• Sonuç bulunamadı

Baş hareketleri: Etkileşimi yönetmek ve özellikle konuşmak için sıra almada

kullanılmaktadır. Bir baş hareketi, başkasına konuşmaya başlama işareti verebilir, hızlı baş hareketleri konuşma isteğini gösteriyor olabilir.

Başın küçücük bir hareketi, kişilerarasındaki ilişkiyi büyük ölçüde etkileyebilmektedir. Baş hareketleri, çocuklarda olduğu gibi, yetişkinlerde de karşılıklı düşünceyi etkilemektedir. Kendini üstün görme, nezaket, hassasiyet ve soğukluk gibi düşüncelere yol açar. Güçlü kişilerin başları diktir. Birbirlerine düşman olan kişilerin başları aksi yöne doğrudur (Başın gönderdiği küçücük bir sinyal insanlararası ilişkilerde bu kadar önemli ise, o zaman yorum yaparken acele etmemek ve dikkat etmek gerekir. Gözlüklü kişiler daha iyi görmek için başlarını öne doğru veya arkaya doğru hareket ettirirler, işitme engelliler ise başlarını yana eğerler).

238

John Fiske, a.g.y., s.96.

239 Dale Carnegie, Söz Söyleme ve İş Başarma Sanatı( Çev.Ali Bucak), İst.,Yaprak Yay.,1985, s.140. 240 M.Jack Zufeld,Başarının DNA’sı,(Çev.:Murat Abuş) İstanbul, Morpa Yay., 2003, s.178.

241

Eleri Sampson, İmaj Faktörü, (Çev.,Hakan İlgün), İstanbul, Rota Yay.,1995, s.20. 242

Ülkemizde, başın dikey veya yatay hareketi genellikle evet ve hayır için kullanılan simgelerdir. Birbiriyle konuşan kişilerde, dinleyici genellikle başını sallar. Ancak bu hareket mutlaka tasdik anlamına gelmemektedir, ancak kişinin ilgili ve dinlemeye istekli olduğunu göstermektedir243. Kaşıkçı bu durumun; başımızla yaptığımız hareketlerin en bilineninin onaylama ve reddetme olduğunu, başın kullanımının karşımızdakiyle iletişimi daha etkin hale getirdiğini, verdiği örneklerle açıklamaktadır244.

7.Yüz ifadeleri, göz hareketi ve göz teması: Bu düzgüler, kaşın pozisyonu, gözlerin

şekli, ağız şekli ve burun deliğinin ölçüsü vb. alt –düzgülere de ayrılabilir. Bunlar çeşitli birleşimlerle yüzün ifadesini belirlemekte ve bunların birleşimlerinin, anlamlarının dilbilgisini yazmanın olası olduğu belirtilmektedir. Yüz ifadelerinin, diğer sunumsal düzgülere göre kültürler arasında daha az değişiklik gösterdiği tespit edilmiş olduğu da belirlenmiştir245.“İnsan yüzü, dikkat eden bir gözlemci için çok önemli iletiler verecek anlamlı bir yapıya sahip ekran niteliğinde ve beden dilinin en etkileyici bölümüdür”246. İnsan vücudunun en dikkat çeken yerinin yüzümüz, yüzde en çok dikkat çeken yerin de gözlerimiz olduğu belirtilmektedir. Ancak yüz ifadelerini anlamanın ve anlamlandırmanın çok kolay olmadığı da bilinmelidir. Çünkü yüz ifadeleri, kaş pozisyonu, gözün şekli, göz kapakları, ağız, dudaklar, burun delikleri ve yapısı, kulaklar gibi birçok unsurlardan oluşmaktadır. Bütün bu unsurlar, çeşitli bileşimlerle yüzün ifadesinde çok etkilidirler.

Beden dilimizin en belirgin ve en keskin anlamlarını yüzümüzde yaratmak, bazen gülerek, bazen kaş çatarak, bazen dudak bükerek, bazen de bakmayarak vb. birçok duygu ve düşünceyi, sessizce anlatmak da olasıdır. Yapılan araştırmalarda birbirinden tam olarak ayırt edilebilen sekiz alın ve kaş, bir o kadar da göz ve gözkapakları ile on ağız ve dudak ifade durumu olduğunu saptanmıştır. İfade durumu adı verilen bu yüz yapıları ile ifade tonları (memnun, neşeli, coşkun vb) ve değişik türden duygusal içerikleri belirten mimikleri katarak, ne kadar farklı türde ve niteliklerde yüz ifadesi yapılabileceği düşünülmektedir. Yüz ifadelerini anlama zorluğu, yüz ifadelerinin hızla değişmesine de bağlı olmaktadır. Film teknikleriyle yapılan bir araştırmada, bir kimsenin yüzündeki ifadenin, saniyenin beşte biri kadar bir zamanda değiştiği saptanmıştır. Gözün kendisi ve ifadesi de başlı başına önemli

243 Bkz: Otto Schober,Beden Dili-Davranış Anahtarı (Çev:Süeda Özbent), İstanbul, Arıon Yay., 6.Basım, 2003, ss:61-63.

244 Bkz: Ercan Kaşıkçı, a.g.y., ss:34-38. 245 John Fiske, a.g.y., s.96.

246

Bkz: Marion Witz, Bin Kişinin Önünde Konuşmak,(Çev.Mehmet Gürsel),İstanbul, Dharma Yay., 2004, s.177.

bir ileti kaynağıdır. Kişi gözünü, gözünüzden kaçırmakla, bir şey sakladığını ifade edebilir. Bunun içindir ki; bazı satıcılar, politikacılar, yöneticiler vb. konuşurlarken karşısındaki kişinin gözlerinin içine bakarlar. Göz ilişkisi kurulduktan sonra, diğer ilişkiler yavaş yavaş gelmektedir. Karşı cinsler arasında da sosyal ilişkinin kurulmasına olanak tanınmayan toplumlarda, gözlerin dili daha da önem kazanmakta, dolayısıyla toplumun bireyleri bu dile daha duyarlı olmaktadırlar247. Aynı doğrultuda gözbebekleri de, kişinin duyduklarına ve gördüklerine yönelik ilgisinin açık göstergelerinden biridir. Gözbebeklerinin büyümesi, gördüklerinin, duyduklarının ve hissettiklerinin kişiyi ilgilendirdiğinin, hatta heyecanlandırdığının işaretidir. Gözbebeklerinin küçülmesi, kişinin ilgisinin azalmaya başladığını ya da kaygılandığını gösteren belirtilerdir248. Yüzün ifadeleriyle ilgili bütün organlarımız edebiyatta, resimde müzikte çokça kullanılmış ve kullanılmaktadır. Örneğin; Türk Müziğinin hemen tüm türlerinde; gözler, gözbebekleri, dudaklar, kaşlar, kirpikler vb. yüz ifadelerinin etkileşimiyle ilgili pek çok eser bulunmaktadır. Bunlardan bazıları şunlardır: Gözlerin Bir İçim Su, Mühür Gözlüm, İki Gözüm İki Çeşme, Gözlerin Yakut Yârim, Kaşların Karasına, Güller ve Dudaklar, Bir Kızıl Goncaya Benzer Dudağın, Duydum ki Unutmuşsun Gözlerimin Rengini, Gözleri Aşka Gülen, Gül Dudaklım, Kahverengi Gözlerin, Ceylan Gözlerine Kurban Olduğum,

Kirpiklerin Ok Ok Eyle vb. örnekler çoğaltılabilir249.

Kültürlerarası araştırmalar; mutluluk, korku, kızgınlık, şaşkınlık, üzüntü ve tiksinti gibi altı temel duyguyu aktaran ortak yüz anlatımları bulunduğunu göstermiştir250.Bu bağlamda; insan yüzünün çok zengin anlamlar yaratabildiği ve yaklaşık olarak 250.000 değişik ifade yansıtabilme gizilgücüne sahip olabileceği öne sürülmektedir251.

8–9. Jestler ve Mimikler (Devinimsel iletişim) : Beden dili jestler ve mimiklerle

gerçekleşmektedir. Jestler ve mimikler kişilerarası iletişimde, kişilere görsel sinyaller gönderen hareketlerimizdir. Yaptığımız hareketin jest sayılması için, karşımızdaki kişi ya da kişilerce görülmesi, yaşadığımız duygu ve düşüncelerle ilgili bilginin iletilerek anlaşılması gerekmektedir. İnsan toplumsal ve kültürel bir varlık olduğundan jest ve mimikler de kültüreldir. Toplumsallaşma sürecinde öğrenilir, biçimlenir ve aktarılırlar. Yüz kaslarının anlatım amaçlı kullanımı mimikleri; baş, el,

247

Bkz: Doğan Cüceloğlu, a.g.y.,37.basım, ss:42–45.

248 Peter Thomson,İletişimin Sırları,Arıon Yay., 2.Baskı, (Çev.Metin Yurtbaşı), İst., 2003, s.76-77. 249 Bkz: Ali Kemal, En Güzel Şarkılar, En Güzel Türküler, İst., Parıltı Yay., 2005, ss:144-160. 250

Merih Zıllıoğlu, a.g.y.,s.172. 251

kol, ayak, bacak ve bedenin kullanımı da jestleri oluşturmaktadır. Jest ve mimikler esas jestler ve ikincil jestler olmak üzere ikiye ayrılmaktadır.

Temel jestler ve mimikler, düşünce ve duygularımızı destekleyen, onları somutlaştıran hareketlerdir. Örneğin; konuşurken anlatımımızı destekleyen başı sallama, göz kırpma, kolları açıp-kapama, yumruk yapıp sallama gibi işaret ve hareketler istediğimiz türde ve programlayarak yaptığımız iletileri içeren jestlerdir. Temel jestler başlangıcından bitişine kadar iletişimin parçasıdırlar.

Temel jestler yüzün, baş, el, kol, ayak, bacak ve bedenin, bir konuya açıklık kazandırmak için yaptığı hareketlerdir. Temel jestler kendi içinde üç alt grupta değerlendirilmektedir. Bunlar; anlatım jestleri, sosyal jestler ve mimik jestlerdir.

1.Anlatım Jest ve Mimikleri: İnsan, hayvanlarla ortak olan biyolojik kökenli

jestleridir. Biyolojik kökenli jestlerimiz temel duyguların ifade edilmesine yararlar ve toplam 6 tane olduğu tespit edilmiştir. Bunlar da; Mutluluk, öfke, korku, şaşkınlık,

üzüntü ve tiksintidir. Bu duygularla ilgili hareketler, kökenleri itibariyle evrensel

olup, tüm insanlarda doğuştan itibaren ortaktırlar. Ancak toplumsallaşma sürecinde kültüre göre biçimlenerek, zenginleşmekte ve farklılaşmaktadırlar.

2. Sosyal (Toplumsal ) Jest ve Mimikler: Bu jestler olması gereken ifadeyi, yani toplumsal gereklere bağlı olarak gerçekleştirilenlerdir. Bireyin toplumsal konumu ve rolü gereği olarak yaptığı veya yapmak zorunda olduğu hareketlerdir. Canı sıkılmasına rağmen yemekte, misafirine güler yüz takınmak, selamlaşmak, büyüğünü veya üst’ünü görünce ayağa kalkmak vb. jest ve mimiklerdir.

3.Mimik Jestler: Bunlar taklit ve tanımlama jestleri olarak tanımlanmaktadırlar. Bir objeyi veya hareketi mümkün olduğunca kusursuz olarak taklit etmek amacıyla yapılan jestlerdir. Bir olayın taklit edilerek aktarılmasının yanında, o olayı yaşantıyı görmemiş olan kişinin anlayabilmesine de yardım eden jestlerdir. Bunlar da;

A. Tiyatroya Özgü Jest ve Mimikler: İzleyicilerin hoşnut olması için oyuncuların yaptıkları, kullandıkları jestler ve mimikler.

B. Taklit Jestler: Rüzgârın veya bir köpeğin taklit edilmesi vb. gibi jestlerdir.

C. Şematik Jestler ve Mimikler: Kısaltma ve özetleme gibi ilgili taklitlerden oluşan jestlerdir. Sus işareti, nanik, alay, delisin işareti, ateş etme hareketi, sigara içme hareketi vb. jestlerdir.

Hiç beklenmeyen, kendiliğinden oluşan insanı bir anda yakalayan esneme, hapşırma vb., anlatımlara hiçbir katkıda bulunmayan ve kendiliğinden refleks olarak ortaya çıkan bu hareketlere de ikincil jest ve mimikler denilmektedir. Esneme, kaşınma, hapşırma, öksürme vb. hareketlerden oluşan jestlerdir.

İletişimle ilgili olmasalar da ikincil jest ve mimikler kaynak hakkında bilgi verebilirler. Sürekli esnemek, üşüdüğünü belli edecek biçimde elleri birbirine sürtmek, vücudu oynatmak gibi bu tür hareketlerin amaçlı olarak kullanılması, gösterilmesi temel jestlere dönüştürülebilen jestlerdendir252.