• Sonuç bulunamadı

2. BÖLÜM

4.1. Bankaların Risk Yönetiminde Türev Araçların Kullanımları

Türev işlemler finansal piyasalarda, çoğunlukla yabancı para ve faiz swapları, yabancı para opsiyonları ile vadeli döviz alım-satım sözleşmelerinin düzenlenmesiy- le görülmektedir. Türev işlemler gerçeğe uygun değerinden muhasebeleştirildikten sonra ilişkili işlem maliyetleri gerçekleştirilir ve kar veya zarara kaydedilir. İlk kayıt- lara alınmalarını müteakiben gerçeğe uygun değerin pozitif mi yoksa olumsuz mu olduğu, gerçeğe uygun değer farkı kâr veya zarara yansıtılan türev finansal varlıkla- rın oranı bilançoda gerçeğe uygun değer farkı kar veya zarara yansıtılır. Değerleme sonucu gerçeğe uygun değerindeki fark, türev finansal işlemlerin kar / zarar hesabına yansıtılan gelir tablosuna yansıtılır (Bayındır, 2016:137)

Bankalar yaptıkları işlemler için özellikle kullandırdıkları krediler veya borç- lanarak aldıkları krediler için oluşabilecek risklere karşı önlem almaktadırlar. Kendi- lerini risklerden korumak için çapraz ürün kullanarak riski minimize etmek istemek- tedirler. Türev ürün çeşitliliğin gelişmesi ve kullanılan türev ürünlerin piyasadaki toplam hacimlerinin artması sonucu bankaların risklerini minimize etmek için türev araçları kullanmada cazip kılmaktadır. Bankalar verdikleri kredilere karşılık kullan- dıkları türev ürün ürünler, Kredi türevleri, kredi temerrüt türevi ve toplam getiri swa- pı olarak üçe ayrılmaktadır (BDDK, 2019a).

Kredi türevleri; Bunlar, kredi riskini bir taraftan diğerine geçirmek için tasar- lanmış sermaye piyasası araçlarıdır. Bilanço dışı kredi türev portföyünde toplam geri dönüş takası ve doğrudan koruma alım satımından kaynaklanan kredi takasları bu- lunmaktadır.

Kredi temerrüt türevi; Bazı kredi riski olaylarının meydana gelmesi duru- munda, koruma satıcısı, koruma alıcısının, koruma miktarını belirli bir primin öden- mesi karşılığında alıcıya ödemeyi taahhüt ettiği sözleşmedir. Kredi temerrüt swapları günlük olarak gerçeğe uygun değerleriyle değerlenir.

Toplam getiri takası; Koruma sağlayıcısının, sözleşmenin geçerli olduğu süre boyunca koruma alıcısına belirli bir miktar ödemeyi taahhüt etmesi ve koruma alıcı-

sının tüm nakit akışlarını referans varlığa aktarmasıdır. Uzun vadeli finansman sağ- lamak için toplam getiri takasları yapılmaktadır.

Türk mali sistemi içindeki bankaların yurt dışından borçlanarak elde ettikleri kaynaklar bilançoları içerisinde önemli bir yer tutmaktadır. Yurt içi fonlardan topla- dıkları döviz mevduatları da yabancı para kaynağı olarak kabul edilmektedir. Banka- lar yurtdışından elde ettikleri kaynaklar ile iç piyasalarda yabancı para cinsinden de- ğil de türk lirası cinsinden kredi kullandıkları durumlarda açık pozisyon riski taşımış olmaktadırlar. Bankacılık sektöründe net açık pozisyon sınırı yasal olarak bilanço değerlerinin %10 kadar olmak zorundadır. Bu yasal zorunluluk oranı 2010 yılı önce- sinde %20 olmak zorundadır. Açık pozisyon, bankaların bilançolarında yer alan ya- bancı para varlıklarının ile yabancı para yükümlülüklerinde daha az olmasını ifade etmektedir. Yabancı para varlıklarının yabancı para yükümlülüklerinde fazla olması durumu uzun döviz pozisyonu olarak yorumlanmaktadır. Dolasıyla bilanço dışı borç- luluğundan kaynaklanacak nakit akışları bankaların açık pozisyon hacminin artması- na ya da azalmasını sağlayacaktır (Selimler ve Kale 2012:96).

Para swap işlemlerinin spot işlemleri bilançodaki gerçek hesaplarda izlenir- ken, vadeli işlemler bilanço dışı hesaplarda taahhüt olarak izlenir. İşlemlerin ilk aşa- masında gerçekleştirilen para takas işlemleri, bilanço dışındaki geri alınamaz taah- hütlere göre değerlenir. Türev işlemlerden doğan borç ve alacaklar sözleşme tutarları üzerinden nazım hesaplara kaydedilir.

4.1.1. Alım Satım Amaçlı Türev İşlemler

Türev ürünlerin muhasebe kayıtlarında ilk olarak satın alma maliyetleri dik- kate alınmakta ve satın alma maliyetlerinde işlem maliyetleri takip edilmektedir. Tü- rev ürünlerden doğan borçlar ve alacaklar bilanço dışı hesaplara yansıtılmaktadır. Türevler, ilk muhasebeleştirmeden sonra bankanın faaliyeti boyunca gerçeğe uygun değeri ile ölçülmekte ve alım satım amaçlı türev finansal varlıkların gerçeğe uygun değeri bilançoda muhasebeleştirilmektedir. Gelir tablosu hesapları, bilançoda girilen türev varlıklar / borçlar kalemi karşılığında gerçekleştirilir. Gerçeğe uygun değer ar- tışı, ticari amaçlı elde tutulan türev finansal varlıklardan gelir tablosunda ve bunun tersi olarak gösterilmiştir. Para swaplarındaki spot işlemler, bilançodaki gerçek he-

saplarda takip edilmekte ve vadeli işlemler taahhütlü hesaplarda takip edilmektedir (Bayındır, 2016:120).

Esas sözleşmeden ayrı olarak düzenlenebilecek türev sözleşmeler Türk Ban- kacılık Sistemine dâhil edilmemiştir. Esas sözleşmeden bağımsız olarak yapılabile- cek türev işlemler, saklı türev işlemler olarak da adlandırılmaktadır. Saklı türev iş- lemler, ana sözleşmeden ayrı olarak ele alınmakta ve başka bir sözleşme ile birleşti- rilmektedir (Bayındır, 2016:120).

Bankacılık sektöründe son on yıla baktığımızda türev araçlar içerinde en çok işlem yapılan ürün olarak alım-satım amaçlı türev ürünler bulunmaktadır. Aktif bü- yüklük bakımından finansal piyasalarımızda yer alan 8 büyük bankanın alım satım amaçlı olarak yaptıkları türev ürünlerin miktarlarına ilişkin tablo Ek-1‟de yer almak- tadır. Bankalarımızın yaptıkları işlemler için kullanım miktarları göz önüne alındı- ğında bütün türev ürün kullanımlarında artış gözlenmektedir. Bu artış bankalarımın aktifi ile doğru orantıda artığı görülmektedir. Kambiyo işlemlerinde ağırlığı gözüken alım - satım işlemlerin bilançolarda kambiyo karlılığına etkisinin olduğu görülmek- tedir.

4.1.2. Riskten Korunma Amaçlı Türev işlemler

Bankaların, riskten korunma işlemlerine ilişkin faaliyet raporları incelendi- ğinde; piyasa faiz oranlarında, sabit faizli TL ipotek portföyünü değiştirmeden, döviz kuru kaynaklara (yp mevduat, sendikasyon kredisi vb.) karşı döviz kuru takas işlem- leri yaparak riskten korunma muhasebesi yaptıkları görülmüştür. Yabancı para cin- sinden menkul kıymetler sabit faizli olarak sunulduktan sonra, bu faiz oranlarındaki değişikliklerden kaynaklanan risklere karşı takas işlemleri yapmaktadırlar. Banka bi- lançosunda, döviz paritesindeki dalgalanmalara rağmen kısa vadeli kaynaklar olan devlet borçlanma senetleri ile satılmaya hazır değerler arasında çapraz takas işlemleri yapılmaktadır. Kısa vadeli yabancı para kaynaklarındaki muhtemel değişikliklere karşı korunmak için faiz oranı takas işlemleri yapılmaktadır. Döviz repo ve TL repo işlemlerinden kaynaklanan faiz dalgalanmalarını önlemek amacıyla faiz oranı takası ve çapraz kur takas işlemleri de uygulanmaktadır. Ayrıca, bankalarımızın yabancı iş- tiraklere yaptığı yatırımlarda kur riskinden korunma amaçlı türev işlemler gerçekleş- tirilmektedir. İşlemlerden kaynaklanan kur farkları, gelir tablosuna gelir veya gider

olarak kaydedilir. Sabit faizli kredi ve finansal ürün riskinden korunma işlemlerinde türev işlemleri ve değişken faizli araçlarda nakit akım riskinde riskten korunma enst- rümanları bulunmaktadır (PWC, 2015).

Finansal piyasalar içerisinde yer alan bankalar ve konsolidasyona tabi olan bağlı ortaklıklarını sabit faizli ürünlerin gerçeğe uygun değerinde oluşabilecek değer kayıplarını korumak için faiz swap ve çapraz kur swap işlemlerini gerçekleştirmek- tedir. Sabit faizli krediler için gerçekçi riskten korunma kalemi, riskten korunma dö- neminde bilançodaki değişikliklerle gösterilmiştir. Satılmaya hazır varlıklar gerçeğe uygun değer tablosundaki değişiklikler gerçeğe uygun değerlerine yansıtılır (Adam, 2008:197).

Türev ürünler için riskten korunma amacıyla geliştirilmiş muhasebe standart- larında olan TFRS 9, muhasebe politikası seçiminde TFRS 9'un finansal riskten ko- runma muhasebesinin kabulünü erteleme ve TMS 39‟un finansal riskten korunma muhasebesine devam etme seçeneği sunmaktadır. Banka ve konsolidasyona tabi fi- nansal kuruluşları bu kapsamda riskten korunma muhasebesi için TMS 39 standardı- nı uygulamaya devam etmektedir. Finansal Araçlar: “Muhasebeleştirme ve Ölçmeye İlişkin Türkiye Muhasebe Standardı (TMS 39)” hükümleri uyarınca vadeli döviz alım-satım sözleşmeleri, swap, opsiyon ve futures işlemleri “Riskten korunma amaç- lı” ve “Alım satım amaçlı” işlemler olarak sınıflandırılmaktadır (PWC, 2015).

Nakit akış riskinden korunma muhasebesinin durdurulması, gerçekleştirilme- si, satılması veya etkinlik testinin etkin olmaması durumunda, riskten korunma ka- leminden nakit akış gerçekleşinceye kadar nakit akım riskinden korunma muhasebesi altındaki öz kaynaklar altında muhasebeleştirilen kar / zarar öz kaynak altındadır. Diğer kapsamlı gelir veya giderler kar veya zarara dâhil edilmemiş olarak sınıflandı- rılır. Riskten korunma kalemine ilişkin nakit akımları gerçekleştiğinde, öz kaynak- larda muhasebeleştirilen kar / zarar, riskten korunma aracının orijinal vadesi dikkate alınarak gelir tablosunda sınıflandırılır (Birsel ve Çakır, 2016:30).

Tablo 8: Bankaların Son 5 yıllık Riskten Korunma Amaçlı Yaptıkları İşlem Miktarları

Kaynak: TBB, 2019

Yukarıdaki tabloda Türk finansal sistemi içerisinde faaliyette bulunan 5 bü- yük bankanın son 10 yılda riskten korunma amaçlı yaptıkları işlem miktarları tabloda gösterilmiştir. Son yıllara bakıldığında bankalarımızın yaptıkları işlemler genellikle döviz kurlarının dalgalanmasında olumsuz etkilenmemek için yoğun olarak işlem yaptıkları gözlenmektedir

4.2. Türk Bankacılık Sektöründeki Türev Araçların Kullanımlarına İlişkin Ör-

Benzer Belgeler