• Sonuç bulunamadı

10 Paradigmalar

10.3. Bağlantısal Estetik

Gablik, dünyayı etkileyen süreçler, kuantum fiziği, ekoloji, sistemler teorisi gibi ilişkisel alanları tanımlayan bu terimlerin, öne sürülen bu yeni modellerin, ayrı nesneler yerine, gerçeğin ilişkisel doğasına odaklanan, bütünleştirici düşünme biçimlerini gerektirdiğini söyler. Sanatçılar da artık yaptıkları çalışmalarda, daha radikal düzenlemeler bulmalıdırlar.

Sanat yapmak için farklı becerilerin ve farklı yaklaşımların olması gerekmektedir.

Modernist, görme merkezli paradigmayı ve onun izleyici epistemolojisini aşmak için, ortaya çıkan bu daha interaktif, birçok kişi tarafından anlaşılabilir ve mantıklı olmasını sağlayan yeni bir çerçeveleme sürecine ihtiyaç doğmuştur. David Michael Levin:“Etkileşimli ve açık fikirli bir norm olan dinleme, çok farklı bir episteme ve ontoloji üretir-çok farklı bir metafizik.” olduğunu vurgulamaktadır. Modernizmin çatışmacı yönelimi, bireyi ve toplumu muhalif ve karşıt gruplar olarak düzenlemiş olmasıydı, ikisinden biri ötekinin harcamaları dışında genişlemez veya gelişemezdi.

Suzi Gablik ise şöyle söylüyor: “Özgür ve kendi kendine yeten birey, uzun zamandır kültürümüzün ideali olmuştur. Sanatçılar özellikle kendilerini amaçlarını gerçekleştirmek için mükemmel ve özgür aktörler olarak görmekteler, bu da kendi sonlarını hazırlamaktadır.”401

399 Suzanne Lacy, Mapping The Terrain New Genre Public Art, Bay Press, s.82

400 A.g.e, s.83

401 A.g.e, s.83

Suzi Gablik'e göre, eğer modernizm ve sanat, biricik ve kendine müstakil bir kavram olan bağlantısal estetik (connective aesthetics) etrafında gelişip ortaya çıksaydı, bugün durum çok farklı olurdu.402 Sanatın canlandırılmasının yanı sıra, benliğin nasıl tanımlanacağı ve deneyimleneceği, yeni bilince nasıl katkıda bulunulacağının da önemi üzerinde duran Gablik, bu radikal ilişkinin, sanatı anlamak için sahip olduğu imalara dikkat çekmek ister. Ben ile diğeri arasındaki sınırın sabit olmaktan çok akıcı olduğunu belirtirken, diğerinin bireysellik sınırında olduğuna da dikkat çeker. İlişkinin gerçek karakteri ve ekolojik ve etkileşimli özelliğine uyum sağlayabilen öznelliklerarası (intersubjective) bir benlik versiyonundan bahsettiğini vurgulayan Gablik, Avustralya'nın derin bir ekolojisti olan John Seed'in sözlerini hatırlatır: “Ben şu anda yağmur ormanıyım, temiz hava ve su içeriyorum.” Nesnellik, duyguyu ayırır, yalnızca gerçekleri istemektedir ve hislerden kopuktur. Nesnellik (Objectivity), dünyaya uzaktan hizmet eden bir araç gibi durur, bizler farkına varmadan görmeden önce gözler ve gerektiği şekilde yönlendirir.403

Sanata bakış açılarımızı değiştirip onu daha merhametli bir hale sokabilir miyiz?

Psikolog James Hillman'ın “Dünyaya bağlılığı ve devamlılığı nasıl sağlayabiliriz?”

sorusuna cevaben Gablik, bilimsel düşüncelerimizde, politikalarımızda, karşılıklı bağımlılığımızı-bağlılığımızı görmek için eksik olanın, estetik felsefemizdeki kadınsı bakış açılar olduğunu söyler. Önemsemek ve merhamet, ilgisiz bakışların sahte nesnelciliğine ait olmadığını düşünmektedir. Önemsemek ve merhametin ruhun araçları olduğunu, ancak genellikle empati kurmakta zorlanan toplum tarafından alay edilmekte olduğunu belirtir ve eleştirmen Hilton Kramer'in fırtına yaratan sözlerini hatırlatır:

“Sanat başka bir amaca değil sadece kendine hizmet ettiğinde o sanat en iyi sanattır.”

Kramer'in düşüncesine göre, sanatla ilişkisi olmayan, hiçbir sorunu çözmeyen ancak estetik olanlar sanat diye meşrulaştırılmaktadır.404 Gablik, yeni tip kamusal sanat örneklerinin çoğunun kesinlikle bu açıklamaları yalanladığını iddia eder. Bununla birlikte, sanat dünyasının “etkileşimi” kendine aracı olarak seçen sanatçıları inkar etmekten vazgeçmeleri gerektiğini belirtir. Göz hegemonyasının hakim olduğu

402 A.g.e, s.83

403 A.g.e, s.84

404 A.g.e, s.84

kültürümüzde, yaratıcılık bakışa takıntılıdır, bunu aşamayan görüşler izleyicinin varsayılan durumunu zayıflatmak için görme merkezli paradigmaya meydan okuyan sanatın, sanat değil sosyal hizmet ürettiği şeklinde eleştirilere maruz bırakılır. Gablik şöyle devam etmektedir:405

“Şahsen ben, 8.500 temizlik işçisi ile tokalaşmakla ilgili bir sosyal çalışma duymadım.

Sosyal çalışanların yaptıkları işler, sanatçıların yaptıklarından oldukça farklı bir yerde durmakta... Bütün bu itirazlara bakarak, ben tabanlı sanat modeli ve bağlantılı-lık (connectedness), modellerini kıyasladığımda bağlantılılık (connectedness) bana çok daha farklı bir sanat duygusu vermekte, neyin daha önemli olduğuyla ilgili fikrim değişti...

Sonuç olarak, kültürümüzün bireycilikle olan romantizmi artık yeterli değil.”406

James Hillman, “Yüz Yıldır Sahip Olduğumuz Psikoterapi - ve Dünyanın Kötüleşmesi”

(We've Had a Hundred Years of Psychotherapy — And the World's Getting Worse) adlı kitabında “Kınama Terapisi”nden (castigates therapy) bahseder. James Hillman uygulanmakta olan terapi tekniklerinin iyileştirilmesi gerektiğini düşünüyordu.

Toplumun içinde büyüyen kızgınlıklarımız, endişelerimiz, kişisel gelişimlerimiz için uygulanmakta olan terapinin sadece kendini geliştiren bir felsefe haline geldiğini iddia ediyordu. Hillman'a göre psikoterapi sadece “iç ruh” üzerinde çalışıyor, oysaki sorun dışarıdadır, binalar, okullar, sokaklar, hastadır. Şifaya ihtiyacı olan hasta olan dünyadır.407

Bağlantısal estetik (connective aesthetics), modern çağda egemen olan kendilik ve dünya arasındaki mekanik bölünmeyi çözerek, bu yabancılaşmanın köklerine saldırır. Ötekini hoş görmeye başladığımızda dünya şifa bulmaya başlar. Örneğin, Ukeles'in çalışmasında, empati ve iyileşme parametrelerdir: Her işçiye açılan açık el, cömertliğin kalitesini ve özeni çağrıştırır. “Bu yeni felsefenin çerçevesini anladıkça, batı geleneğinin, elitin köklü hiyerarşinin sonucu ortaya çıkmış ayrımcılık ve reddetme süreci boyunca gelişmiş cinsiyet, sınıf ve ırksal ayrılıkların ötesine geçmeyi öğreniyoruz.” 408

405 A.g.e, s.85

406 A.g.e, s.85

407 A.g.e, s.85

408 A.g.e, s.86

Suzi Gablik'e göre, köklü bir bireyselcilik ve sanatın yaşamdan ayrı tutulması konusundaki yeteneğiyle modern estetik, izleyicinin bağımsız gözlemci rolünü sınırlandırmaktadır. Gablik, aynı zamanda da böyle bir sanatın topluluğu asla yapılandıramayacağını vurgulamaktadır.409

Bağlantısal estetik, (connective aesthetics) dünyanın derinliklerinde gömülü olan insanın doğasını görür. Sanatı, tüm boyutlarıyla açarak bağlantılı-lık, iyileşme-şifa için bir model haline gelir. Sosyal bağlam, etkileşim-süreklilik ve birlikteliği oluşturmak için bir akış yaratır, aynı ekosistemde karşılıklı hareket ederler. Dinleyici odaklı bir paradigmada, sanatçı ve izleyicinin eski uzmanlık alanları, yaratıcı-yaratıcı olmayan;

profesyonel-profesyonel olmayan; kim sanatçı-kim değil, aradaki ayrım net değildir. Bu sunumu yapılan deneysel alan, kişisel zevklere göre değil, kültürümüzde ortaya çıkan birçok etkileşimli ve çevreyle ilgili modelle daha uyumlu bir yeni sanat uygulaması tayin etmelidir.410