• Sonuç bulunamadı

BANKACILIK SEKTÖRÜ VE HİZMET SEKTÖRÜNDE MARKA SADAKATİ ÜZERİNE BİR ARAŞTIRMA

4.4 Bankacılık Sektörü

Bir ekonomide mali sistem; mali aracılar, mali araçlar ve mali piyasalardan oluşur. Mali sistemin temel unsurlarından biri de bankacılık sektörüdür. Bankacılık sektörü, mali sistem içerisinde üzerinde kurulu olduğu ödemeler sistemi aracılığıyla, tasarrufların yatırıma dönüştürülmesinde kaynak (fon) aktarımına aracılık eden bir sektördür170.

Türk bankacılık sektörü T.C Merkez Bankası, ticaret, kalkınma ve yatırım bankalarından oluşur171.

“Ticari Banka” terimi 19. yüzyılda İngiltere’de ortaya atılmıştır. O dönemde ticari bankaların en önemli özelliği, topladıkları paraları kısa vadeli ticari kredilerde kullanmalarıdır. Günümüzde faaliyet gösteren ticari bankaların çoğu kısa vadeli ticari kredilerin yanı sıra, her alanda orta ve uzun vadeli krediler

169 Uzkesici, a.g.e, s.18

170http://www.tcbb.gov.tr 171http://www.tbb.gov.tr

de vermektedir. Bu nedenle vadesiz mevduat kabul eden ve çek hizmeti veren tüm bankaları «ticari banka» terimi altında toplamak mümkündür.

“Özellikle 19. yüzyılda hızla gelişen ticaret hayatı bankacılık alanında da etkisini göstermiş, çok güçlü ticari bankaların ortaya çıkmasına ve uluslararası nitelik kazanmasına yol açmıştır. Günümüzde gelişmiş ülkelerin çoğunun banka sistemlerine az sayıda ticari banka egemen olmuştur. Söz gelişi, A.B.D.’ de üç banka, Almanya'da “dört D” olarak anılan dört banka, İngiltere'de “beş büyükler”, İtalya’da dört büyük mevduat bankası, bankacılıktaki yoğunlaşmaya örnek olarak verilebilir. Bankacılık alanında görülen aşırı rekabet ortamı ticari bankaların yaşamak için gelişmelerini zorunlu kılmıştır. Bu zorunluluk sermaye yetersizliği nedeniyle teknolojideki gelişime ayak uyduramayan küçük bankaların etkinliğinin azalmasına yol açmıştır. Böylece hemen hemen bütün dünyada, çok sayıda ve birbirinden bağımsız olarak faaliyete başlayan ticari bankalar, giderek bu özelliklerini yitirmiş, genelde yerini az sayıda büyük banka işletmelerine ve holdinglere bırakmıştır172.

4.4.1 Bankacılığın Türkiye’deki Gelişimi ve Devlet Bankaları

Bankalar insanların paralarını güven duyarak emanet ettikleri bir kurumdur. En önemli fonksiyonları olan tevdiat kabulü ve kredi işlemlerini çok dikkatli yapmalı ve ekonomik sistemin güvenle gelişmesini sağlamalıdırlar.

Kredi, tasarruf edilen paraların piyasaya akmasını, malların ene yararlı biçimde kullanılmasını sağlamak sureti ile ulusal ekonomi yönünden büyük önem taşırlar. Krediler, tasarrufların atıl kalmasını önlemek, tüketim ve sermaye mallarının bu mallara sahip olmayanlar tarafından kullanılmasını sağlamak sureti ile ekonomik hayatta önemli bir fonksiyon oluşturur.

Özellikle devlet bankaları ekonomik alanda yaptıkları işleri bir yana bırakırsak, devletin para politikasının halkla karşılaşması gibi önemli bir

172 R.Geylan, Ticari Banka Yönetimi ve Türk Ticari Bankaların Temel Yönetim Sorunları, AÜ Yay.s.16-18

fonksiyon üstlenirler. Öyle ki, bu bankalara güvensizlik bazı durumlarda devlete güvensizlik olarak algılanmaktadır.

Türkiye’de bankacılığın geçmişi oldukça kısadır. Osmanlı Devletini son yıllarında görülen ekonomik durgunluk ve topluma egemen olan dinsel ve kültürel değer yargıları bankacılığın gelişmesini geciktirmiştir.

Dünyada olduğu gibi Türkiye’de de ilk bankacılık etkinlikleri sarraflarda başladı. İki Galata sarrafına banka kurma izninin verilmesi ile 1847’de İstanbul Bankası kuruldu. Bunu Bank-ı Osmanî izledi. İngiliz sermayesi ile kurulan bu banka, 1863’te Fransız sermayesinin de katılmasıyla Bank-ı Osmanî-i Şahane adını ve banknot çıkarma ayrıcalığını aldı. Osmanlı Bankasının kuruluşu Türkiye’de bankacılığın başlangıcı olarak kabul edilir.

İlk bankanın kuruluşundan 1923’e değin 27 banka daha açıldı. Ama bu bankaların büyük bölümü kısa ömürlü oldu. Cumhuriyet dönemine ulaşabilen başlıca bankalar Osmanlı Bankası, Ziraat Bankası, İstanbul Bankası, Türk Ticaret Bankası, Milli Aydın Bankası ve Türkiye Bağcılar Bankası oldu.

Türk bankacılığı Cumhuriyet dönemi ile birlikte oldukça önemli bir gelişme gösterdi. 1923 yılından sonra yabancı bankalarda ki işlemlerde yavaş yavaş bir azalma, milli bankalarda ise her bakımdan büyük bir ilerleme oldu. 1968 yılında ülkede 48 banka içinde yalnız 5 yabancı banka kaldı.

1990’lı yıllara gelindiğinde ise, kamu iktisadi teşekküllerinin özelleştirilmesi gündeme gelmiştir. Bu kapsamda devlet bankalarını özelleştirilmesi çalışmalarına başlanmıştır.173

173 Meydan Larouse , C.2 , s.139.

4.4.2 Özel Sektör Bankacılığı

Tek parti döneminde, özel yasayla kurulmuş bankaların sayısı artmış, eskiden kurulmuş yerel bankaların büyük bir bölümü kapanmış, yabancı bankaların faaliyetleri azalmıştır.

Çok partili döneme geçişle birlikte özel kesim canlandı. Çeşitli kesimlerde tasarrufların artmasıyla, özel ulusal banka sayısı artmaya başladı. 1944’de Yapı Kredi Bankası, 1946’da Garanti Bankası, 1948’de Akbank kuruldu. 1950–60 yılları arasında kurulan yerel ulusal bankaların büyük bir kısmı bugün ya kapanmış ya da birleşmeler geçirmiştir. 60’lı yıllarda planlı döneme geçilmesi ile birlikte yatırım ve kalkınma bankalarının kurulması özendirildi. 80’li yıllarda ise dışa açılma politikasının sonucu olarak yabancı bankaların sayısında önemli bir artış oldu.

1990’lı yıllarda körfez bunalımının yarattığı olumsuz beklentilere rağmen banka sistemi başarılı çıkışını sürdürdü. Bu dönemde, mevduatta enflasyonun altında kalan artışa rağmen dış ticaret hacmi kar marjındaki kıpırdanma, sermaye piyasası işlemlerindeki yaygınlaşma ve canlılık, kredi tabanındaki genişleme ve özellikle bireysel kredilerin gelişimi faktörler bankacılık sektörünü olumsuz yönde etkiledi. Bankalar 90’lı yıllarda yeni araç ve ürünleri piyasaya sokarak klasik bankacılığın dışına çıktı, bireysel krediler tüm bankalarda önemini arttırdı , otomatik gişe makineleri etkin ve yaygın kullanım alanı buldu. Tüketici kredisi kullanımı yaygınlaştırıldı. Yeni bir para toplama tekniğine yöneliş başladı. İlk olarak Yapı Kredi Bankası’nın uyguladığı “Varlığa Dayalı Menkul Değer İhtiyacı” rağbet görünce diğer bankalarda aynı yönteme yöneldi. Bankacılık sektöründe görülen bu gelişmeler doğal olarak bu bankalar arası rekabete yol açtı. Bu rekabetin bir bölümü reklamlarına da yansıdı.174

Faaliyetleri büyük ölçüde yasalarla denetlenen ticari bankalar yoğun rekabet ortamında üstünlük kazanabilmek için topluma verdikleri hizmetleri geliştirmek zorundadırlar. Gelişen ekonomik ve sosyal yaşamın vazgeçilmez bir parçası olan ticari bankalar, hizmet alanlarını da, söz konusu gelişmeye paralel olarak yenilemek durumundadırlar.