• Sonuç bulunamadı

BÖLÜM 2: KONUŞMA ÇÖZÜMLEMESİ ODAKLI ÇEVİRİ ORTAMI

2.4. Çalışmanın Sözel Boyutu: Sözlü Dilde Soru Sözceleri

2.4.1. Soru Sözcelerinin Sınıflandırılması

2.4.1.1. Biçimlerine Göre Sorular

Biçimlerine göre soru sözceleri, Türkçede “mi” soru ekinin varlığına ve yokluğuna sınıflandırılabilir. Morfolojik bir dil olan Türkçede, bu biçimbirimin (morpheme) soru sözcesi oluşturulmasında sıklıkla kullanılıyor olması, böylesi bir sınıflandırmanın sebebi olarak kabul edilebilir. Biçimbilimsel yapılarına göre oluşturulan sınıfları bir şema halinde verebiliriz (Yılmaz ve Özsöz, 2010: 564) :

Sözceleme Anı (Karşılıklı Sözceleme)

K1 (önceki sözce) → K2 (soru sözcesi) → K1 veya K21 (sonraki sözce)

64

Yapısal açıdan biçimlerine göre 3 temel sınıfta ele alınabilecek soru değeri taşıyan sözceler, edimbilimsel bir yaklaşımla, dilin sözlü olarak gerçekleştiği anın içinde sözcelem değeri ve işlevi açısından incelenecektir.

1. “–mi” soru eki ile kurulan soru sözcelerini dört alt başlıkta ele almak mümkündür: (i) onaylama gerektiren sorular, (ii) sorgulama değeri taşıyan sorular, (iii) alıcıya yöneltilen sorular, (iv) odaklama yapan sorular.

• (i) Onaylama gerektiren sorular, konuşan öznenin alıcıdan onaylama talebini bildirir ve genellikle “değil mi?”, “doğru mudur?”, “anladın mı?” gibi sözcenin sonunda yer alan eklenti sorularıdır (question tag). Konuşmacı alıcıdan söylediklerini onaylamasını bekler. Bu soru kalıpları ile konuşmacı, muhatabı ile söyleminin konusu üzerinde bir anlaşma eğiliminde olduğunu gösterir (Yımaz ve Özsöz, 2010: 558).

(1) Soru göstergesi: “değil mi?” MN37- oturup yazıp çizelim bir şeyler

SY 39- haa onu diyorduk # or(a)da kalmıştı değil mi {konu} (?) # yani yazıp çizme meselelerinde ## yani biz aslında # bu meslekteki almış olduğumuz yol itibariyle baktığımız zaman # fena çalışmadık {aslında} (…)

Yukarıdaki örnekte, “biz” kişi adılı, “diyorduk/almış olduğumuz/baktığımız zaman/fena çalışmadık” gibi yüklemsel biçimler, karşılıklı anlaşma (consensus) eğilimine dayalı söylem göstergeleri olarak kabul edilebilir.

(2) Soru göstergesi: “doğru mudur?”

BÖ5- ee özellikle iletişim çağında bulunduğumuz şu dönemlerde iletişimin çok önemli olduğu şu dönemlerde televizyonun özellikle medyanın # görsel medyanın etkisi

tartışılmaz herhalde doğru mudur (?)

Biçimlerine Göre sorular

1. –mi soru ekli 2. –mi soru eksiz 3. Ünlemsel sorular

65 ZS4- <evet doğrudur>

Bu örnekteki “tartışılmaz” sözü kesin yargı değeri taşımaktadır. Bununla birlikte, bu sözü takip eden ve bir belirsizlik kipi olan “herhalde”, konuşmacının, düşüncesini karşı tarafa dayatma eğilimde olmadığına işaret eder ve hemen devamında alıcının konuya dair düşüncesi sorulur.

(3) Soru göstergesi: “(sen) anladın mı?”

BK2- geri planda kalıyo(r)lar işte bunu göstermek için ya da kadınların kendi seslerini duyurabilmeleri için # çünkü başka zamanlar duyuramıyo(r)lar {anladın mı} (?) (…) Bu örnekte ise, gizil adıl “sen”, söylemin karşılıklı anlaşma çerçevesinde geliştiğini gösteren bir belirteç olarak kabul edilebilir. Karşı taraftan onay bekleyen konuşmacı, bu onayı almaksızın söylemine devam etmiştir.

• (ii) Sorgulama değeri taşıyan sorular, konuşan öznenin sözcelem anında soruyu sorduğu ve hemen arkasından yanıtını kendisinin verdiği sorulardır ve olumlu/olumsuz yapıda kullanılabilir. Konuşmacının genellikle uzun süreli söyleminin içinde gelişir ve muhatabın sorudan önce veya sonra bir müdahalesi olmaz (Yımaz ve Özsöz, 2010: 559).

(4) Soru göstergesi: “verebiliyor muyuz?”, “görsün mü?”

MN126- şunu kastetmiyorum # biz zaten bur(a)dan maaş alıyoruz onu yapıyoruz # yani

hakikaten bir şeyler verebiliyor muyuz (?) # yoksa gelişigüzel # dostlar alışverişte görsün mü (?) # onu ondan uzak durmamız lazım diye söylüyorum

Bu örnekte, “hakikaten” sözü gerçeklik değeri taşıyan bir kiptir. “ver-ebil-iyor muyuz?” sorusunda bulunan “-ebil” eki mümkün olma(ma) durumunu sorgulayan bir biçimbirimdir ve 1. çoğul kişi “-uz” ekini içeriyor olması sorgulama (questioning) ile birlikte bir anlaşma niyeti olduğunu ortaya koymaktadır.

(5) Soru Göstergesi: “kötü mü olur?”

MN91- hâlbuki insan sormaz mı (?) # ne yapıyorsun neyle ilgileniyorsun (?) # bu yazdıkların çizdiklerin neler (?) # en azından gelen insandan ülkeyle ilgili konularla ilgili bir konuşma yapmasını isteseler # bir toplantı olsa bir tartışma ortamı yaratılsa # kötü mü olur (?) # ama kimsenin um(u)runda değil (!) (…)

66

Bu örnekte, “ol-sa” ve “yaratıl-sa” içinde yer alan “-se/-sa” biçimbirimleri dilek kipi olarak karşımıza çıkmaktadır. Takip eden “kötü mü olur?” soru sözcesi ise duygusal bir değer (emotive expression) taşıyan ünlemsel bir anlatım ifadesidir. Konuşmacının sorunun hemen ardından “ama kimsenin umurunda değil (!) sözcesi söylemin duygusal değerini pekiştirmekte, alıcının da bu duruma karşıt bir fikir öne sürmesinin de önüne geçmektedir. Bir anlamda, karşı taraf anlaşmaya zorlanmaktadır. “kötü mü olur?” ile “kötü olur mu?” arasında önemli söylemsel bir fark vardır. Birinci ifadede konuşmacı alıcıya durumun “kötü olmadığı-olmayacağına” yönelik bir mesaj verirken (aslında iyi olabilir!), ikinci ifade biçiminde durumun hem iyi hem de kötü olma olasılığı sorgulanmaktadır.

(6) Soru göstergesi: “geldin mi?”

AUY51- sen bakalım bir kere mezun olabilecek # eee şeyin var mı {senin} # bilgi seviyesine geldin mi (?) # farz et ki mezun oldun # acaba o bilgi seviyesini kazanmadan ne vereceksin {çalıştığın işyerine} (?) # (…)

Bu soru sözcesi, bir örtük (implicit) anlam barındırır. Zira asıl kastedilen anlamın “senin alandaki bilgi seviyen tartışılır” olduğu anlaşılmaktadır.

Kimi sorgulama değeri taşıyan soru sözcelerinde, olumlu ve olumsuz yapılar bir arada kullanılır. Arka arkaya olumlu + olumsuz yapı şeklinde dizilen alternatifli sorular, karşı tarafa seçenek sunularak sorulan ve bir anlamda da verilebilecek yanıtı sınırlayan soru sözceleridir (Yılmaz ve Özsöz, 2010: 560). Bu durum aşağıdaki kesitte örneklendirilmiştir:

(7) Soru göstergesi: “yapıyor mu yapmıyor mu?”

MN88- kesinlikle bir denetim olacak # inanır inanmaz # o onun meselesi # ama benim

verdiğim işi yapıyor mu yapmıyor mu (?) # onu denetlemem lazım # (…)

• (iii) Alıcıya yöneltilen sorular, konuşmacının muhatabı ile anlaşma veya anlaşmazlık eğiliminde olduğunu gösteren soru sözceleridir. Olumlu veya olumsuz yapılarda kullanılabilir.

(8) Soru göstergesi: “yok mu?”

AUY47- eee # ben genç nesilleri de orta yaşlı nesilleri de gördüğüm zaman aynı fikirde değilim {yani} (!) #

67 MN94- ama arada bir fark yok mu {yani} (?) #

AUY48- bence insanlar eskiden daha birbirlerine saygılılardı

Bu örnekte, “aynı fikirde değilim” sözdizimsel yapısı, söylemde somut bir anlaşmazlık olduğuna işaret eden bağlamsal bir göstergedir. “ama arada bir fark yok mu {yani}” sözcesindeki yüklem sonrası bir kullanım (post-rheme) olan “yani” ise, söylenmek istenen olgunun tersini işaret eder. Konuşmacı, örtük olarak aslında “arada bir fark olmalı” düşüncesini, bir soru sözcesi vasıtasıyla karşı tarafa açmak ve durumu sorgulamak istemektedir. Sözcelem durumuna göre, bu söylem bir anlaşmazlık eğilimi olduğunu gösterir.

(9) Soru göstergesi: “düşünebiliyor musun?”

MN155- Türk ahlakına uygun # üstelik ben Türkçe biliyorum # o nedenle yani

düşünebiliyor musun (?) # çünkü Fransızca öğretirken Türk ahlakı öğretilmez ki (!) #

Fransızın ahlakı # Fransızın kültürü öğretilir # (…)

Konuşmacı, örtük olarak böyle bir şeyin aslında düşünülemez olduğuna dolaylı bir söylem ile işaret ettiği “-ebil + mi” soru kalıbını kullanmaktadır. Sorgulama değeri taşıyan olumsuz bir yapı olmasına karşın, konuşmacının karşı taraf ile uzlaşı arayışında olduğuna yönelik bir ileti söz konusudur.

• (iv) Odaklama yapan sorular, sözlü dilde sıklıkla karşılaşılan ve sözdizimsel biçimi itibariyle oldukça uzun sözcelerdir (Yılmaz ve Özsöz, 2010: 561).

(10) Soru göstergesi: “var mı?”

ZS1- ee bizim gibi yabancı dili ünivers(i)telerde ee özellikle akademik ilerlemelerde kullanan pek fazla ülke yok parmakla sayılabilecek eee bi(r)kaç tane ülke var # <mesela

Japonya’da acaba böyle bir zorunluluk var mı (?)> evet Japonya’da var mı yaaani Amerika’da var mı yaani bi(r) aa(.) Almanya’da <Avrupa Birliği ülkelerinde var mı (?)> var mı {yani} (?)

Bu sözlü dil kesitinde, “var mı?” soru yapısının 5 kez tekrarlanarak kullanılmış olması, bu soru üzerinde bir odaklama yapılmak istediğine işaret eden sözdizimsel bir göstergedir. Son tekrarın hemen ardından kullanılan {yani} sözü, konuşmacının söz sırasını alıcıya bırakmak istediğinin ve konuyu açımlamak için doğrudan alıcıya hitap ettiğinin somut bir göstergesidir. Bu süreçte, alıcının da iki kez aynı soru göstergesinden

68

sonra araya girmiş olması, o soru göstergesini söz sırası alma açısından geçişe uygun yer (transition relevance place) olarak kabul ettiğine de işaret eder. Lakin konuşmacı, söz sırasını ancak 5. tekrardan sonra alıcıya bırakır.

2. “-mi” soru eksiz kurulan soru sözceleri üç alt başlıkta ele alınabilir: (i) sorgulama (kendi kendine sorma), (ii) muhataba(alıcıya) yöneltilen sorular, (iii) aktarılan söylemde sorular.

• (i) Sorgulama yapılan soru sözcelerinde, konuşan özne kendini sorguluyormuşçasına, soruyu sorduktan hemen sonra söz sırasını alıcıya bırakmaksızın cevabı da kendisi verir. Verdiği cevap sözcesinde, soruda yer alan bir unsuru tekrar eder veya “çünkü” gibi bir bağlaç ile “sebep-sonuç” ilişkisine yönelik bir sözce ile söylemine devam eder (Yılmaz ve Özsöz, 2010: 562).

(11) Soru göstergesi: “…ne?”

MN- aslında nesil gitgide hakikaten tek yüzlü oluyor # bu güzel bir şey # sevindirici bir şey düşündüğünü söyleyebiliyor # eksik olan ne (?) eksik olan orta öğretimin iflas etmesi (!) # (…)

Soru sözcesindeki soru göstergesini tekrar eden konuşmacı, soruyu kendisi sorup cevabı da kendisi vermektedir. Bu durum, “kendine dönüşlü bir sorgulama sözcesinin” örneğidir (Yılmaz ve Özsöz, 2010: 562).

• (ii) Muhataba yöneltilen sorularda, sorudan hemen sonra kısa da olsa bir duraklama olur. Bu duraklama söz sırası oluşturma birimi (turn construction unit) olarak kabul edilebilir. Alıcı, sözü alır ve soruyu cevaplar. Muhataba yönelik soruların büyük kısmının “açımlamalı sorular olduğundan söz etmek mümkündür. Bu soru sözcesi de, “yani” bağlacı ile açımlandıktan sonra, kısa bir durağı takiben söz sırası alıcıya geçer. (12) Soru göstergesi: “yüklem/yorum (rheme) + -mi?”

SY67- yani görevimizi yapmak çözüm mü (?) bitiyor mu (?) görevi yapmak tek sebep

mi (?) yani tek çözüm mü(?)

AUY67- eee işte or(a)da ben de onu demek istiyorum

Yukarıdaki açımlamalı sorulara verilen örneğin birden fazla soru sözcesi içerdiği görülmektedir. {yani} bağlacı da aynı örnekte olmak üzere soru sözcesinin açımlanması

69

için kullanılmıştır. Açımlamanın birkaç kez tekrar etmesi, soru sözcesini oluşturan konuşan öznenin soruyu alıcı için daha açık bir dille ifade etme kaygısı olarak yorumlanabilir. “Yani” bağlacının iki tekrarlanarak birinci ve dördüncü soru sözcelerinin başında yer alması ve toplamda dört kez farklı soru sözceleri ile açımlama yapılmış olması, sözcelem durumu açısından bakıldığında, karşılıklı anlaşmanın sağlanmasına yönelik edimler olarak kabul edilebilir.

• (iii) Aktarılan söylemde sorular, başkası tarafından oluşturulmuş soru sözcelerinin konuşmacı tarafından alıcıya aktarıldığı durumlardır. Aktarılan söylemde üretilen soru sözcelerin sonunda genellikle ünlem değeri taşıyan bir sözce kullanılır.

(13) Soru göstergesi: “… hangi … ?”

MN139- “geldi” zaman diyor # geldiği zaman demeyi bilmiyor # bu liseyi bitirmiş #

“oğlum” diyorum # “evde hangi dili kullanıyorsunuz (?)” # “Türkçe kullanıyoruz {hocam}” diyor # e peki bu Türkçe mi (?) # öyle garip durumlar ki (!)

“Aktarılan sorular + ünlem sözcesi” kullanımı, konuşmacının alıcıya aktarmak istediği söylemin şahsi düşüncesi olduğunu ve bu düşünceyi karşı taraf ile aktarma yoluyla paylaşmak niyetinde olduğunu gösterir (Yılmaz ve Özsöz, 2010: 563). Ayrıca, aktarılan söylem ardından kullanılan “öyle garip durumlar ki” ünlem içerikli sözce, alıcıya karşı gelme fırsatı tanımaz ve muhtemel bir anlaşma zeminine işaret eder.

3. Ünlemsel soru sözceleri veya bürün odaklı sorular: daha ziyade tonlama farkı ile verilen ve ünlemsel değer taşıyan ezgisel soru sözceleridir (Yılmaz ve Özsöz, 2010: 563). Bu tür soru sözcelerinin, hem biçimsel hem de bürünsel (prosodic) özelliklerinin de irdelenmesi gerekir.

(14) Soru göstergesi: “peki niye… yani niye… peki?”

BK78- insanların yaşadıkları ya da ne bileyim # başka bi(r) şey # modern # kültüre dayalı bi(r) şey # o yüzden # o daha başka farklı (…)

ÖM68- peki niye seyrediyoruz (?) # yani niye dizileri seyrediyoruz {peki} (?) ÖÖ71- aslında evet bi(r) dizi ne kadar sürüyo(r) (?) bi(r) saat sürüyo(r) değil mi (?) İki soru sözcesinin {yani} bağlacı ile bağlanıyor olması bir açımlama isteğinin ötesinde bir “pekiştirme/vurgulama” niyeti taşımaktadır. Sözü edilen pekiştirmeyi/vurgulamayı

70

sorunun tonlama yapısı desteklemektedir. Alıcının soruya soru ile karşılık verirken, sözcesine “aslında evet” ile başlamış olması anlaşmanın çoktan sağlanmış olduğunun açık bir işaretidir.