• Sonuç bulunamadı

Panorama’da Anlatılanlar:

KOL BANDI,

Fransızlara karşı verdiği mücadelenin yanında açlıkla da savaşan Antep, 9 Şubat 1921’de düştü. Andrea, antlaşma şartları olarak yayınladığı bildiride; Anteplilerin üzerle-rinde numara yazılı bir bez parçası taşımak zorunda olduklarını, çağrıldıklarında derhal yanlarına gelmelerini duyurur. Bu büyük zulüm, İnönü ve Sakarya savaşları sonunda 20 Ekim 1921’de Ankara Antlaşmasının imzalanmasıyla son bulur. 25 Aralık 1921’de Fransız-lar ve işbirlikçilerin geldikleri gibi gittikleri; ancak geride acı ve gözyaşı bırakarak gidişleri anlatılmaktadır.

İngiliz-Fransız işgalciler ve işbirlikçileri olan Ermenilerin saldırılarına karşı verilen

Antep savunması, bağımsızlık ve özgürlük mücadelesi açısından ulusal kurtuluş savaşımızın meşalesi ve tüm dünyaya örnek olmuştur. Bu savunmada kanlarını ve canlarını ortaya koyan kahramanların aziz ruhları şad olsun.

Panorama çıkışında, kadın-erkek, yaşlı-genç, çocuk tek yürek olup özgürlük ve vatan savunmasında ölmekten korkmayanlar; görselde güvercinlere dönüşerek savaş müzesinden tüm dünyaya barış ve dostluk mesajı vermektedir. Aralarında Şahin’e dönüşenler ise gere-kirse “Vatan için yine Şahin oluruz” mesajını vermektedir.Müzeden, panorama 25 Aralık’a gelinceye kadar savunma müzeleri çalışmalarının hikâyesini, teşekkür bölümleri ve tarihe not düşmek isteyenlere düşüncelerini yazabilecekleri not defteri, at üzerinde 180 derecelik bir açı ile bizi izleyen Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün bakışları altında; girişte gördüğünüz Fransızların taş üstünde taş bırakmadıkları Antep’i, onlar yıktıktan sonra Gazianteplilerin yeniden nasıl yaptığını görerek ayrılacaksınız.

Bu müzenin yapılmasını sağlayan başta Büyükşehir Belediye Başkanımız Sayın Fat-ma ŞAHİN hanımefendi ve ÇalışFat-ma arkadaşlarına, Bakanlıklarımıza ve ilgili birimlerine, Projenin fikir sahiplerinden Dursun Bak Paşamıza, katkı koyan Askeri yetkililerimize, Ata-larından kalan yadigar emanetleri bu müzeye güvenle getiren vatansever Gazianteplilere, Gaziantep Üniversitemize, meslektaşlarıma ve Tarih Kurulu üyelerimize, müzenin her nok-tasında emeği ve yüreği ile çalışanlara bende şahsım ve çalışma arkadaşlarım adına yürekten teşekkürlerimi minnet duygularımla ifade ediyorum. Bu müze yaşayacak, bir okul gibi faa-liyet gösterecek, varsa kusurlarımız eksiklerimiz zaman içerisinde inşallah tamamlayacağız.

15 yıllık çalışma sürecinde, kırıp incittiklerimiz varsa, kusurlarımız olmuşsa af diliyorum.

Hatıralarını yaşatmaya çalıştığımız kahraman Gazianteplilerin, Mustafa Kemal Atatürk ve silah arkadaşlarının mekanları cennet, ruhları şad olsun.

44

G A Z İ A N T E P S A N AT- E D E B İ YAT 2 0 21

45

Y Ü Z Y I L I N Ö Z L E M İ MUSTAFA KEMAL ATATÜRK’ÜN KİLİS’E GELİŞİ

Tuval üzerine yağlıboya, 200 × 300 cm, 2018 Proje yöneticisi: A. Samsonov

Ressamlar: F. Yudin, A. Prokhorov, İ. Dzis

7. Ordu komutanı M. Kemal Paşa, İngiliz tehdidine karşı gerekli tedbirleri almak amacıyla 28 Ekim’de Kilis’e geleceğine dair Kilis Kaymakamı İbrahim Bey’e bir telgraf çekti. Telgrafta Kilis’in ileri gelenleri-nin Kaymakamlıkta toplanması gerektiğini belirtilerek, telgrafın altına “Saniyyen tehir-i idamı muciptir”

notu düşülmüştü. M. Kemal Paşa’nın aracı Kilis’e yaklaştığında, şehri korumakta olan silahlı milisler tarafından yolu kesildi. Ancak milisler arasında bulunan Saraç Mehmet, Çanakkale savaşı sırasında pa-şanın emir çavuşluğunu yapmış olduğundan paşayı tanımış ve paşayı alarak doğruca şehir merkezinde bulunan Kaymakamlığa getirmiştir. Mustafa Kemal Paşa, telgrafında belirttiği şekilde henüz kimsenin toplanmamasına canı sıkılmış ve bu konuyla ilgili Kilis telgraf memuru Hamdi Kutlar ile görüşmüştür.

Hamdi Kutlar, Halep- Kilis arasında telgraf hattının savaştan dolayı tahrip edilmesi nedeniyle telgrafın Adana-Dörtyol-Kilis üzerinden gecikmeli olarak alındığını bildirmiştir. Mustafa Kemal, Kilis’te gereken teşkilatı kurmuş, emirlerini vermiş, Antep savunmasının çekirdek birliğini oluşturmak üzere 43.Tümen-den bir müfreze görevlendirmiştir. Ayrıca Kilis halkının almış olduğu tedbirler43.Tümen-den de memnun kaldığını ifade ederek Kilis’ten ayrılmıştır. Anadolu’nun kurtuluşu ve Kuva-yı Milliye’nin ruhu Kilis’te ilk tezahü-rünü göstermiştir.

SAVAŞ SUÇU

Tuval üzerine yağlıboya, 200 × 300 cm, 2018 Proje yöneticisi: A. Samsonov

Ressam: P. Lyubaev

Devletler, savaşların sivil insanlar üzerindeki etkilerini önlemek veya hafifletebilmek amacıyla özellikle 19. Yüzyılın ikinci yarısından itibaren savaş hukukunu geliştirmek adına birtakım çalışmalar yapmışlar-dır. Bu çalışmalardan biri 15 Haziran 1907 tarihinde birçok büyük devlet tarafından imzalanan Lahey sözleşmesidir. Bu sözleşmeyi imzalayan devletlerden biri olan Fransa, sözleşmeyi ihlal ederek Antep Savunmasında “insanlık suçu” sayılacak faaliyetleri gerçekleştirmiştir.

Fransız kuvvetleri halkın üzerine 105’lik obüs mermilerini, 155’lik toplarını ve 65’lik dağ toplarını yağ-dırmaktan geri durmamışlardır. Bu topların patlaması sonucu oluşan pis kokulu gazlardan altı bini aş-kın aile, kadın ve çocuklar zehirlenmiş, salgın hastalıklar baş göstermiştir. Fransızlar, Çınarlı cephesini 155’lik toplarla bombardımana tutmuş Çınarlı’da bulunan mektebi harabeye çevirmişlerdir.

46

G A Z İ A N T E P S A N AT- E D E B İ YAT 2 0 21

47

Y Ü Z Y I L I N Ö Z L E M İ SELAHATTİN ADİL PAŞA’NIN FAALİYETLERİ

Tuval üzerine yağlıboya, 200 × 300 cm, 2018 Proje yöneticisi: A. Samsonov

Ressamlar: F. Yudin, A. Prokhorov , İ. Dzis

18 Ocak 1883’te İstanbul’da doğan Mehmet Selahattin Adil Paşa, çok önemli askeri ve idari görevlerde bulunmuştur. Trablusgarp, Balkan, Birinci Dünya Savaşı, Kurtuluş Savaşı gibi birçok cephede ve savaş-ta yer almıştır. İşgal altında bulunan güney bölgesinde Büyük Millet Meclisi Başkanı Mussavaş-tafa Kemal Paşa tarafından 27 Haziran 1920 tarihinde Adana Cephesi Komutanlığı kurulması kararlaştırılmıştır. Bu kumandanlığın kapsamı Konya’dan başlayıp Fırat Nehri’ne kadar uzanan bir alanı kapsamakta, ayrıca Niğde, Kayseri bölgeleri de bu komutanlığın himayesinde olmuştur. Komutanlığına ise Kurmay Albay Selahattin Adil Paşa atanmıştır. Selahattin Adil Paşa, Güney cephesi için oldukça yararlı faaliyetlerde bulunmuştur. Birçok bölgede şehirde çarpışan Selahattin Adil Paşa, 30 Mayıs 1920 tarihinde Antep’e gel-miştir. Kendisi Antep cephesine geldiği zaman çok az (150 civarı) bir kuvveti bulunmaktaydı. Selahattin Adil Paşa, Antep’i kurtarmak için çok az bir zamanda çok fazla fedakârlık yaparak Antep, Maraş, Nizip, Birecik bölgelerinden topladığı kuvvetlerle düzenli ve teçhizatlı kuvvetler meydana getirmiş, gece gün-düz demeden, dinlenmeden bu kuvvetlerin başından ayrılmamış, Antep’i ve bölgeyi işgalden kurtarmak için mücadeleler vermiştir. Bunların dışında Antep Heyet-i Merkeziye ile sürekli bağlantı kurmuş, maddi manevi destek sağlamıştır.

KÜÇÜK KAMİL’İN ŞEHADETİ

Tuval üzerine yağlıboya, 200 × 300 cm, 2018 Proje yöneticisi: A. Samsonov

Ressamlar: F. Yudin, A. Prokhorov, İ. Dzis

21 Ocak 1920 günü Mehmet Kâmil adında 14 yaşlarındaki bir çocuk annesi Hatice hanımla beraber, Fransızların askeri fırın olarak kullandıkları fırının önünden geçerken 3 Fransız askeri tarafından durdu-ruldu. Fransız askerleri yılışık bir eda ile sarkıntılık etmek maksadıyla kadının peçesini açmak isteyince, Mehmet Kâmil, anasını savunmak için Fransızlara taşla hücum etti. Bunun üzerine Fransız askerleri Küçük Kamil’i süngülenerek şehit etti. Kadının feryadına koşan civardaki Türklerin hücumu karşısında katiller askeri fırına sığınarak kurtulmuşlardı. Şehit Kâmil için şehirde görülmemiş bir kalabalığın katıl-dığı, muazzam bir cenaze töreni düzenlendi. Fransız işgal kumandanlığına şiddetli protestolar yağdırıldı.

Albay Sainte Marie Cemiyet-i İslamiye’nin toplandığı Nakşibendi tekkesine gelerek taziye verdi ve olayın kapanması için suçluların şiddetle cezalandırılacağını söyledi. Şehit Kamil’in babasına 200 yüz altın lira tazminat verme teklifinde bulundu ise de yüreği vatan sevgisiyle dolu olan Ökkaş Ağa “Ben oğlumu para ile satmam, oğlum din ve millet yolunda öldü. Milletim sağ olsun, onun intikamını alacaktır”

cevabını verdi. Hadise bununla yatışmadı, dükkânlar günlerce kapalı kaldı. Bu olay Fransızların ve Ermenilerin zulümlerine dayanamayan Anteplilerin çok kısa bir zamanda teşkilatlarını tamamlayarak silaha sarılmalarına sebep oldu.

48

G A Z İ A N T E P S A N AT- E D E B İ YAT 2 0 21

49

Y Ü Z Y I L I N Ö Z L E M İ ANTEP HARBİ’NDE SAĞLIK HİZMETLERİ VE ŞEYH CAMİ

Tuval üzerine yağlıboya, 200 × 300 cm, 2018 Proje yöneticisi: A. Samsonov

Ressamlar: F. Yudin, A. Prokhorov, İ. Dzis

Antep’te savaş öncesinde iki hastane bulunuyordu. Bunlardan biri Amerikan diğeri de Türk hastanesi idi. Her ikisi de kentin Ermeni bölgesi içinde kalmıştı. Türk hastanesi Kolejdeki Fransız karargâhının kuşatıldığı ilk çatışmalarda Fransız topçusunun ağır bombardımanı altında kalmış ve tamamen harap olmuştur.

Savunma sırasında Şehreküstü semtindeki Şeyh Cami ve avlusundaki okul hastane olarak kullanılmaya başlanmıştır. Cami bahçesindeki okul, eczane ve ameliyathaneye dönüştürüldü. Savunma esnasında An-tep’te Dr. Mecit Barlas, Dr. İbrahim Söylemez, Sağlık Müdürü Dr. Şehabettin Bey olmak üzere üç hekim ve bir eczacı Nuri Bey’den oluşan kadro vardı. Ayrıca hastabakıcılar ve pansumancılar da mevcuttu. Has-tanenin ameliyathanesi için kullanılan tüm malzemeler Dr. Mecit Bey’in kendi özel aletleriydi.

Yaralıları tedavi için gereken ilaçlar özellikle tentürdiyot ve kloroform gibi en hayati tıbbi eczalar bile kalmamıştı. Operasyon yapılması gereken ağır yaralıların kol ve bacakları iple bağlanarak kesiliyordu.

Fransızlar gerek hastane olarak kullanılan camiyi gerekse hastaneye eklenen evleri Kızılay bayrağı asıl-masına rağmen merhametsiz bir şekilde top ateşine tutmuşlardır.

ŞEKER OLAYI

Tuval üzerine yağlıboya, 200 × 300 cm, 2018 Proje yöneticisi: A. Samsonov

Ressam: O. Melnikova

Fransız işgal kuvvetleri kumandanı, okullara Fransız sevgisini sokmak için bir gün süslü sepetler içinde zarif kâğıtlara sarılmış şekerlerden, talebeye dağıtılmak üzere bir otomobille Sarı Mektep’e (Reşadiye Mektebi) gönderilmişti. Mektebin vatanperver heyet-i talimiyesi ve talebesi bu hediyeyi kabul etmeyerek şiddetle reddettiler. Şeker tekrar, kolejdeki Fransız karargâhında bulunan işgal kuvvetleri kumandanına iade edildi. Kumandan, ısrar talebiyle birlikte epeyce şekerin üzerine para koymak suretiyle talebeye dağıtılsın emriyle mektebe yollandı. Mektep talim heyeti yine eski kararında ısrar etti. Talebe ve mual-limler şekeri de parayı da şiddetle reddettiler. Şekeri getiren Fransız subayları bu duruma kızdılar. Bunun üzerine şekeri de, parayı da, mektep kapısı önünde toplanan halkın üzerine saçtılar. Halk, onların gözleri önünde şekeri de parayı da ayaklar ile çiğnediler.

51

PA N A R O M A 2 5 A R A L I K M U Z E S İ N İ N R E S S A M I

50

G A Z İ A N T E P S A N AT- E D E B İ YAT 2 0 21

Panorama 25 Aralık Müzesinin Ressamı