansal sıkıntıya girme öngörüleri düşük olmakta ve daha fazla dayanıklı tüketim malı veya konut almaya yönelmektedirler. Benzer şekilde, genişletici para politikası sonucunda yükselen hisse senedi fiyatları (Pe), tüketicilerin finansal varlıklarının değerini yükseltmekte ve bu da, güvenli bir finansal pozisyona sahip olduklarını düşünmelerine sebep olarak, tüketim harcamalarını artırmalarına yol açmaktadır. Sonuçta da, toplam talep (Y) artmaktadır. Süreç şematik olarak şu şekilde ifade edilmektedir:

M Pe finansal varlıklar finansal sıkıntı olasılığı dayanıklı tüketim malları ve konut harcamaları Y

Daraltıcı para politikası ise, mekanizmanın aksine işlemesine neden olmaktadır. Başka bir ifadeyle, parasal daralmayla faizler artmakta ve bu nedenle, dayanıklı tüketim malları ve konut gibi varlıkların likiditesi düşmektedir. Ayrıca, hisse senedi fiyatları düşmektedir. Dolayısıyla, tüketicilerin nakit akımı daralmakta ve finansal sıkıntıya girme olasılıkları arttırmaktadır. Bu durumda dayanıklı tüketim mallarına ve konuta yönelik harcamaları da azalmaktadır. Sonuç olarak, toplam talep olumsuz yönde etkilenmektedir. Parasal daralmada süreç, şematik olarak şu şekilde işlemektedir:

M i finansal varlıklar finansal sıkıntı olasılığı dayanıklı tüketim malları ve konut harcamaları Y

veya,

M Pe   finansal varlıklar finansal sıkıntı olasılığı dayanıklı tüketim malları ve konut harcamaları Y