• Sonuç bulunamadı

3.2. İkili Ticaretin Türkiye Açısından Sektörel Analizi

3.2.2. Rusya Pazar Sektörlerine Türk Yatırımları

3.2.2.2. Bavul Ticareti

Türkiye’de ikamet etmeyen yabancıların veya yurt dışında oturma müsaadesi bulunan Türk vatandaşlarının ülkemizden satın aldıkları malları beraberinde yurt dışına çıkarmalarına BAVUL TİCARETİ adı verilmektedir.95 Bazen yolcuların satın aldıkları mallar, ülkeyi terk ettikten sonra arkalarından da gönderilmektedir. Özellikle Sovyetler Birliği’nin dağılmasından sonra Türkçeye giren terim, halk arasında “Laleli piyasası” olarak tanınmaktadır. Gümrük açısından herhangi bir sınırlamaya konu olmayan bavul ticaretini basit bir şekilde ifade edecek olursak, kayıt dışı ticareti ifade etmektedir. Mehmet Tosuner’e göre kayıt dışı ticaretin balıca nedenleri aşağıdaki gibi sıralanabilinir:96

• Mali ve ekonomik nedenler ( enflasyon, gelir dağılımı, vergi adaleti)

• Hukuki nedenler ( Yasaların basit ve açık olmaması, sık değişikliğe uğraması, vergi oranlarının yüksekliği, istisna ve muafiyetler, üniter yapıdaki bozulma, defter tutma hadleri)

• İdari nedenler( Vergi idaresinin organik yapısı, teknik yapı, personel yapısı ve denetim mekanizması)

• Sosyal nedenler(Vergi ahlakı, mükellef psikolojisi ve tarihsel nedenler) • Siyasal nedenler ve baskı gruplarından kaynaklanan nedenler.

94http://www.kobifinans.com.tr/tr/dispazar/041304/23663 (01.09.2010) 95http://www.satkurtul.com/tr/haberler.asp?s=8 (01.09.2010)

96 Mehmet Tosuner, “Vergi Kayıp ve Kaçakları Sorununa İlişkin Görüş ve Öneriler”, Vergi Sorunları,

Bavul ticareti, 1970’li yılların ortalarından itibaren özellikle Polonya, Macaristan, Yugoslavya, Çek Cumhuriyeti, Slovakya, Romanya ve Bulgaristan vatandaşları tarafından başlatılmıştır. Zamanla gelişen bu ticaret, 1990 yılından itibaren basta Rusya federasyonu olmak üzere, Beyaz Rusya, Ukrayna, Estonya, Letonya, Makedonya, Moldova ve Türkiye Cumhuriyetlerin de katılmasıyla yıllık 13-15 milyar dolar seviyesine ulaşmış bulunmaktadır. Bu ülkelere bazı Arap ülkelerini de dâhil edebiliriz. Basta tekstil ve tekstil ürünleri olmak üzere, deri mamulleri, gıda maddeleri, her türlü plastik ve madeni eşyalar ve inşaat malzemeleri gibi ülkemizde üretimi yapılan her türlü mal bu ticaret seklinin kapsamına girmektedir.97

Bavul ticareti Rusya-Türkiye ticari ilişkilerde çok önemli bir yer tutmaktadır. Doksanlı yıların başlarından itibaren hızla artmakta olan bavul ticaretinin başta sağladığı döviz geliri olmak üzere ülkemiz ekonomisine önemli ölçüde katkıda bulunduğu bir gerçektir. Bavul ticareti sayesinde, bugüne kadar ihraç konusu olmayan mallarımız için ihraç potansiyeli yaratılmış ve küçük esnaf ve sanayicilerimizin dış pazarlarla tanışmaları ve bu çerçevede kayıtlı ihracata yönelmeleri açısından da önemli gelişmeler kaydedilmiştir.

Ancak, bavul ticaretinin kayıt dışı olması itibariyle kayıtlı ekonomi aleyhine haksız rekabet yarattığı ve kalite ve standart denetimine tabi olmaması nedeniyle de Türk malı imajını zedelediği gerçeği de göz ardı edilmemelidir. Ayrıca, Rusya Federasyonu da bavul ticaretinin iç sanayini olumsuz yönde etkilediğini, bütçe gelirlerinin önemli bir kalemini oluşturan gümrük vergisinde önemli bir gelir kaybına yol açtığını, söz konusu ticarete konu olan malların kalite ve standart denetimine tabi olmaması nedeniyle tüketiciye zarar verdiğini öne sürerek, bu ticaret şekline 1 Mart 2006`dan itibaren 35 kiloya indiren Moskova, mal gönderim süresini de bir haftadan bir aya çıkarmış, kararın ardından sınırı aşan yüklerden yüzde 30 Gümrük Vergisi tahsil edilmeye başlamış, ayrıca gümrüklerde otomasyona geçecek olan Rusya, yılbaşından itibaren de yolcu beraberi yük miktarını 15 kiloya düşüreceğini bildirerek kısıtlamalar getirmiştir.98

97 “Rusya Federasyonu Ülke Raporu”, Konya Ticaret Odası, Haziran 2006, s. 26. 98http://www.tumgazeteler.com/?a=1477219 (01.09.2010)

Tablo 6. Bavul Ticaretini 10 yıllık Gelişim Seyri99

Rusya Federasyonu Ekonomik Kalkınma ve Ticaret Bakanlığı, yaptığı basın açıklaması ile bavul ticareti uygulamasına son verecek önlemlerin uygulamaya konulacağını duyurmuştur. Ülke DTÖ’ ye üyelik sürecindedir. DTÖ kuralları bavul ticaretine yer vermemektedir. Rus makamlarınca bu yolla ticarete kademeli olarak son verileceği ifade edilmektedir. Bu bakımdan özellikle tekstil, deri, inşaat malzemeleri, ayakkabı, gıda ve plastik ürünleri sektörlerinde faaliyet gösteren ve Rusya ile bavul ticaretinde bulunan Türk firmalarının bu gerçeği göz önünde bulundurarak normal ihracata yönelmeleri ve pazarlama faaliyetlerini bu doğrultuda yürütmek üzere çalışmaları gerekmektedir.100

Böylece Rusya'da üretim yetersizliği ve talep fazlalığı nedeniyle 1990'ların başında "ihtiyaçtan doğan" bir ticaret şekli iken, 1995 yılından itibaren iki ülke arasındaki bavul ticareti gerileme eğilimine girmiştir. Bavul ticaretinin gerilemesinden en fazla etkilenecek sektörler arasında başta tekstil olmak üzere, deri ürünleri, inşaat malzemeleri, ayakkabı, gıda ve plastik ürünleri ilk sırada yer almaktadır.

Bu itibarla, anılan ticaretin yasal bir zemine oturtulması ve başta Rusya Federasyonu olmak üzere, bavul ticaretinin yöneldiği diğer tüm ülkelerde alternatif pazarlama metotlarının geliştirilerek bu büyük potansiyelin dış ticarete aktif olarak yönlendirilmesi; Türkiye menşeli malların kalite ve standart denetiminin sağlanması, gelecekte büyük bir potansiyel arz edecek Rusya pazarında kaliteli Türk malı imajının yerleştirilmesi açısından çok büyük önem arz etmektedir. Bu amaçla 1996 yılında Türkiye ve Rusya arasında imzalanan protokole göre Moskova’da Türkiye ürünlerini tanıtmak ve doğrudan nihai tüketiciye sunmak amacıyla Türk Ticaret

99 TCMB

100 Gürkan Cihangir Şen, Türkiye Rusya Federasyonu Ekonomik ve Ticaret İlişkileri, RTİB

Merkezi kurulması çalışmalarının başlatılması, kaliteli Türk malı imajının yaratılmasına yönelik atılmış çok önemli bir adım olarak nitelendirilmelidir.

Uygulamalar sonucu bavul ticareti gerileme dönemine girmiş ve bunun çözülmesi için çareler aranmaya başlanmıştır. Gerilemenin nedenleri arasında şunlar yer almaktadır:

¾ Rusların Türkiye yerine Çin, Polonya, Birleşik Arap Emirlikleri gibi diğer birtakım pazarlara yönelmeleri ve bu ülkelerin görece ucuz mallarının artan bir rekabet ortamı yaratması.

¾ Rus Hükümeti’nin IMF, DTÖ ve diğer uluslararası kuruluşlarla

müzakereler çerçevesinde kayıtdışı ekonomi ve bavul ticareti konusunda sınırlamalara gitmesi.

¾ Rusya’da yerli üreticilerin güçlenmesi ve güçlü Batılı firmaların pazara girmesiyle birlikte bavul ticaretine karsı kampanyaların başlaması. ¾ Rusya Hükümeti tarafından uygulanmaya başlanan ithal ikameci

politikalar çerçevesinde bavul ticaretine konu olan çok sayıda malın ülke içerisinde üretilmeye başlanması.

¾ Bavul ticareti kapsamında alışverişi yapılan ürünlerin kalitesi konusunda ortaya çıkan şüpheler.

¾ Birçok yabancı girişimcinin Moskova’da mağaza açarak faaliyet göstermeye başlamasıyla birlikte talebin gerilemesi.

¾ Kur hareketlerinde yaşanan dalgalanma.101

Yukarıda da belirtildiği gibi bavul ticaretine getirilen kısıtlamaların ardından Laleli esnafı da çıkış yolu arıyor. Bunlardan biri, Moskova’nın çıkardığı zorlukları Rusya’da şirket kurarak aşmaktır. Bavulla satış yapanlar 5-6 kişilik gruplar oluşturarak, ‘dış ticaret’ firması kuruyor. Amaç, ticaretin şirketler üzerinden gerçekleştirmesini sağlamaktır.102

101 “Rusya Federasyonu Ülke Raporu”, Konya Ticaret Odası, Haziran 2006, s. 26.

Uzman ve çeşitli dernekler, bavul ticaretinin bitmiş olması iki ülke arasındaki ticaretin bittiği anlamına gelmediğini bildiriyor ve sistemli dış ticaret yapmak için birleşme çağrısı yapıyor. Örneğin bu konuda ilk adımı kot kumaşı üretenler attı ve 10 denim firması bir araya gelerek Rusya’ya mal gönderdi. Yetkililer tarafından Rusya’da ofis açmaya yönelik teşviklerin artacağı ve ortak şirket kurarak Lalelinin bir anlamda bu ülkeye taşınacağı belirtilmektedir. Bazı şirket ve dernekler hükümetin bu aşamada devreye girip sorunu çözmesi gerektiğine dikkat çekiyorlar ve Lalelinin çökmesi ticarette bütün Doğu Bloğu kaybedilme endişesi yaşanmaktadır.

Sonuç itibariyle Moskova’nın amacı iki ülke arasındaki ticareti kayıtlı hale getirmek gibi görünse de, asıl hedef ülkeye yatırım çekerek yerli sanayiye teknoloji ve becerinin getirilmesidir. Bavuldaki düşüşe rağmen Rusya’ya ihracatta artış yaşanması dikkat çekiyor.