• Sonuç bulunamadı

TAŞIMACILIĞINDA KARŞILAŞTIĞI SORUNLARIN BELİRLENMESİNE YÖNELİK ÖRNEK FİRMA İNCELEMELERİ

4.1. Balnak Logistics Group

Lütfi Aygüler endüstri mühendisliği mesleğini ve işletme bilgisini nakliye sektöründe kullanmak üzere harekete geçerek Alman Ballauf şirketi ile bugün Türkiye'nin sayılı gruplarından biri haline gelmiş olan 'Balnak Logistics Group'un temellerini 1986 yılında kurar ve 'Balnak Uluslararası Nakliyat ve Ticaret Ltd. Şti.' ile lojistik dünyasına açılır.

Kurulduğu dönemde 12 kişilik çekirdek kadrosu ile sadece Almanya’da karayolu taşımacılığı hizmeti veren Balnak, 1988 yılında hava ve deniz yolu nakliye organizasyonuna başlamıştır.

1995 yılında, Alman ortağın kontrolündeki hisselerin satın alıması ile başlayan kurumsal yeniden yapılanma sürecinde, şirket bünyesindeki departmanların her biri müstakil şirketler haline getirilmiş ve %100 Türk sermayeli Balnak Logistics Group doğmuştur. Sonraki yıllarda kara, hava, deniz ve demiryolu taşımacılığı ve antrepo işletmeciliği hizmetleri veren Balnak Logistics Group, “Toplam Kalite” çalışmalarına başlamıştır.

2007 yılında, lojistik ve dağıtım alanlarında hedefler belirleyen Balnak, İstanbul Anadolu yakasında 20.000 m² kapalı alan ve 10.000 m² açık alanı olan bir

merkezi daha devreye sokmuş, yurt içinde hizmet verdiği perakende sektörü içinde yatırımlarına devam ederek, kendine ait yurt içi dağıtım filosunun kapasitesini de 500 m³’e çıkarmıştır (http://www.balnak.com.tr/icsayfa.asp?sira=1&kid=1 Erişim:23.06.2008).

Yoğun olarak gerçekleştirilen askılı tekstil taşımalarının yanı sıra proje, fuar, motorlu araçlar ve özel yük taşımacılığı da yapan Balnak; denizyolu müşterilerine de depolarda ofis, kalite kontrol imkanı, barkodlama ve etiketleme gibi özel lojistik çözümler sunmaktadır.

Balnak Lojistik denizyolu taşımacılığında karşılaştığı sorunları aşağıdaki şekilde sıralamıştır:

• Balnak Lojistik olarak karşılaşılan ilk sorun liman sıkışıklığıdır. İzmir limanında büyük gemiler çok yer kapladıkları için diğer gemiler limana yanaşamamakta, büyük gemilerin kalkmasını beklemektedirler. Gemi limandan geç kalkınca ihracat da geç yapılmakta, dolayısıyla ihracatçı firma açısından memnuniyetsizlik ortaya çıkmaktadır.

• Sektörde fazla sayıda lojistik adı altında firmanın bulunması navlun fiyatlarını olumsuz etkilemektedir. Armatörden alınan navlun fiyatına belli bir kar marjı konularak müşteriye navlun fiyatı sunulmaktadır. Balnak gibi büyük kurumsallaşmış olan bir lojistik firmasından alınan navlun fiyatı ile küçük ölçekli bir lojistik firmasından alınan navlun fiyatı aynı olmamaktadır. Bunun nedeni büyük lojistik firmaların maliyetlerinin çok daha fazla olmasıdır, öte yandan sunulan hizmet de bir o kadar farklı olmaktadır. Ancak verilen hizmetten çok maliyetlerine önem veren bir şirket küçük ölçekli lojistik firmasına yönelmektedir.

Bu da Balnak açısından önemli bir sorundur.

• Sektörde fazla sayıda forwarder firması olması yüzünden müşteri bunu lojistik firmaları aleyhine kullanabilmektedir. Bir firmadan alınan navlun

fiyatı diğer lojistik firmasına iletilerek fiyat kırdırılmaya çalışılmaktadır. Müşteriler, bu yolu kullanarak fiyatları düşürüp sektör ortamını bozmaktadırlar. Fiyatlar, müşteriler tarafından belirlenmekte, lojistik firmaları uyum sağlamak zorunda kalmaktadır. Son dönemde kurların düşük olması ihracatı çok etkilemiş, dolar ile ihracat yapan firmalar Euro’ya dönmeye çalışmışlardır. A.B.D. Türkiye’den aldığı tekstil ürünlerini Çin’in ürettiği daha ucuz olan ürünler yüzünden bıraktığı için özellikle tekstil sektörü darbe yaşamış ve pek çok tekstil firması bu yüzden kapanmıştır. Bu olumsuz değişim dolayısıyla lojistiği de etkilemiştir.

• İzmir limanı özelleştirilmesi liman içerisindeki yolsuzlukların giderilmesi açısından olumlu olabilir. Diğer yandan özelleştirme olursa, genel olarak sistem gereği gemi kalkmadan bir gün önceye kadar yükleme yapılabiliyorken, özelleştirme ile bu süre gemi limandan ayrılmadan 4–5 gün öncesi olacak; bu da limanda yığılmaya sebebiyet verebilecektir. Balnak, genelde tekstil, gıda gibi yüklemeler yaptığı için ve bu yüklemeler genelde son dakika yüklemesine kaldığı için bu konuda sorun yaşama olasılığı yüksektir.

• İzmir çevresinde lojistik ve dolayısıyla denizyolu taşımacılığı ile ilgili eğitim, seminer gibi uzmanlık programları yeterince açılmamaktadır. Balnak, bu sorunu kendi içerisinde çalışanlarına sunduğu eğitimler ile gidermektedir.

• Limanın cumartesi günü saat 13.00’ten sonra ve Pazar tüm gün için yapılacak liman operasyonları adına yüksek hizmet ücreti alması, Balnak firmasını da olumsuz etkilemektedir. Yeni konteyner alımları hafta sonu yapılamamaktadır.

• Türkiye açısından İzmir limanı ihracat limanı, İstanbul limanı ise ithalat limanıdır. Balnak, tüm dünya genelinde denizyolu taşımacılığı

yapmaktadır, Avrupa limanlarında özellikle Yunanistan ve Fransa limanlarında çıkan grevler sektörü olumsuz etkilemektedir. Yunanistan Pire limanı çoğu acentenin boş konteyner alma yeridir ve her gemi bu limana uğramak zorundadır. Gemi bu limana uğrayacak diye ciddi gün kayıpları yaşanmaktadır. Yunanistan Pire limanı armatörler tarafından son zamanlarda tercih edilmemeye başlamakta, bu rotasyon değiştirilmeye çalışılmaktadır. Pire limanından İzmir limanına gelecek olan konteyner, gemi grev yüzünden Pire limanından kalkamadığı için 1.5 ay bekletilmiş, bu da Balnak’ı çok zor durumda bırakmıştır. Aynı durum son zamanlarda Fransa limanı için de geçerlidir. Afrika limanları da (Güney Afrika hariç) parasal konularda firmaya sorun çıkartabilmektedir.

• İzmir açısından konteyner giriş ve çıkışları sırasında limanın şehir içinde olmasından dolayı trafik çok sıkışmakta, saatlerce araçların yolda kalmasına sebep olmaktadır.

• İzmir limanında liman masrafları sabittir, üstüne kar koyup satılamamaktadır, İstanbul limanında ise belli bir kar marjı ile hareket edilmektedir. İzmir’de sadece armatörden alınan navlun fiyatına kar konulabilmektedir. Oysa acente belli bir kar marjı koyma hakkına sahiptir. Ayrıca liman operasyonları yavaş gitmekte, ekipmanlar yetersiz kalmakta; dolayısıyla gemiler beklemede kalmaktadır.

• Türkiye’de liman işçilik ücretleri yüksektir, bu yüzden gemilerde yabancı uyruklu işçi tercih edilmektedir. Bu da ülkemiz açısından insan gücü açısından olumsuz bir durumdur.