• Sonuç bulunamadı

BÖLÜM 3: 5018 SAYILI KAMU MALİ YÖNETİM VE KONTROL

3.2. Kamusal Kaynakların Kullanımı Bakımından Getirilen Yenilikler

3.2.2. Yetki ve Sorumluluklara İlişkin Düzenlemeler

3.2.2.2. Bakanların ve Üst Yöneticilerin Sorumluluğu

Yasada mali kontrol ve bütçe işlemleri ile ilgili olarak siyasi sorumlulukla yönetsel sorumluluk yeniden tanımlanmış ve sistemde siyasi ve bürokratik roller değişime uğramıştır. Kamu üst yöneticileri mali yönetim ve kontrol mekanizmasında ön plana çıkmıştır. Bütçelerin uygulanması başta olmak üzere temel azı konularda inisiyatif ve sorumluluk siyasi otoriteden alınarak bürokrat olana kamu üst yöneticilerine geçmiştir (Ergenoğlu ve Yılmaz, 2005:1).

Bakanların hesap verme sorumluluğu 5018 sayılı Kanun’un 10. maddesinde şöyle düzenlenmiştir; “Bakanlar, hükümet politikasının uygulanması ile bakanlıklarının ve bakanlıklarına bağlı, ilgili ve ilişkili kuruluşların stratejik planları ile bütçelerinin kalkınma planlarına, yıllık programlarına uygun olarak hazırlanması ve uygulanmasından, bu çerçevede diğer bakanlıklarla koordinasyon ve işbirliğini sağlamaktan sorumludur. Bu sorumluluk, Yükseköğretim Kurulu, üniversiteler ve ileri teknoloji enstitüleri için Milli Eğitim Bakanı’na, mahalli idareler için İçişleri Bakanı’na aittir.

Bakanlar, kamu kaynaklarının etkili, ekonomik ve verimli kullanılması konusunda başbakana ve Türkiye Büyük Millet Meclisine karşı sorumludur.

Bakanlar, idarelerinin amaçları, hedefleri, stratejileri, varlıkları, yükümlülükleri ve yıllık performans programları konusunda her mali yılın ilk ayı içinde kamuoyunu bilgilendirirler.

Bu madde ile bakanların nelerden sorumlu tutulacaklarına dair çok açık düzenlemelere gidilmiştir. Bakanların parlamentoya karşı hesap vermeleri, parlamento tarafından kullanılmasına izin verilen kaynağa karşılık hangi sonuçları elde etmeyi hedeflediğini taahhüt ve beyan etmesi şeklinde gerçekleşiyor. Madde metnine dikkat edilirse kamu kaynağını kullanımında etkinlik ve verimlilik ilkeleri yine göze çarpmaktadır. Bu ilkelerin gerçekleştirilebilmesi için kurumlardan yıllık performans planları yapmaları istenmektedir. Performans planlarında, amaçlar ve hedefler açıkça ortaya konulur. Bunların gerçekleştirilmesi için belirlenen stratejiler ve gerekli kaynaklar net olarak ortaya konulmalıdır. Öte yandan 10. maddenin 3. fıkrasında yer alan; hazırlanan

performans planlarının her mali yılın ilk ayında kamuoyu ile paylaşım zorunluluğu, bakanların vatandaşa karşı hesap verme sorumluluğunu düzenlemiştir.

İlgili bakanların kamu kaynaklarını belirlenmiş ilkelere göre kullanılması hususunda Başbakana ve TBMM’ye karşı sorumlulukları vardır. Bakanlar her yıl hazırlamış oldukları performans programları ve faaliyet raporlarını Başbakana sunacaklardır. Önceden belirlenmiş hedeflere ulaşılıp ulaşılmadığı da bu raporlarda ortay çıkmış olur. Hükümet ise parlamentoya ve kamuoyuna karşı hesap vermek zorunda bırakılmıştır. Bu hesap verme uygulaması yürütme tarafından hazırlanan faaliyet raporları, Sayıştay tarafından hazırlanan değerlendirme raporları ve Genel Uygunluk Bildirimi ile yerine getirilir (Mutluer vd., 2005:141).

Kanunun 11. maddesinde üst yöneticilerin sorumluluğu şu şekilde düzenleniyor; “Bakanlıklarda müsteşar, diğer kamu idarelerinde en üst yönetici, il özel idarelerinde vali ve belediyelerde belediye başkanı üst yöneticidir. Ancak, Milli Savunma Bakanlığında üst yönetici Bakandır.

Üst yöneticiler, idarelerinin stratejik planlarının ve bütçelerinin kalkınma planına, yıllık programlara, kurumun stratejik plan ve performans hedefleri ile hizmet gereklerine uygun olarak hazırlanması ve uygulanmasından, sorumlulukları altındaki kaynakların etkili, ekonomik ve verimli şekilde elde edilmesi ve kullanımını sağlamaktan, kapıp ve kötüye kullanımının önlenmesinden, mali yönetim ve kontrol sisteminin işleyişinin gözetilmesi, izlenmesi ve bu kanunda belirtilen görev ve sorumlulukların yerine getirilmesinden Bakana; mahalli idarelerde ise meclislerine karşı sorumludurlar.

Üst yöneticiler, bu sorumluluğun gereklerini harcama yetkilileri, mali hizmetler birimi, mali kontrol yetkilisi ve iç denetçiler ile muhasebe yetkilisi aracılığıyla yerine getirirler. Dikkat edilirse, kanunla birlikte üst yöneticilere mali yönetim sistemi içerisinde önemli bir rol verilmekte ve bu roller ile bağlantılı olarak sorumlulukları tanımlanmaktadır. Kamu idarelerinde en üst yöneticiler üst yönetici olarak tanımlanmıştır. Dikkat edilmesi gereken diğer bir nokta Milli Savunma Bakanının hem üst yönetici hem de Bakan sıfatına sahip olmasıdır. Milli Savunma Bakanı hem üst yönetici hem de Bakan olarak sorumluluk taşımaktadır.

Üst yönetici konumundaki kişilerin sorumlulukları doğrudan bağlı bulundukları Bakan’a karşıdır. Ancak mahalli idarelerde kendi meclislerine karşı sorumluluk durumu bulunmaktadır. Üst yönetici; idarelerin stratejik planlarının ve bütçelerinin kalkınma planına, yıllık programlara, kurumun stratejik plan ve performans hedefleri ile hizmet gereklerine uygun olarak hazırlanması ve uygulanmasından, sorumlusu bulundukları kamusal kaynakların etkili, verimli ve ekonomik bir şekilde elde edilmesi ve kullanımı sağlamaktan, kayıp ve kötüye kullanımının engellenmesinden, mali yönetim ve kontrol sisteminin işleyişinin gözetilmesinden, izlenmesinden, idari faaliyet raporunun hazırlanıp ilgili yerlere gönderilmesinden sorumludur. Bu sorumluluklar mali olmayıp, idari sorumluluktur. Kanunun faaliyet raporları başlıklı 41. maddesinde de bu sorumluluğun idari sorumluluk olduğu belirtilmiştir.

Kamu idareleri faaliyet raporlarının düzenlenmesi ile bu işlemlere ilişkin diğer esas usuller hakkında yönetmeliğin birim faaliyet raporu başlıklı 11. maddesinde “Bütçeyle ödenek tahsis edilen harcama yetkilileri, izleyen mali yılın en geç Şubat ayı sonuna kadar birim faaliyet raporlarını hazırlayarak üst yöneticiye verir.” İdare faaliyet raporu başlıklı 12. madde de ise “Üst yönetici, birim faaliyet raporlarını esas alarak, idaresinin faaliyet sonuçlarını gösteren idare faaliyet raporunu hazırlayarak izleyen mali yılın en geç Nisan ayı sonuna kadar Sayıştay Başkanlığına gönderir ve kamuoyuna açıklar.” denilmiştir. Ayrıca, 41. maddede “TBMM bu raporlar ve değerlendirmeler çerçevesinde, kamu kaynağının elde edilmesi ve kullanılmasına ilişkin olarak kamu idarelerinin yönetim ve hesap verme sorumluluklarını görüşür. Bu görüşmelere üst yönetici veya görevlendireceği yardımcısının ilgili bakanla birlikte katılması zorunludur” denilmek suretiyle, üst yöneticilerin yönetsel hesap verme sorumluluklarına örtük biçimde değinilmektedir. Bununla birlikte, harcama yetkililerinin de üst yöneticilerle içsel hesap verme sorumluluk ilişkisinin bulunduğu aynı maddeden anlaşılmaktadır.

1050 sayılı Kanun’a göre ita amirleri, mali yönden bütçe uygulamalarını izlemek ve gözetmek, kamu giderlerinin ödetmek konusunda görevli ve yetkili idiler. Bu konumlarının gereği olarak da harcama sürecinin her aşamasında işlemlere katılmakta ve yönlendirmekte idiler. Bunun yanı sıra ita amirleri sahip oldukları hiyerarşik yetkileriyle ve idari yöntemlerle de işlem ve eylemleri izlemekte idiler. Oysa yeni kanun

üst yöneticileri bütçe uygulamasından sorumlu tutmakta, fakat işlem sürecinden koparmaktadır. Üst yönetici bu sorumluluğun gereklerini yerine getirirken, harcama yetkililerinden ve diğer görevlilerden gelecek raporlara bağlı kalacaktır. Üst yöneticinin gözetim yükümlülüğünün, uygulama sorumluluğu haline getirilmesi ve üstüne uygulamanın dışına itilmiş olması, onları epey bir sıkıntıya koyacak gibi görünmektedir (Bayar, 2004:55).