• Sonuç bulunamadı

Basel-I Kriterleri Çerçevesinde Türk Bankacılık Sisteminde Yapılan

2.2 TÜRK BANKACILIK SĐSTEMĐNĐN BASEL-I SONRASI ANALĐZĐ

2.2.2 Basel-I Kriterleri Çerçevesinde Türk Bankacılık Sisteminde Yapılan

Basel Komitesi’nin 1988 yılında yayınladığı Basel Sermaye Uzlaşısı, uluslararası alanda faaliyet gösteren bankalar için standart bir sermaye yeterlilik oranını benimsemekteydi. Her ne kadar G-10 ülkeleri için tasarlanmış olsa da 100’den fazla ülkenin bu standartları benimseyerek uygulaması ile Basel-I, bankacılık sisteminde önemli bir yer edinmiştir. Türkiye’de de 1988 Basel Sermaye Uzlaşısı’nı benimseme adına yapılan ilk düzenleme 26 Ekim 1989 tarih ve 20324 sayılı resmi gazetede yayınlanan 3182 sayılı Bankalar Kanunu’na ilişkin 6 sayılı tebliğle uygulamaya konulmuştur.

Türk Bankacılık Sistemi Basel-I standartlarını benimsemeden önce de sermaye yeterliliği konusunda düzenlemeler yapmıştır. 1980’li yıllara kadar olan dönemde 2243, 2999, 7129 ve 3182 sayılı Bankalar Kanunları’na bağlı olarak çıkarılan yönetmeliklerle yapılan düzenlemeler bu kapsama girmektedir.

1988 Basel sermaye yeterliliğinin standartlarını Türk Bankacılık Sistemine uygulayan 6 sayılı tebliğ, “bankaların sermaye artırımlarında ve özkaynaklarının mevcut ve potansiyel riskler nedeniyle oluşacak zarara karşı korunmasında uyulacak Sermaye Tabanı/Risk Ağırlıklı Varlıklar, Gayrinakdi Krediler ve Yükümlülükler standart rasyosu ile ilgili tanımları, uygulama yöntemlerini, risk ağırlıklarını ve

asgari orana ilişkin açıklamaları” içermektedir. Yayınlanan bu tebliğin amacı, bankaların sermaye artırımlarının ve özkaynaklarının, üstlendiği riski karşılayabilecek bir seviyede tutulmasını sağlamaktır.

6 sayılı tebliğde Basel-I gereği sermaye, ana sermaye ve katkı sermaye olmak üzere ikiye ayrılmıştır. Ana sermaye ve katkı sermaye toplamından, sermayeden indirilen kalemler toplamı düşüldükten sonra, sermaye yeterliliği rasyosunun payını oluşturacak olan sermaye tabanına ulaşılmaktadır. Ana sermaye, katkı sermaye ve sermayeden indirilen değerleri oluşturan kalemler aşağıdaki listede verilmektedir: Ana Sermaye:

• Ödenmiş Sermaye • Kanuni Yedek Akçeler

• Đhtiyari ve Fevkalade Yedek Akçeler • Muhtemel Zararlar Karşılığı

• Bünyede Bırakılan Bilanço Karı • Bilanço Zararı

Katkı Sermaye:

• Banka Sabit Kıymet Yeniden Değerleme Fonu (%50’si)

• Đştirakler ve Kuruluşlar Sabit Kıymet Yeniden Değerleme Fonu (%50’si) • Kalkınma ve Yatırım Bankalarının Sermaye Benzeri Kredileri Sermayeden

Đndirilen Değerler: • Mali Đştirakler

• Özel Maliyet Bedelleri • Đlk Tesis Giderleri • Peşin Ödenmiş Giderler

Değerinden Küçük ise Aradaki Fark Kadar Tutar

Yine Basel-I gereği banka aktifleri, gayrinakdi krediler ve yükümlülükler %0,%20,%50 ve %100 risk ağırlıkları ile hesaplanarak, risk ağırlıklı varlıklar toplamına ulaşılmaktadır. Bu toplam ise sermaye yeterlilik rasyosunun paydasını vermektedir. Tebliğin uygulama takvimine göre bankalar 1989 yılı için %5, 1990 yılı için %6, 1991 yılı için %7 ve 1992 yılı için %8 sermaye yeterliliği rasyolarını sağlamalıdırlar.

1993 yılında 6 sayılı tebliğde bir değişiklik yapılarak, kalan vadesi 5 yıl ve daha uzun olan sermaye benzeri kredilerin, katkı sermayeye dahil edilmesine karar verilmiştir. 9 Şubat 1995’te ise 12 sayılı tebliğ yayınlanarak, 6 sayılı tebliğ yürürlükten kaldırılmıştır. Yeni sermaye yeterliliği tebliği ana sermaye, katkı sermaye ve sermayeden indirilen değerler başlıklarında bazı değişiklikler getirmiştir. Aşağıdaki tabloda iki tebliğ karşılaştırılarak, yenilikler ve farklılıklar incelenmektedir.

Tablo 2.18: 6 ve 12 Sayılı Tebliğlerin Karşılaştırılması 6 Sayılı Tebliğde Getirilen

Düzenleme 12 Sayı Tebliğ ile Yapılan Değişiklik ve Eklemeler

Ana Sermaye:

• Bünyede bırakılan bilanço karı

• Bilanço zararı (-)

Ana Sermaye – Değişiklik:

• Üç aylık hesap özetindeki dönem karı ve geçmiş yıllar karı toplamı

• Üç aylık hesap özetindeki dönem zararı ile geçmiş yılların zarar toplamı (-)

Katkı Sermaye:

• Banka sabit kıymetler, iştirakler ve kuruluşlar sabit kıymetler yeniden

değerleme fonları, %50’si oranında dikkate alınır.

Katkı Sermaye – Değişiklik

• Banka sabit kıymet yeniden değerleme fonu %100 oranında; iştirakler ve kuruluşlar %75 oranında dikkate alınır. Katkı Sermaye –Yeni:

• Krediler serbest karşılığı – SYR’nin paydasının %2’sini aşan kısmı dikkate alınmaz.

Sermayeden Đndirilen Değerler: • Mali Đştirakler Bankalar,

sigorta şirketleri ve finansal kiralama şirketleri

Sermayeden Đndirilen Değerler – Ekleme: • Mali Đştirakler: Özel finans kurumları,

sermaye piyasası aracı kurumları, finansman factoring ve yatırım danışmanlığı şirketleri, risk sermayesi kuruluşları, yatırım ve genel finans ortaklıkları ve finansal şirketlerde olan iştirakler de kapsandı

Sermayeden Đndirilen Değerler – Yeni • Türkiye’de faaliyet gösteren diğer

firmalara verilen sermaye benzeri krediler

• Kamu ve tüzel kişiler hariç banka sermayesinin %10’ndan fazlasına sahip ortaklarına kullandırılan krediler.

Kaynak: DEĞĐRMENCĐ, Nihal (2003), “Sermaye Yeterliliği Konusundaki

Basel Standartları ve Seçilmiş Bazı Ülkelerdeki Uygulamaların Değerlendirilmesi”, TCMB Uzmanlık Yeterlilik Tezi, Ankara, s. 94

12 sayılı tebliğde, sermaye yeterliliği rasyosu dışında iki yeni rasyo dikkat çekmektedir. Bunlar “katkı sermayenin ana sermayeye oranı” ve “alınan sermaye benzeri kredilerin ana sermayeye oranı”dır. Bu iki oran ile bankanın toplam sermayesinin bileşenlerinin daha iyi analiz edilebilmesi hedeflenmektedir.

12 sayılı tebliği yürürlükten kaldıran ise 30 Haziran 1998 tarihli 23388 sayılı resmi gazetede yayınlanan tebliğ olmuştur. Tebliğ, bankaların hem konsolide, hem de konsolide olmayan bazda minimum %8 sermaye yeterliliğine sahip olmaları yükümlülüğünü getirmektedir. Bu tebliğde, sermaye yeterliliği rasyosunun hesaplanmasında kullanılacak sermaye bileşenlerinde ve sermayeden indirilecek değerler kalemlerinde bazı değişiklikler yapılmıştır. Tebliğe göre ana sermayeyi; ödenmiş sermaye, kanuni yedek akçeler, ihtiyari ve fevkalade yedek akçeler, muhtemel zararlar karşılığı ve bankaların üç aylık hesap özetlerinde yer alan vergi provizyonundan sonraki dönem karı ve geçmiş yıllar karı oluşturmaktadır. Katkı sermayeyi oluşturan kalemler arasında yapılan değişiklik, daha önce “krediler serbest karşılığı” diye ifade edilen kalemin yerine “tasfiye olacak alacaklar için gerekli kısım düşüldükten sonra kalan genel kredi karşılığı” ifadesinin kullanılmasıyla oluşmuştur. Sermayeden indirilen değerlere ise “şerefiye” ve aktifleştirilmiş giderler” kalemleri eklenmiştir.

1988 Basel standartları, sadece kredi riskini ele aldığından giderek yetersiz kalmış, 1996 yılında Basel Komitesi Basel-I’i piyasa riskini de kapsayacak şekilde genişletmiştir. Bu durum neticesinde, 1998 yılında ülkemizde yayınlanan yeni tebliğde de potansiyel riskler adı altında piyasa riskine yer verilmiştir. Yani bankaların karşılaşabilecekleri potansiyel riskler arasında kredi riskinin yanı sıra piyasa riski de yer almaktadır. Bankalarda piyasa riskinin unsurlarını faiz oranı riski, hisse senedi pozisyon riski ve kur riski oluşturmaktadır. Kredi riskine ilişkin sermaye yeterliliği bu tebliğ ile düzenlenirken, piyasa riskine ilişkin düzenlemenin Hazine Müsteşarlığı tarafından yapılacağı da bu tebliğde belirtilmiştir.

Tebliğe göre bankalar, konsolide ve konsolide olmayan bazda sermaye yeterlilik rasyolarını hesaplamak durumundadırlar. Bankalar, bu rasyonun hesaplanmasına ilişkin tablolarını her üç ayda bir Hazine Müsteşarlığı’na ve Merkez Bankası’na göndermektedirler. Hesaplanan standart rasyo %8’in altında ise, 6 aylık süre içerisinde sermaye tabanının eksik kısmının tamamlanması gerekmektedir (Filiz, 2006:93). 29 Ağustos 1998 tarihinde yeni bir tebliğ daha yayınlanmıştır. Görüldüğü gibi Türk Bankacılık Sistemi, 1992 yılında Basel-I standartlarına uyum sürecini

başlatmış ve minimum %8 sermaye yeterlilik kriterini zorunlu hale getirmiştir. Aşağıdaki tabloda 1992-2000 yılları arasında Türk Bankacılık Sisteminin aktif büyüklükleri toplamı bakımından %75’ini oluşturan kamu ve özel sermayeli bankaların sermaye yeterlilik oranları verilmektedir.

Tablo 2.19: 11 Bankaya Ait Sermaye Yeterlilik Oranları (%)

1992 1993 1994 1995 1996 1997 1998 1999 2000 Ziraat Bankası 14.6 25.2 13.1 11.7 6.2 14.9 12.4 9.4 14.9 Emlak Bankası 6.4 7.1 5.8 4.3 4.6 2.6 ---- 6.9 ---- Halk Bankası 9.5 7.1 5.8 4.3 4.6 2.6 ---- 6.9 ---- Vakıflar Bankası 8.2 5.5 5.6 8.9 11.0 10.8 11.7 15.2 9.0 Đş Bankası ---- ---- ---- ---- 16.4 17.0 20.5 23.2 23.2 Yapı Kredi 8.0 8.0 11.3 15.0 12.1 13.2 13.0 14.0 27.0 Pamukbank 8.6 8.8 8.2 8.6 8.7 9.8 9.7 14.1 17.1 Garanti Bankası 18.0 17.2 14.9 15.9 13.2 11.9 18.4 14.6 12.7 Akbank 18.6 16.8 20.5 33.2 39.8 31.8 35.3 30.4 23.8 Demirbank ---- ---- 11.7 16.2 11.4 11.1 17.5 22.4 6.4 Koçbank 5.8 16.6 21.8 15.2 10.3 12.4 20.2 20.3 9.1

Kaynak: www.tbb.org.tr, Erişim Tarihi: 10.02.2014

Tablodan izlenebileceği gibi Basel-I’e uyum sürecinde Türk Bankacılık Sistemini oluşturan önemli bankalar, genel görünüş itibariyle sermaye yeterlilik oranlarını %8 standardı doğrultusunda oluşturmuş gibi görünmektedir. 2000 Krizinin yaşandığı süreçte özellikle Demirbank ve Koçbank’ın sermaye yeterlilik oranlarındaki önemli düşüşler dikkat çekmektedir. Aşağıdaki tabloda ise bankacılık sisteminin genel görünümünü analiz etmek için sektör ve banka grupları bazında sermaye yeterlilik oranları incelenmektedir.

Tablo 2.20: Sektör ve Banka Grupları Bazında Sermaye Yeterlilik Oranları (%) 1992 1993 1994 1995 1996 1997 1998 1999 2000 Sektör 9.9 12.1 16.4 17.2 15.1 17.2 17.3 3.4 4.9 Kamu 9.7 11.7 8.1 11.1 11.8 13.8 14.1 13.2 14.4 Özel 11.0 13.3 18.6 19.9 17.2 21.0 20.3 18.8 21.9 TMSF 4.5 4.7 11.8 11.9 9.0 6.6 4.7 -67.5 -65.1 Yabancı ---- ---- ---- ---- ---- 11.4 18.3 30.6 36.8 KYB 8.6 9.8 5.7 11.0 17.8 19.8 93.0 62.8 50.2

Kaynak: www.tbb.org.tr, Erişim Tarihi: 10.02.2014

Tablodan da görüldüğü gibi kalkınma ve yatırım bankaları hariç tutularak oluşturulan sektörün sermaye yeterlilik oranları 1999 ve 2000 yılları haricinde %8’in üzerinde değerler almıştır. Türk Bankacılık Sistemi Basel-I Sermaye Uzlaşısı’nın %8 minimum sermaye yeterlilik oran kriterini 1992 yılından itibaren sağlamış olmasına rağmen, sektörün ekonomik sermayesi aslında daha düşük değerlerde seyretmiştir. Ele alınan tarihler arasında bankaların aktifleri içinde önemli bir yer tutan Devlet Đç Borçlanma Senetleri’nin sermaye yeterlilik rasyosunun hesaplanmasında % 0 risk ağırlığı ile ağırlıklandırılması, sermaye yeterlilik rasyosunun paydasını oluşturan kalemler toplamının düşük kalmasına neden olmaktadır. Tahsili gecikmiş alacaklar için gerekli karşılıkların zamanında ayrılmaması ve donuk kredilerin canlı krediler içinde gösterilmesi, banka karlılıklarının olduklarından yüksek, sermaye tabanlarının da olduğundan büyük değerler almasına neden olmaktadır. Ayrıca bu dönemde bankalar sermaye yeterlilik rasyosunu hesaplarken piyasa riskini dikkate almamaktaydılar. Oysaki piyasa riskinin dikkate alındığı durumda payda büyümekte, sermaye yeterlilik oranı küçülmektedir. Đlgili dönemdeki bu eksiklikler sebebiyle bankaların ekonomik sermayeleri yasal sermayelerinin altında kalmıştır. 1999 ve 2000 yılları sütunu incelendiğinde kriz öncesi dönemde sektörün özkaynaklarındaki kötüleşme görülebilmektedir. Kriz öncesi yıllarda TMSF bankalarının negatif sermaye yeterlilik oranları sektör ortalamasını oldukça aşağı çekmiştir.

Türk Bankacılık Sisteminde bankaların sermaye yeterliliklerinin ölçülmesinde sermaye standart rasyosunun yanı sıra 4 oran daha kullanılmaktadır. Bu oranlar aşağıdaki şekilde sıralanmaktadır:

• (Özkaynak + Toplam Kar) / Toplam Aktifler

• (Özkaynak + Toplam Kar) / (Mevduat + Mevduat Dışı Kaynaklar) • Net Çalışma Sermayesi / Toplam Aktifler

• (Özkaynak + Toplam Kar) / (Toplam Aktifler + Gayrinakdi Krediler) Aşağıdaki tabloda 1992-2000 yılları arasında Türk Bankacılık Sisteminin bu oranlara ilişkin yüzdeleri yer almaktadır.

Tablo 2.21: 1992-2000 Yılları Arasına Ait Rasyolar (%)

Sermaye Rasyoları 1992 1993 1994 1995 1996 1997 1998 1999 2000

(Özkaynak+T.Karı)/T.Aktifler 8.6 9.3 8.4 8.9 8.9 9.4 8.9 5.9 7.3 (Özkaynak+T.Karı)/(Mevduat+

Mevduat + Mevduat Dışı

Kaynaklar) 11.3 12.0 10.4 11.3 10.8 11.6 11.0 7.0 8.7 Net Çalışma Sermayesi/

T.Aktifler 0.7 2.2 0.4 1.4 1.6 2.8 1.1 -0.7 -1.2 Özkaynak+T.Karı)/(T.Aktifler +

Gayrinakdi Krediler) 6.1 6.2 5.6 5.2 5.0 4.9 4.7 2.9 3.6

Kaynak: www.bddk.org.tr, Erişim Tarihi: 10.02.2014

Tabloda yer alan rasyolar arasındaki (özkaynak+toplam kar) / toplam aktifler oranının bahsedilen dönem çerçevesindeki gelişimi aşağıdaki grafikten de izlenebilmektedir. Kamu ve özel bankaların bu orana ilişkin verileri derlenerek grafiğe yansıtılmaktadır. Yukarıdaki tabloda yer alan bankacılık sektörü ortalamalarını da Grafik 2.2’de görmek mümkündür. Kamu bankalarıyla karşılaştırıldığında özel bankaların toplam aktifleri içinde özkaynaklarının payı daha yüksek olmuştur. Ancak bu durum 2001 krizinden sonra değişmekte, kamu bankalarının özkaynakları özel bankalara kıyasla daha yüksek olmaktadır. Bunun nedeni ise, kamu bankalarına mali yapılarının güçlendirilmesi için devlet iç borçlanma senetlerinin verilmiş olmasıdır.

Grafik 2.2: (Özkaynak + Toplam Kar) / Toplam Aktifler Oranının Yıllara

Göre Seyri (www.bddk.org.tr, Erişim Tarihi: 10.02.2014)

Grafik 2.3’de (özkaynak + toplam kar) / (toplam aktifler + gayrinakdi krediler) oranının gelişimi aynı dönem ve bankalar için verilmektedir. Bir önceki rasyodan farklı olarak paydada toplam aktiflere gayrinakdi kredilerin eklenmesi ile kredi riskini hesaplamaya dahil edilmektedir. Bundan dolayı oranlarda bir aşınma ortaya çıkmakta, bu durum hem Tablo 2.21’de hem de Grafik 2.3’de izlenebilmektedir.

Grafik 2.3: (Özkaynak + Toplam Kar) / (Toplam Aktifler + Gayri Nakdi

Grafik 2.4: Net Çalışma Sermayesi / Toplam Aktifler Oranının Yıllara Göre

Seyri (www.bddk.org.tr, Erişim Tarihi: 10.02.2014)

Yukarıda yer alan Grafik 2.4’te ise net çalışma sermayesi / toplam aktifler oranının yıllar itibariyle seyri sunulmaktadır. Net çalışma sermayesi kavramı, özkaynak ile kar toplamından bağlı menkul kıymetler hariç duran aktiflerin düşülmesi ile bulunmaktadır. Söz konusu bu oranla bankanın plasmanlarında kullanacağı gerçek kaynaklar toplam aktiflerin yüzde payı olarak ifade edilmektedir. Bu oran, 1992-2001 yılları arasında sadece 2001 yılı hariç kamu bankaları için negatif değerler almıştır. Özel bankalar için 1998’e kadar artış göstermiş ancak, 1999 yılından itibaren aşınarak 2001 yılında negatif değerler almıştır.

Türk Bankacılık Sektörünün özkaynak yapısını ortaya koyan sermaye yeterlilik rasyolarının 1992 yılı itibariyle değerlendirilmesinden elde edilen veriler neticesinde 2000 ve 2001 krizlerinin bankaların özkaynak yapılarını oldukça kötü etkilediği görülmektedir. 1990’lı yıllarda temel bankacılık ilke ve kuralları ile çelişen, özkaynaklar ile uyumlu olmayan risklerin alınması sektörü krize sürüklemiştir. Basel-I standartları göz önüne alındığında yeterli düzeyde görülen sermaye oranlarına rağmen, sermaye yeterliliğinin hesaplanmasında kamu kağıtlarının %0 riskli sayılması nedeniyle bankacılık sisteminin özkaynaklardan bağımsız olarak büyümesi sektörü 1990-2000 döneminin sonunda krizle karşı karşıya

bırakmıştır. Bankacılık sisteminin büyüklüğü, ekonominin büyüme ihtiyacı, uluslararası rekabet koşulları gibi unsurlar dikkate alındığında özkaynakların daha da güçlü olması gerekirken, tam aksine 2000 yılında sektörün serbest özkaynakları negatif değerler almıştır (Kalkan, 2007:64).

2.2.3 BDDK’nın Kurulmasından Sonra Sermaye Yeterliliği Konusunda